• Sonuç bulunamadı

Yemâme, Bahreyn ve Uman

HZ ÖMER DÖNEMİNDE TARIM VE TOPRAK

3. Hz Ömer Dönemi Arap Yarımadası’nda Tarıma Genel bir Bakış

3.4. Yemâme, Bahreyn ve Uman

Arap Yarımadası’nın merkezinde yer alan Yemâme, İslâm coğrafyacıları tarafından müstakil bir bölge olarak değerlendirildiği gibi, zaman zaman da Hicaz, Necid ve Aruz bölgeleri içerisinde ele alınmıştır. Allah’ın (CC) yeryü- zündeki en güzel beldelerinden biri, ağaçları, hurmaları ve hayrı bol, mamur bir belde olarak tanımlanan Yemâme, Arapların en eski yurtlarından biriydi. Bölgenin önceki isminin, üzerinde yer aldığı verimli vadiye nispetle ‚Cev‛ ol- duğu, sonraki dönemlerde şehrin kapısına asılan, Yemâme adındaki bir ka- dından dolayı, Yemâme isminin verildiği rivayet edilmektedir.481

Yemâme arazisi yukarıdan aşağıya doğru uzanan bir vadi üzerinde yer almaktaydı. Batıdan doğuya uzunluğu 71 derece, güneyden kuzeye genişliği ise 21 dereceydi.482 Hecer ve Cev (Hidrime) denilen iki kısımdan oluşan

Yemâme, Hecer’e bir gün ve bir gecelik mesafedeydi. Menfuha, Vebra, Kurfa, Amiriyye, Beysân, Burka ve Mecâze gibi ondan fazla kasabası vardı.483

Yarımadanın ortasında ve Hicaz yakınlarında yer alan Yemâme, aynı za- manda önemli tahıl üretim merkezlerinden biriydi. Bir seriyye esnasında esir alınıp Medine’ye getirilen ve burada Müslüman olan Yemâmeli Sümâme b.

479 Makdisî, Kitâbü’l-Bed’ ve’t-Târîh, IV, 71. 480 İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IX, 429.

481 Yâkût el-Hamevî, ‚Yemâme‛, Mu’cemü’l-Büldân, V, 442. 482 Yâkût el-Hamevî, ‚Yemâme‛, Mu’cemü’l-Büldân, V, 442. 483 İbn Hurdazbih, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, s. 151.

Hz. Ömer Sempozyumu • 111 Ûsâl, memleketine döndüğünde Mekke’ye gönderilen hububatları durdurarak Kureyş’in erzak sıkıntısı çekmesine sebep olmuştu.484 Hicaz ve çevresinde

hurma üretim merkezi olarak tanınan Yemâme’nin yoğun bir şekilde üretilen başlıca hububat türleri de arpa ve buğdaydı.485

Müseylime’nin başlattığı isyan hareketinde tıpkı Yemen bölgesinde oldu- ğu gibi, tarım gelirlerinin önemli bir yere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Yemâmeliler muhtemelen bu mahsullerin öşrünü Medine’ye göndermek veya Medine’den gelen bir görevliye teslim etmek istemiyorlardı. Hicaz’ın bu önem- li tahıl merkezi, sahip olduğu zenginlikleri paylaşmaktan yana değildi. Diğer taraftan Müseylime’nin, kendisiyle evlenmesi karşılığında Yemâme vergileri- nin yarısını Secâh’a teklif etmesi buradaki tarımsal potansiyeli göstermesi açı- sından dikkat çekicidir. Ayrıca teklifi kabul eden Secâh, Hâlid b. Velîd’in yak- laştığını gördüğü halde kendisine düşen payı bölge halkından tahsil etmeden ayrılmamıştı.486 Öte yandan Müslümanların zaferiyle sonuçlanan Akrabâ sava-

şında etrafı duvarlarla çevrili, içerisinde binlerce savaşçının aynı anda bulun- duğu tarım alanlarından söz edilmektedir.487 Müseylime’nin uydurduğu sözde

ayetlerde de ekinlerden, onları hasat edenlerden, buğdayı (kamh) savurup de- ğirmenlerde öğütenlerden bahsedilmesi488 tarım ve toprağın bölge kültür ve ik-

tisadındaki yerine işaret etmektedir. Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere hurma bahçelerinin yanı sıra buğday gibi tahıl ürünlerinden söz edilmesi böl- genin bir tahıl ambarı olduğunu göstermektedir. İsyanın bastırılmasından son- ra Yemâme, Hz. Ömer dönemi boyunca İslâm hâkimiyetinde kalmış ve ürettiği tarım ürünleriyle başta Hicaz olmak üzere Müslümanlara katkı sağlamaya de- vam etmiştir.

Suları, pınarları bol, geniş vadilere sahip, bereketli bir tarım havzası ola- rak tanımlanan Bahreyn’de başlıca tarım ürünü hurmaydı. Bunun yanı sıra Yemâme’ye olan yakınlığından da anlaşılacağı üzere çeşitli tahıl türleri de üre- tilmekteydi. Nitekim Hz. Peygamber döneminde yapılan antlaşma metninde, İslâm’ı kabul etmeyenlerin hurma ve hububatlarından elde ettikleri mahsulün yarısını Müslümanlar ile paylaşmaları şart koşulmuştu.489 Ancak İbn Hurdaz-

bih’in ifadelerine göre, Bahreyn halkı savaşçı, gaspçı bir karaktere sahipti. Bu nedenle bereketli vadilerinde özellikle hurma tarımı yapmakla birlikte deve yetiştiriciliğine de oldukça önem vermekteydiler.490

484 İbn Sa’d, Tabakât, VIII, 111. 485 Ebü’l Fida, Takvîmü’l-Büldân, s. 97. 486 İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IX, 460, 473.

487 Taberî, Târîh, III, 290, 294; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IX, 473. 488 İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, IX, 473.

489 Yâkût el-Hamevî, ‚Bahreyn‛, Mu’cemü’l-Büldân, I, 348. 490 İbn Hurdazbih, el-Mesâlik ve’l-Memâlik, s. 90.

Hz. Ömer halifeliğinde, el-Alâ b. el-Hadramî’yi Basra’ya görevlendirmek üzere yanına çağırmış, Bahreyn ve Uman bölgelerinin valiliğine de Osman b. Ebî’l Âs es-Sakafî’yi tayin etmişti. Ancak halifenin onun yerine Ebu Hureyre’yi vali tayin ettiği de rivayet edilmektedir.491 Bölgenin idaresi konusunda değişik-

liklere yol açan sıkıntılar büyük oranda Bahreyn topraklarının zenginlikleriyle ilgiliydi. Zira Müslümanlar daha önce görmedikleri bolluk ve bereketi Bahreyn gelirleri ile elde etmeye başlamışlardı.492 Ebu Hureyre, görevi esnasında Bah-

reyn’den 10.000 veya 12.000 dirhem vergi toplayarak halifeye getirmişti. Bu- nun o güne kadar getirilen en yüksek meblağ olması nedeniyle halife hayrete düşmüştü. Tereddüt edip ona bu geliri nasıl elde ettiğini, içerisinde haksız bir kazancın olup olmadığını sormuştu. Ebu Hureyre ise verdiği cevapta atların üreyip çoğaldığını, gelirlerin de arttığını ifade etmişti.493

Arap Yarımadası’nın güney-doğusunda yer alan Uman, kuzey ve doğu- sundan Uman körfezine, güneyinden ise Hint okyanusuna komşudur. Güney- batısında Yemen ve kuzeybatısında Arap Yarımadası’nın en büyük çölü olan Rub’ul-Hâli yer alır. Uman’ın önemli bir kısmını işgal eden çöllerin haricinde Uman körfezine doğru gidildikçe dağlık bir yapı hâkimiyetini gösterir. Yük- sekliği 3.000 metreyi aşan bu dağlar ile bahsedilen çöl kuşağı arasında platolar yer almaktadır. Kıyı bölgelerin iklimi daha nemli olmakla birlikte iç kesimlerde kurak ve sıcak bir iklim görülür. Yağış alan kıyı kesimler daha canlı ve çeşitli bir bitki örtüsüne sahip iken iç kesimlerde bu durum değişir ve çöl bölgesine yaklaştıkça bitki örtüsü de zayıflar. Günümüzde de Uman’da petrolden sonra en çok ihraç edilen ürün hurmadır.494 Bütün bunlar ele aldığımız dönemde en

önemli geçim kaynağını oluşturan başlıca tarım mahsullerinin de Arap Yarı- madası’nın genelinde olduğu gibi hurma olduğuna işaret etmektedir.

Nitekim Yâkût el-Hamevî, birinci iklim kuşağında, Yemen-Hind denizi sahilinde, yer alan, pek çok beldeye sahip, uzunluğu 34, genişliği ise 19 derece olan Umân’ın verimli bir tarım bölgesi olduğuna işaret etmektedir.495 Hurma

ve ekinleriyle meşhur Umân’ın, bereketiyle bilindiği aktarılmaktadır.496 Ebü’l

Fida ise, sıcak bir iklime sahip olan Uman’da başta hurma olmak üzere meyve- lerin bol ve mahsulün bereketli olduğunu ifade etmektedir.497

491 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 111-112; Yâkût el-Hamevî, ‚Bahreyn‛, Mu’cemü’l-Büldân, I, 347-

348.

492 Yâkût el-Hamevî, ‚Bahreyn‛, Mu’cemü’l-Büldân, I, 348. 493 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 112-113.

494 Mustafa L. Bilge, ‚Uman‛, DİA, XLII, 140-141. 495 Yâkût el-Hamevî, ‚Uman‛, Mu’cemü’l-Büldân, IV, 150. 496 Yâkût el-Hamevî, ‚Uman‛, Mu’cemü’l-Büldân, IV, 150. 497 Ebü’l Fida, Takvîmü’l-Büldân, s. 99.

Hz. Ömer Sempozyumu • 113 Hulefâ-yi Râşidîn döneminde Arap Yarımadası’nın en verimli bölgele- rinden dahi, insanlar yeni fethedilen çok daha verimli, iklimi ılımlı ve suları bol olan Irak, Şam, Mısır ve Cezîre bölgelerine göç ettiler. Örneğin Yemen, Tâif, Hadramevt, Yemâme ve Uman gibi beldelerden Müslümanlar, Halife Osman’a gelerek hicret niyetinde olduklarını ifade etmişler Hz. Osman da onları Irak, İran, Cezîre ve Şam bölgelerine iskân etmişti.498 Bu gibi örnekler-

den anlaşıldığı üzere Hz. Ömer döneminde dünyanın en bereketli tarım alan- larının fethedilmesinden sonra Müslümanların, bu verimli bölgelere yönel- mesi ile Arap Yarımadası tarım hayatında bir gerileme yaşanmıştır.

Outline

Benzer Belgeler