• Sonuç bulunamadı

Hz Ömer ve Hâlid b Velîd’in Münâsebetler

HZ ÖMER’İN HALİD B VELÎD İLE İLİŞİKİSİ

4. Hz Ömer ve Hâlid b Velîd’in Münâsebetler

Resûlullah’ın (AS) vefâtından sonra Hâlid b. Velîd gerek Sâsânî, gerek Rum imparatorluklarına karşı önce Irak’ta sonra da Suriye topraklarında ger- çekleşen büyük İslâm fetihleri esnasında, Tebük’te bizzat Resûlullah’tan (AS) öğrendiği cizye ayeti hükümlerine göre geniş bir tatbikat sahası bulmuş, birçok şehir ve bölge halkı ile zımmî statüsüne göre antlaşmalar yapmıştı.

Tebük’te fiilî bir savaş durumu söz konusu olmadığından, Hâlid b. Ve- lid’in bu seferde hangi görevleri üstlendiği hakkında kaynaklarda bilgi bu- lunmasa da sefer sırasında Du’metü’l-Cendel seriyyesine komutan olarak gönderilmiş, Vedd isimli putu yıkmakla da görevlendirilmiştir.208 Hâlid b.

Velid’in Resûlullah (AS) döneminde, komutan olarak katıldığı son askerî se- fer de budur. Öte yandan Resûlullah (AS) tarafından Hıristiyanların yoğun olarak yaşadığı Necran’a da gönderilen Hâlid’in, askerî faaliyetlerin yanı sıra tebliğ ile vazifelendirilmiş olması da dikkat çekicidir.209

Hz. Ebu Bekir döneminde de Hâlid b. Velid’in askerî sahada faaliyetle- rine devam ettiği görülmektedir. Daha önce de ifade ettiğimiz üzere Hz. Ebu Bekir, Resûlullah (AS) dönemindeki bürokratların büyük kısmını görevlerin- de tutarak, toplumun hareketli yapısını başarılı şekilde organize etmiştir. Hz. Ebu Bekir’in halifeliğini de destekleyen Hâlid b. Velid bu dönemde karşılaşı- lan ve Müslümanların toplumsal bütünlüğünü ciddi şekilde tehdit eden ir- tidât savaşlarında etkin rol almıştır.

Hâlid b. Velid’in Hz. Ebu Bekir dönemindeki ilk ve son savaşı Zu’l- Kassa’dır. Bu savaşta sancağı taşıyan Hâlid b. Velid, savaşın akabinde pey- gamberlik iddiası ile ortaya çıkan Tuleyhâ’ya, sonrasında Temîm kabilesine daha sonra da Yemâme’ye, Müseylime’nin üzerine gönderilmiştir. Bu çerçe- vede Butah’ta gerçekleşen savaşta Hâlid, Temîm kabilesinin lideri Mâlik b. Nüveyre’yi öldürterek karısı ile evlenmiştir. Hâlid b. Velid’i, henüz Hz. Ebu Bekir döneminde210 Hz. Ömer’le karşı karşıya getiren ilk ciddi hâdisenin de

bu olduğu ifade edilmektedir. Hâkezâ Yemâme’de Akrâba Savaşı’nda Mü- seylime ile savaşan Hâlid, bu sorunu hallettikten sonra Medine’ye dönme- miş,211 genel kabule göre doğrudan Irak bölgesine hareket etmiştir.212

Irak’ta Hîrelilerle antlaşma yaparak sulh yoluyla Hîre topraklarını İslâm topraklarına katan Hâlid b. Velid’in bölgede bazı kaleleri de fethettiği akta-

208 Belâzurî, Ensâbu’l-Eşrâf, I, 963. 209 İbn Sa’d, a.g.e., II, 154.

210 Bu durumla ilgili Hâlid b. Velid’in Hz. Ebu Bekir’le bir konuşma gerçekleştirdiği ve meseleyi

bir şekilde aralarında tartışarak sonlandırdıkları nakledilmektedir. Taberî, a.g.e., I, 891.

211 İbn Sa’d, Yemâme’den sonra Medine’ye döndüğünü sonra Irak’a hareket ettiğini ifade eder.

İbn Sa’d, a.g.e., V, 37, 38.

Hz. Ömer Sempozyumu • 49 rılmakta, Aynu’t-Temr’in fethiyle de bölgedeki fetihleri tamamladığı ifade edilmektedir.213

Hz. Ebu Bekir’in emriyle Irak’tan Suriye’ye hareket eden Hâlid b. Ve- lid’in hangi güzergâhı takip ettiği bilinmemekte ancak güney istikametinden Du’metü’l-Cendel’e uğradıktan sonra Suriye’ye gittiği düşünülmektedir. Te- bük seferinde Resûlullah (AS) tarafından Du’metü’l-Cendel’e gönderilen Hâlid b. Velid burayı tekrar hâkimiyet altına aldıktan sonra Busra’nın fethin- de de bulunmuş, Ecnadeyn meydan muhrabesinde Rum ordusuyla karşı kar- şıya gelmiştir. Bu savaşı müteâkiben Fihl’e uğrayan Hâlid b. Velid’e Şam fâtihi unvanını Dımeşk’in fethindeki askerî faaliyetleri kazandırmıştır.

Dımeşk’ten sonra Hıms’ın fethinde de rol alan Hâlid b. Velid’in, Ebu Ubeyde b. el-Cerrâh’ın da bulunduğu Yermük’te (635) başkomutan olup ol- madığı belli değildir. Ancak özellikle Yermük’ten sonra Hâlid’in başkomutan olmadığı kesindir. Hâlid b. Velid, Yermük’ten sonraki fetihlere başkomutan olmasa da fiilen katılmıştır. Kanaatimize göre Yermük’te de Hâlid b. Velid’in tayin ve tespit ettiği strateji uygulanmıştır.214 Neticede Hâlid b. Velid, savaş-

tan sonra başkomutanlık görevinden azledilmiş, bu tarihten sonra herhangi bir savaş ya da seriyyeye komutanlık yapmamış, kalan ömrünü de Hıms’ta geçirerek, orada vefat etmiştir.215

Hâlid b. Velid’in Hz. Ömer tarafından hicri 17, miladi 639’da başkomu- tanlık görevinden azledilmesi noktasında birbirinden farklı, muhtelif rivayetler bulunmaktadır. Tebliğimizde bu konuda ulaşabildiğimiz tüm rivayetleri ana hatlarıyla vererek ve değerlendirerek konuyu nihâyetlendirmek istiyoruz.

a. Hâlid, ganimet elde ettiği zaman, tümünü ganimet ehli arasında paylaş-

tırırdı. Ebu Bekir’e hesap vermezdi. Ebu Bekir’in tasvip etmediği pek çok şey yapardı. Hatta bir keresinde, Mâlik b. Nüveyre’nin öldürülmesine teşebbüs etti ve hanımı ile evlendi. Ebu Bekir bundan hoşlanmadı. Kardeşi Mütemmim b. Nüveyre’ye diyet sundu. Hâlid’e de Mâlik’in karısını boşamasını emretti. Buna rağmen onu azletmek istemedi. Ömer, Hâlid’in bu ve benzeri hareketlerini hoş karşılamıyordu. Hatta Hâlid b. Velid, Hz. Ebu Bekir’in, Irak’tan Şam’a gitmek istemesini de Ömer’in kendisine olan hasedine bağlıyordu.216

b. Hâlid b. Velid ile Iyad b. Ğanm, Suriye topraklarında büyük miktarda

ganimet elde ederek ilerlemişlerdi. Hâlid’in elde ettiği ganimetlerin haberini alanlar kendilerine de bir şeyler verilmesini istedi. Bunlar arasında Eş’as b. Kays

213 Taberî, a.g.e., I, 949, 950. 214 Taberî, a.g.e., I, 955. 215 Belazurî, Fütûh, s. 247 216 İbn Sa’d, a.g.e., V, 39.

da vardı ve Hâlid Eş’as’a on bin dirhem verdi. Hâlid, ganimetler konusunda kendisinden talepte bulunanlar arasında malları dağıtınca Ömer postayı çağıra- rak Ebu Ubeyde’ye bir mektup yazdı. Bu mektupta Hâlid’i önüne getirip, ayakta tutmasını, kendi sarığıyla onu bağlamasını ve başlığını başından almasını emret- ti. Sizlere, Eş’as’ı kendisinin malından mı yoksa ganimet olarak aldığı mallardan mı mükâfatlandırdığını söyleyinceye kadar onu bu halde tut. Şayet ele geçirmiş olduğu bir ganimetten dağıttığını ileri sürerse kendisinin hainlik ettiğini söyle- miş olacaktır. Yok, eğer kendi malından bunu yaptığını söylerse akılsızca bir ta- sarrufta bulunmuş olacaktır. Her iki durumda da onu görevinden al ve görevle- rini sen üstlen. Bunun üzerine Ebu Ubeyde, Hâlid’i çağırtmış ve Hâlid’in kendi malından ganimet verdiğini öğrenince Hâlid’i görevinden almıştır. Hâlid de bu- nun üzerine ‘Bizler başımızdaki emirleri dinler, itaat eder, onlara hizmette bulunuruz.’ diyerek görevden alınmasına itiraz etmemiştir.217

c. Bir rivayete göre Amid’de218 Hâlid bir hamama girmiş ve vücudunu şa-

rap ile yıkamıştı. Bunun üzerine Hz. Ömer Hâlid’e ‘Ben senin şarap ile vücudunu

ovaladığın haberini aldım. Şunu bil ki Allah şarabın içini de, dışını da, ona el sürmeyi de haram kılmıştır. Sakın onu vücudunuza dokundurmayınız.’ diye yazmış ancak Hâlid

b. Velid de buna şu şekilde cevap vermişti: ‘Bu şarabı şaraplıktan çıkardığımız için

artık şarabın dışında bir yıkama maddesi haline dönüşmüştür.’ Bunun üzerine Hz.

Ömer kendisine ‘Mugîre’nin soyundan gelenler katı kalplilik belasına uğramışlardır.

Allah sizlerin ruhunuzu bu haldeyken almasın.’ diye cevap vermiştir.219

d. Fetihlerde elde edilen ganimetler neticesinde Hâlid b. Velid aşırı şekil-

de mal edinmiş, bunun üzerine Hz. Ömer, Hâlid b. Velid’i yanına çağırarak ‘Sen bu serveti nereden buldun?’ diye sormuştur. Hâlid, ‘Ben bu serveti ganimetler-

den payıma düşenlerle elde ettim.’ şeklinde cevap vermiştir. Bunun üzerine Hz.

Ömer, onun malına değer biçtirmiş, altmış binden yirmi bin fazla olduğunu görmüş ve bu fazlalığı beytu’l-mâle koymuştur.220

e. Hz. Ömer, İslâm ülkesinin her yanına şunları yazmıştı. ‘Ben Hâlid’i ken- disine kızdığım yahut hainlik ettiği için görevden almadım. Ancak herkes onu alabildi- ğine gözünde büyütmüş ve her fethi ondan zannetmek gibi bir duruma gelmişti. Her şeyin onunla olup bittiğini düşünmelerinden korkmaya başlamıştım. Ben onların her şeyi yapanın Allah olduğunu bilmelerini ve fitneye maruz kalmamalarını arzula- dım.’221

217 İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ İsmail, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türkî,

Cîze 1998, X, 46.

218 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 380. 219 İbn Kesîr, a.g.e., X, 45. 220 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 381. 221 İbn Kesîr, a.g.e., X, 47.

Hz. Ömer Sempozyumu • 51

f. Hâlid’İn başına buyruk hareketleri sebebiyle Hz. Ömer, Hz. Ebu Bekir

döneminde azledilmesini savunmuş ve bu konuda ilk halifeye baskı yapsa da başarılı olamamıştı.222 Hz. Ömer hiç kimsenin keyfî olarak başkalarını öldüre-

meyeceği, İslâm’ı kendi emelleri için kullanamayacağı düşüncesindeydi.223

Outline

Benzer Belgeler