• Sonuç bulunamadı

Kurumsal Yönetim Đlkeleri Kapsamında Đnternet Kullanımı

Kurumsal yönetim94, özellikle HAAŞ’de görülen mülkiyet – kontrol ayrımının95 ortaya çıkardığı sorunları en aza indirmeyi amaçlayan, şirketin yönetim ve denetim esaslarını temel kurallara bağlayan, şirketi kuruluşundan tasfiyesine kadar bir bütün ve çok önemli bir ekonomik birim96 olarak ele alan özel bir yönetim sistemini ifade eder97. Bu sistem, pay

93

Bilge, Genel Kurulda Đnternet, s. 220–221; Bilgili, s. 565–566.

94

Teknik bir terim olan anonim şirketlerde “kurumsal yönetim” kavramı, Đngilizce “corporate governance” teriminin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, “kurumsal yönetim”, “corporate governance” teriminin bire bir çevirisi değildir. Bu kavramın tam bir çevirisini yapmak güçtür ve dünyadaki pek çok ülke kendi diline tercümesini yapmadan, Amerika kökenli bu kavramı aynen kullanmaktadır. Paslı, s. 13–14. Ancak Türk doktrininde “kurumsal yönetim” kavramı, genel kabul görmüş bulunduğundan bu çalışmada da bu kavram kullanılacaktır.

95

Özellikle HAAŞ’de, şirketin idaresi, şirketin paylarının mülkiyetine sahip olan, dolayısıyla ekonomik anlamda şirketin de maliki durumunda bulunan ve şirket kârını almaya hak kazanan pay sahiplerine değil; pay sahipleri tarafından GK’da seçilen YK üyeleri ve denetçilere aittir. Đşte anonim şirketin mülkiyetini elinde bulunduranlar ile idaresini elinde bulunduranların farklı kişiler olması durumu, “mülkiyet – kontrol ayrımı” şeklinde ifade edilmektedir. Bkz. Paslı, s. 30; Can, Güç Boşluğu,

http://www.ekitapyayin.com/id/050/ (son yararlanma: 10.08.2006). Aslında anonim şirketlerin yapılarının doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan bu durum, şirket idaresinde ihmallerin, suiistimallerin, menfaat çatışmalarının ve en önemlisi “güç boşluğu” sorununun ortaya çıkmasına neden olmaktadır ki, bu sorunlar kurumsal yönetim adı verilen sistemin doğumunda önemli bir rol oynamıştır. Bkz. Paslı, s. 30 vd.

96

Kurumsal yönetim anlayışı, koyduğu ilkelerde ve kurallarda anonim şirketlerin ülke ekonomileri için taşıdığı önem ile toplumsal ve sosyal rollerini de göz önüne alır. Paslı, s. 38, dn. 95.

97

Paslı, s. 36–38. Kurumsal yönetim ilkelerinin tespitine ilişkin çalışmalar, 1991 yılında Đngiliz ekonomisti Sır Andrian Cadbury başkanlığında oluşturulan kurulun 1992 yılında yayımladığı “Cadbury Report” ve ardından Ronnie Hampel başkanlığında oluşturulan kurulun 1998 yılında yayımladığı “Hampel Report” ile başlamış ve 2000’li yıllardan itibaren hızla kanunlaşma sürecine girilmiştir. Bu ilkeler, OECD’nin ilk kez 1999 yılında yayımladığı “Kurumsal Yönetim Đlkeleri Kodu” ile tüm dünyada yaygınlık kazanmış bulunmaktadır. Bkz. Pulaşlı, Hasan: Corporate Governance, Anonim Şirket Yönetiminde Yeni Model, Ankara 2003, s. 17–18; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 252. OECD, yayımladığı bu ilkeler üzerinde 2004 yılında bir takım değişiklik ve düzenlemeler yapmıştır. Global Union Research Network – GURN: Topic – Corporate Governance, http://www.gurn.info/topic/corpgov/index.html (son yararlanma: 10.08.2006). Kurumsal yönetim ilkelerinin tarihi gelişimi hakkında ayrıca bkz. Pulaşlı, Corporate Governance, s. 17 vd.

sahiplerinden, yöneticilere, memurlardan işçilere kadar her grubun, şirketin yönetim sürecinde hukuken önemli ve etkili roller üstlenmesi prensibine dayanır98.

Her ülke, kurumsal yönetim ilkelerini şirketler hukuku düzenlemeleri, para ve sermaye piyasalarının yapısı gibi unsurlara bağlı olarak farklı şekilde hazırlamaktadır ve şirketler bu ilkelere uymak zorunda değildir99. Buna karşılık kurumsal yönetimin, adillik100, hesap verilebilirlik101, sorumluluk102 ve kamuyu aydınlatma (şeffaflık)103 olmak üzere evrensel kabul ve geçerliliği olan dört ana ilkesi bulunmaktadır104. Her ülke, kendi özel kurumsal yönetim ilkelerini bu dört taşıyıcı kolon üzerine oturtur.

98

Tekinalp, Ünal: Anonim Ortaklıklara Đlişkin Yeni Hukuk Politikalarının Dinamikleri ve Bunlar Arasındaki Đlişki, Prof. Dr. Turgut Kalpsüz’e Armağan, Ankara 2003, s. 228; Kayıhan, s. 618.

99

Tekinalp, Yeni Hukuk Politikaları, s. 228; Paslı, s. 52 vd; Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 252. Türkiye’de de Sermaye Piyasası Kurulu (SPKr), 04.07.2003 tarih ve 35/835 sayılı kararıyla “Kurumsal Yönetim Đlkeleri”ni yayımlamış; 07.02.2005 tarihli kararı ile belirlenen ilkelerde değişiklik ve eklemeler yapılmasına karar verilmiştir. Bu ilkeler son olarak Şubat 2005’de yeniden yayımlanmıştır. SPKr: Basın Açıklamaları,

http://www.spk.gov.tr/haberduyuru/basinaciklamalari/basinaciklamasi_09022005.html, 09.02.2005, (son yararlanma: 08.08.2006). SPKr’nun yayımladığı kurumsal yönetim ilkelerini görmek için bkz.

http://www.spk.gov.tr/ofd/KurumsalYonetim/kurumsal_yonetim_ilkeleri.pdf (son yararlanma: 08.08.2006). TTKT m. 1529 da “kurumsal yönetim ilkeleri” kenar başlığı altında, bu ilkeleri belirlemek konusunda SPKr’nu kanunen yetkili kabul etmiştir. TTKT, Madde Gerekçeleri, 1529. madde hükmü,

www.tbmm.gov.tr (son yararlanma: 15.08.2006). Moroğlu ise SPKr’nun idare olarak düzenleme yetkisini belirleyen bu hükmün, niteliği gereği Tasarı’da değil; SPK’nda yer alması gerektiğini savunmaktadır. Moroğlu, TTKT, s. 194.

100

Adillik ilkesi, azlık ve yabancı pay sahipleri de dâhil olmak üzere tüm pay sahiplerinin kanunen veya esas sözleşme ile tanınan haklarının gerekli ve yeterli bir şekilde korunması ve muhtemel çıkar çatışmalarının engellenmesi demektir. Bkz. Paslı, s. 72–73; TÜSĐAD: Kurumsal Yönetim En Đyi Uygulama Kodu: Yönetim Kurulunun Yapısı ve Đşleyişi, Yayın No. TÜSĐAD-T/2002–12/336, Aralık 2002, s. 35.

101

Hesap verilebilirlik ilkesi, yönetime ilişkin kural ve sorumlulukların açık bir şekilde tanımlanması, şirket yönetimi ve pay sahibi menfaatlerinin YK tarafından gözetilmesi ve yöneticilerin her türlü işlemlerinden dolayı hesap verebilmesi gerektiği anlamına gelir. Bkz. TÜSĐAD, s. 35; Paslı, s. 76.

102

Sorumluluk ilkesi, anonim şirket yöneticilerinin görevden kaynaklanan yükümlülüklerine tam bağlılığını, bu yükümlülüklerin, ilgili mevzuata, toplumsal ve etik değerlere uygun bir biçimde hesap verilebilirlik ilkesi de göz önüne alınarak yerine getirilmesini ifade eder. Bkz. TÜSĐAD, s. 35; TTKT, Genel Gerekçe,

www.tbmm.gov.tr, s. 360.

103

Tekinalp, “kamuyu aydınlatma” ilkesi ile “şeffaflık” ilkesini eş anlamda kullanmıştır. Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 772; Tekinalp, Yeni Hukuk Politikaları, s. 236. Ancak daha sonra verdiği bir bildiri sırasında şeffaflık ilkesinin, kamuyu aydınlatma ilkesinden daha geniş bir kavram olduğunu belirterek bu görüşünden dönmüş gözükmektedir. Tekinalp, Ünal: Tasarı’nın Takdimi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı, Konferans, Bildiriler – Tartışmalar, 13–14 Mayıs 2005, Ankara 2005, s. 14. Paslı ise kamuyu aydınlatma ilkesinin, ilkenin yöneldiği muhatap çevresini yansıtması ve “aydınlatma” tabirinin içinde saklı olan doğru bilgilendirme anlamı ile dürüstlüğü ifade ettiği için “şeffaflık” ile eş anlamda kullanılmamasını; kamuyu aydınlatma ilkesinin şeffaflığı kapsayan bir ilke olduğunu savunmaktadır. Paslı, s. 244, dn. 340. Biz, “şeffaflık” kavramının da doğru bilgilendirme, yani anonim şirketteki durumun aynen yansıtılması anlamı taşıdığını düşünerek bu iki kavramı eş anlamda kullanmakta sakınca görmüyoruz.

104

Anonim şirketler hukuku kapsamında GK’da internetin kullanılmaya başlanması da, kurumsal yönetim ilkelerinden “kamuyu aydınlatma” ilkesinin kapsamı içinde, bu ilkenin en güvenilir biçimde, en üst düzeyde hayata geçirilmesi için gündeme gelmiştir.

Kamuyu aydınlatma, bilânço, rapor, izahname, sirküler gibi belgelerin gerçeğe uygun, açık ve ayrıntılı şekilde düzenlenmesi yanında; şirketin mali durumu, performansı, yönetim yapısı gibi temel konularıyla ilgili, ticari sır niteliğinde olmayan güvenilir, yeterli ve karşılaştırılabilir bilgilerin gereken zamanda kamuya açıklanması, yayımlanıp ilan edilmesi anlamına gelir105. Şirketler hukuku anlamında kamu ile kastedilen, şirket ilgilileridir. Dolayısıyla bu ilke, öncelikle pay sahipleri olmak üzere şirket alacaklıları, gelecekteki pay sahipleri, sermaye piyasasında yatırım yapmak isteyen tasarruf sahipleri ve şirket çalışanlarına yöneliktir106.

Kamuyu aydınlatma ilkesinin karşılığını, pay sahipleri açısından onların “bilgi alma hakkı”107 oluşturur. Gerçekten kamunun aydınlatılması ilkesi uyarınca, anonim şirketin ekonomik durumu ve faaliyetleri hakkında gerçeğe uygun, açık ve yeterli bilgi edinen pay sahibi malvarlıksal, yönetsel ve koruyucu haklarını daha bilinçli bir biçimde kullanır108. Bu nedenle ilgili konularda GK’da pay sahibine bilgi verilmesi, kamuyu aydınlatma ilkesinin önemli bir bölümünü oluşturur.

Günümüzde kamuyu aydınlatmanın gerçekleştirilmesi bakımından, açıklama ve ilan dışında, bilgi toplumu çerçevesinde pay sahiplerinin şirketle ilgili bilgilere bulundukları yerden kolayca ve düşük maliyetle ulaşabilmeleri de anlaşılmaktadır109. Buna göre, kamuyu aydınlatma ilkesinin şirketler hukukundaki yeni aracı, internet ve internet siteleridir110.

105

Kaya, Arslan: Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Bilgi Alma Hakkı, Ankara 2001, s. 16; Paslı, s. 74. Türk hukukunda kamuyu aydınlatma ilkesine yönelik olarak, anonim şirketin kuruluşunun tescil ve ilanını öngören TTK m. 300; tedrici kuruluşta izahname ve sirkülerin yayımlanması mecburiyeti getiren TTK m. 281 ve m. 282; aynı belgelerin sermaye artırımında “halkı iştirake açıkça davet” için istenmesi zorunluluğuna ilişkin TTK m. 392 ve m. 393 örnek olarak sayılabilir. Bunun yanında ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilana yönelik hükümler de bu kapsamda değerlendirilmektedir. SPK’nda da bu ilkenin kapsamı genişletilmiş ve “sürekli kamuyu aydınlatma” kavramına geçilmiştir (SPK m. 16/1, m. 22/h). Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, s. 772–773. Ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Paslı, s. 251–255.

106

A. Kaya, s. 20. Buna karşılık doktrinde kamuyu aydınlatma ilkesinin muhatap çevresine sadece pay sahiplerini katan veya pay sahipleriyle beraber sadece alacaklıları hedef aldığını belirten görüşler de mevcuttur. Bu görüşler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Paslı, s. 244–246.

107

Pay sahiplerinin bilgi alma hakkı için bkz. Üçüncü Bölüm, VI.

108

A. Kaya, s. 19–20.

109

Tekinalp, Zorunlu Hedefler, s. 14; Tekinalp, Tasarının Takdimi, s. 14.

110

Kurumsal yönetim ilkelerini yayımlayan ülkeler, bu ilkeler arasında, kamuyu aydınlatma ilkesinin gerçekleştirilmesinde internetin kullanımına ve bunun GK’a yansımalarına yer vermişlerdir111. Bu amaçla Türk hukukunda da TTKT, her sermaye şirketinin bir “internet (web) sitesi”112 açmak zorunda olduğunu “Đnternet sitesi” kenar başlığı altında 1524. maddesinde hükme bağlamıştır. Bu internet sitesine, şirket ilgililerine yöneltilmiş bilgi ve aydınlatma, hesap verme, açıklama ve çağrı mesajları konmak zorundadır113.

TTKT m. 1524’de sermaye şirketlerinin internet sitelerinde bulundurmak zorunda oldukları hususlar arasında GK’a ilişkin olarak, GK toplantılarının hazırlıkları ve yapılmalarına ilişkin bilgiler, pay sahiplerine sunulması gereken belgeler, GK’a çağrı, GK’da oy vermeye ilişkin açıklamalar sayılmıştır (TTKT m. 1524/1). Bu, tahdidi bir sayım değildir.

111

Kurumsal yönetim ilkelerini yayımlayan her ülkenin, GK’da internet kullanımına ilişkin düzenlemelerine değinmemiz mümkün olmamakla birlikte, konunun açıklığa kavuşturulması için iki örnek vermekle yetiniyoruz. Almanya’da 26.11.2002’de yayımlanan ve 24.07.2006 tarihinde değiştirilen “Alman Kurumsal Yönetim Kodeks”i (German Corporate Governance Kodex), pay senetleri Alman borsasına kota edilmiş şirketlerde, pay sahipleri ve yatırımcıların düzenli olarak bilgilendirilmesinin ve GK toplantılarının pay sahipleri tarafından izlenmesinin internet gibi modern iletişim araçlarıyla mümkün kılınmasını tavsiye etmiştir. Bkz. Pulaşlı, Corporate Governance, s. 42–51; Korkut, Ömer: Alman Corporate Governance Kodex’inde Değişiklik, http://www.cu.edu.tr/insanlar/okorkut/ (son yararlanma: 10.08.2006). Đsviçre’de ise 01.07.2002’de yayımlanan “Kurumsal Yönetim Bilgileri Hakkında Yönerge” (Directive on Information Relating to Corporate Governance), pay senetleri Đsviçre Menkul Kıymetler Borsası’na kota edilmiş şirketlerin, GK’a ilişkin bilgiler de dâhil olmak üzere şirketle ilgili bilgileri içeren bir internet sitesine sahip olmasını önermektedir. Bu yönergeyi görmek için bkz.

http://www.swx.com/download/admission/regulation/guidelines/swx_guideline_20070101-1_en.pdf (son yararlanma: 10.08.2006).

112

“Đnternet sitesi” kavramı, teknik anlamda “Worl Wide Web (WWW/Web) sitesi”ni ifade eder. Web, internet üzerindeki en tanınmış iletişim kategorisidir. Bütün dünyada internete bağlı bilgisayarlarda depolanan belgeler web’i oluşturmaktadır. Bkz. Topaloğlu, s. 92. Web, yazı, resim, ses, film gibi pek çok farklı yapıdaki verilere etkileşimli bir şekilde ulaşmayı sağlayan çoklu bir hiper ortamdır. Hiper ortam, bir dokümandan başka bir dokümanın görüntülenmesine olanak sağlar. Bkz. Đnal, s. 7; Bilişim Terimleri Sözlüğü: Worl Wide Web Nedir?, http://www.bilisimterimleri.com (son yararlanma: 09.08.2006). Đlişkilendirilmiş yazı, resim, ses veya film dosyaları içeren ve tıklanabilir bağlantılar bulunan özenle hazırlanmış belgeler “web sayfası” olarak bilinir. Web sayfası adını alan birçok sayfanın bir araya gelmesiyle oluşan bilgi öbeği ise “web sitesi”ni oluşturur. Web sitesi içinde bir dokümana bakarken bir fare tıklaması veya tuş vuruşuyla bir başka dokümana geçmek mümkündür. Bkz. Baron, Billy/Ellsworth, Jill/Savetz, Kevin: Internet Unleashed, (Çev.: Nezihe Bahar/Devrim Türkmen), Đstanbul 1998, s. 466; Boğaziçi Üniversitesi Bilgi Đşlem Merkezi: Đnternet Nedir?,

http://www.cc.boun.edu.tr/training/doc/internet_tur.pdf (son yararlanma: 09.08.2006), s. 5. TTKT, kavram olarak “internet sitesi” ifadesini kullanmış olduğundan, bu çalışmada da bu kavram kullanılacaktır.

113

Tekinalp, Zorunlu Hedefler, s. 14. TTKT’nın 1524. maddesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TTKT, Madde Gerekçeleri, 1524. madde hükmü, www.tbmm.gov.tr (son yararlanma: 09.08.2006). Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından, anonim şirket şeklinde kurulması zorunlu olan bankaların kurumsal yönetimlerine ilişkin yapı ve süreçler ile bunlara ilişkin ilkeleri düzenlemek üzere yayımlanan “Bankaların Kurumsal Yönetim Đlkelerine Đlişkin Yönetmelik”in ekinde yer alan ilkelerin yedincisinde de kamuoyunun aydınlatılmasında, bankanın internet sitesinin aktif olarak kullanılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bkz. 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı RG.

Dolayısıyla, aşağıda da açıklanacağı üzere, GK’un elektronik ortamda yapılmasında bu internet sitesinden yararlanılacak ve böylece elektronik ortamda GK toplantısına katılımın güvenli bir biçimde gerçekleşmesi sağlanacaktır.