• Sonuç bulunamadı

4. TAHÂVÎ ve BEYHAKÎ’NİN HAYATLARI ve ESERLERİ

2.6. İkindi Namazının Vakti

Tahâvî’ye göre, ikindi namazı, diğer namazlar gibi hemen ilk vaktinde değil, - güneşin değiştiği ve kızarmaya başladığı vakte kalmaması şartıyla- biraz geciktirilerek kılınmalıdır. Kaydettiğine göre Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed eş-Şeybânî de

315 Beyhakî, Ma’rife, I, 331.

316 Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 6, Fedâilü’s-Sahabe, 71; Nesaî, Salât, 1; Ahmed b. Hanbel, XX, 107; Beyhakî,

es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 400; Dârakutnî, Sünen, I, 25; Hakim, Müstedrek, I, 154.

317 Beyhakî, Ma’rife, I, 331. İbnü’l-Kayyım miraç hadisi ile kulleteyn hadisini birlikte düşünmeyi bir acaiplik olarak değerlendirmiştir. İbnü’l-Kayyım, Tehzîbu Süneni Ebî Dâvûd (Avnu’l-Ma’bûd ile birlikte), I, 79.

318 Beyhakî, Ma’rife, I, 331-332. 319 Aynî, Nuhab, I, 124-125.

bu görüştedir.320 Hz. Peygamber (s) ile ikindi namazı kılan sahabilerden namazı

kıldıkları vakte dair Enes b. Malik rivayetlerini aktaran Tahâvî, namazın erken kılındığına delalet eden ifadeler sadedinde;

“namazı Rasulullah (s) ile kıldıktan sonra evine dönen bir sahabinin henüz ahalinin namazı kılmamış yahut yeni kılmakta olduğunu görmesini”321,

“namazı kılanın güneş henüz batmadan Kuba’ya322 yahut el-Avâlî’ye323

varabileceği bir vakit kaldığını”,

“namazdan sonra yürüyenin güneş batmadan iki fersah mesafedeki Zü’l- Huleyfe’ye varabileceği bir vaktin kaldığını”324 bildiren rivayetlere yer vermiştir.

Enes’ten, Hz. Peygamber’in (s) namazı biraz geciktirerek kıldığını ihsas eden nakilleri de zikreden Tahâvî rivayetleri cem ve telif etmiş, yine Enes b. Malik’ten gelen Rasulullah’ın (s) “Bu münafıkların namazıdır.”325 buyurduğunu haber veren rivayeti ise namazın hızla kılmayı gerektirecek kadar az bir vakit kalmasına kadar geciktirilmesine hamletmiştir.326 İkindi namazının güneş sararıncaya kadar

geciktirilmesinin mekruh olduğunu ifade eden Tahâvî, güneş sararmadan önce kılınmasının ise caiz hatta müstehap olduğunu zira Hz. Peygamber’in (s) namazı nisbeten geç kıldığına dair rivayetlerin tevâtür derecesine ulaştığını söylemektedir. Namazın erken kılındığını ve kıldıktan sonra, henüz güneşin batmasına çokça vakit kaldığını haber veren Ebu’n-Necâşî’nin Râfi’ b. Hadîc’den naklettiği: “Biz Rasulullah (s) ile ikindi namazını kılar sonrasında bir deve boğazlar ve on parçaya ayırırdık, sonra pişen etinden yerdik de henüz güneş batmamış olurdu.”327 rivayetini “bu işi çok hızlı

320 Tahâvî, Şerh, I, 250. Muhammed eş-Şeybânî Muvatta’ında, “İkindi namazının tehir edilmesi erken kılınmasından bize göre daha evladır. Eserlerin ekserisi de bu minvalde gelmiştir. Ebu Hanife’nin görüşü de budur.” demektedir. Bkz. İmam Malik, Muvatta (Şeybânî rivayeti), I, 32.

321 Tahâvî, Şerh, I, 244; Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 12; Müslim, Mesâcid, 194; Muvatta, Vukûtu’s-Salât, 10; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 650; Abdurrezzak, Musannef, I, 549.

322 Nesaî, Mevâkît, 7; “Güneş henüz tepede olurdu” ziyadesiyle: Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 12; Müslim, Mesâcid, 193; Muvatta, Vukûtu’s-Salât, 14; Darekutni, Sünen, I, 475, Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 646; Bezzâr, Müsned, V, 13.

323 Buhârî, Mevâkîtü’s-Salât, 12; Müslim, Mesâcid, 192; Ebû Dâvûd, Salât, 5; Nesaî, Mevâkît, 7; İbn Mâce, Mevâkîtü’s-Salât, 12; Dârimî, Salât, 16; Ahmed b. Hanbel, XX, 87; İbn Ebi Şeybe, Musannef, I, 288; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 647.

324 İbn Ebi Şeybe, Müsned, II, 93; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XXII, 369.

325 Ebû Dâvûd, Salât, 5; Muvatta, Kur’an, 46; Ahmed b. Hanbel, XX, 264; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 652.

326 Tahâvî, Şerh, I, 247-248.

yapmış olmaları ve ikindiyi de (erkenden/ilk vaktinde değil de) geç kılmış olmalarının mümkün olduğu, namazı geç kılma görüşünde olanlara karşı bu hadiste bir delil olmadığı” şeklinde yorumlamış ve “Rasulullah’ın (s) namazların vakti sorulduğunda ilk gün ikindiyi güneş beyaz, yüksek ve parlak iken, ikinci gün ise güneş yüksekte iken kıldığını, ikinci gün ilk gün kıldığından daha fazla geciktirdiğini ve her iki gün de ilk vaktinde değil namazı geciktirerek kıldığını” söylemiştir.328

İkindi namazının erken kılındığına dair rivayetlere yer veren Beyhakî, Tahâvî’nin Ebu’n-Necâşî kanalıyla Râfi’ b. Hadîc’den naklettiği rivayete yer vermiş ve bu rivayeti Buhari ve Müslim’in eserlerine aldıklarına dikkat çekmiştir. Ona göre bu rivayet ikindi namazını kılmış olan sahabilerin yaptıkları işin devamını (aldığı vakti) haber vermektedir. Ayrıca, Abdu’l-Vahid ve Abdu’l-Humeyd b. Nafi’ ya da Nüfey’ın İbn Rafi’ b. Hadîc’den onun da babasından naklettiği; “Hz. Peygamber’in (s) onlara ikindi namazını geç kılmalarını emrettiğini bildiren rivayetin329” hatalı

olduğuna bir delildir. Buhârî de söz konusu hatalı rivayet için “lâ yutâba’ aleyhi”330

demiş ve Ebu’n-Necâşî’nin Râfi’den naklettiği tariki bu hadise karşı delil olarak zikretmiştir.331 Tahâvî’nin Rafi’ b. Hadîc rivayetini yanlış değerlendirdiğini ifade eden

Beyhakî, zikrettiği zayıf Ebu Necâşî tarikinin Tahâvî’ye ulaşmamış olduğunu bundan dolayı da Ebu’-Necâşî’nin Rafi’ b. Hadîc’den naklettiği hadisi yaptıkları işin devamına dair bir haber olmasına rağmen bu işi çok hızlı yapmış olmalarına hamlettiğini belirtmiştir. Tahâvî’nin Enes b. Malik, Ebu Mes’ud ve Hz. Aişe hadislerini ikindi namazının geciktirilmesine dair delil getirmesini ise onun ikindi namazı ilk vakti geçtikten sonra kılınırsa Ebu Mes’ud hadisinde geçtiği gibi Medine’den altı mil uzaklıktaki Zi’l-Huleyfe’ye güneş batmadan varmanın mümkün olmadığını bilmemesine yormuştur. Yine Beyhakî’ye göre Enes b. Malik hadisinde geçtiği gibi

328 Tahâvî, Şerh, I, 251.

329 Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, IV, 267; Rivayeti nakleden Darekutni, isnadındaki Abdülvahid isimli raviden dolayı hadisin zayıf olduğunu, ondan başka hiç kimsenin Râfi’den böyle bir hadis nakletmediğini, ondan sahih olarak gelenin ise ikini namazının ilk vaktinde kılındığını haber veren rivayet olduğunu söylemiştir. Bkz. Darekutni, Sünen, I, 472.

330 Bkz. Buhârî, et-Tarihu’l-Kebir, V, 89. Rafi’ b. Hadîc’ten rivayeti bu şekilde rivayet etmede hiç kimsenin İbn Râfi’ye iştirak etmediklerini ifade etmek için kullanılan bir ıstılahtır. Ravinin hocasından rivayet ettiği bir hadiste yalnız kaldığını bildirmektedir.

Medine’den dört mil uzaklıktaki el-Avâlî’ye güneş henüz yüksekte, canlı ve sıcak iken ulaşmak, namazı ilk vaktinde kılmadan mümkün değildir.332

Şafiî mezhebinde namazları ilk vaktinde kılmak esastır.333 Hanefî mezhebinde

ise ikindi ve sabah namazlarını biraz geciktirerek kılmak daha faziletlidir. Temelde ihtilaf buradan kaynaklanmaktadır. Tahâvî konuya dair öncelikle ikindi namazının erken kılındığını haber veren rivayetleri naklederek başlamıştır. Kütüb-i Sitte’nin hemen hepsinde yer alan rivayetlerin sıhhat açısından kuvvetli olduğu görülmektedir. Rasulullah’ın (s) ikindi namazını geç kıldığını haber veren rivayetlerin sıhhat olarak ilk gruba muhalefet edecek seviyede olmadığı söylenmiştir.334 Bununla birlikte erken kılmayı savunanların delillerinin hiç birinde de hemen vakit girer girmez kıldığı yahut Rasulullah’ın (s) bunu emrettiği geçmemesi dikkat çekmektedir. Zira hepsinde güneşin rengi, konumu yahut namazı kılan kimsenin yol aldığı mesafeye ilişkin takdîrî bilgiler yer almaktadır. Bu açıdan Tahâvî’nin konunun sonunda naklettiği sahabe ve tabiûn kavilleri335 önem arz etmektedir. İkindiyi geç kılmaya dair Hz. Ömer, Abdullah b. Mesud, Ebu Kılâbe (104/722) ve İbrahim en-Nehaî’nin kanaatleri Hanefî mezhebinin ve Tahâvî’nin görüşlerinde belirleyici olmuştur. Tahâvî’nin bu görüşe muhalif gibi görünen rivayetlerin hepsini, namazı geciktirmeye hamlettiği, rivayetleri tevil ederken -Beyhakî’nin de ifade ettiği gibi- biraz zorlama tevillerde bulunduğu görülmektedir.