• Sonuç bulunamadı

Güvenlik temelli araĢtırmalarda milli güvenliğin sağlanması esasında devlet faktörü önemli rol oynamaktadır. Bu devletlerin ülkelerarası iliĢkilerindeki milli çıkarlarının korunması ve askeri iliĢkilerinin rolü önemli bir yere sahiptir. Walt‟da askeri gücü güvenlik çalıĢmalarının temel taĢı olarak gördüğünü öne sürmektedir. Askeri yöntemlerin temel özelliği ülke güvenliğini tehdit edecek konularda devletlerin kendi askeri varlıklarını ortaya koymaları ve bunun yanında nükleer savunma sistemlerini bir caydırıcı unsuru olarak göstermektir.51

Askeri yardımları aktif hale getiren bir devletin savunma sanayisinin son derece o yardımları karĢılayacak bütçe ve kapasitede olması gerekmektedir. Uluslararası aktörler arasında güçlü olabilmenin yanı milli askeri savunma sanayiyi güçlü tutmaktır. Bu nedenle ülkelerin savunmaya ayırdıkları ve harcadıkları bütçe miktarı önemlidir. Askeri teknik kapasitenin güçlü ve donanımlı olmasına özen gösteren ülkelerin savunma sanayisindeki geliĢimi de doğru oranda ilerlemektedir. Bu alanda bilinçli bir dıĢ politika sergileyen devletlerin uluslararası arenada da etkin bir pozisyon ve misyonu olduğu açıktır.52

Savunma mekanizması güçlü olan devletlerin gerçekleĢtirdiği askeri yardımlarda amaç edinilen noktalardan biri de verilen yardımların yardımı veren ülkenin yararına olacak Ģekilde kullanılması olmuĢtur. Öyle ki yardımı alan devletin giriĢeceği herhangi bir sıcak çatıĢma olasılığı, askeri yardımda bulunan ülkeyi siyasal, politik ve ekonomik herhangi bir alanda

49 Doğan, 2006: 134.

50 United States Agency For International Development (USAID), 2020: 2.

51 Bakan, 2007: 38.

52 Pınar, 2018: 2347.

rahatsız etmemesi gerekmektedir. Bu sebeple ülkeler askeri güçlerini kendi stratejik planlarına göre Ģekillendirmektedir.53

Tarihsel süreçte askeri güç çok önemli olmuĢtur. Özellikle Napolyon girdiği savaĢlarda kalabalık bir ordu kurmasına rağmen bu orduların niteliği sayıları kadar iyi olamamıĢtır. SavaĢlarda askerlerin ölmesiyle sonuçlanan bu durum daha atılgan, savaĢma kapasitesi yüksek bir ordunun kurulumuna sebep olmuĢtur. Milli gücün belirlenmesinde ordu, asker, silah teĢkilatı tarih boyunca önemini koruyan unsurlar olmuĢtur. Fakat Sanayi Devrimi‟nden sonra askeri gücün niteliği değiĢiklik göstererek bunun dıĢında diğer argümanlarında geliĢimine ihtiyaç duyulmuĢtur. Özellikle Birinci ve Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra askeri güç, ekonomik güçle paralel bir Ģekilde ilerlemiĢtir. 54

Örneğin Amerikan hükümeti Marshall Yardımı‟nı devreye sokmuĢ ve bu sayede Avrupa ekonomisi canlanmıĢtır. 1970‟li yıllarda ekonomik büyümenin hızlı bir Ģekilde ilerlemesi 1974 petrol kriziyle duraksamıĢtır. 1971‟de BaĢkan Nixon zamanında doların altına dönüĢmesiyle Bretton Woods sistemi değiĢikliğe uğramıĢtır. 1979‟daki ekonomik krizin ardından ise ABD, „Askeri Keynesçilik‟ adı verilen bir yapılanmaya gitmiĢtir. Carter zamanında baĢlayan bu uygulama Reagan dönemiyle hız kazanmıĢtır. Askeri Keynesçilik ile ABD, askeri savunma harcamalarına olan yatırımı arttırmıĢtır. Bu durum Amerika‟nın borçlarını arttırmıĢsa da savunma alanında rakiplerine karĢı öne çıkmasını sağlamıĢtır.55

ABD için askeri harcamalar oldukça önemli olmuĢtur. ABD askeri yatırımlar aracılığıyla dünya devletlerine yönelik askeri yardımların da gerçekleĢmesini sağlamıĢtır.

Amerikan yardımlarından yararlanan ülkelerden biri de Türkiye olmuĢtur. Uluslararası konjektürde BirleĢik Devletler yardımı yapan taraf olmasına karĢılık Türkiye ise Soğuk SavaĢ döneminde tehdit unsuru içeren komünizm tehlikesiyle karĢı karĢıya kalmıĢtır. Bu sebeple Washington‟dan ekonomik ve askeri yardımların arttırılmasına yönelik taleplerde bulunan Türkiye eski BaĢbakanı Recep Peker New York Times Gazetesi‟ne Ģu açıklamada bulunmuĢtur:

Orduyu makineleĢtirmek için yüz milyondan iki kat fazla lazım. Türkiye‟de yapılacak çok iĢ var.

Yabancı sermayeye hayır demeyiz. Ayrıca yabancı sermayenin karını yurt dıĢına çıkarması için kambiyo ayarlaması gibi düzenlemeler yapabiliriz. Benim gördüğüme göre biz bu yardımdan para almayacağız; fakat ihtiyacımız olan malzemelerin listelerini göndereceğiz ve memleketiniz kredi tükeninceye kadar bu malzeme listesindeki maddeleri fiyatlandırarak bize gönderecektir.”56

53 Koç, 2016: 146.

54 Özdemir, 2008: 135.

55 BiliĢli 2011: 13.

56 Kalyon, 2010: 14.

Böylece Amerikan yardımlarından yararlanmak için büyük bir talep piyasası oluĢturan Türkiye‟ye Washington yönetimi tarafından 1948-1951 yılları arası dönemde 71 milyon 522 bin dolar hibe, 55 milyon dolar ödünç olarak toplamda 126 milyon 122 bin dolar yardımda bulunulmuĢtur. 57 Fakat bu yardımlar, Türkiye‟nin askeri güvenliğini sağlaması için yeterli olamamıĢtır. Türkiye her ne kadar bu yardımları almıĢ olsa da askeri güvencesi eksik kalmıĢtır. Bu sebeple Türkiye için öncelikli hedef Batı‟nın uzun vadeli askeri desteğini almak ve Batı‟nın güvenlik Ģemsiyesi altına girmek olmuĢtur. Bu dönemde Sovyet tehdidi karĢısında askeri bir güvenceye ihtiyacı olan Türkiye için NATO‟ya üyelik Türk dıĢ politikası açısından bir dönüm noktası değerlendirilmektedir. Bu sayede Washington yönetiminin Türk dıĢ politikası üzerindeki etkisi açıkça görülmeye baĢlamıĢtır.58

BirleĢik Devletler, askeri yardımları en çok kullanan ülkelerden biri olmuĢtur. 1995 yılında Clinton yönetiminin iktidarda olduğu Amerikan hükümeti, askeri malzeme ve donatımlarının konusu ve bunların imalatı için kongreye bir rapor sunmuĢtur. Askeri malzemelerin üretimi ve ticaretini kapsayan bu bildiri raporu Afrika‟ya yapılacak olan askeri hizmetlerin kapsamını oluĢturmuĢtur. Öyle ki karıĢıklık ve kargaĢanın var olduğu bölgelerin seçilmesi Amerikan askeri yardımların temelini oluĢturmuĢtur. Savunma Güvenlik ĠĢbirliği Ajansı‟nın yürüttüğü bir program olan DSCA (Defence Security and Cooperation Agency) ve EDA (European Defence Agency) Avrupa‟da yer alan arta kalan Amerikan silahlarını barındırmaktadır. Bu çerçevede burada yer alan arta kalan parçalar çeĢitli yabancı ülkelere gönderilerek Amerikan silahları bu sayede askeri yardımlarını yerine getirmiĢ olmaktadır.

Mısır ve Afrika‟da bu parçalardan yararlanan ülkelerdendir.59

SSCB‟nin dağılmasının ardından durulan dengeler, 11 Eylül‟de gerçekleĢen ikiz kuleler saldırısıyla alt üst olmuĢtur. Bu çerçevede Washington yönetimi, kaybettiğini düĢündüğü hegemonyasını sağlamak adına savunma harcamalarını arttırmıĢtır. 2009 yılına bakıldığındaki Amerikan savunma harcamaları 663 milyar dolara ulaĢmıĢtır.60

57 Ertem, 2009: 393.

58Göktepe ve Seydi, 2015: 205. Türkiye NATO‟ya katılmanın yanı sıra diğer Batılı ülkelerle de bir denge siyaseti izlemiĢtir. Öyle ki ulusal güvenliği sağlamanın ve ayakta tutmanın tek yolu stratejik bir dıĢ politika tutumu izlemekten geçiyordu. Asıl amacı Sovyet tehdidini ortadan kaldırmak olan Türkiye‟nin bu dönemde bir bloğa dâhil olma çalıĢmaları, ulusal güvenlik kaygısından kaynaklanmıĢtır. Bu açıdan askeri yardımlar, ülkelerin milli güvenliğini yakından ilgilendirmiĢtir. Güvenlik tehdidi bir ülkenin statükosunu koruması açısından dikkate alınan bir kavram olmuĢtur. Fakat güvenlik söylemi altındaki bu giriĢimler, merkez devletlerin az geliĢmiĢ ülkelere gerçekleĢtirdikleri askeri yardımları bir koz olarak görmesine ve iç iĢlerine müdahale de yetki almalarını da beraberinde getiren bir unsur olmuĢtur. Özellikle Türkiye‟nin NATO‟ya girmesiyle Türk dıĢ politikasında baskın bir Amerikan etkisi görülmüĢtür. (Oğuzlu, 2015: 241).

59 Review of African Political Economy, 2007: 595.

60 BiliĢli, 2011: 17. 1980‟de baĢlayan Ġran-Irak SavaĢı, Körfez ülkeleri için ciddi bir tehdit oluĢturmuĢtur. Bu dönemde SSCB‟nin Afganistan‟ı iĢgali ve diğer yandan Ġran‟ın ġii politikası baĢta Amerika olmak üzere bölge ülkelerini rahatsız etmiĢtir. Batı ile birlikte hareket eden Suudi Arabistan‟da bu duruma karĢı önlem alabilmek

DıĢ politikada askeri yardımları ön planda tutan BirleĢik Devletler, bu yardımları gerçekleĢtirirken de ülkedeki savunma sanayi geliĢimlerini desteklemek için lobicilik faaliyetlerini aracı olarak kullanmıĢtır. Özellikle BirleĢik Devletlerde oldukça etkili olan Yunan ve Ermeni lobi faaliyetleri ABD‟nin Türkiye‟ye yönelik politikalarının anlaĢılmasında bir aracı rolü üstlenmektedir. Bunun yanı sıra Yahudi, Ġran ve Arap kökenli Amerikan vatandaĢlarının lobicilik faaliyetleri Yabancı Ajanların Tescil Yasası gereği Amerikan Adalet Bakanlığı‟nda kaydedilir. Böylece Washington hükümetinin hangi ülkeye yönelik bir çıkar politikası varsa bu lobiciler aracılığıyla yürütülmektedir. Aynı zamanda Amerika‟daki lobicilerin siyasi konularda olduğu kadar silahlar konusunda da ülkedeki faaliyetleri göz ardı edilmemelidir. Bu sebeple 1975‟de ABD‟nin Türkiye‟ye uyguladığı silah ambargosunun arkasında güçlü bir Yunan lobisinin olduğu unutulmamalıdır.61

USAID‟ın 2009 yılında analiz ettiği rapora göre BirleĢik Devletler yabancı devletlere ve diğer gruplara en az 10 milyar dolar olmak üzere dıĢ yardımda bulunmuĢtur. ABD‟nin gerçekleĢtirdiği bu yardımlar Amerikan dıĢ politikasının temelini oluĢturmaktadır. ABD‟nin yapmıĢ olduğu askeri yardımlar ülkenin ulusal güvenliğini sağlamakla paralel bir Ģekilde ilerlemektedir. BirleĢik Devletler yönetiminin milli güvenliği sağlamak adına gerçekleĢtirdiği askeri yardımlar gereklilik olarak görülmektedir. Özellikle terörizmin yükselmesinden sonra bizzat askeri yardımlara daha da önem veren ABD, güvenliğe yönelik politikalarını da değiĢtirmiĢtir.62 Askeri yardım politikaları ülkeler örneğinde detaylı bir Ģekilde aĢağıda incelenmiĢtir.

1.3. Amerika BirleĢik Devletleri’nin DıĢ Politikasında Ekonomik ve Askeri

Outline

Benzer Belgeler