• Sonuç bulunamadı

4. TAHÂVÎ ve BEYHAKÎ’NİN HAYATLARI ve ESERLERİ

1.2. BEYHAKÎ’NİN MA’RİFETÜ’S-SÜNEN VE’L-ÂSÂR’I

1.2.3. Eserin Te’lif Metodu

1.2.3.5. İsnad Tenkidi

Ma’rifetü’s-Sünen ve’l-Âsâr’ı Sünen ve Musannef türü eserlerden ayıran bir

özelliği de Beyhakî’nin eserde hadis tenkit ve tetkikine genişçe yer ayırmış olmasıdır. Beyhakî eserde hem Şâfiî’nin hadisleri hem de kendi tesbit etmiş olduğu destekleyici rivayetlerle alakalı tahliller yapmaktadır. Özellikle isnada yönelik tesbitleri Beyhakî’nin hadisçiliğini de yansıtması açısından önem arz etmektedir.

Beyhakî’nin isnad tenkitlerinde Sahihayn, özellikle de Buhari vurgusu dikkat çekmektedir. Hocası Hakim en-Nîsabûrî’nin Müstedrek’te tatbik ettiği usulü takip eden Beyhakî bazı rivayetler için Buhari ve Müslim’in şartlarına131 atıfta

bulunmaktadır.132 Rivayete dair Buhari ve Müslim’den aktarımda bulunmuşsa başka

teferruata girmemektedir. Özellikle Buhari’nin herhangi bir değerlendirmesi var ise bunu yeterli görmekte “Bir münekkit olarak Buhari yeter” sözleriyle bunu açıkça ifade etmektedir.133 “Hayvanların Zekâtı” konusunda Şâfiî’nin görüşüne mesned teşkil eden

Abdullah b. Müsennâ rivayetini tenkit eden Tahâvî’yi şiddetle eleştirmekte ve “Biz hadis âlimleri ve hafızları arasında ravi tenkidinde Buhari gibi hassas davranan birini görmedik. Ayrıca o hadis ricâli ve hadislerin illetleri konusundaki vukûfiyetiyle öne çıkmış bir hadis imamıdır.” sözleriyle Buhari’yi övmekte ve ardından onun da Zekât konusunda kendi naklettikleri isnatla hadise yer verdiğini belirterek Buhari’yi görüşlerine şahit tutmaktadır.134

Beyhakî bir isnadın Buhari ve Müslim’in şartlarına uygun olmasını önemseyip dile getirdiği gibi onların şartlarına uygun olmamasına da işaret etmekte yahut onların bir rivayeti eserlerine almama gerekçelerine de yer vermektedir. Özellikle bu gerekçe Şâfiî’nin hadise yöneltmiş olduğu tenkitle örtüşmekteyse de bunu yine görüşlerine şahit olarak zikretmektedir.135 “Zekât vermemek için malını gizleyenler” konusunda

Beyhakî, Şâfiî’nin “Böyle bir durum tesbit edilirse o kişinin Zekâtı neyse o alınır. Ona ceza verilerek malının yarısının alınması gibi bir şey söz konusu değildir. Çünkü bu konuda sahih bir hadis yoktur. Olsaydı biz de bunu benimserdik.” şeklindeki görüşünü

131

132 Beyhakî, Ma’rife, I, 234, 250; II, 182, 200, 318; V, 293; VII, 248. 133 Beyhakî, Ma’rife, II, 26. III, 217.

134 Beyhakî, Ma’rife, III, 217.

kaydeder ve ardından ilgili kişinin Zekâtı ve ceza olarak da yarısının alınacağını haber veren Behz b. Hakim b. Muaviye el-Kuşeyrî-babası-dedesi kanalıyla nakledilen rivayete136 yer verir. Bu hadisi Ebu Dâvûd’un Sünen’de naklettiğine işaret eden Beyhakî Sahihayn’de bulunmadığını söyler ve buna gerekçe olarak aynı zamanda onların umumi bir kaidesi de olduğuna dikkat çekerek; “Buhari ve Müslim adetlerine uygun bir şekilde bu rivayeti eserlerine almadılar. Zira onlar bir hadisi sahabi yahut tabiîden sadece bir ravi naklediyorsa böyle hadisleri eserlerine almazlar.” değerlendirmesinde bulunur. Hadisin sahabi ravisi Muaviye b. Hayde el-Kuşeyrî’den oğlu haricinde sika bir ravinin hadis nakletmediğini Buhari ve Müslim’in de oğlunun hadislerini nakletmediklerini belirtir.137 Bazı durumlarda ise Şâfiî’nin naklettiği hadisi Müslim nakletmiş Buhari eserine almamışsa buna da değinir ve Şâfiî’nin tercihinin isabetli olduğunu, Buhari eserine almamış olsa da rivayetin sahih olup bu gibi hadisleri fıkhî meselelerde delil olarak kullandıklarını söyler.138

Şâfiî’nin görüşlerine ve delillerine muhalefet ettiği zaman Beyhakî’nin Buhari’nin tenkitleri hususundaki tutumunun değiştiği görülmektedir. Buhari güneş tutulmasında kılınan nafile namazda Hz. Peygamber’in (s) sureleri cehren/sesli olarak okuduğuna dair İbn Şihab ez-Zührî kanalıyla nakledilen Hz. Aişe rivayetini nakletmektedir.139 Buhari’nin “Cehrî okuma hususunda Hz. Aişe hadisi, Semüra

hadisinden daha sahihtir” dediğini nakleden Beyhakî, Hz. Aişe hadisinin hafî/gizli okumayı haber veren İbn Abbas hadisinden ise daha sahih olmadığını söylemiştir. İbn Abbas hadisine dikkat çekmesinin sebebi Şâfiî’nin bu konuda delil olarak o rivayeti zikretmiş olmasıdır. Beyhakî, Şâfiî’nin görüşünü aktardıktan sonra Vakıdî ve İbn Lehîa tarafından nakledilen iki farklı İbn Abbas tarikini nakletmektedir. Her ikisi de hadisleriyle ihticac edilecek raviler olmasa da Buhari’nin naklettiği tarikte Zührî’nin tek kaldığını ve iki kişinin tek kişiye tercih edilmesi gerektiğini belirtmiştir.140

Beyhakî’nin bu noktada kendisiyle çeliştiği görülmektedir. Münekkit olarak Buhari’yi yeterli görmesine ve nesh söz konusu değilse hadislerinin terk edilmesini mümkün

136 Ebû Dâvûd, Zekât, 5; Nesaî, Zekât, 4; Dârimî, Zekât, 37; Ahmed b. Hanbel, XXXIII, 220; Tahâvî,

Şerh, II, 9; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IV, 176; İbn Huzeyme, Sahih, IV, 18; Abdurrezzak, Musannef,

IV, 18; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebir, XIX, 410; Hakim, Müstedrek, I, 554. 137 Beyhakî, Ma’rife, III, 241.

138 Beyhakî, Ma’rife, II, 124. 139 Bkz. Buhârî, Kusûf, 19. 140 Beyhakî, Ma’rife, III, 88.

görmemesine rağmen Şâfiî’nin görüşlerine muhalif kalınca bu kriterlerini bir kenara bıraktığı ve Vakıdî (207/823) ve İbn Lehîa (174/790) gibi ravileri bile onun tarikine tercih edebildiği görülmektedir. İbn Lehîa konusunda Beyhakî’nin menfi kanaat sahibi olduğu ve Tahâvî’yi bu konuda sıklıkla tenkit ettiği söylenmelidir. İleride bu konuya temas edilecektir. Şâfiî’nin de hocalarından olan141 Vâkıdî’nin “zayıf” bir ravi olduğunu eserinin birkaç yerinde zikretmektedir.142 Şâfiî’nin doğrudan ondan nakilde

bulunduğu birkaç yerde sessiz kaldığı görülmektedir.143 Lakin eserinde sadece

Tahâvî’yi tenkit ettiği bir konuda ona şiddetli ithamlarda bulunmakta Vakıdî’nin zayıf, metrukû’l-hadis ve kezzab bir ravi olduğunu münekkit muhaddislerden nakletmekte, hadislerinin delil olamayacağını söylemektedir.144 İslam tarihinin önemli ve ilk dönem

âlimlerinden ve klasiklerinden olan Muhammed b. Ömer el-Vâkıdî’nin hadisçiliği noktasında âlimlerin menfi kanaatleri bulunmaktadır. Ona en hafifiyle zayıf denmiş, kezzâb olduğunu söyleyen âlimler olmuştur. Yahya b. Main (233/848) Vâkıdî’nin zayıf olduğunu söylemektedir. Buhari145, Müslim146 ve Nesâî147 onun için metrûku’l-

hadis derken Ahmed b. Hanbel ondan hadis yazmayı helal görmemiştir.148 Ali b. el-

Medînî (234/849) ile birlikte onun için kezzâb dedikleri nakledilmiştir.149 Beyhakî’nin, eserinde genellikle ondan zayıf diye bahsetmesi, Şâfiî’nin nakillerinde susması ve Tahâvî söz konusu olunca metruk ve yalancı bir ravi olduğuna vurgu yapması dikkat çekmektedir. Özellikle Şâfiî itimat ettiği için Vakıdî’yi İbn Şihab ez-Zührî’ye, rivayetini Buhari hadisine tercih etmesi cerh-tadil kriterleri noktasında kendisine ihtiyatlı davranılması gerektiği fikrini uyandırmaktadır.

Beyhakî Şâfiî’nin görüşlerine muhalif olarak nakledilen rivayetlere dair isnad tenkidinde bulunmaktadır.150 Abdestte tertibin vucûbiyetini savunan Şâfiî’ye

muhalefet eden âlimlerin Hz. Ali ve Abdullah b. Mesud’dan (32/562) bunun çok önemli olmadığı şeklindeki kanaatlerini haber veren rivayetleri ele alan Beyhakî,

141 Mizzî, Tehzîb, XXVI, 181.

142 Mesela bkz. Beyhakî, Ma’rife, I, 207, 251, 323, III, 353, 361, 552. 143 Bkz. Beyhakî, Ma’rife, I, 207, 456.

144 Beyhakî, Ma’rife, I, 323.

145 Buhârî, ed-Duafâu’s-Sagîr, I, 123; Ebu Nuaym, ed-Duafâ, s. 146. 146 Müslim, el-Künâ, I, 499.

147 Nesaî, ed-Duafâ ve’l-Metrûkîn, s. 92. 148 Mizzî, Tehzîb, XXVI, 183, 186. 149 İbn Hıbbân, el-Mecrûhîn, II, 291. 150 Beyhakî, Ma’rife, II, 330.

Şâfiî’nin işaret edip geçtiği rivayetleri öncelikle sened ve metniyle zikretmekte ardından bunların munkatı’ rivayetler olduğunu tesbit edip Ahmed b. Hanbel ve Dârakutnî’den bu görüşünü destekleyen nakillerde bulunmaktadır.151 Yine erkeğin hanımını öpmesi dolayısıyla abdestin gerektiği kanaatinde olan ve bunu Rasulullah’tan (s) nakledilen rivayetlere dayandıran Şâfiî’nin görüşünün aksine nakledilen Hz. Aişe rivayetinin illetli olduğunu tesbit etmiş, Ebu Dâvûd’dan bu hususta Süfyan es- Sevrî’nin (161/778) görüşünü naklederek hadisin za’fını açıklamıştır.152 Ebu Hanife’nin bu hususta İbrahim et-Teymî’nin Hz. Hafsa’dan (45/665) naklettiği hadisi rivayet ettiğine değinen Beyhakî bu rivayetin de illetli olduğunu belirtmiş ve İbrahim’in (96/714) Hz. Hafsa’dan hadis işitmediğine dair Dârakutnî ve diğer âlimlerin görüşlerini zikretmiştir.153

Sabah namazında kunutun rukû’dan önce yahut sonra yapılması meselesinde Şâfiî’nin sonra yapılması gerektiği şeklindeki görüşünü teyit eden rivayetlere yer vermiş Yahya b. Said el-Kattân’dan (198/813) da nakilde bulunmuş ve onun sika kimselerden başkasından hadis nakletmeyen bir âlim olduğuna vurgu yapmıştır.154

Beyhakî’nin isnad tenkitinde, Hanefî ve Şafiî mezhebi arasındaki ihtilafta önemli etkenlerden biri olan mürsel rivayetlere sıklıkla temas ettiği görülmektedir. O mürsel terimini en geniş manada, bütün inkıtalar için kullanmaktadır. Bu hususta standart bir manayı kastetmediği, mürseli bazen mürsel hadis bazen de munkatı yerine tercih ettiği görülmektedir.155 Bazen de munkatı ifadesini munkatı hadis için

kullanır.156 Mürsel rivayetler hususunda genelde menfi bir yaklaşım sergileyen

Beyhakî Atâ b. Ebî Rabâh (114/732) ve Hasan Basrî (110/728) rivayetlerinin Mürsel hadisler arasında en zayıfları olduğunu ve onların her önlerine gelenden naklettiklerini buna mukabilen Said b. el-Müseyyib’in mürsellerinin sıhhat açısından tercihe en şayan rivayetler olduğunu nakleder.157

151 Beyhakî, Ma’rife, I, 185-186. 152 Beyhakî, Ma’rife, I, 216. 153 Beyhakî, Ma’rife, I, 217. 154 Beyhakî, Ma’rife, II, 80.

155 Beyhakî, Ma’rife, II, 400, III, 222. 156 Beyhakî, Ma’rife, III, 257. 157 Beyhakî, Ma’rife, IV, 441.

Beyhakî’nin eserde isnad incelemeleri esnasında âlî-nâzil isnatları tesbit ettiği158, isnatlar arasındaki merfû-mevkûf159, mürsel-mevsul160, munkatı-muttasıl161

ilişkilerine sıklıkla işaret ettiği görülmektedir. Hadis ilminin en zor ve ihtisas isteyen alanı olan “ılelu’l-hadis” konusundaki bu tesbitleri Beyhakî’nin hadis ilmindeki yerini ortaya koymaktadır. Hadislerin tasnif dönemine nazaran geç bir dönemde yaşamış olduğu için ilmî seyahatleri sayesinde çok sayıda hadise ulaşmış ve rivayetleri kıyaslama imkanı bulmuştur.162 Bu açıdan Beyhakî’nin eserleri hadis literatüründe

önemli kaynaklardır.