• Sonuç bulunamadı

4. TAHÂVÎ ve BEYHAKÎ’NİN HAYATLARI ve ESERLERİ

2.16. Vitir Namazı

Tahâvî vitir namazının rekât sayısı ve kılınış şekli hususunda âlimlerin farklı görüşler benimsediğini kaydetmiştir. Abdullah b. Ömer’den merfû olarak nakledilen “Vitir gecenin sonunda tek rekâttır” rivayeti425 ve şahitlerini esas alan âlimler vitrin

tek rekât olduğunu söylemişler, bazı âlimler ise onlara muhalefet ederek vitrin üç rekâtlık bir namaz olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Âlimlerin bir kısmına göre bu üç rekât peşpeşe kılınıp üçüncü rekâtta selam verilirken, diğer bir gruba göre ise ikinci rekâtta selam verilip üçüncü rekât müstakil olarak kılınıp selam vermek suretiyle üç rekât kılınmalıdır. Tahâvî hadiste geçen bir rekâtın başlı başına bir rekâtlık vitir namazı şeklinde anlaşılmasının mümkün olduğu gibi, öncesinde kılınmış olan iki rekâtlık bir namazın, üçüncü rekâtı olarak kılınan ve bu suretle iki rekâtı üçe tamamlayarak vitr yapılmış olan bir rekât olmasının da mümkün olduğunu ifade etmiştir. Bunu destekler mahiyette yine İbn Ömer’den nakledilen, Hz. Peygamber’e (s) gece namazını soran kimseye onun “İkişer ikişer, sabah namazının girmesinden korkarsan namazını vitr

yapacak/tekleyecek bir rekât kıl”426 buyurduğunu haber veren rivayeti nakletmiştir. Rivayetin diğer bir mütabisinde427 Abdullah b. Ömer’in vitir ve iki rekât arasında

selam verdiği şeklinde bir bilgi yer almaktadır. Tahâvî bu hadisteki “selam”dan kastın teşehhüd olabileceğini belirtmiştir.428

Tahâvî vitir namazının rekât sayısına dair,

İbn Ömer’in vitir namazını, gündüzün vitri olarak nitelediği akşam namazına benzettiğini429 nakletmiş ve İbn Ömer’e göre de vitrin akşam namazı gibi üç rekât

olduğunu ifade etmiştir.

425 Müslim, Salâtü’l-Musâfirîn, 153; Ebû Dâvûd, Vitr, 3; Nesaî, Kıyâmu’l-Leyl, 34; Ahmed b. Hanbel, VIII, 481.

426 Buhârî, Mesâcid, 50, Vitr, 1; Müslim, Salâtü’l-Musâfirîn, 145; Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 25; Tirmizî, Salât, 210; İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 116; Nesaî, Kıyâmu’l-Leyl, 26; Ahmed b. Hanbel, VIII, 79; Dârimî, Salât, 155.

427 َكِلَذ ُلَعْفَي َناَك َمَّلَس َو ِهْيَلَع ُ َّللَّا ىَّلَص َّي ِبَّنلا َّنَأ اَمُهْنَع ُالله َي ِض َر َرَمُع ُنْبا َرَبْخَأ َو , ٍةَميِلْسَتِب ِه ِرْتِو َو ِهِعْفَش َنْيَب ُل ِصْفَي َناَك ُهَّنَأ Tahâvî, Şerh, I, 361; Ahmed b. Hanbel, IX, 333; İbn Hıbban, Sahih, VI, 191; Taberânî, el-Mu’cemu’l-

Evsat, I, 229.

428 Tahâvî, Şerh, I, 359-362. 429 Tahâvî, Şerh, I, 362.

Hz. Aişe’den Sa’d b. Hişam kanalıyla nakledilen, Hz. Peygamber’in (s) vitrin iki rekâtında selam vermediğini430 ve buna göre de üç rekât olup üçüncünün sonunda

selam verdiğinin anlaşıldığını haber veren rivayete yer vermiştir. Sonrasında Sa’d’dan ve Ebu Seleme’den gelen ve gece namazına dair muhtelif rakamlar zikredilen Hz. Aişe rivayetlerini aktarmış ve bu rivayetlerin arasını cem’ ederek zahirde görünen ihtilâfı gidermeye çalışmıştır.431

Hz. Aişe’den ‘Urve b. Zübeyr (94/713) kanalıyla gelen rivayetleri aktaran Tahâvî muhtelif bilgiler veren bu hadislerin aralarında ızdırap bulunduğu için delil olamayacaklarını belirtmiştir.432

İbn Abbas’ın vitri tek rekât kıldığı haber verilen Muaviye için “İsabet etti.” dediğini haber veren rivayeti433 aktarmış, sonrasında onun vitrin üç rekât olduğu

kanatini taşıdığını ifade eden rivayetlere yer vermiş ve İbn Abbas’ın Muaviye’den çekindiği için böyle söylemiş olabileceğini ifade etmiştir.434

Hz. Peygamber’in (s) beş ve yedi rekât vitir namazı kıldığına dair Ümmü Seleme rivayeti ile dileyenin bir, üç yahut beş rekât kılabileceğini haber veren Ebu Eyyüb el- Ensârî rivayetlerini nakleden Tahâvî, Rasulullah’tan (s) sonra bu hususta icma oluştuğunu, bu haberlerin vitir namazı üç rekât olarak kesinleşmeden öncesine ait olduğunu ve bunun sonradan neshedildiğini söylemiştir.435

Tahâvî, Ubey b. Ka’b (33/654), Abdullah b. Mesud, Enes b. Malik, Zeyd b. Sabit, Ömer b. Abdilaziz ve Said b. el-Müseyyib’in vitri üç rekât kıldıkları ve bu minvalde fetva verdiklerine dair rivayetleri nakletmiştir.436

Muaz b. Cebel (17/638), Sa’d b. Ebi Vakkas ve Hz. Osman’ın vitri bir rekât olarak kıldıklarına dair haberleri önceden kıldıkları iki rekâtın üzerine bir rekât kılmış olabilecekleri şeklinde yorumlamştır. Kaydettiğine göre Hz. Osman rivayetinde

430 Nesaî, Kıyamu’l-Leyl, 36; Muvatta, s. 96 (Şeybânî); İbn Ebi, Şeybe, Musannef, II, 91; Taberânî, el-

Mu’cemu’l-Evsat, VI, 375; Darekutni, Sünen, II, 357; Hakim, Müstedrek, I, 446; Beyhakî, es-Sünenü’l- Kübrâ, III, 45.

431 Bkz. Tahâvî, Şerh, I, 363. 432 Bkz. Tahâvî, Şerh, I, 367-369.

433 Buhârî, Fedâilü’s-Sahabe, 28; Abdurrezzak, Musannef, III, 23; İbn Ebi Şeybe, Musannef, II, 88; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 39.

434 Tahâvî, Şerh, I, 375-376. 435 Tahâvî, Şerh, I, 379.

kendisine bir kıldığı için itiraz eden Abdurrahman et-Teymî de sahabidir ve Hz. Osman’ın önceki uygulamasını bildiği için ona itiraz etmiş olmalıdır. Sa’d b. Ebi Vakkas ise ya öncesinde iki rekât kılmış olmalıdır yahut da kendi görüşü böyledir ve ona uymuştur. Zira rivayetlerin birinde İbn Mesud’un bir kıldığı için onu ayıpladığı geçmektedir. Şayet o Sa’d’ın kendi görüşü olduğunu bilmese ona bu hususta itirazda bulunmazdı. 437

Şâfiî’nin kendisine “öncesinde hiçbir şey kılınmadan bir rekât vitir namazı kılınmasını” soran öğrencisi Rabi’e bunun caiz olup kendisinin tercihinin ise on rekât (tatavvu’/nafile) kılıp sonra da tek rekât vitir kılmak şeklinde olduğunu haber veren rivayeti nakleden Beyhakî, konuya dair Tahâvî’nin de nakletmiş olduğu İbn Abbas ve İbn Ömer rivayetlerini aktarmıştır. Abdullah b. Ömer’in “gündüzün vitrini akşam namazı olarak bildiği ve gecenin vitrini de böyle kabul ettiği şeklindeki” Tahâvî’nin yorumunu tenkid eden Beyhakî onun rivayeti eksik naklettiğini, İbn Ömer hadiste gündüz vitri ile gece vitrinin farklı olduğunu zikredip gece vitrinin bir rekât olduğunu söylemiş olmasına rağmen Tahâvî’nin hadisin bu kısmını nazar-ı itibara almadığını ifade etmiştir.438

Abdullah b. Abbas’ın, Muaviye (r.a)’nin tek rekâtlık vitrini tasdik ettiğine dair haberi ele alan Beyhakî, rivayetin sağlam olduğunu ve İbn Abbas gibi bir sahabi için yanlış olduğuna inandığı dini bir konuda korktuğu için farklı bir şey söylemiş olmasını düşünmenin caiz olmadığını söylemiştir. Zira ashabın yeri geldiğinde Muaviye’nin yanına giderek ona uyarılarda bulunduklarını zikreden Beyhakî, Muaviye’nin temettu’ haccını yasakladığına dair haberi işiten İbn Abbas’ın “Allah’ın (c.c) Kitabı’na bakın. Şayet yoksa bilin ki o Allah ve Rasulü adına yalan uydurmuştur.” dediğini nakletmiştir.439 Hal böyle iken ancak “hadisleri mezhebine göre uyarlamaya çalışan

kimsenin” İbn Abbas’ın öyle olmadığına inanmasına rağmen Muaviye’yi korktuğu için tasdik etmiş olduğunu düşünebileceğini, iki rekâtların sonundaki selamı teşehhüde hamledebileceğini, Hz. Osman ve Sa’d b. Ebî Vakkas’ın tek rekâtlık vitirlerini onların vehmi olarak kabul edip, Ebu Eyyüb el-Ensârî’yi icmaya muhalefet etmekle itham

437 Tahâvî, Şerh, I, 384.

438 Beyhakî, Ma’rife, II, 310-313. 439 Beyhakî, Ma’rife, II, 316.

edebileceğini kaydetmiştir. Beyhakî bu hususta sahih hadislerde zikredilen vitir çeşitlerinin hepsiyle ameli caiz gördüklerini ifade etmiştir.440

Hz. Peygamber’in (s) teşehhüde hiç oturmadan, tek selamla üç yahut beş rekât vitir namazı kıldığına dair Hişam b. Urve- Babası Urve- Hz. Aişe kanalıyla nakledilen rivayetlere yer veren Beyhakî, vitir namazı konusunda sika âlimlerin naklettiklerinin hepsiyle amel ettiklerini, Hz. Aişe’den bu konuda gelen haberler arasında ise Zührî’nin Urve’den naklettiği rivayetleri tercih ettiklerini ifade etmiştir. Buhari’nin şartına uymasına rağmen Hişam b. Urve ve Sa’d b. Hişam rivayetlerini eserine almadığına dikkat çeken Beyhakî, Yahya b. Main’in “Urve’den hadis nakli hususunda Zührî Hişam’dan daha sağlamdır” dediğini kaydetmiştir.441 Tahâvî’nin Urve rivayetlerini

muzdarip oldukları için terkedip Hz. Aişe’den nadiren rivayette bulunan, onun yanına hiç giremeyip perde arkasından ondan cüzî bir şeyler dinleyen başka ravilerin Hz. Aişe’den yaptıkları nakilleri esas kabul etmesini ise mezhebine uyan rivayetlere meyletmek olarak nitelemiş ve Tahâvî’yi hadisleri din konusunda kullanırken dikkatli ve ihtiyatlı davranmamakla itham etmiştir. Ayrıca onun Sa’d b. Hişam ile Zührî’nin rivayetlerini naklettiğini, görüşüne uygun yerlerde bu rivayetleri delil olarak kullandığını, mezhebinin görüşüne uymayan kısımlarını ise terkettiğini ve bunları yaparken bir yandan da hadislere tabi olduğunu iddia ettiğini belirtmiştir.442

Vitir namazının rekât sayısı Hanefî ve Şafiî âlimler arasında ihtilaf meselesi olmuştur. Şafiî müctehidler tek rekât vitr namazı kılınabileceğini söylerken Hanefîler vitri üç rekât olarak belirlemişler ve tek rekâtlık vitre itiraz etmişlerdir. Vitrin tek rekât kılınabileceğini haber veren çok sayıda merfû, mevkûf ve maktû rivayet bulunmaktadır. Şafiî âlimler özellikle konuya dair nakledilen merfû rivayetlere vurgu yaparken Hanefî âlimlerin sonraki dönem uygulamaları nisbeten öne çıkardıkları görülmektedir. Tahâvî’nin bu bağlamda rivayetlerin bir kısmını tevil ettiği ve bir kısmının mensuh olduğu iddiasında bulunduğu görülmektedir. Bazı tevillerini kabul etmenin güçlüğü dikkat çekmektedir. Bununla birlikte çok sayıda sahabinin vitrin üç rekât olduğu şeklindeki görüş ve uygulamaları ve özellikle bu konudaki icma’ fikrinin

440 Beyhakî, Ma’rife, II, 315-317. 441 Beyhakî, Ma’rife, II, 318. 442 Beyhakî, Ma’rife, II, 317-319.

Tahâvî’yi merfû, mevkûf ve maktû rivayetleri bu çerçevede değerlendirmeye ittiği görülmektedir.