• Sonuç bulunamadı

İslâm Fetihleri ve Tarım Alanlarının Genişlemes

HZ ÖMER DÖNEMİNDE TARIM VE TOPRAK

2. İslâm Fetihleri ve Tarım Alanlarının Genişlemes

Hz. Ebu Bekir döneminde Ridde savaşları tamamlanarak fitne ortadan kaldırıldıktan sonra Halife, vakit kaybetmeden Hz. Peygamber’in politikasını takip ederek fetih hareketlerini hızlandırdı. İsyancılarla çarpışmaları henüz bi- tirmiş olan ve Yemâme bölgesinde bulunan Hâlid b. Velid, Irak bölgesinde fe- tihlerde bulunmak üzere halife tarafından görevlendirildi.387 O, Önce Übülle’yi

382 Bu topluluklara kendi devletlerince uygulanan dinî baskılar için bkz. Osman Gürbüz, ‚Bi-

zans ve Sâsânîlerdeki Dinî Baskıların İlk Dönem İslâm Fetihlerine Etkileri‛, Din Bilimleri

Akademik Araştırma Dergisi, sa. VII (2007), s. 1; Ayrıca bkz. Mehmet Azimli, ‚Hulefâ-yi

Râşidîn Döneminde Gerçekleşen İlk Fetihlerin Sebepleri Üzerine Değerlendirmeler‛, İSTEM, sa. 6 (2005), s. 183, 185.

383 Durî, İslâm İktisat Tarihine Giriş, s. 20, 36.

384 Lewis, The Arabs in History, s. 57-58; Bkz. Durant, İslâm Medeniyeti, s. 56; Levent Öztürk,

‚Hristiyan Yazarlardan Mari’ye Göre Müslümanların Hoşgörülü Yönetimine Örnekler‛,

SÜİFD, sa. 5 (2002), s. 87-95.

385 Bkz. Kallek, Asr-ı Saâdet’te Yönetim Piyasa İlişkisi, s. 112. 386 Bkz. Balcı, İlk İslâm Fetihleri, s. 321-330.

387 Hâlid b. Velîd’in Irak fetihleriyle görevlendirilmesiyle ilgili farklı rivayetlerin tahlili için bkz.

Hz. Ömer Sempozyumu • 97 sonra Nehrülmürre civarını ele geçirdi. Ülleys’i ve Hire’yi 633 yılında İslâm hâkimiyeti altına aldı.388 Bu bölgede kendileriyle antlaşma yapılan bir diğer

bölge Bânikya idi.389 Bu antlaşmalardan sonra ilerleyen İslâm kuvvetleri Fars

bölgesinin erzak depolarından biri olarak bilinen Enbar’a ulaştığında burayı ancak kılıç zoruyla teslim alabilmişti.390 Yoluna devam eden Halîd b. Velîd, Ay-

nu’t-Temr’e ulaştı ve teslim olmayı reddeden bölge halkıyla şiddetli bir çatış- madan sonra şehri ele geçirdi391 Bölgenin önemli erzak depoları olan Sevâd ve

Enbâr’ın ardından Aynu’t-Temr’in de alınması ile Basra körfezinden itibaren Suriye’ye kadar Fırat nehri boyunca uzanan topraklar Müslümanların eline geçmiş oldu.392 Hâlid b. Velîd ve etrafa gönderdiği birlikler, bölgedeki pek çok

kasabayı İslâm hâkimiyetine aldığı sırada Medine’de Hz. Ebu Bekir vefat et- miş, yerine Hz. Ömer halife olmuştu. Yeni halife ilk iş olarak Müslümanları ci- hada teşvik etmiş ve bin kişilik bir orduyu Irak bölgesindeki Müsenna’nın yar- dımına göndermişti.393

İkinci büyük cephe Hz. Peygamber zamanında askerî mücadelelerin baş- lamış olduğu Bizans cephesiydi. 394 Hz. Ebu Bekir, 633 yılında Suriye taraflarına

üç ayrı ordu gönderdi. Yezîd b. Ebu Süfyân ile Şurahbîl b. Hasene Tebük tara- fına; Amr b. As ise Filistin tarafına sevk edildi. Filistin’deki Kayseriye ve Gazze şehirlerinin yanı sıra bazı Bizans toprakları İslâm hâkimiyetine alındı. Amr b. Âs, Filistin sınırlarına ulaştığında halifeden yardım isteyince, Irak bölgesindeki Hâlid b. Velid buraya sevk edildi.395

Şam bölgesine yönelen Hâlid b. Velîd, Aynu’t-Temr’den sonra sırasıyla Kurâkır, Süvâ, el-Kevâsıl, Karkısya, Dûmetu’l-Cendel, Kusam, Tedmür, el- Karyeteyn, Huvvârîn gibi köy ve kasabaları ele geçirdi.396. 634 tarihinde Mer-

388 Taberî, Târîh, III, 343-350; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II, 238; Ülleys ve Hire fetihleriyle ilgi-

li farklı rivayetlerin değerlendirmesi için bkz. Kelpetin, ‚Hz. Ebu Bekir Döneminde Irak Fe- tihleri‛, EKEV Akademi Dergisi, s. 269.

389 Sevâd bölgesinde bahsi geçen Bânikya, Ülleys ve Hire dışında bir bölge ile antlaşmanın ya-

pılmadığı ifade edilerek geri kalan Irak topraklarının savaşla ele geçirildiği bildirilmektedir. Bkz. Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 341-342; Bagdâdî, Tarihu Bağdad, I, 306, 308.

390 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 3 44; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II, 245; İbn Kesîr, el-Bidâye

ve’n-Nihâye, IX, 527; Sâsânîler’in büyük şehirlerinden olan Enbar, sularının bolluğu, bağları-

nın ve bostanlarının çokluğuyla, meşhur inciriyle tanınmaktaydı. Bkz. Yâkût el-Hamevî, ‚Enbâr‛, Mu’cemü’l-Büldân, I, 257.

391 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 3 44; Taberî, Târîh, III, 376-377; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II,

246.

392 Bu fetihler için bkz. Taberî, Târîh, III, 373-380; Irak bölgesi fetihlerinin istikameti için bkz.

Kelpetin, ‚Hz. Ebu Bekir Döneminde Irak Fetihleri‛, EKEV Akademi Dergisi, s. 287.

393 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 351.

394 Müslümanların bölge ile ilk siyasî ilişkileri Hz. Peygamber’in davet mektubunu taşıyan elçi-

sinin Gassâni emiri tarafından öldürülmesi ile başlamıştı. 8/629 yılında şiddetli Mûte savaşı cereyan etti. İbn Sa’d, Tabakât, II, 119-120; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II, 112-115.

395 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 151-152.

cirâhit’de Bizans ordusu ile giriştiği savaşı kazandı. Buradan güneye hareket ederek diğer İslâm kuvvetleri ile birleşti ve Busrâ şehrini fethetti. 13/634 tari- hinde Bizans’a karşı ikinci bir zafer olan Ecnadeyn galibiyetinden sonra Filistin bölgesinin fethi kolaylaşmıştı.397 Bu bölgedeki fetihlerden haberdar olan Halife

Hz. Ebu Bekir 22 Cemâziyelâhir 13 (23 Ağustos 634) tarihinde vefat etti.398

Hz. Ebu Bekir’den sonra hilafet makamına gelen Hz. Ömer, Müslüman- lardan biat alırken onları Irak bölgesindeki İslâm askerlerine yardım etmeye, bu bölgedeki fetihlere destek vermeye teşvik etmişti. İlk iş olarak yaklaşık 5.000 kişilik gönüllü orduyu Ebu Ubeyde es-Sakâfi komutanlığında Irak cephe- sine yardıma gönderdi. Ancak Fırat nehri kıyısında vuku bulan Köprü sava- şında (13/634) Ebu Ubeyde ile birlikte pek çok Müslüman şehit düştü. Neticede savaş Sâsânî ordusunun galibiyeti ile sonuçlandı. Bu olaydan sonra Hz. Ömer, cihad çağrılarına karşılık vererek Medine’de toplanan askerleri, Abdullah el- Becelî399 komutanlığında bölgeye sevk etti. Abdullah el-Becelî İranlıları ağır bir

yenilgiye uğrattı. Zaferden sonra Müslümanlar Suvrâ, Kesker, Sârât, Felâlic gi- bi Sevâd arazilerini ele geçirdiler.400 14/635 yılında vuku bulan Nuhayle sava-

şında Müslümanlar galip geldiler ve etraftaki pek çok beldeyi hâkimiyetleri al- tına aldılar.401

Bu ilerlemeler Sâsânîler’in 120.000 civarında askerle büyük bir hazırlığa girişmelerine sebep oldu. Durum halifeye iletildi ve bölge komutanlığına ata- nan Sa’d b. Ebî Vakkâs (ö. 55/675), büyük bir orduyla bölgeye sevk edildi. Böl- geye ulaştığında diğer Müslümanların da komutasına girmesiyle yaklaşık 10.000 kişiye ulaşan bir ordu ile Kâdisiye’de (15/636) Sâsânî ordusunu karşıla- dı. Neticede Müslümanların zaferiyle sonuçlanan bu savaşın402 ardından baş-

kent Medâin Müslümanların eline geçerken mağlup durumdaki Sâsânî güçleri de Celûlâ’da toplanmaya başlamışlardı. Kâdisiye zaferiyle birlikte ilerleyen İslâm birlikleri Kûfe yakınındaki Behüresîr (Nehreşîr) şehrinde konakladılar. Daha sonra Müslümanlar, zafere ulaşmak için Dicle nehrini atlarıyla yüzerek

397 Taberî, Târîh, III, 415-418; Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 154-157; Ayrıca bkz. Fayda, Hâlid b.

Velîd, s. 357-390.

398 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 154-157; Taberî, Târîh, III, 419-420; Bkz. Fayda, ‚Ebu Bekîr‛, DİA,

X, 104.

399 İbnü’l-Esîr, Üsdü'l-Gabe fî Ma'rifeti's-Sahâbe, I, 529-531; İbn Abdülber, el-İsti’ab fî Ma'rifeti'l-

Ashâb, I, 475.

400 Bkz. Halîfe b. Hayyât, Târîh, s. 126; Taberî, Târîh, 434-443; Dîneverî, Ahbâru’t-Tıvâl, s. 113,

115-116; Suyûtî, Târîhu’l-Hulefâ, s. 84; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II, 286-288.

401 Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 351-356; İbnü’l-Esîr, Üsdü'l-Gabe fî Ma'rifeti's-Sahâbe, I, 529-531;

İbn Abdülber, el-İsti’ab fî Ma'rifeti'l-Ashâb, I, 475; Bir diğer anlatıma göre Halife ona Kûfe ta- rafına yürümesi şartıyla ganimetlerin beşte biri devlet adına alındıktan sonra kalanın üçte birini teklif etti ve o da bunu kabul etti.

Hz. Ömer Sempozyumu • 99 geçtiler.403 Medâin fethiyle, Sâsânîler’in merkez şehirlerinden biriyle birlikte

önemli tarım bölgeleri de Müslümanların hâkimiyetine geçmiş oldu.

Sa’d b. Ebî Vakkâs, tarım mahsullerinin bolluğu ve gıda teminin mümkün olması nedeniyle, ordusuyla yerleştiği Nehreşîr’den etrafa birlikler gönderdi. Böylece Dicle’nin batısından Arap diyarlarına kadar olan bölgedeki bütün çift- çiler İslâm devletine cizye ve harac ödeyen zımmîler oldular.404

Bölgedeki başarılı seferlerden sonra Müslümanlar, Dicle nehrinin doğu- sundaki Sevâd topraklarına akınlar yapmaya başladılar. Böylece artık bölgenin en bereketli toprakları olan Sevâd arazileri bütünüyle Müslümanların eline ge- çiyordu. Zira Müslümanların güçlü ilerleyişi karşısında Sâsânî ordularının da- ğıldığını gören bölge halkları, antlaşma yolunu seçerek topraklarında kalmayı ve kendilerini güvene almayı tercih etmişlerdi.405 Sâsânîlerin bölgede kalan son

bakiyeleri de mağlub edilip bütün Dicle Sevâd’ı ele geçirildi. İslâm’ı kabul et- meyenlere, yukarıda ifade edildiği gibi cizye ve harac karşılığında zimmet ve- rildi. El-Felâlic, en-Nehreyn, Babil, Hutarniye, el-Al, Nehru’l-Melik ve Kusa gi- bi beldeler ise Müslüman oldular. Bunun üzerine Halife Ömer, topraklarını kendilerine bırakarak onlara herhangi bir cizye koymadı.406

Hz. Ömer, sevk ettiği kuvvetlerle 13/635 yılında Fihl ve 14/635 yılında Mercüssüffer’de önemli zaferler kazandı. Neticede düşman kuvvetlerinin Dı- meşk’e çekilmesi üzerine şehir kuşatıldı ve 14/635 yılında fethedildi. Bölgede Bizans kuvvetleriyle sürdürülen bir dizi askerî mücadelenin de kazanılması ile Ba’lebek, Hıms ve Hama şehirleri de ele geçirildi. Bunları takip eden süreçte Bizans kralı Herakleios (imparatorluğu: 610-641) büyük bir hazırlığa girişti. Asker sayısının 100.000 civarına ulaştığı nakledilen bu Bizans ordusu, Hâlid b. Velîd komutasındaki yaklaşık 25.000 İslâm askeri tarafından Yermük’te ağır bir yenilgiye uğratıldı. Bundan sonra Bizans bölgedeki hâkimiyetini yitirmiş ve çareyi halkı iç kesimlere çekmekte bulmuştu. Bu durum Müslümanların ilerle- yişini hızlandırmış ve ciddi bir direnişle karşılaşmadan şehirlerin, İslâm kuv- vetlerince ardı ardına zapt edilmesine vesile olmuştu. Dağılıp kaçan Bizans kuvvetlerini takip eden Müslümanlar Malatya’ya kadar ilerlemişler ve şehir halkıyla cizye anlaşması yaparak dönmüşlerdi. Bu büyük zaferden sonraki birkaç yıl içerisinde Kınnesrîn, Halep, Antakya, Urfa ve Cezîre bölgeleri Müs- lümanların eline geçmişti. Böylece Suriye ve Cezîre fetihleri tamamlanarak İslâm toprakları kuzeyde Toroslara kadar uzamış oldu. Yermük savaşının ka- zanılmasından sonra Filistin de Müslümanlara karşı oldukça savunmasız bir

403 Halîfe b. Hayyât, Târîh, s. 133-134; Belâzurî, Fütûhu’l-Büldân, s. 366. 404 İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fî’t-Târîh, II, 356; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, X, 5. 405 Halîfe b. Hayyât, Târîh, s. 138.

duruma gelmişti. Amr b. Âs’ın ordusuyla kutsal şehri kuşatması üzerine halk antlaşma yoluyla teslim oldu.407

Bu başarılı fetih hareketlerinden sonra Mısır, dağılan düşman kuvvetle- rinin sığındığı ve yardım almaya başladığı bir merkez haline geldi. Bütün bunlardan haberdar olan Amr b. Âs, Mısır istikametine hareket ederek 19/640 yılında Feramâ’yı ele geçirdi. Bizans ordusuna karşı yaptığı savaşları kazana- rak Babilon şehrine ilerledi. Yedi ay gibi uzun bir kuşatmadan sonra 20/641’de şehri teslim aldı. Bizans’ın en önemli liman şehirlerinden olan İs- kenderiye’yi ise 21/642 yılında fethetti. 22/643 yılında Babilon yakınlarında Fustat şehrini kurup Müslüman Arapları buraya iskân ederek Mısır’ın fethini tamamlamış oldu. Halife tarafından buraya vali tayin edilirken tarihe de ‚Mısır Fatihi‛ olarak geçti.408

Sonuç olarak dünya tarihinde eşine pek rastlanmayan bir hızla ilerleme kaydeden İslâm fetihleri ile Irak, İran, Suriye, el-Cezîre, Mısır, Filistin bölgele- riyle birlikte Mezopotamya, el-Cezîre ve Nil vadisi gibi dünyanın en verimli tarım alanları da kalıcı olarak İslâm hâkimiyetine alınmıştı. Nitekim Hz. Ömer döneminde İslâm coğrafyasının önemli idarî merkezleri olan Mekke, Medine, Basra, Kûfe, Şam, Cezire, Mısır ve Filistin409 bu kalıcı yayılmanın genişliğini

göstermesi açısından önemlidir.

Outline

Benzer Belgeler