• Sonuç bulunamadı

4. TAHÂVÎ ve BEYHAKÎ’NİN HAYATLARI ve ESERLERİ

2.25. İhramlının Koku Sürünmesi

Tahâvî bir kimsenin koku sürünüp onunla ihrama girmesini, ihramdan önce gömlek, pantolon yahut sarık giymesine ve bunlarla ihrama girmesine yahut av yapmasına kıyaslamaktadır. Ona göre şayet bu adam ihrama girdiğinde bunları çıkarmazsa sanki ihramdan sonra yeni giymiş gibi kendisine hüküm verilir ve buna göre ona ceza terettüb eder. Aynı şekilde ihramdan önce avlanır da avlar elinde iken ihrama girer ve bunları bırakmazsa ihramlı iken avlanmış gibidir. Tahâvî’ye göre koku sürünme de aynen böyledir ve ihramlıyken yasak olduğu gibi ihram giymeden sürünüp ihrama girmek de caiz değildir.530 Tahâvî, ilgili bapta öncelikle Safvan b. Ya’lâ b. Ümeyye’nin babasından naklen bir adamın, Ci’rane’de Rasulullah’a (s) safran ile boyalı olan saç ve sakalını sorması üzerine Hz. Peygamber’in (s) ona; “Cübbeni çıkar

ve safranı üzerinden yıka. Haccında ne yapıyorsan umrende de aynısını yap.”

528 Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 119. 529 Beyhakî, Ma’rife, III, 436.

buyurduğunu haber veren rivayet531 ile Hz. Ömer532 ve Hz. Osman’ın533 ihramlı için

koku sürünmeyi kerih gördüklerine dair hadisleri ve muhtelif tariklerini naklederek bazı âlimlerin bu rivayetleri benimseyerek ihramlının koku sürünmesini kerih gördüklerini ifade etmiştir. Muhammed eş-Şeybânî bu görüşü savunmuştur. Diğer bazı âlimler ise bunda bir beis görmemişler ve Ya’lâ hadisinin muhaliflerine delil olamayacağını, zira bu rivayette Ya’lâ’nın haber verdiği adamın sürünmüş olduğu kokunun sadece ihramlı iken değil normal zamanda da erkeklerin sürmesi yasaklanmış olan “halûk”534 isimli sarı bir koku olduğunu söylemişlerdir.535 Aynî, Muhammed b.

el-Hanefîyye, Ömer b. Abdilaziz, Kasım b. Muhammed, İbrahim en-Nehaî, Süfyan es- Sevrî, Ebu Hanife, Ebu Yusuf, Züfer (158/775), Şâfiî, İshak, Ahmed b. Hanbel ve Zahiriler’in görüşünün bu şekilde olduğunu kaydetmiştir.536 Tahâvî, Ya’lâ b. Ümeyye’nin haber verdiği kokunun halûk olduğunun zikredildiği rivayetlere ve muhtelif tariklerine yer verdikten sonra yasaklanan kokunun halûk olduğunun anlaşıldığını ki bunun ihramlı değilken de yasaklanmış bir koku olduğunu belirtmiştir. Rasulullah’ın (s) yasağının kokuya değil de za’feran sürmeye hamledilebileceğini söyleyen Tahâvî, za’feran yasağına ve erkeklerin renkli maddeler sürmesinin nehyedilmesine dair Enes b. Malik ve bazı diğer sahabilerden nakledilen rivayetleri sıralamıştır. Zikrettiği rivayetlerde, ihramdan sonra kokusu üzerinde kalacak olan kokulanmanın caiz olduğuna bir delil bulunmadığını söyleyen Tahâvî, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın görüşlerine muhalif olarak İbn Abbas’tan bunun caiz olduğuna dair537

ve Hz. Aişe’den Hz. Peygamber (s) ihrama gireceği zaman O (s)’na koku sürdüğüne

531 Müslim, Hac, 9; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, V, 90

532 Abdullah b. Ömer’den nakledildiğine göre Hz. Ömer Zi’l-Huleyfe’de iken güzel bir koku hissetti. “Bu koku kimden geliyor” diye sorunca Muaviye “Benden” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer “Vallahi senden, vallahi senden” dedi. Muaviye: “Ey Müminlerin emiri hemen kızma. Bana Ümmü Habîbe koku sürdü ve ve benden (yıkamayacağıma dair) söz aldı.” deyince Hz. Ömer “Ben de şimdi Ümmü Habîbe’nin yanına gidip kokuyu yıkayacağına dair söz alıyorum.” dedi. Bunun üzerine Muaviye Ümmü Habibe’nin yanına döndü, yıkandı ve yolda insanlara yetişti.” Bkz. Muvatta, Hac, 32; Beyhakî, es-

Sünenü’l-Kübrâ, V, 54

533 Sa’d b. İbrahim babasının şöyle dediğini anlatmıştır: “Hz. Osman ile birlikte Zi’l-Huleyfe’de idim. Hz. Osman saçlarını yağlamış/kokulamış, ihrama girmek isteyen bir adamı görünce ona yıkamasını emretti ve o başını toprak ile temizledi.” Bkz. Tahâvî, Şerh, II, 191.

534 Za’ferândan yapılan renkli bir koku. Bkz. İbn Abdi’l-Berr, el-İstizkâr, IV, 29. 535 Tahâvî, Şerh, II, 191.

536 Aynî, Nuhab, 9/86-87. 537 Tahâvî, Şerh, III, 194.

dair rivayetleri538 zikretmiştir. Hz. Aişe rivayetleri yanında ona muvafık olarak diğer sahabilerden de Hz. Peygamber’in (s) ihramlıyken koku sürdüğüne ilişkin hadisler nakledildiğini kaydeden Tahâvî, Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’un bu görüşü benimsediklerine dikkat çekmiştir. İfade ettiğine göre Muhammed eş-Şeybânî bu hususta o ikisinden farklı düşünmektedir. Onun delili Hz. Aişe rivayetidir ki, Hz. Aişe Hz. Peygamber ihrama gireceği zaman O’na (s) koku sürmüştür. O halde Rasulullah’ın (s) ihrama girmeden önce yıkanmış ve üzerindeki maddenin gidip sadece kokusunun kalmış olması muhtemeldir. Hz. Aişe’nin “İhrama girdikten sonra Hz. Peygamber’in (s) saç ayrımında kokunun parlaklığını görüyordum.” sözüyle itiraz edilecek olursa yine Rasulullah (s) bunu yıkamış fakat parlaklığı kalmış olması muhtemeldir. Zira elde yahut yüzdeki koku yıkandığı zaman da izi kalmaktadır. Hz. Aişe rivayetlerine dair bu ihtimalleri zikreden Tahâvî, bunu destekleyen bir hadis olup olmadığını araştırmış ve Muhammed b. el-Münteşir’in babasından naklettiği; “İbn Ömer’e ihramlıyken kokuyu sordum. O: “İhramlıyken benden koku yayılarak sabahlamak hoşuma gitmez.” dedi. İbn Ömer bir oğlunu, onun söyleyeceğini kendisine haber vermesi için Hz. Aişe’ye gönderdi. Hz. Aişe şöyle dedi: Ben Rasulullah’a (s) koku sürdüm, sonra hanımlarının odalarını dolaştı. İhramlı olarak da sabahladı.” İbn Ömer hiçbir şey demedi.”539

rivayetini zikretmiştir. Tahâvî bu rivayetin Hz. Peygamber’in (s) koku sürünmesi ve ihrama girmesi arasına bir guslün girmiş olduğuna delil olduğunu düşünmektedir. Zira Rasulullah (s) her ne zaman hanımlarını dolaşırsa gusletmiştir.540

Beyhakî, Tahâvî’nin Muhammed b. Münteşir rivayetini esas alarak koku sürünen bir kimsenin ihrama girmeden önce gusletmesi gerektiğine dair görüşüne itiraz etmektedir. Ona göre bu rivayette Rasulullah’ın (s) hanımları ile cinsel münasebette bulunduğunu ihsas eden bir şey yoktur. Kaldı ki Rasulullah’ın bazen hanımlarına uğrayıp, onlarla cinsel münasebette bulunmadığı da sabittir. Beyhakî buna delil olarak Hz. Aişe’den senedini hazfederek şu rivayeti nakletmektedir: “Rasulullah (s) bazı günler bizim hepimize uğrar, cinsel münasebette bulunmaksızın öper ve

538 Buhârî, Libas, 79; Müslim, Hac, 31; İbn Mâce, Menasik, 18; Nesaî, Menasik, 41; Ahmed b. Hanbel, XLI, 209; Dârimî, Menasik, 10.

539 Buhârî, Gusül, 13; Müslim, Hac, 47. 540 Tahâvî, Şerh, II, 197.

okşardı. O gün sırası olanın yanına gelince de onun yanında kalırdı.”541 Beyhakî

devamında özetle “Bu rivayette Rasulullah’ın (s) koku sürdükten sonra yıkandığına delalet olduğu kabul edilse bile, Hz. Aişe’nin “Hz. Peygamber (s) ihramlı iken saç ayrımındaki misk’in parlaklığını şu an görür gibiyim.” ifadesinde miskin bizzat kendisinin ve artığının kaldığına delalet vardır. Çünkü bu parlaklık sadece kokuyla olmaz. Ya, Rasulullah (s) yıkandıktan sonra tekrar koku süründü yahut da yıkandıktan sonra hala kokunun artığı saçlarında duruyordu. Zira koku görülen bir şey değildir.” demektedir.542

İhramlının koku sürünmesi meselesinde Hanefî müctehitlerin kendi aralarında ihtilaf ettikleri görülmektedir. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf Şafiî âlimlerle hemfikirken Muhammed eş-Şeybânî onlara muhalefet etmiştir. Tahâvî de Muhammed eş- Şeybânî’nin kanaatini benimsemektedir. Birbirine muhalif hükümlerden herbirini destekleyen rivayetler bulunmaktadır. Koku sürünmeye ruhsat veren rivayetlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. Tahâvî Muhammed eş-Şeybânî’nin bu rivayetlere yapmış olduğu tevilleri kabul etmiştir. Beyhakî ise bu tevillere itiraz etmektedir.