• Sonuç bulunamadı

4. TAHÂVÎ ve BEYHAKÎ’NİN HAYATLARI ve ESERLERİ

2.14. Namaz Kılmanın Nehyedildiği Vakitler

Tahâvî “Namazların vakitleri” babında ilk olarak Cebrâil (a.s)’in Hz. Peygamber’e (s) iki gün imamlık yapmak suretiyle namazların vakitlerini öğrettiğine

410 Beyhakî, Ma’rife, II, 236-241.

dair İbn Abbas411 ve Ebu Said el-Hudrî412 rivayetlerini nakletmiştir. Bu rivayetlerde

anlatıldığına göre Hz. Cebrâil Rasulullah’a (s) imamlık yapmış ve ilk gün sabah namazını fecr doğar doğmaz, öğle namazını güneş batıya meylettiğinde, ikindi namazını her şeyin gölgesi bir misli kadar olduğunda, akşam namazını güneş batar batmaz ve yatsıyı şafak kaybolunca kıldırmıştır. İkinci gün ise öğleyi her şeyin gölgesi bir misli kadar olunca, ikindiyi her şeyin gölgesi iki misli kadar olduğunda, akşam namazını güneş batınca ve yatsı namazını da gecenin üçte biri geçince kıldırmış ve “Namazın vakti bu iki vaktin arasıdır.” demiştir. Tahâvî devamında Hz. Peygamber’e (s) bir sahabinin namaz vakitlerini sorduğunu ve O (s)’nun da “Benimle kıl.” buyurarak namaz vakitlerini iki gün kıldırmak suretiyle öğrettiği, yukarıdaki rivayetlerden farklı olarak sabah namazını ilk gün fecr doğunca ikinci gün ise geciktirerek güneşin doğuşuna yakın bir vakitte kıldırdığına dair rivayetlere yer vermiştir.413 Hadislerde

zikredilen namazların ilk ve son vakitlerini tartışan Tahâvî, sabah namazının fecrin doğuşu ile başladığı ve güneşin doğuşuyla nihayete erdiği konusunda ihtilaf olmadığını söylemiştir. Öğle namazının ise ikinci gün her şeyin gölgesinin bir misli iken kılınmış olmasının bu vakte yakın bir vakitte kılındığı şeklinde anlaşılması gerektiğini zira bu vaktin ikindi namazının vakti olduğunu ifade etmiştir. Rivayete göre ikindi namazının vakti her şeyin gölgesinin bir misli kadar olması ile başlamakta ve gölgelerin iki misli olması ile çıkmaktadır. Buna göre bu vakitten sonra ikindi namazı kazaya kalmaktadır. Hz. Peygamber’in (s) ikinci gün ikindi namazını kıldığı vakit çıkıncaya kadar namazın geciktirilmemesi gerektiği sonucunun çıktığını ifade eden Tahâvî, buna delil olarak ikindi namazının güneş sararıncaya kadar kılınabileceğini haber veren Ebu Hureyre ve Abdullah b. Ömer rivayetlerine yer vermiş ve bu vaktin her şeyin gölgesi iki katı olduktan bir süre sonra meydana gelen güneşin sapsarı olma anı olduğunu zikretmiştir. Ona göre ikindi namazının son zamanı bu güneşin sararma zamanıdır. İlk hadislerle bu rivayetlerin çelişmemesi için gölgenin iki katı olma zamanının faziletli vaktin sonu olarak anlaşılması gerektiğini yoksa bu andan itibaren namazın kazaya kalacağı şeklinde anlaşılmaması gerektiğini

411 Tirmizî, Salât, 1; Ebû Dâvûd, Salât, 2; Ahmed b. Hanbel, V, 202; Abdurrezzak, Musannef, I, 531; İbn Ebi Şeybe, Musannef, I, 280; Ebu Ya’lâ, Müsned, V, 134; İbnü’l-Cârûd, el-Müntekâ, s. 46; İbn Huzeyme, Sahih, I, 168; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, I, 135; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, X, 309. 412 Ahmed b. Hanbel, XVII, 350; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, VI, 37.

kaydetmiştir. Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve Muhammed eş-Şeybânî gibi bazı âlimlerin; “Kim güneş doğmadan sabah namazının ilk rekâtını yetiştirirse sabah namazını

vaktinde kılmıştır. Kim de ikindi namazının iki rekâtını güneş batmadan kılarsa namazı vaktinde kılmıştır.”414 rivayetinden hareketle ikindi namazının son vaktinin güneşin

batışı olduğu görüşünde olduklarını ifade eden Tahâvî, Hz. Peygamber’in (s) güneş doğarken, günün tam ortasında ve güneş batarken namaz kılmayı yasakladığını haber veren rivayetlerin bu haberi nesh ettiğini söylemektedir. Tahâvî, burada nazarî bir değerlendirme yapmıştır. Farz namazların kılınabileceği her vakitte kaza namazının da kılınabileceğinin üzerinde icma edilmiş bir husus olduğunu ifade etmiştir. Ona göre yine ittifakla sabittir ki güneş doğarken, günün ortasında ve güneş batarken kaza namazı kılınamaz. O halde bu vakitler namaz vakitlerinin tüm vasıflarına haiz değildir. O halde söz konusu vakitlerde namazın nehyedilmesi güneş batarken ikindi namazının kılınması rivayetlerini nesh etmiş olmaktadır. Konunun devamında akşam namazı ve yatsı namazının vakitleri ile bu konulardaki tartışmalara yer veren Tahâvî konuyu sonlandırmıştır.415

“Nafile namaz kılmanın mekruh olduğu, farz, kaza ve cenaze namazlarının caiz olduğu vakitler” babında Beyhakî, öncelikle Hz. Peygamber’in (s) namaz kılmayı yasakladığı vakitlere dair Ebu Hureyre, İbn Ömer ve Abdullah es-Sunâbihî rivayetlerini aktarmıştır. Devamında konuya dair diğer bapta Şâfiî’nin söz konusu yasağı nafile namazlara hamlettiğini zikretmiş ve Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği; “Kim

güneş doğmadan sabah namazının ilk rekâtını yetiştirirse sabah namazını vaktinde kılmıştır. Kim de ikindi namazının iki rekâtını güneş batmadan kılarsa namazı vaktinde kılmıştır.”416 hadisini aktarmış ve Ebu Hureyre’nin bu minvalde fetva verdiğini

kaydetmiştir. Tahâvî’nin bu hadise dair nesh iddiasına temas eden Beyhakî; Ebu Hureyre’nin bu rivayeti ile konuya dair fetvası sabitken ve ortada bir tarih yahut neshi gerektirecek başka bir sebep yokken namaz kılmanın nehyedildiği vakitlere dair rivayeti delil getirilerek bu hadisin mensuh sayılmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını ifade etmiştir.417

414 Buhârî, Mevâkît, 16, 27; Müslim, Mesâcid, 163; Tirmizî, Salât, 24; Nesaî, Mevâkît, 10; İbn Mâce, Mevakit, 11; Muvatta, Vukûtu’s-Salât, 8; Dârimî, Salât, 25; Ahmed b. Hanbel, XII, 503.

415 Tahâvî, Şerh, I, 189-206. 416 Bkz. 414. dipnot.

Beyhakî Tahâvî’nin nesh iddiasına itiraz etmektedir. Birbirine muhalif hadisleri ele alan Tahâvî ihtilafı neshle gidermeye çalışmıştır. Bu hususta ilk dönem Hanefî müctehidlerinden de farklı düşündüğünü ifade etmektedir. Beyhakî ise nesh iddiasını ictihâdî görmekte ve kabul etmemektedir.