• Sonuç bulunamadı

3.3. Soğuk SavaĢ Dönemi Türk-Amerikan ĠliĢkileri

3.3.15. Türkiye ve Yabancı Askeri SatıĢ Kredileri (FMS)

Yabancı Askeri SatıĢ Kredileri (Foreign Military Sales)573 1950‟li yıllarda Türkiye‟nin Amerika‟dan silah satın almak için yararlandığı kredilerdir. BaĢlarda Türkiye ve Yunanistan‟a askeri yardım programı kapsamında 1 milyar dolara yaklaĢan bu krediler, Washington yönetimi tarafından zaman içinde sonlandırılmıĢtır.574

Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın baĢlamasıyla Doğu ve Batı bloğu olarak tarafların net bir Ģekilde belli olduğu bu dönemde ABD, ekonomik ve askeri yardım programlarıyla ihtiyacı olan ülkelerle askeri-ticari iliĢkiler kurmuĢtur. Türkiye‟ye yönelik de 1947‟de hibe adı altında verilen bu yardımlar, 3 milyar doları bulmuĢtur. 575

FMS kredileri, güvenlik yardımı görünümlü Amerika‟nın milli çıkarları çerçevesince oluĢturulmuĢtur. ABD Güvenlik Yardımı kapsamında 1948 yılından 1965‟e kadar Washington elinde bulundurduğu silahların yüzde 56‟sını MAP (Military Assistace Program) ve FMS kredileri aracılığıyla gerçekleĢtirmiĢtir. Böylece BirleĢik Devletler, elindeki silah stoklarını yenilemiĢ, ülkelere silah satıĢını gerçekleĢtirmiĢ ve uzun vadeli askeri modernizasyon sağlamak adına ülkeleri kendisine bağımlı hale getirmiĢtir.576

Amerika‟nın elinde kalan fazladan askeri malzemeleri kapsayan hibe yardımları, askeri eğitim programını da beraberinde içermiĢtir. Malzeme yardımları ve askeri eğitim programının 1972‟de sona ermesiyle Washington hükümeti tarafından Türkiye‟ye tekrardan FMS kredileri verilmeye baĢlanmıĢtır.577

Türkiye savunma harcamalarını seksenli yılların sonuna kadar bu kredilerle gerçekleĢtirmiĢtir. 1980‟li yılların ardından yerli sanayide öz kaynaklara dönülmesi kararı

571 Orkunt, 1978: 231-232.

572 https://www.savunmasanayist.com/turkiye-f-4leri-neden-emekli-etmiyor/ (eriĢim tarihi: 07.04.2020).

573 Seren, 2015: 50.

574 “ABD, Türkiye‟nin Askeri Borcunda Ġndirim Yapacak”, Hürriyet Gazetesi, 04.09.1999.

575 Atalay, 1992: 75.

576 Kaya, 2006: 67.

577 Atalay, 1992: 75.

alınmıĢ ve bu amaçla Savunma Sanayi MüsteĢarlığı kurulmuĢtur.578 Fakat Türkiye‟nin BirleĢik Devletler‟den temin ettiği bu krediler, Türk ekonomisini zorlu bir sürece sokmuĢtur.

Dolayısıyla Ankara yönetimi kredilerin ödemesi hususunda güçlük yaĢamıĢtır. Cumhuriyet Gazetesi‟nin 1987‟deki haberinde ise Washington yönetimi, Türkiye‟nin 10 gün içinde 400 milyar dolar tutarındaki Askeri SatıĢ Kredisi‟nin (FMS) borcunu ödememesi durumunda Türkiye‟ye vereceği fonlara Ģüpheli baktığı yazılmıĢtır. Türkiye ise Washington‟a borçlu olduğu için bu borcun ödemesinin ertelenmesini talep etmiĢtir.579 Hatta bu dönemde Amerika‟daki faiz oranlarının yüzde 50 artıĢ göstermesi, Türkiye‟nin dıĢ borcuna ek maliyet getirmiĢtir. Borçlu ülkelerin borç miktarını bildiren Nacion Gazetesi‟ne göre Türkiye‟nin 26 milyar dolarlık dıĢ borcuna karĢı her yıl ödemesi gereken faizler haricinde, ilaveten 250 milyon dolar ödeyeceği öngörülmüĢtür. Böylece Türkiye‟nin dıĢ borçlarında faizlerle birlikte ödeyeceği tutar 3 milyar dolara yaklaĢmıĢtır.580

Amerika‟nın gerçekleĢtirdiği dıĢ yardımların önemini vurgulayan Reagan ise insanlığın 42 yıldır bir savaĢ içerisinde bulunmamasının nedenini, BirleĢik Devletler‟in yaptığı dıĢ yardımlara bağlı olarak ABD‟nin dünya ülkelerine karĢı sorumluluklarından kaynaklandığını belirtmiĢtir.581 Fakat bu sorumlulukların arkasında ülkelere yardım baĢlığı altında krediler sunan ve ardından bu ülkelerin milli üretim çizgisinin önüne geçerek gerek iktisadi gerekse askeri anlamda kendisine bağımlılık yaratan Amerikan çıkarları yer almıĢtır.

Dolayısıyla BirleĢik Devletler‟in FMS „Yabancı Askeri SatıĢlar‟ kredilerinin temel amacı, Washington hükümetinin Türkiye‟ye daha fazla silah satabilmesi olmuĢtur. Bu durum Türkiye‟nin Amerika‟dan daha fazla silah satın alarak milyarlarca borçlanmasına neden olmuĢtur. Türkiye BaĢbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2005‟de ABD‟ye ziyaretinden önce 14 adet Sea Hawk satın alacağını müjdelemiĢtir. Tedarik edilen helikopterlerin parası ise Amerika‟dan alınmıĢ ve Türkiye, BirleĢik Devletler‟e tekrardan borçlanmıĢtır. Ayrıca bu silahlar üzerinde uluslararası müdahaleler ve Amerika‟nın onayı olmadan kullanılmama Ģartı yer almıĢtır.582 Bunun en önemli örneği ise EUMA (End User Monitoring Agreement; Son Kullanıcı Takip AntlaĢması) dır. EUMA, FMS satıĢ iĢlemlerinin tamamlanabilmesi için kritik öneme sahip bir belge niteliği taĢımıĢtır. Bu antlaĢmaya göre ABD‟nin sattığı savunma

578 “ABD, Türkiye‟nin Askeri Borcunda Ġndirim Yapacak”, Hürriyet Gazetesi, 04.09.1999.

579 Washington: ABD ile Borç Bunalımı”, Cumhuriyet Gazetesi, 20.10.1987.

580 “DıĢ Borcumuza 250 Milyon Dolarlık Yük Geldi: Amerika‟da Faizler Arttı Olan Bize Oldu”, Hürriyet Gazetesi, 18.10.1987.

581 “Reagan Kongreyi Topa Tuttu”, Hürriyet Gazetesi, 23.10.1987.

582 “ABD Hem Silah Satıyor Hem Borçlandırıyor”, Evrensel Gazetesi, 15.06.2005. Türkiye‟nin tek parti dönemine geçmesiyle 2000 yılı sonrasındaki Ģartlar ve imkânlar neticesinde sahip olduğu ekonomik imkânlar, daha elveriĢli hale gelmiĢtir. Öyle ki Türkiye‟nin 1994 yılında ABD‟den FMS aracılığıyla talep ettiği PAC-2 füzelerini satın almak istemesi, ekonomik döngüde yaĢanan kriz neticesinde gerçekleĢememiĢtir. (Seren, 2015:

46).

araçlarının Amerikan çıkarlarına aykırı bir Ģekilde kullanıldığı takdirde satıĢı iptal etme yetkisi bulunmaktadır. Böylece alıcı ülke EUMA‟yı imzalamasıyla tedarik ettiği silahların üzerinde yaptığı her türlü değiĢiklik, modernizasyon, bakım ve farklı bir ülkeye devir gibi iĢlemleri Amerika‟nın kontrolünde gerçekleĢtirmesi Ģartı sağlanmıĢtır. Böylece BirleĢik Devletler, bünyesinde barındırdığı teknolojik yeniliklerle donanmıĢ savunma sistemleri aracılığıyla hegemon tavrını alıcı devletler üzerinde kullanarak, onların kendi milli meselelerindeki hâkimiyet algısını da kırmıĢtır.583

Tablo 3.1 Yıl Bazında ABD’den Alınan FMS Kredileri (Milyon ABD Doları)

YILLAR KREDĠ (ABD Doları) HĠBE (ABD Doları) TOPLAM (ABD Doları)

1972 15 - 15

1973 20 - 20

1974 75 - 75

1975 75 - 75

1976 125 - 125

1977 125 - 125

1978 175 - 175

1979 175 - 175

1980 203 - 203

1981 250 - 250

1982 343 57 400

1983 290 110 400

1984 585 130 715

1985 485 215 700

1986 409.5 205.7 615.2

1987 178 312 490

1988 178 312 490

1989 90 410 500

1990 85.635 412.220 497.855

1991 50 532 582

1992 - 500 500

1993 450 - 450

TOPLAM 4.382.135 3.195.920 7.578.055

Kaynak: ġahbaz, 2007: 76.

Yukarıda verilen tabloya göre Türkiye ve BirleĢik Devletler arasındaki FMS kredilerinden yararlı çıkan taraf Washington yönetimi olmuĢtur. Çünkü alınan savunma

583 Seren, 2015: 51.

malzemeleri Washington‟ın isteğine göre ĢekillenmiĢtir. Buna göre Türkiye 1972-1993 arası dönemde 4 milyon 382 bin 135 Amerikan doları kredi, 3 milyon 195 bin 920 Amerikan doları hibe yardımı alarak toplamda 7 milyon 578 bin 55 Amerikan doları FMS kredisi kullanmıĢtır.584

3.3.16. 12 Eylül 1980 Dönemi Türk-Amerikan Askeri ĠliĢkileri

Türkiye‟de 12 Eylül 1980‟de gerçekleĢen darbe neticesinde BirleĢik Devletler DıĢiĢleri Bakanlığı bir bildiri yayımlamıĢtır. Bildiride Washington‟ın Türk demokrasisinde gerçekleĢen darbe sürecine Ģüpheyle baktığını, Türkiye‟nin demokratik ilkeler çerçevesinde bir yönetimi tabi olmasını takip edecekleri dile getirilmiĢtir. Aynı zamanda Amerikan tarafı Türkiye‟nin zorlu bir dönemden geçtiği çeĢitli ekonomik sıkıntılar karĢısında, NATO‟nun savunma ihtiyaçlarını karĢılayacağını da eklemiĢtir. Bu sebeple Washington hükümeti Türkiye‟nin düzenli bir siyaset modelini ve istikrarlı bir ekonomi sistemi için çaba harcayacaklarını öne sürmüĢtür.585

Evren yönetimi kısa süre içerisinde demokratik sisteme geri dönüleceğini, Türkiye‟nin NATO‟ya bu süreçte bağlı kaldığını ve ikili antlaĢmaları koruyacağı yönünde açıklamada bulunmuĢtur. BirleĢik Devletler bu dönemde ekonomik sıkıntılar çeken Türkiye‟nin Almanya‟dan aldığı kredi yardımlarının da bu dönemde devam etmesi gerektiğini vurgulamıĢtır.586

Soğuk SavaĢ‟ın derinlemesine ilerlediği 1979 yılında Sovyetler, Afganistan‟ı iĢgal etmiĢ, Ġran‟da bir Ġslam devrimi gerçekleĢmiĢtir. Washington açısından bir tehdit olarak görülen bu geliĢmeler Reagan‟ın Çevik Kuvvet Projesi‟yle sonuçlanmıĢtır. Bu sebeple Mart 1980‟de Florida da MacDill hava üssünde bir Acil Ġntikal Ortak Görev Kuvveti (Rapid Deployment Joint Task Force) kurulmuĢtur. Bu kuvvet adını 1983‟de BirleĢik Devletler Merkezi Komutanlık (U.S Central Command CENTCOM) olarak değiĢtirmiĢ ve günümüze kadar bu isimle devam etmiĢtir. Kurum, Türk-Amerikan iliĢkilerinde bazı pürüzler ortaya çıkarmıĢtır. Öyle ki ABD, Türkiye‟ye bu kuvvetin gerektiğinde kullanabileceği bir tesis arayıĢı talebinde bulunmuĢtur. Fakat bu talep, Demirel ve Evren yönetimleri tarafından reddedilmiĢtir. Bu dönemde Türkiye‟nin doğusunda ki 8 tümene karĢılık Sovyetler‟in 19 tümen bulundurması, Reagan yönetiminin bu konuya hassasiyetle yaklaĢmasına neden olmuĢtur. Böylece 29 Kasım 1982‟de Brüksel‟de dönemin Genelkurmay BaĢkan Necdet Öztorun ve Amerikan Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle, imzaladıkları Mutabakat

584 ġahbaz, 2007: 75.

585 Türkmen, 2012: 146.

586 Okur, 2014: 81.

Muhtırası ile Türkiye‟deki bazı havaalanlarının modernizasyon süreci baĢlamıĢtır AntlaĢmada tesislerin NATO‟nun sorumluluğu dıĢındaki herhangi bir Ortadoğu ülkesi için kullanmamak, üslerde yapılacak tatbikatların NATO tarafından onaylanması ve çeĢitli malzeme, silah ve diğer askeri argümanların Türkiye‟nin onay göstermesi, ilgili malzemelerin ihracı gibi maddeler yer almıĢtır. Bu Muhtıra AntlaĢması Türkiye‟nin Ortadoğu‟da kendi alanı dıĢındaki herhangi bir yere müdahale etmeyeceğinin resmi belgesi niteliğini taĢımıĢtır.587

3.3.16.1. 1980’li Yıllarda Amerika BirleĢik Devletleri’nin Ekonomik ve Askeri Yardımları

Washington yönetiminin 1961 tarihinde baĢlattığı DıĢ Yardım Kanunu çerçevesince hibeleri de içine alan Askeri Yardım Programı (Millitary Asistance Program-MAP), Türkiye‟deki uzman askerlerin eğitim gördüğü Uluslararası Askeri Eğitim ve Talim Programı (IMET) tarafından hayata geçirilmiĢtir. 1980‟li yıllarda devam eden Amerikan yardımları, seksenli yılların ortalarından itibaren düĢüĢe geçmiĢtir. Washington‟ın üretim fazlası olarak gördüğü ve bu sebeple elinde çıkarmak istediği her türlü silah ve diğer teçhizatları kapsayan MAP programı ise 1989 yılında sonlandırılmıĢtır. Sonlandırılan bu program doksanlı yıllarda farklı yollardan sağlanmıĢtır. Aynı zamanda faizli ve geri ödemeli askeri yardım satıĢları (Foreign Military Sales-FMS) ve Güney Kanat yardımı (Southern Regional Amendment-SRA) gibi yardım programları baĢlatılmıĢtır. Ekonomik anlamda gerçekleĢtirilen yardımlar ise Ekonomik Destek Fonu (Economic Support Fund-ESF) aracılığıyla gerçekleĢmiĢtir. Fakat bu yardımlar, silah satın alımında da kullanıldığı için güvenlik yardımı olarak da açıklanmaktadır.588

BirleĢik Devletler‟in Türkiye‟ye gerçekleĢtirdiği yardımlar genel hatlarıyla askeri ağırlıklı olmuĢtur. Ekonomik yardımlar ise 1980‟li yılların baĢlarında yükselirken, zamanla düĢüĢe geçmiĢtir. Bu durumun en önemli nedeni ise Türkiye‟nin bu dönemde Washington‟ın Türkiye‟deki ekonomik reform politikalarına verdiği destekten kaynaklanmıĢtır. Seksenli yılların ortalarında askeri yardım programı artıĢ gösterdiyse de dönemin sonlarına doğru FMS kredilerinin hibe kısmı hızlı bir düĢüĢ yaĢamıĢtır.589

Washington yönetimi bu askeri ve ekonomik yardımları gerçekleĢtirirken çeĢitli koĢullar öne sürmüĢtür. Bu sebeple yardımlar çıkarlar doğrultusunda Türkiye‟ye verilmiĢtir.

Bu çıkarların en önemlisi ise Kıbrıs sorunu olmuĢtur. Öyle ki Rumlar önemli lobicilik faaliyetleri sürdürerek Türkiye‟ye yapılan yardımları, Kıbrıs‟ta ki MaraĢ bölgesinin geri

587 Türkmen, 2012: 151-152.

588 Akdevelioğlu vd., 2001: 53.

589 Akdevelioğlu, vd., 2001: 54.

verilmesi koĢuluna bağlamak istemiĢtir. 1984 yılında gerçekleĢtirilen komite toplantısında ise yönetimin öne sürdüğü 930 milyon dolarlık askeri ve ekonomik yardımın geri ödemesi konusunda Türkiye‟ye 200 milyon dolarlık bir indirim gerçekleĢmiĢtir. Kongre yönetimi bu indirimi kabul etmiĢ, karĢılığında ise MaraĢ konusunda Türkiye‟nin zorluk çıkartmaması ve MaraĢ‟ın yerleĢim yeri olarak açılmaması gibi taleplerde bulunmuĢtur. Türkiye ise elinde bulunan Savunma Ekonomik ĠĢbirliği AntlaĢması‟nın (SEĠA) uzatılması ve kabul edilmesi konusunda çalıĢmalar yürütmüĢtür. Fakat Eylül 1986‟da Temsilciler Meclisi Ödenekler Alt Komitesi Türkiye‟ye öne sürülen yardımları azaltmıĢ, bunun üzerine Türk askerininde Kıbrıs‟tan geri çekilmesi talebinde bulunmuĢtur. Reagan yönetimi 1987‟de bu karara karĢı çıkmıĢsa da Temsilciler Meclisi kanun değiĢikliğine giderek Türkiye‟nin aldığı askeri yardımları Kıbrıs‟ta kullanamama Ģartı getirmiĢ ve bu Ģarta istinaden Türkiye‟ye 200 milyon dolarlık bir indirim yapılmıĢtır. Reagan, Türkiye‟nin Ortadoğu‟daki stratejik konumundan dolayı bu indirime karĢı çıkmıĢsa da yönetim, Türkiye ve Yunanistan‟a yapılan yardımların belirlenmesi hususunda bir strateji belirleyememiĢtir. Öyle ki Papandreu döneminde ki Yunanistan, Amerika‟ya askeri ihtiyaçlar listesi sunmakta geciktiği için Türkiye‟ye verilecek askeri yardım miktarı belirlenememiĢtir. Bunun sonucunda ise Ankara yönetimi Washington‟u bu duruma bir çare bulamadığı için suçlamıĢtır.590

Kıbrıs Krizi ve devamında yaĢanan bu geliĢmelerle birlikte Sovyetler Birliği ise Türkiye‟yi NATO ve Batı Bloğu‟ndan ayırma politikaları izlemiĢ, fakat Moskova yönetimi bu amacına ulaĢamamıĢtır. Öyle ki Soğuk SavaĢ sürecinde Türkiye, her iki bloğa da temkinli bir politika izlemiĢ ve dâhil olduğu Batı ittifakına her daim sadık kalmıĢtır.591

Bu dönemde Türkiye, BirleĢik Devletler‟in taleplerini iki kere reddetmiĢtir. Bunlardan birincisi ABD‟nin SSCB‟ye karĢı geliĢtirdiği Cruise ve Pershing füzelerini konuĢlandırma kararına karĢı NATO üyesi Türkiye‟nin ek yükümlülük almayı kabul etmemesi olurken, ikincisi ise düzenlenen Ermeni tasarısının Amerikan Kongresi‟ne geliĢine kadar ABD uçuĢlarının durdurulması ve Amerikan 6. filosunun isteğini geri çevirmek olmuĢtur.

Türkiye‟nin Kıbrıs ve Ermeni sorunları gibi kırmızı çizgisi olarak nitelendirilen konularda

590Akdevelioğlu, vd., 2001:55. Özellikle Savunma Ekonomik ĠĢbirliği (SEĠA) AntlaĢması, Türkiye-ABD iliĢkilerinde yardım programlarının belirlenmesinde önemli rol oynamıĢtır. Washington‟ın Türkiye‟ye gerçekleĢtireceği yardım hususunda elinden gelenin en iyisini yapacağını vurgulamasına rağmen bu yardımlar, istenilen bir Ģekilde Türkiye‟ye gönderilmemiĢtir. Bu dönemde Washington tarafından öne sürülen güvenlik yardımları, Türkiye‟nin istenilen ihtiyacı değerinde olmamıĢtır. Aynı zamanda yardımların miktarı Kıbrıs Sorunu ve sözde Ermeni Soykırımı gibi el ile tutulmayan gerekçeler öne sürülerek istenilen miktarda gerçekleĢmemiĢtir.

(Kavuncu, 2013: 125).

591 Qasımlı, 2013: 565-566.

BirleĢik Devletler‟den istediği desteği alamaması, Türk-Amerikan müttefikliğinin tekrardan sorgulanmasına neden olmuĢtur.592

Gorbaçov‟un 1985‟de baĢkanlık koltuğuna oturmasıyla baĢlattığı açıklık ve yeniden yapılanma politikaları ise Soğuk SavaĢ sürecinin sonunu hızlandırmıĢtır. Bu dönemde çeĢitli dalgalanmalar yaĢayan ikili iliĢkiler, Özal döneminde ise hareketli bir eksende geliĢme göstermiĢtir.

Outline

Benzer Belgeler