• Sonuç bulunamadı

Türkiye gençlik hareketlerinin sosyalist örgütlenmesinin başlangıcı31

olarak 17 Aralık 1965’te kurulan ‘‘Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)’’ gösterilebilir. FKF, TİP’le aynı paralelde olan Ankara’daki devrimci öğrencilerin, kendi fakültelerinde oluşturduğu beş Fikir Kulübü’nün birleşmesiyle kurulmuş, daha sonra başta İstanbul ve İzmir’de şubeler açarak yurt genelinde örgütlenmeye çalışmıştır. (Babuş: 28)

bu yolda yaşanan ideolojik farklılıklar, hem 1968’in iktidar mücadelesinin başarısız olmasına hem de solda birlik problemlerinin başlamasına neden olmuştur.

31 1965 yılına gelinceye kadar Ankara Üniversitesi Talebe Birliği, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği,

İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliği, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı, Türk Milli Talebe Federasyonu gibi birçok talebe örgütleri vardır. (Babuş: 27) Fakat bu örgütlerin sosyalizm ile ilişkileri sınırlıdır. Dönemin önemli gençlik liderlerinden Harun Karadeniz, bu gruplara, Atatürk ilkelerine bağlı ilerici bir nitelik yüklerken, sosyalist dünya görüşünün gençlik kitlelerine tam olarak yansımasını 1965 sonrası yaşanan gelişmelerde görür. (Eren, 2012: 104-105)

FKF’nin kurulma sürecine bakıldığında, TİP’in 1960-1965 yılları arasında gelişen gençlik hareketlerine bir müdahale etme gereksinimi olarak görülebilir.32

Yükselen gençlik hareketlerini TİP çatısı altında kontrol etmek, onları parti çizgisi etrafında örgütlemek, FKF’ye atfedilen özellikler arasındadır. FKF’liler bu dönemde parti içi teorik eğitime, kültür sorunlarına değinmiştir. Ardılı olan Dev-Genç gibi sadece eylem ve mücadele üstünde yoğunlaşmamış, kadın-erkek iş bölümünde tutucu bir görüntünün uzağında kalmıştır. Fakat, FKF’nin tüm etkinlikleri TİP tarafından sınırlı bir politik alan içerisinde yer verilmesinden dolayı, örgüt kendini geliştirebilecek yaratıcı tarzda bir politik alan bulamamıştır. TİP, FKF’ye dayattığı ‘‘parti-gençlik örgütü iş bölümü’’ anlayışı, örgütün parti çizgisi dışında etkinlik yapmasını engellemiştir. (Aydınoğlu, 1992: 137-138) Bu anlamda FKF, MDD tezlerinden etkilenene kadar, TİP içerisinde etkili bir örgütlenmeye gidememiştir.

TİP’in yasal ve demokratik yollarla sosyalist devrimi gerçekleştirme stratejisine karşı oluşan MDD muhalefeti, gençleri de etkilemiştir.33

Milli demokratik devrim fikri altında emperyalizme karşı genel bir cephede birleşme kararı alan gençlik örgütleri, bu doğrultuda FKF içinde de yönetimi ele geçirme mücadelesine girişmişlerdir. 1967 sonlarında başlayan FKF içerisindeki güç mücadelesi, Mart

32 Dönemin gençlik liderlerinden Müfit Özdeş (1943-) de, FKF’nin kurulma sürecini, TİP’in CHP

gölgesindeki gençlik hareketleri arasında bir yer kazanma olarak görmektedir. O dönem gençlik örgütlerinin, sosyalist gençliği bir araya getirme ve anti-emperyalist çerçevede birleştirme gereksinimini karşılamadığını belirten Özdeş, FKF’nin sesini yükselttikçe bu açığı kapattığını ve dolayısıyla gençler tarafından yoğun ilgiyle karşılandığını öne sürer. (Özdeş, 2004: 61)

33

Oral Çalışlar (1946-), TİP’e karşı başkaldırmaların sebebini, TİP’in yoğun kitle eylemlerine yeterince destek vermemesi olarak açıklamıştır. O dönemlerde fabrika işgalleri, işçi gösterileri, köylü ayaklanmaları yaşandığını ve gençlik olarak oralarda bulunduklarını belirten Çalışlar, buna karşılık TİP yönetiminden ‘‘Siz çok ileri gidiyorsunuz, faşizmi getireceksiniz Türkiye’ye. Anarşist eylemleri kışkırtıyorsunuz, başımızı belaya sokacaksınız’’ uyarılarını aldıklarını öne sürmüştür. Nitekim 1966 Malatya Kongresi’nde tasfiyeler başlayınca, kendilerinin de başkaldırdıklarını belirtmiştir. (Çalışlar, 2002: 80) Mart 1968’de yapılan FKF kongresinde başkan olarak Aybar yönetimine karşı muhalefeti kazanan Doğu Perinçek de, ayrışmaya neden olan etkeni, Aybar yönetiminin pasifist tutumlarının gençlik içerisinde olumsuz karşılanması olarak görmüştür. Gençlerin, köylülerin mücadele içerisinde olurken, TİP yönetiminin kendi elemanlarını eylemlerden çekme girişiminin, gençler tarafından tepkiyle karşılandığını belirtmiştir. (Perinçek, 2004: 94)

1968’de MDD’ci gençlerin başa gelmesi ile sonuçlanmıştır. (Mutlu Ulus: 231, 234) Bu vakitten sonra FKF, köy eylemleri, üniversite işgalleri, işçi eylemlerine daha aktif olarak katılmış; Türkiye’de sosyalist devrimi gerçekleştirecek farklı devrim stratejileri üzerinde yoğunlaşmıştır.

1968 yılına girildiğinde MDD’ci kitle ile kabuk değiştiren FKF, kendisini birçok gençlik hareketinin içerisinde bulur.34

Kasım 1967’de Ankara düzenlenen mitingde Kıbrıs’ta yapılan baskılar kınanmış, 1967’de TİP’in başlattığı ‘‘NATO’ya Hayır’’ eylemleri belirli aralıklarla devam ettirilmiştir. (Babuş: 30) Haziran 1968’e gelindiğinde ise üniversite işgalleri başlamıştır. İlk olarak Ankara DTCF’de başlayan işgaller daha sonra İstanbul Üniversitesi’ne de sıçramıştır. Üniversite içinde bildiriler yayınlayan gençlik örgütleri, üniversite öğreniminin halka dönük, bilimsel, kopyacılıktan uzak, öğrencinin de üniversite yönetiminde söz sahibi olacağı bir sistemi talep etmiştir. (Eren: 148-149)

1967 yılında DİSK’in kurulması ile birlikte fabrikalarda artan yasal grevler, işgal ve direnişlerden (Yurtsever: 46), Antalya Elmalı’da köylülerin toprak ağalarına karşı başlattığı direnişe ve Ege’de başlatılan tütün mitinglerine kadar birçok farklı kesimlere destek olan gençlik örgütleri, bu etkinlikleri aynı zamanda köylüyü tanıma ve halkı bilinçlendirme yöntemi olarak da görmüştür.35

(Babuş: 137-139)

34

FKF, birçok gençlik hareketlerinin içerisinde yer almasının yanı sıra, solda oluşturulmaya çalışılan güç birliklerine de katılır. Bu katılımlardan en önemlisi 27 Mayıs Milli Demokratik Devrim Derneği’nin, ‘‘tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye’’ sloganlı, tüm sol güçleri bir araya getirmeye çalıştığı kampanyasıdır. FKF’nin de aralarında bulunduğu yirmi örgüt bir araya gelerek 27 Mart 1968’de ‘‘Türkiye Devrimci Güç Birliği’ni (Dev-Güç)’’ kurmuştur. Dev-Güç’ün en ses getiren eylemi 29 Nisan 1960 olaylarının yıl dönümünde gerçekleştirdiği miting olmuştur. (Eren: 142-143) Doğu Perinçek de, 29 Nisan mitinginde oluşan dinamiğinin, Haziran’da başlayan üniversite işgalleriyle doruğa çıktığını öne sürmüştür. (Perinçek, 2002: 512)

35

FKF’nin köy sorunlarıyla ilgilenme süreci, MDD tezlerini benimsemeye başlamasıyla yakın ilişkilidir. Mihri Belli’nin Türkiye’de köylü sınıfını en çok ezilen kesim olarak tanımlayıp, ‘‘muazzam devrimci bir güç’’ görmesi (Belli: 241), FKF’de köy çalışmalarını önemli bir noktaya getirmiştir.

Gençlik hareketlerinin katıldıkları etkinliklerin36

en dikkat çekenleri, 6. Filo’ya karşı yapılanlar olmuştur. Sırasıyla Haziran-Ekim 1967 ve Temmuz 1968’de İstanbul’a, Ağustos 1968’de İzmir’e gelen 6. Filo, birçok gösteriyi de beraberinde getirmiştir. Düzenlenen yürüyüşlerde birçok öğrenci gözaltına alınırken, karşı saldırılar neticesinde ölen öğrenciler de olmuştur. Bu eylemlerden en kanlı geçeni ise 19 Şubat 1969’da gerçekleştirileni olmuştur. 6. Filo’ya tepki için Beyazıt meydanında buluşup Taksim’e yürüyen kitleye yönelik saldırılar sonucu iki kişi hayatını kaybetmiştir ve olaylar tarihe ‘‘Kanlı Pazar’’ olarak geçmiştir. (Eren: 121, 150, 156, 225)

Tüm eylemler boyunca kolluk kuvvetleriyle sürekli karşı karşıya gelen gençlik örgütleri, ‘‘Tam Bağımsız Gerçekten Demokratik Türkiye’’ sloganıyla Mustafa Kemal Atatürk’e önemli yer vermiş, meydanlarda referans olarak Bursa Nutku’nu almıştır. Nitekim 29 Ekim 1968’de Samsun’dan Ankara’ya doğru başlatılan ‘‘Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüyüşü’’ de, Türkiye 68’inin Mustafa Kemal Atatürk’e atfettiği önem açısından önemli bir örnek oluşturur. (Babuş: 43-44)

36

Bu dönemlerde sosyalist gençlik hareketlerinin etkinliklerine karşı, sağ ve muhafazakar gençlik kitleleri de örgütlenerek etkinlikler düzenlemiştir. Bu örgütlenmelerin içinde, ülkücü gençlerin CMKP kontrolünde bir araya gelerek oluşturdukları ‘‘Komando Kampları’’; içerisinde Mesut Yılmaz, Mehmet Keçeciler, Hasan Celal Güzel gibi isimlerin bulunduğu, SBF Fikir Kulüpleri’ne karşı kurulan ‘‘Hür Düşünce Kulüpleri’’; 1965 yılına kadar solcu gençlerin elinde bulunan, sonrasında İslamcı gençlerin kontrolüne geçen ‘‘Milli Türk Talebe Birliği’’; 1950’li yıllardan beri etkinliğini sürdüren ‘‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’’ ve sağ cephenin Dev-Genç’i olarak adlandırılan ‘‘Mücadele Birliği’’ ve daha önce Türk Ocakları’nda da yer almış Murat Karayalçın ve Yıldırım Akbulut gibi isimlerin yer aldığı ‘‘Ülkü Ocakları’’ örgütlenmeleri ön plana çıkmıştır. (Eren: 53, 64-65, 72, 85, 92) (Dural, 2014: 9) Komünizm tehlikesine karşı sol gruplarla sık sık çatışan örgütlenmelerin en kitlesel eylemlerinden biri, 12 Kasım 1967’de sol grupların düzenlediği ‘‘Uyanış Mitingleri’’ne karşı düzenlenen ‘‘Şahlanış Mitingleri’’dir. İstanbul’daki mitinge 18 öğrenci teşkilatı, 11 sendika, 80 dernek, 10 komünizmle mücadele derneği ve 14 milliyetçi kuruluş katılmıştır. Mitinglerdeki genel söylemler, ‘‘Yaşasın Ordumuz, İslamiyet’tir Yolumuz’’, ‘‘Komünistler Moskova’ya’’, ‘‘Müslüman Türkiye’’, ‘‘Hira Dağı Kadar Müslüman, Tanrı Dağı Kadar Türküz’’ vb. sloganlarından oluşmuştur. (Eren: 139-140)

Benzer Belgeler