• Sonuç bulunamadı

Tayin Öncesi Gerçekleştirilen Denetim

HZ ÖMER’İN VALİLERİNİ DENETİME TABİ TUTMAS

2. Tayin Öncesi Gerçekleştirilen Denetim

Her bir devlet başkanı kendisine has metotlarla tayin edeceği valiyi tayin öncesi murakabe ve muhasebeye tâbi tutuyordu. Böylece tayin öncesi gerekli tedbirler alınmış oluyordu.

Valilerin tayin öncesi denetimleri hususunda gerçekleştirilen ilk icraat, on- lara görevleri esnasında uymaları gereken esasların yazılı ve sözlü olarak anla- tılması oluyordu. Devlet başkanı, vali tayin edeceği şahsı çoğunlukla halkın da bulunduğu bir ortamda huzuruna getirtiyor ve ona görevi esnasında uyması gereken hususlar hakkında gerekli tavsiyelerde bulunuyordu. Valiye tanınan yetkiler, görevler, halk ve diğer devlet memurlarıyla ilişkilerinde uymaları ge- reken konular vb. gibi hususlarda valiler, devlet başkanları tarafından tayin öncesi uyarılıyorlardı.

Valilere tayin öncesi yapılan ikaz ve nasihatlerden anlaşılıyor ki, uyarı ön- celikle moral değerler açısından oluyordu. Onlar Allah’tan korkma, işlerinde adil olma, halka hizmetin dinen ne kadar faziletli bir iş olduğu ve insanlara iyi- likle muamele etmenin önemi hususunda ikaz ediliyorlardı.

Hz. Ömer, ehliyetli ve liyakatli kimseleri valilik makamına tayin etmekle yetinmiyor, onlara tayinden önce pek çok konuda tembihte bulunuyordu.

817 Halkın valilerle ilgili denetime katılmaya teşvik edilmeleri hususunda örnekler için bkz. İbn

Sa’d, III, 281, 294: İbnü'l-Esîr, Kâmil, III, 56. Ayrıca bkz., H.İbrahim, İslâm Tarihi, II 155.

Hz. Ömer tayin öncesi valilerini şu şekilde uyarıyordu: ‚Ben sizleri emir- ler ve cebbârlar olarak değil, hidayet imamları olarak tayin edip gönderdim ki, halk sizlerle hidayete ersin, Müslümanlara haklarını verin. Onları döverek zelil duruma düşürmeyin. Kapılarınızı onlara kapatmayın, şayet kapatırsanız kuv- vetlileri zayıflarını yerler. Kendinize mal edinip onları mahrum etmeyin, aksi halde onlara zulmetmiş olursunuz. Onların yaptıklarını görmemezlikten ve bilmemezlikten gelmeyin. Ey insanlar! Ben onları ancak insanlara dinlerini öğ- retmeleri, feylerini taksim ve aralarında adaletle hükmetmeleri için gönderdim. Şayet onlara karşı bir engel ( bu icraatların uygulanmasında) çıkarsa bana ilet- sinler.‛819

Hz. Ömer’in idarecilerine, özellikle de valilerine yaptığı tavsiye ve ikazları sır olarak kalmıyordu.820 Zira Hz. Ömer, çoğunlukla bu ikaz ve nasihatleri hal-

kın da bulunduğu ortamlarda yapıyordu. Dolayısıyla şunu söyleyebiliriz ki, valilerin tayin öncesi uyarılması konusunda Hz. Ömer halifeler arasında en ti- tiz olan kişidir.

Valilerin tayin öncesi uymaları gereken hususlar, kendilerine yönelik ya- pılan tavsiyeler ve uyarılar, halkın veya belli sayıdaki şahidlerin huzurunda yapıldıktan sonra yazıya geçiriliyordu821 ki, buna daha önce de değinildiği üze-

re ‚ahd‛ denilmekteydi. Valilerden her birine belirli esasları içeren ahidlerden veriliyordu. Valilerin görevleri, ancak bu ahidleri okuyup kabul etmelerinden sonra başlıyordu.822 Ahidnamelerde belirtilen hususlar, daha sonraki dönem-

lerde valiler tarafından yerine getirilmeye çalışılıyor, ahidnamede belirtilenlere aykırı davranışlar sergileyen valiler ise duruma göre ikaz ediliyor veya ceza- landırılıyorlardı. Ahidnameye uyulup uyulmadığı ise illerdeki denetleyiciler, istihbarat görevlileri veya halk vasıtasıyla anlaşılırdı.823

Taahütname diye de isimlendirilebilecek ahidlerin çoğunlukla genel ifade- ler içerdiği söylenebilir; ‚Allah’tan korkunuz.‛, ‚Adil olunuz.‛, ‚İnsanlara iyi muamelede bulununuz.‛ vb. gibi ifadeler bulunmaktadır. Bununla birlikte bazı devlet başkanlarının tayin öncesi valilerine belirli konuları da ihtiva eden ahid- ler verdikleri ve valilerinden ahidname ile ileri sürülen şartlara uymalarını is- tedikleri görülmektedir. Hz. Ömer’in vali tayin öncesi, vali adaylarından özel olarak istediği ve taahhütname vasıtasıyla yazılı hale getirterek şahidler huzu- runda yapılacağına dair teminat aldığı şartlardan bazıları şunlardır:

819 İbn Sa’d, III, 294; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 56; İbnü’l-Cevzî, Muntazam, IV, 135-139; H. İbrahim,

İslâm Tarihi, II, 155; a.mlf. -A. İbrahim Hasan, Nuzum, s.171; Temmâvî. s.103-104, Fayda,

‚Hulefâ-yi Râşidîn‛, DİA, XVIII, 332.

820 Temmâvî, s.256; İbrahim Şerîf, s.263.

821 İbn Kesîr, IV, 138; H. İbrahim, İslâm Tarihi, I, 155-156, 338; Taha Hüseyin, s.949. 822 Taha Hüseyin, s.949.

Hz. Ömer Sempozyumu • 173 Hz. Ömer, vali tayin edeceği kişilerden ince ve zarif elbise giymemesi, ne- fis yemekler yememesi, kapısını ihtiyaç sahiplerine kapamaması ve cins ata binmemesi hususunda teminat alırdı.824

Aslında Hz. Ömer’in valilerden istediği bu şartlara kendisinin titizlikle uyduğu, halkın da uymasını istediği anlaşılmaktadır. Zira Ömer, helal yollar- dan kazanılmış bile olsa, paranın israf ve lüks uğrunda harcanmasını tasvip etmiyordu. Fakirlerinde bulunduğu bir toplumda, zenginlerin daha dikkatli bir şekilde, fakirleri dikkate alarak harcamalarda bulunmalarını, yaşam stan- dartlarını buna göre ayarlamalarını istiyordu. Bu hususlara önce kendisi ve ya- kın çevresinin uymasını istiyor, sonra görevlendirdiği valilerinin ve diğer me- murlarının halka da örnek olacak şekilde uymalarını temin etmeye çalışıyordu. Lüks ve israfa düşmemeleri için valilerini hemen her fırsatta ikaz ediyordu. Ayrıca kendi yaşam tarzıyla da, fiilen lüks ve israftan kaçınılması gerektiğini vurguluyordu.

Valilerin atandıkları yerlere gitmeden önce, sahip oldukları mal varlıkları kayda geçirilirdi.825 Valiler, tayin edildikten sonraki dönemlerde tekrar mal be-

yanına tâbi tutulurlar, mal varlıklarında makul olmayan artışlar varsa, bundan dolayı sorgulanırlardı. Daha önce de belirttiğimiz gibi, mal varlığındaki artışın sebebi olarak ticaret yaptım da arttı veya hediyeler verildi de ondan oldu gibi sözlere asla itibar edilmezdi.826

Valilerin görevleri esnasında ticaret yapmaları yasaklanmıştı. Ticaret yapmak, esas itibarıyla helal bir işti. Ancak valilerin ticaret yapmaları hem idarî işlerde aksamalara yol açabilir hem de valilik nüfuzu, valilere emsallerine na- zaran daha fazla kârlara vesile olabilirdi.827 Ayrıca valilerin hediye almaları da

yasaktı. Bu durum, daha tayin öncesi vali olacak kimseye bildiriliyor buna gö- re davranması gerektiği hatırlatılıyordu.

Valilerin tayinleri esnasında beyan ettikleri servetleri ile bir yıl sonraki sa- hip oldukları servetleri karşılaştırılıyordu. Aşırı bir artış söz konusu olduğunda makul bir izahta bulunamayan valiler ya azlediliyorlar ya da mallarının yarısı- na veya tamamına el konuluyordu. Valilerin el konulan malları beytülmâle devrediliyordu.828

824 İbn Kuteybe, Uyûn, I, 116; İbn Kesîr, IV, 138. ayrıca bkz. H.İbrahim, İslâm Tarihi, II, 155-156;

Temmâvî, s.256.

825 İbn Sa’d, III, 282; Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s.314; Tartûşî, s.338; Suyûtî, s.141;. Ayrıca bkz.

Algül, İslâm Tarihi, II, 331; Fayda, ‚Hulefâ-yi Râşidîn‛, DİA, XVIII, 332.

826 Akkâd, Abkariyyâtu Faruk, s.116-117; Kettânî, II, 29; Kureşî, I, 310.

827 Tartûşî’ye göre ‚Bir vali helalinden, rüşvetsiz bir kazanç elde etse bile ona mal biriktirmek

yakışmazdı. Çünkü o, elindeki güç sayesinde, helal yollardan da olsa, başkalarının aynı şart- larda elde ettiğinden fazlasına nail olurdu. Böylesi bir memur ise Müslümanların parasıyla iş yapan bir mudâribe benzerdi.‛ Sirâcu’l-Mulûk, s.338.

Valilerin hediye almalarının yasaklanması ile ilgili daha önceki bölümlerde bilgi verildi.

Outline

Benzer Belgeler