• Sonuç bulunamadı

Medine’den Diğer Bölgelerin Denetim

HZ ÖMER VE MERKEZ-TAŞRA MÜNASEBETİ

3. Medine’den Diğer Bölgelerin Denetim

Hz. Ömer, daha çok uçsuz bucaksız denilebilecek geniş İslâm devletini Medine’den yönetmiş, bunun için de görevlilerine ve sosyal kurumlara sıkı bir denetim getirmiştir. Bunun için de görevlileri ile yazışmalar yapmış, müfettiş- ler göndermiş, tıkanıklıkları açmak için istişarelerde bulunmuştur. Yeni fethe- dilen ülkelerde ne yapılması konusunda görevlilerine talimatlar vermiştir.

Yermük savaşından sonra fethedilen Antakya’nın712 çok büyük bir jeopoli-

tik öneme haiz olduğunu anlayan Hz. Ömer, Ebû Ubeyde’ye bir mektup yaza- rak: ‚Antakya’da Müslümanlardan bir heyet teşkil et ve bunları orada Mura- bıt713 olarak görevlendir; onlara maaş vermemezlik te etme‛ diye emir gön-

dermiştir.714

Hz. Ömer, fethedilen yerlerde yeni yerleşim merkezleri kurularak, buralara Müslüman asker ve halkın yerleştirilmesine önem vermiş, idarecilik kabiliyetini bir kez daha göstermiştir. 17/638’de Sa’d b. Ebî Vakkâs, Hz. Ömer’e yeni fetihle- rin haberini vermek üzere bir heyet göndermişti. Hz. Ömer heyettekilere renkle- rinin ve durumlarının değişmesinin nedenini sormuş, onlar da bulundukları bölgenin onları bu şekilde değiştirdiğini anlatmışlardı. Çünkü Müslümanların geçici olarak yerleştikleri Medâin rutubetli ve sivrisineği çok olan bir yerdi.715

Bunun üzerine Hz. Ömer onlara insanların konup yerleşecekleri bir yer seçmele- rini emretmiş716; bundan sonra Kûfe ve Basra şehirleri kurulmuştur.717

Yeni şehirlerin kurulmasından sonra Hz. Ömer, insanları bu bölgelerde yerleşmeye teşvik etmiştir. Basra valisi ve şehrin kurucusu718 Utbe b. Gazvan’ın

elçisi Enes b. Huceyne Medine’ye gelince, Hz. Ömer kendisine Basra’daki in- sanların durumunu sordu. Enes: ‚Dünya onların üzerine akıp duruyor; onlar altını gümüşün üzerine koyup kaldırıyorlar‛ dedi. Daha sonra Ömer, halkı Basra’ya gitmek için teşvik edince, insanlar da oraya taşınmaya başladılar.719

711 Taberî, IV, 182.

712 Halil Sahillioğlu, ‚Antakya‛, DİA.

713 Murabıt: Cephe karargahında bulunan asker veya hayvanlar. Bkz. Ahter-i Kebir, Beyrut trz,

II,280.

714 İbnü’l-Esir, II, 454;455. 715 Casim Avcı, ‚Kûfe‛, DİA.

716 Hz. Ömer’in şehirlerin kurulmasında önceliği Medine ile arasında nehir engeli olmaması idi.

Bkz. Casim Avcı, ‚Kûfe‛, DİA.

717 İbnü’l- Esir, II, 482.

718 Nüveyrî, Nihâyetü’l-Ereb fî Funûni’l-Edeb, Kahire trz. XIX, 235-36. 719 İbnü’l- Esir, II, 477.

Hz. Ömer Sempozyumu • 155 Hz. Ömer, ‚Irakeyn‛ diye maruf olan bu şehirlere720 iskânı teşvik etmiştir.

Daha önce Kûfe’ye yerleşen üç ayrı grup, Hz. Ömer’den ayrılmak için izin iste- mişlerdi. Hz. Ömer de, onlara askerî karargâhların savaş gücü bakımından daha iyi ve insanlar için daha umut verici olduğunu belirterek, kalmalarını tavsiye etmiş; fakat hareketlerinde hür ve serbest olduklarını da ilave etmiştir.721

Tayinler ve görev yerleri hususunda da, merkez taşra münasebetinin ol- duğu vakidir. es-Sımt Esved el-Kindî Humus’ta, oğlu Şurahbil b. es-Sımt ise Kûfe’de bulunuyordu. Es-Sımt Hz. Ömer’in yanına giderek, esirleri dahi birbi- rinden ayırmayan Halife’nin, kendisiyle oğlunu birbirinden ayırdığını, bu yüzden ya oğlunun Şam’a, ya da kendisinin Kûfe’ye gönderilmesini istedi. Bu- nun üzerine Hz. Ömer, Şurahbil’i babasının yanına, Humus’a gönderdi.722

Merkez-Taşra münasebetine büyük önem veren Hz. Ömer, taşrada olan olumsuz hareketleri öğrenmeye gayret eder ve bu olumsuzluğu gidermeye ça- lışırdı. Hz. Ömer’in huzuruna gelen bir adam: ‚Ey Mü’minlerin Emiri! Ekin ekmiştim; Şam ehlinden gelen bir ordu geçti ve ekinlerimi bozdu‛ diyerek mağduriyetini arz etti. Adil Ömer, 10.000 dirhem parayı adama vererek, ordu- nun yaptığı zararı tazmin etti.723 Su bulamayan bir yolcu bir kabileye gelip, su

istedi; kendisine su verilmemesi üzerine de öldü. Durumdan haberdar olan Hz. Ömer, o kabilenin hepsini ölenin diyetini ödemeye mahkum etti.724

O’nun Merkez-Taşra politikasına verdiği önemi ve tavizsiz idare tarzını an- latan şu konuşması, oldukça önemlidir: ‚Ben memurlarımı sizi dövmeleri, hak- sız olarak mallarınızı almaları için göndermiyorum. Ben size onları ancak dinini- zi öğretmeleri, Hz. Peygamber’in sünnetini talim etmeleri için gönderiyorum. Sizden her kim, bu söylediklerimin dışında haksız bir muameleye maruz kalırsa, derhal bana müracaat etsin. Canım kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, ondan kısas yolu ile hakkını alırım.‛ Bu arada Amr b. el- Âs söz aldı ve şöyle dedi: ‚Ey Mü’minlerin Emîri! Müslüman bir vali onlardan bazısını te’dip etse, ona kısas tatbik eder misiniz?‛ Hz. Ömer de şu cevabı verdi: ‚Evet, uygularım. Ben Rasulüllah’ın kendi nefsinden kısas yaptığını gördüm. Sakın insanları döv- meyiniz; aksi halde zelil edersiniz. Haklarına mani olmayınız; maazallah dini terketmelerine sebep olursunuz. Onları tefrikaya düşürmeyiniz; aksi halde düş- mana karşı mağlup olmalarına sebebiyet verirsiniz.‛725

720 Casim Avcı, ‚Kûfe‛, DİA. 721 İbnü’l-Esir, II, 483. 722 El-Belazurî, 196-97. 723 Ebû Yusuf, 195.

724 el- Maverdî, el-Ahkâmu’s- Sultaniyye, 205.

725 İbn Sâ’d, Tabakât, III/ 281; Ebû Yusuf, Harac, s. 188-89; İbnu’l-Esir, a.g.e, III/62; el- Hudari,

Hz. Ömer’in herhangi bir görevlisi halka karşı, büyüklük ve kibir gibi bir tavır takınır, kendisinin halkın üstünde gösterecek bir durum alırsa, şiddetle azarlardı. Görevliler’in hastaları ziyaret etmediği, güçsüz ve yoksulları kabul etmediği anlaşılırsa, memuriyetten derhal azledilirdi.726

İnce elbiseler giyinip, kapısında kapıcı bulunduran el-Cezîre valisi İyâz b. Ganm727, görevli müfettişin tahkikatı sonucu, Medine’ye getirildi. Hz. Ömer,

onun ince elbiselerini çıkarıp, kaba yünden bir elbise giydirerek, bir keçi sürü- sü otlatmasını istedi. Bu hareket, Iyaz’ın gerçekleri görmesini ve hayatı boyun- ca görevini dürüst yapmasını sağlamıştır.728

Hz. Ömer, görevlilerini sık sık teftiş ederdi. Onlardan biri hakkında bir şikâyet vuku bulunca, onları şikâyetçilerle beraber huzuruna toplar ve kararını verirdi.729 Devlet memurları hakkında ulaşan şikâyetlerin tahkiki için, hususi

bir daire kurarak, ashabdan Muhammed b. Mesleme el-Ensârî’yi bu memuri- yete tayin etmiştir. O’nun bu mevkiye seçilmesinin sebebi, Hz. Peygamber’in Tebük Gazvesi için çıktığında,730 onu Medine’ye vekil bırakmasıdır. Bir memur

hakkında şikâyet olduğu zaman, tahkik işi için vazifelendirilir ve halkın ifade- sini alırdı.731 Muhammed b. Mesleme Hz. Ebû Bekir döneminde de bu görevi

ifa etmişti.732 Ayrıca Hz. Ömer teftiş maksadıyla tanınmayan kimseleri de gizli-

ce vilâyetlere gönderirdi.733

Tahkikat yapmak için bazan birkaç kişilik bir heyet gönderilirken, bazan da -bilhassa ilk zamanlarda- şikâyet edilen memur Medine’ye çağrılır ve bizzat sorguya çekilirdi. Bu usule yüksek memuriyetlerde başvurulurdu.734 Ebû Musâ

el-Eş’arî, Iyaz b. Ğanem, Sa’d b. Ebî Vakkas, Muğîre b. Şûbe, Ammâr b. Yasir’in sorgulamaları böyle olmuştur.

L. V. Vaglieri’ye göre Hz. Ömer, kumandanları üzerindeki kontrolünü hiç kaybetmemiştir. Diplomat kişiliği sayesinde, kavgaları yatıştırmak ve sahabe arasında uzlaşılması güç bazı arzuları dizginlemek gibi görevleri başarı ile icrâ etmiştir.735

Valiler ve kumandanlar hakkında şiddetli davranarak, onlardan dikkatle hesap sorar, onların tüm hareketlerini tahkik eder ve hatasını bulduğu görevli-

726 Ebû Yusuf, s.191.

727 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, Beyrut 1981-85, II, 354-55. 728 Ebû Yusuf, s. 190-91; Şiblî, Asr-ı Saadet, IV/347.

729 H. İbrahim, A. İbrahim, 171. 730 İbn Sa’d, III, 444-45. 731 M. el-Hudari, Tarih, I/13.

732 Ataullah Şahyar, ‚Muhammed b. Mesleme‛, DİA. 733 Mustafa Fayda, ‚Ömer‛, DİA.

734 Şiblî, II, 53.

735 L. V. Vaglieri, Raşit Halifeler, İslâm Tarihi Kültür ve Medeniyeti, Ter. İlhan Kutluer, İstanbul

Hz. Ömer Sempozyumu • 157 sinin hatır ve mevkisine bakmayarak, bu hatayı düzeltirdi. Bir keresinde Halid b. Valid’in hatasını görünce, huzuruna çağırıp, sanki bir köle gibi O’nu azarla- yarak ikazda bulunmuş, Halid de buna karşı ağzını dahi açmamıştır.736

18/639’da Hz. Ömer’den izin almaksızın Bahreyn sahillerinden İran’a bir cephe açan Bahreyn valisi Alâ b. Hadramî, bu ilk deniz seferinde yenilmesi üzerine, Hz. Ömer takviye birlikler göndererek duruma hâkim olmuş737, Alâ görevin-

den azledilerek, Sa’d b. Ebî Vakkas’ın emrine verilmiştir.738 Yerine de Ebû Hu-

reyre atanmıştır.739

Valilerinin ve ordu komutanlarının hareketlerini izlemiş, yanlış bir davra- nışlarını öğrendiği anda, onları hemen sorguya çekmiş, hesap sormuştur. 14/635’te yapılan Buveyb Savaşında, Sasânîler’le yapılan savaşların kahramanı Müsennâ b. Hârise’nın740 komutasındaki Bekir b. Vail kabilesinden olan yar-

dımcı kuvvetler, düşmanları suya dökerek, komutanlarının emir ve tahriki ile suya dökülenleri boğunca, birlikte bulunan özel casusları vasıtası ile durumu öğrenen Hz. Ömer, komutanları Medine’ye çağırarak sorguya çekmiştir. Ko- mutanlar, bu hareketi, hem Cahiliyye Döneminde kendilerine yapılan bu tür bir katliamın öcünü almak, hem de bölgede İslâm’ın nüfuzunu artırmak için böyle davrandıklarına yemin edince, Hz. Ömer, onları tekrar cepheye gön- dermiştir.741

Şam bölgesinde kadılık yapan küçük yaştaki bir hâkimi şikâyet üzerine teftiş etmiş, soruşturma neticesi, hâkimin liyakatli bir kimse olduğu anlaşılmış- tır.742

Vali Ebû Musa’nın kâtibi ‚Min Ebû Musâ‛ şeklinde bir hata yapınca, Hz. Ömer, Ebû Musa’ya yazdığı, kâtibine bir kamçı vurmasını ve onu görevden almasını emretmiştir.743 Yine Ebû Musâ, Hz. Ömer’in eşi ve İslâm’ı ilk kabul

eden kadın sahabîlerden biri olan Atîke binti Zeyd’e744 bir keçe hediye etmiş,

akşam durumu öğrenen Hz. Ömer, keçeyi yeniden Ebû Musâ’ya buna ihtiyaç- ları olmadığını söyleyerek iade etmiş,745 görevlileri ile arasında hem bazı pren-

sipler koymuş, hem de rüşvet ve iltimasa asla müsaade etmemiştir.

736 C. Zeydan, IV/66. 737 Zehebî, I, 264-66.

738 Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, II/83. 739 Ahmet Önkal, ‚Alâ b. Hadramî‛, DİA.

740 İsrafil Balcı, ‚İran Sömürgesine Karşı Arap Aşiretleri Direnişinin Önderi: Müsennâ b. Hârise

ve Siyasî Faaliyetleri, EKEV Akademi Dergisi, VIII/19, Erzurum 2004, 177-194.

741 DGBİT, II, 69-70. 742 F. Atar, 70.

743 Belazurî, 497; Hamidullah, Devlet İdaresi, 487-88.

744 İbn Abdülber, el-İstîâb fî Ma’rifeti’l-Ashâb, Kahire 1328, IV, 364-67. 745 İbn Sa’d, III, 308.

Döneminde valilik yapan Muaviye, Amr b. el-Âs, Muğire b. Şûbe gibi zat- ların devlet başkanlıklarında gözü olduğu için, hepsini de sıkı bir kontrole tabi tutmuş, herhangi bir emrine muhalefet etmelerine müsaade etmemiştir.746 Mı-

sır valisi Amr’ın oğlu, bir Kıptî’yi kamçılayarak, ‚Ben şereflilerin oğluyum‛ dedi. Kıptî’nin Medine’deki Halife’ye durumu anlatarak şikâyette bulunması üzerine, Halife Amr’ın oğlunu çağırdı ve Kıptî’ye bir kırbaç vererek, ‚Şereflile- rin oğluna vur‛ dedi. Kıptî vurmasını bitirince, Hz. Ömer şimdi de Amr’ın ka- fasına vurmasını, çünkü oğlunun babasının iktidarı dolayısı ile böyle yaptığını söyledi. Kıptî ise, hakkını aldığını söyleyerek, bunu yapmadı. Bunun ardından Hz. Ömer, Amr’a yönelerek, ‚Ey Amr! Annelerinden hür doğanları ne zaman- dan beri köleleştiriyorsunuz‛ dedi.747

Ma’n b. Zaide adında bir adam, halifelik mührünü takliden bir mühür kazdırarak, bu mühürle Kûfe haracından almıştı. Hz. Ömer bunu öğrenince, valisine mektup yazarak, bu kişi hakkındaki emrini uygulamasını, elçisine itaat etmesini emretti. Bundan sonra Hz. Ömer’in elçisi ve vali Muğire b. Şu’be tara- fından hapsedilen Ma’n, Kûfe’den kaçarak Medine’ye af dilemeye gitti ise de, dayak ve hapisten kurtulamamıştır.748

Hz. Ömer, taşradan gelen görevlilerini veya halktan birini sorguya çeke- rek, geldiği yerin ahvalini soruşturmuş, oranın durumu ile ilgili teferruatlı bilgi edinme yoluna gitmiştir. Kûfe’den gelen Muhadrâmûn şâirlerinden ünlü cengâverlerden Amr b. Madîkerb’i749, Arap kabileleri, Sa’d b. Ebî Vakkas’ın

uygulamaları, harp ve silahlar hakkında sorguya çekmiş, gerekli bilgileri aldık- tan sonra, durumdan memnun olan Hz. Ömer, görevlilerin davranışından do- layı Allah’a şükretmiştir.750

Hz. Ömer Gayr-ı Müslim tebaanın hakları hususunda da titizdir. Barışın bozulmasıyla, Basra valisi Utbe b. Gazvan tarafından ikinci bir saldırı ile Müs- lümanların eline geçen Huzistan’ın önemli şehirlerinden olan Ahvaz’da751

(17/638) barışın bozulmasının bölge halkına yapılan bir zulümden kaynakla- nabileceğini düşünen Halife, Utbe’ye haber göndererek, soruşturma için böl-

746 Şiblî, IV, 341.

747 C. Zeydan, Medeniyet-i İslâmiye Tarihi, IV, 66; Yusuf el- Kardavî, Müslümanlar Gayr-ı Müslim-

lere Nasıl Davrandı, çev. M. Beşir Eryarsoy, İstanbul 1985, 47-48.

748 Belazurî, 677-79.

749 M. Abdülganî Hasan, ‚Şi’ru Amr b. Ma’dîkerib ez-Zübeydî‛, Mecelletü Ma’hedi’l-Mahtûtati’l-

Arabiyye, XXIV/2, Kahire 1978, 339-345.

750 Mes’udî, Murûcu’z- Zehep ve Meadinu’l- Cevher, Thk. M. Muhyiddin Abdulhamit, Beyrut

1983, II, 333. Amr, Sa’d b. Ebû Vakkâs ile Irak fethine katılmış ve Hz. Ömer tarafından 2000 kişiye bedel bir kahraman olarak Sa’d’a gönderilmişti. Bkz. Hacı Ahmed Sezikli, ‚Amr b. Ma’dîkerib‛, DİA.

Hz. Ömer Sempozyumu • 159 genin ileri gelenlerinden 10 kişilik bir heyet göndermesini istedi. Heyetle gö- rüştükten sonra, Zimmî halka752 zulüm yapılmadığı ortaya çıktı. Bundan sonra

Hz. Ömer, Utbe b. Gazvan’a bir mesaj göndererek, halka zulüm yapılmaması- nı; zira adaletsiz bir devletin er geç yıkılacağını ve bir de verilen söze sadık ka- lınmasını emretti.753

Gayrı Müslimlerin hakları üzerinde titizlikle duran Hz. Ömer, herhangi bir Müslüman onlara zarar verebilir korkusu ile çeşitli bölgelerden yanına ge- len kimselere Zimmilerin durumunu sorar, onlar da: ‚anlaşmalara riayetten başka bir şey bilmiyoruz‛ diye cevap verirlerdi.754

Hz. Ömer’in Cuma hutbesini irat ederken bile, Hristiyan şikâyetçileri ka- bul edip, şikâyetlerini dinlediği rivayet edilir.755 O, Cizye toplanmasında her-

hangi bir adaletsizlik yapılıp yapılmadığını araştırır, Cizye toplayan tahsilda- rın bunu gönül hoşluğu ile alıp-almadığını sorgulardı.756

Irak’ta vergi memuru olan Ziyad b. Hudayr, bir Hristiyandan yılda iki kez vergi alınca, bu kimse Hz. Ömer’e gelerek şikâyette bulunmuştu. Hz. Ömer hemen bir talimat yazarak, görevlisini uyardı ve buna hakkı olmadığını, uygulamanın yanlış olduğunu belirtti. Talimat, Hristiyan tebaa varmadan Zi- yad’ın eline ulaşmıştı.757 Bu da Hz. Ömer döneminde merkez ile taşra arasın-

daki münasebetlerin ne kadar hızlı ve koordineli olduğunu gösterir.

Şikâyetler üzerine, o bölgeye müfettiş yerine askerî kuvvet de gönderil- miştir. Sevâd758 ehli Hz. Ömer’e şikâyette bulununca759, onlara 100 süvari gön-

derilmiştir. Kaynağımız şikâyetin hangi hususta olduğunu belirtmez.760

Hz. Ömer, görevlilerinin ıslahı ile umumun rızasını almak durumunda idi. Valileri onun gözünde halktan bir fert idi. Adaletin hükmü başkalarının üzerine nasıl cereyan ediyorsa, görevlisi üzerinde de aynı derecede uygulanır- dı. O, insanlar arasında eşitlik ilkesini esas alır, bu huyundan asla taviz ver- mezdi. Görevlisi en alt tabakadan halk tarafından muhakeme edildiği zaman,

752 İslâm ülkelerinde yaşayan gayri müslim tebaa için kullanılan bir terimdir. Bkz. İbn Kayyim

el-Cevziyye, Ahkâmü Ehli’z-Zimme, Dımaşk 1961.

753 D. G. B. İ. Tarihi, II, 82-83. 754 Y. El- Kardavî, 62

755 M. Hamidullah, İslâm’da Devlet İdaresi, s. 187. 756 Y. El-Kardavî, 62; Ebû Yusuf, 74.

757 Ebû Ubeyd, Kitabu’l- Emvâl, çev. Cemalettin Saylık, İstanbul 1981, 511.

758 İslâm tarihinde Aşağı Irak bölgesine verilen addır. Arap fatihler çölün sarı kumlarından çı-

kıp, Fırat ve Dicle havzasındaki koyu yeşilliği görüp, buraya ‚siyah‛ anlamında ‚sevâd‛ demişlerdir. İbnü’l-Fakîh, Kitâbü’l-Büldân, Beyrut 1996, 377-94.

759 Sevâd ehlinin herhangi bir ahdi ya da anlaşmaları olmamasına ve verilecek hükme razı ola-

rak teslim olmalarına rağmen (Bkz. Belâzürî, s.303) Hz. Ömer’in onların şikâyetlerine dikka- te alması çok önemli bir husustur.

onu şikâyetçinin huzurunda mahkeme ederdi. Hak açığa çıkana kadar, şikâyet edilenle eden, adalet karşısında eşitti. Şikâyetçi görevlisinden önce davranırsa dinler, şayet ifade vermek üzere amili bulunursa, onu dinledikten sonra, şeriat ile onun hakkında hükmeder yahut onu azlederdi.761

Hz. Ömer’in valilerini de, aynı itina ve bitaraftık içerisinde teftiş ve sorgu- lamaya tabi tuttuğunu görüyoruz. Ebû Ubeyde b. Cerrâh gibi birkaç istisna dı- şında,762 Hz. Peygamber’in ashâbından pek çok kişi sorgulamaya tabî tutul-

muştur. Kadisiye savaşı öncesi, çok kritik bir durumda Kûfe valisi Sa’d b. Ebî Vakkas hakkında bir şikâyet olunca, Hz. Ömer durumun vehametine bakma- dan, şikâyeti değerlendirdi ve müfettişi Muhammed b. Mesleme’yi teftiş için gönderdi. Muhammed, Kûfe’nin çeşitli camilerindeki cemaatle görüşmüş, Sa’d’ın da ifadesini aldıktan sonra, Sa’d’la birlikte Medine’ye dönmüş ve bura- da sorguyu bizzat Hz. Ömer kendisi yapmıştır.763 Yine Nihâvend savaşı öncesi

Cerrâh b. Sinan el-Esedî’nin başkanlığında bir grup isyân etmişlerdi. Durumu öğrenen Hz. Ömer yine müfettişi Muhammed b. Mesleme’yi göndererek du- rumu soruşturdu. Halkın arasına karışan Muhammed b. Mesleme, halkın Sa’d’dan memnun olduğunu, hoşnutsuzluğun adı geçen gruba mahsus oldu- ğunu gördü. Asılsız ithamlara üzülen Sa’d’ın bu gruba beddua ettiği ve hepsi- nin de tuttuğu rivayet olunur.764 Yine Sa’d, Kûfe halkınca namazı iyi kıldırma-

dığı765 ve avcılıkla oyalandığı766 gerekçeleri ile şikâyet edilmişti. Sa’d da Hz.

Ömer’e namazı Hz. Peygamber’in kıldırdığı gibi kıldırdığını ifade ederek sa- vunmasını yapmış, Hz. Ömer de ona hak vermiştir.767

Kûfe gibi bir yerde valilik yapmış olmasından dolayı olmalıdır ki, Hz. Ömer’in emri ile kurduğu bu şehirde,768 Sa’d hakkında başka şikâyetler de ol-

muştur. ‚Sa’d’ın Sarayı‛ diye adlandırılan bir konak inşâ ettirdiği ve kapıcı odası ilave ettirerek, halkla arasına engeller koyduğu gerekçesi ile yine şikâyet edilmiş, Kûfe’ye gönderilen Muhammed b. Mesleme tarafından, halkın ser- bestçe girişine engel olacağı gerekçesi ile saray yıkılmış,769 bundan sonra Sa’d,

761 Muhammed el- Hudari, Tarih, I/11.

762 Muhammed el-Hudari, Tarihu’l-Umem, I/13. Hz. Ömer Ebû Ubeyde’yi kendisinden sonra

hilâfet makamına bile düşündüğü söylenir. Bkz. Ahmed Önkal, ‚Ebû Ubeyde b. Cerrâh‛,

DİA.

763 Şibli Numanî, Asr-ı Saadet, çev.Ö. Rıza Doğrul, İstanbul 1974,IV, 345-46. Ş. Numanî, Hz. Ömer

ve Devlet İdaresi, çev. T. Yaşar Alp, İstanbul 1986, II, 51’de, Kadisiye yerine Nihâvend kaydı

verilir.

764 Belâzurî, 399; İbnu’l-Esir, III, 11-12. 765 Belâzurı, 398; Yakûbî, II, 155. 766 İbnu’l-Esir, III, 12.

767 Belâzurî, Fütûh, 398.

768 İbnu’t-Tıktaka, el-Fahrî, çev. Ramazan Şeşen, İstanbul 2016, 71. 769 Belâzurî, Fütûh, 398; İbnu’l-Esir, Kâmil, II/484; Şiblî, Hz. Ömer, II/54-55.

Hz. Ömer Sempozyumu • 161 Kûfe camilerinden birinde kalmış, buna rağmen hayır ve iyilik temennilerin- den başka bir şey söylememiştir.770

Basra valiliği yapan Muğire b. Şu’be de şikâyet edilenler arasındadır. Mu- ğire b. Şu’be, Ümmü Cemîl adlı evli bir kadını evinde, Ebû Bekir b. Mesrûh, Şibl b. Ma’bed, Nafî b. Haris ve Ziyad b. Ubeyd tarafından ikisi de çıplak ola- rak basıldı. Adı geçen 4 kişi Medine’ye gelerek, gördüklerini Hz. Ömer’e anlat- tılar. Bunun üzerine Ebû Musâ el-Eş’arî Basra valiliğine atanarak, durumu so- ruşturmakla da görevlendirildi. Ebû Musâ, şahitler ile Muğîre’yi bir araya ge- tirdi. Üç kişi şahitlik yapmalarına rağmen, dördüncü şahit Ziyâd b. Ubeyd ke- sin bir ifadede bulunmayınca, diğer üç şahide iftira cezası uygulanarak, had vuruldu.771 Bundan sonra Hz. Ömer, Muğîre’ye şöyle demiştir: ‚Allah’ın beni

taşla recmetmesinden korkmamdan başka, sende asla bir şey görmüyorum.‛772

Muğîre vilâyetin gelir giderini içeren bir defter tanzim ettiği için Hz. Ömer’den tam not alsa da, yine de valilikten azledilmekten kurtulamadı.773

Daha sonra şikâyet edilenler kervanına Ebû Musâ da katılmış, Medine’ye çağrılarak şikâyet edilen konular tek tek incelenmiş, savunması alınmış, orta halli bir Müslümanın tedarike gücü yetmediği yiyecekler ile beslediği cariyesi hakkındaki ithama cevap veremeyince, cariye elinden alınmıştır.774

İlk Müslümanlardan Ammar b. Yasir de Irak halkının775 şikâyetlerinden

nasibini almış, Hz. Ömer’in huzurunda şikâyetçilerle birlikte sorgulanarak gö- revden alınmıştır.776 Ammâr, valilik kabiliyetinden mahrum bulunduğu, ta-

hammül edilemez bir yönetici olduğu gerekçesi ile şikâyet edilmişti. Hz. Ömer, şikâyetçileri dinledikten sonra Ammâr’a, Kûfe’nin gerçeklerini de göz önünde tutarak, bazı sorular yöneltti. O’nun yeterli bilgi ve tecrübesi olmadığını anla- yınca da görevden aldı.777

Suriye bölgesinde Irak kadar şikâyet olmadığını görüyoruz. Bilinen ender şikâyetlerden birisi, Humus valisi Saîd b. Âmir778, halk tarafından, ayda bir

gün huzura çıkmadığı, halkı geceleyin huzuruna kabul etmediği ve gün bitin- ceye kadar huzura çıkmadığı gerekçesi ile şikâyet edilerek, azli istendi. Hz.

770 Belâzurî, Fütûh, 398.

771 Taberî, IV/69-70; Yakubî, II, 146; M. Hudari, I, 12. 772 Yakûbî, II, 146.

773 İrfan Aycan, ‚Muğîre b. Şu’be‛, DİA. 774 Şiblî, Hz. Ömer, II, 53.

775 Ammâr, 21/641-42’de Kûfe valisi olarak atanmıştı. Mustafa Fayda, ‚Ammâr b. Yâsir‛, DİA. 776 M. Hudari, I, 12.

777 Taberî, IV, 163-66.

Outline

Benzer Belgeler