• Sonuç bulunamadı

Kıbrıs BarıĢ Harekâtı Sonrasında DeğiĢim Gösteren Türk Savunma Sanayisi

3.3. Soğuk SavaĢ Dönemi Türk-Amerikan ĠliĢkileri

3.3.12. Türk-Amerikan ĠliĢkilerinde Kıbrıs Sorunu‟nun Yeri ve Önemi

3.3.12.3. Kıbrıs BarıĢ Harekâtı Sonrasında DeğiĢim Gösteren Türk Savunma Sanayisi

Türkiye‟deki askerler silah ihtiyacından dolayı hükümete zora sokmadıkları müddetçe Bakan, Türkiye‟nin böyle bir talepte bulunmayacağını ve bu sebeple Kıbrıs‟ta taviz vermeyeceğine dair kongre üyelerini uyarmıĢtır.554

Emekli Oramiral Orkunt‟a göre, ekonomisi ve askeri manevrası güçlü olan tarafın istediğini elde edebilme Ģansı bu noktada daha fazladır. Fakat bunu düĢünen bir devletin milli güvenliğini ön planda tutan Ģartlar neticesinde bir alternatif araması da kaçınılmazdır.

Türkiye‟nin Amerikan askeri yardımına ihtiyaç duyması, Amerikan Kongre üyeleri tarafından Türkiye‟nin tek seçeneğinin Batı olması Ģeklinde görülmüĢ ve netice itibariyle bir zaaf olarak değerlendirilmiĢtir. Bu sebeple BirleĢik Devletler‟in Kıbrıs‟ı ön plana sürerek koymuĢ olduğu silah ambargosu, CumhurbaĢkanının giriĢimleriyle satıĢları Ģartlı olarak tekrar serbest bırakılmıĢtır. Washington‟ın bu tutumu, Türkiye‟nin Amerika‟ya olan askeri bağımlılığını anlaması için bir örnek oluĢturmuĢtur. Türkiye bu dönemde Sovyetler Birliği‟nin kıskacına girmemek için nasıl çabalamıĢsa aynı Ģekilde Batı Bloğu‟yla da iliĢkilerinin daha bağımsız bir Ģekilde ilerlemesi için mücadele vermiĢtir. Bu noktada iki ülke arasında imzalanan Ortak Savunma ve ĠĢbirliği AntlaĢması, Türkiye‟nin ileri sürdüğü bağımsızlık ilkesinin temeli ve ikili iliĢkilerin güvenilir bir zeminini oluĢturması için önem arz etmiĢtir.555

3.3.12.3. Kıbrıs BarıĢ Harekâtı Sonrasında DeğiĢim Gösteren Türk Savunma Sanayisi

amacıyla kurulmuĢ olan bu kurum, 1989‟da Savunma Sanayisi MüsteĢarlığı (SSM) olarak yeniden yapılandırılmıĢtır.557

Kıbrıs Harekâtı‟ndan sonra Türk Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı (TSKGV) kurulmuĢ ve yerli savunma sanayisinin geliĢtirilmesi için önemli bir adım atılmıĢtır. Savunma sanayisinin geliĢimi için teknolojik seviyenin yakalanması önemli görülmüĢtür. Böylece Türkiye‟nin yaĢadığı yaptırımlar sürecinde milli savunma sanayi hareketlilik göstermiĢtir. Bu konuda TSKGV, Türkiye‟deki ulusal sanayiyi güçlendirmek ve dıĢarıdan alınan savunma malzemelerini en aza indirmek için kurulan önemli bir basamak olmuĢtur. 26 Eylül 1987‟de Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri‟nin birleĢimiyle kurulan bu vakıf ile Türkiye, Kıbrıs Krizi‟nde aldığı derslerle dıĢarıya olan bağımlılığı azaltmayı hedeflemiĢtir.558 Bu dönemde Türk savunma sanayisinde dıĢarıya olan bağımlılığı azaltmak temel hedef olsa da istenilen sonuç tam anlamıyla elde edilememiĢtir. 1960-1973 arası dönemde „REMO Planı‟ (Reorganizasyon ve Modernizasyon Planı) adı altında tank ve palet yerleĢtirme programı, otomatik makineli tüfek yapımı ve diğer önemli silahları üretmek amacıyla uygulamaya koyulmuĢtur. Bunun yanı sıra 1973‟de Sakarya‟ya Askeri Tank Fabrikası açılmıĢ ve G3 otomatik tüfeği ve MG3 makineli tüfekler, Türk Silahlı Kuvvetleri‟ne silah araç gereçleri temin eden MKEK bünyesinde 1967‟de uygulamaya koyulmuĢtur. Fakat burada dikkat çeken konu ise dıĢa bağımlılığı azaltmak için kurulan bu tesislerin ABD öncülüğünde kurulmuĢ olmasıdır. Bu tesisler ABD‟den alınan yedek savunma parçalarının modernizasyonu ve diğer yandan 1940‟lardan itibaren ilk defa milli Türk harp sanayisinin üretimi ve geliĢimi için kullanılmıĢtır.559

YaĢanan geliĢmeler Türk savunma sanayisindeki icraatları geliĢtirmiĢ olsa da istenilen milli sanayi projesi tam olarak sağlanamamıĢtır. DıĢarıya olan bağımlılık ne kadar azaltılmak istendiyse de Kıbrıs Harekâtı, Türkiye için ders alınması gereken bir giriĢim olmuĢtur. Öyle ki

557 Baran, 2018: 59. Türkiye‟nin savunma harcamalarını arttırmasının en önemli nedeni, uluslararası siyasette kendisini yalnız hissetmesinden kaynaklanmıĢtır. Washington yönetimi tarafından koyulan silah ambargosu, Avrupalı ülkelerin ve Moskova yönetiminin geliĢmelere sessiz kalması, Ankara yönetiminin kimseye güvenemeyeceğinin göstergesi olmuĢtur. Özellikle ABD tarafından koyulan silah ambargosu, Türkiye‟yi beklenmedik geliĢmelere hazır olması gerektiğini öğretmiĢtir. Yunanistan ise Türkiye‟nin Kıbrıs müdahalesi karĢısında ABD ‟den yeterli desteğin gelmediğini savunarak NATO‟dan çekileceğini öne sürmüĢse de Washington‟ın Yunanistan‟a gizli desteği yadsınamazdır. Bu geliĢmeler neticesinde Türkiye son derece olan Kıbrıs‟ta Batılı güçler tarafından yalnız bırakıldığını açıkça görmüĢtür. (Yılmaz, 2017: 95).

558 Ġzgi, 2007: 91. Kıbrıs Harekâtı sonrasında yerli sanayi üretiminin önemini kavrayan Türkiye savunma sanayide bağımlılığı azaltmak amacıyla çeĢitli vakıf Ģirketleri de kurmuĢtur. Elektrik üretiminde önemli rol oynayan ASELSAN, havacılık, uydu ve uzay alanlarında çalıĢmalar yürüten TUSAġ, roket-füze sistemlerinin geliĢimini sağlayan ROKETSAN, yazılım, biliĢim gibi alanlarda faaliyetler yürüten HAVELSAN, savunma harcamaları için jeneratör ve alternatör tedarik eden ĠġBĠR, yerli sanayi faaliyetleri için pil ve batarya üretimi gerçekleĢtiren ASPĠLSAN, Türkiye‟de savunma sanayi alanında önemli sırada yer alan savunma sanayi firmalarıdır. Bu Ģirketlerin kurulması Türkiye‟nin geçmiĢte aldığı derslerle yakından ilgili olmuĢtur.

(https://www.tskgv.org.tr (eriĢim tarihi: 11.02.2020)).

559 Atasoy, 2016: 139.

Türkiye harekâttan sonra yedek parça stokunu elinde bulunduramaz hale gelmiĢtir. Diğer yandan Washington yönetimi tarafından Türkiye‟ye uygulanan silah ambargosu, Türkiye‟ye savunma sanayi giriĢimindeki istenilen sonucu verememiĢtir. Bu sebeple Türkiye de TUSAġ aracılığıyla “kendi uçağını kendin yap” sloganı altında bir kampanya baĢlatmıĢtır. Fakat sonrasında bu sloganın Amerika‟dan F-16‟ları satın alma giriĢimiyle sonuçlanması, Türk Havacılık Sanayisi bakımından amacından ĢaĢma olarak görülmüĢtür. BaĢlangıçta TUSAġ aracılığıyla F-16‟ların Akıncı Üssü‟nde yapılması planlanmıĢ daha sonradan Amerikalı General Dynamics ile anlaĢmaya varılarak F-16‟ların yapımı için bir fabrika kurulmuĢtur. Bu fabrikanın yüzde 51‟i Türkiye‟ye, yüzde 49‟u General Dynamics‟e verilmiĢtir. Böylece bu fabrikada Türkiye‟nin uzun bir aradan sonra ürettiği ilk uçak F-16‟lar olmuĢtur.560

3.3.13. Türkiye ve Amerika BirleĢik Devletleri Arasındaki Savunma Ekonomik ĠĢbirliği AntlaĢması

Washington yönetimi tarafından Türkiye‟ye koyulan silah ambargosu ile Türkiye, Ġncirlik hariç diğer ABD ve NATO üslerini kapatmıĢtır. Bunun sonucunda ise Olağanüstü Savunma ĠĢbirliği AntlaĢması (OSĠA) feshedilmiĢtir. Washington‟ın ambargoyu kaldırması üzerine üsler, 1980‟de Savunma Ekonomik ve ĠĢbirliği AntlaĢması (SEĠA) adı altında tekrardan açılmıĢtır. AntlaĢmanın içeriğinde ise BirleĢik Devletler‟in Türk Silahlı Kuvvetleri‟nin modernizasyon sürecine katkı sağlaması, Washington‟ın Türkiye‟deki askeri üslerden faydalanması, Amerika‟nın Türk ekonomisine katkıda bulunması gibi Ģartlar yer almıĢtır.561

AntlaĢma, 1985‟de taraflardan herhangi biri bir değiĢiklikte bulunmadığı takdirde 1 yıllık süreyle 18 Aralık 1990‟a kadar uzatılmıĢtır.562 AntlaĢma her ne kadar Amerika‟nın Türkiye‟ye askeri ve ekonomik yardım paketini içerse de Türkiye, bu antlaĢmadaki maddeler için Washington‟a para ödemek durumunda kalmıĢtır. Öyle ki Ankara yönetimi Türkiye‟nin ABD‟den savunma malzemesi satın alması, alınan malzemelerin bakım masrafları, Washington‟dan askeri uzmanların getirilmesi ve Türk askerinin Amerika‟da eğitim görmesi gibi tüm maddeler için Washington‟a ödeme yapmıĢtır. Bu antlaĢmayla Mahmurdağ/Samsun, Elmadağ/Ankara, KarataĢ/Adana, Alemdağ/Ġstanbul, Kürecik/Malatya, BelbaĢı/Ankara, Karaburun/Ġzmir ve Ġncirlik/Adana üsleri Amerikan askerlerinin kullanımına açılmıĢtır.563

560 Yıldız, 2007: 45.

561 “Türkiye‟deki Amerikan varlığı ve Ġkili AntlaĢmalar”, Evrensel Gazetesi, 08.05.2012.

562 Kavuncu, 2013: 127.

563“Türkiye‟deki Amerikan Varlığı ve Ġkili AntlaĢmalar”, Evrensel Gazetesi, 08.05.2012. BirleĢik Devletler‟in 2010 yılında yayımladığı Üs Raporu‟nda Amerikan askerlerinin Türkiye‟de görev yaptığı diğer askeri tesisler ise Ģunlardır: Ankara Yönetim Ofisi, Batman Hava Üssü, Çiğli Hava Üssü, Ġncirlik Hava Üssü, Ġzmir Hava Ġstasyonu, Ġzmir Depo, MuĢ Hava Üssü, Yumurtalık Yakıt Deposu ve diğer küçük 9 tesis yer almaktadır.

Sezai Korkunt sayılan bu üslerin Türk toprakları üzerinde Amerikan sermayesiyle kurulan üsler olduğunu belirterek bu konuya eleĢtiri getirmiĢtir. Bu nedenle Orkunt‟a göre bu tesisler „Ortak Savunma‟ amaçlı inĢa edilmesine rağmen bu amacından uzak bir iĢleyiĢe sahip olmuĢtur. Orkunt bu söylemini çeĢitli gerekçelere dayandırmaktadır. Örneğin Türkiye‟de bir Amerikan üssü yoktur fakat Ġncirlik Üssü, NATO kapsamında kurulmuĢ bir Amerikan hâkimiyet alanına dönüĢmüĢtür. Ankara hükümeti üssün kullanımı açısından yetkileri elinde bulundurmuĢsa da içerik olarak Washington‟ın razı olmadığı durumlarda Türk-Amerikan iliĢkilerinde gerginlik görülebilmektedir. Ġncirlik‟in „Türk Üssü‟ olduğuna dair söylemler ne kadar gerçeklikten uzaksa üssün statüsüne iliĢkin belirsiz durumu üssün üzerindeki Amerikan kontrolünü gösterir nitelikte olmuĢtur.564

SEĠA AntlaĢması‟nın en önemli özelliği, Türkiye‟de Amerikan ordusunun kullandığı askeri tesislerin TSK‟nın bünyesine geçerek milli bir boyut kazanması olmuĢtur. Bu antlaĢma 18 Aralık 1985‟e kadar geçerlilik kazanmıĢ ve bu süreçte taraflar arasında Kıbrıs ve Ermeni sorunları gibi bazı sıkıntılar baĢ göstermiĢtir. Bu sebeple antlaĢmanın yenilenmesi 1987‟ye kadar uzamıĢ, Türkiye‟nin bu antlaĢmayı yürürlüğe sokması ise 1988‟de gerçekleĢmiĢtir.

SEĠA dönemin DıĢiĢleri Bakanı Vahit Halefoğlu ve George Shultz arasında mektup teatisi yoluyla tekrar yenilenerek 1990‟lardan günümüze kadar uzanmıĢtır.565

Türkiye‟deki askeri üslerden özellikle Ġncirlik Üssü, 1990-1991 arası dönemde Birinci Körfez SavaĢı‟nda Amerikan askeri güçleri için kritik rol oynamıĢtır. Bu dönemde Amerikalılar tarafından Irak‟ın kuzeyine Ġncirlikte bulunan 140 uçakla destek verilmiĢtir.

Böylece Irak yönetimi kuzey ve güney olarak ikiye bölünerek Washington‟ın hegemon çıkarları çerçevesinde istediği parçalanmıĢ devlet modeli gerçekleĢmiĢtir. Irak‟ın parçalanması ise Çöl Fırtınası Harekâtı‟nda BirleĢik Devletler‟in güç mekanizmasının iĢlevsel olarak daha rahat gerçekleĢmesini sağlamıĢtır.566 Fakat SEĠA AntlaĢması, uluslararası sorunları açıklamada sınırlı kalmıĢtır. Öyle ki bu antlaĢma gereği Ġncirlik dâhil olmak üzere askeri üslerin kullanımı, yalnız NATO‟nun hedefleri doğrultusunda olması planlanmıĢtır.

Aynı zamanda üslerin kullanımıyla ilgili TBMM‟nin onayının olduğu bir ek anlaĢmanın gerekliliğinin altı çizilmiĢtir. Üslerin ortak kullanımına yönelik hususu belirleyen SEĠA‟ da, barıĢ durumunda üssün tatbikat amaçlı eğitim uçuĢlarında kullanılması öngörülmüĢtür. Fakat Arap Baharı‟nın patlak verdiği Suriye‟deki iç savaĢta Suriye‟ye yönelik yabancı birliklerin

Ġncirlik‟inde içinde bulunduğu bu tesislerin dıĢında kalan Çiğli, Batman ve MuĢ hava üsleri NATO kapsamına dâhil olmuĢtur. SEĠA‟da geçen üs ve tesisler ise Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine bağlı olmuuĢtur. Fakat bu üsler, NATO AntlaĢması çerçevesince NATO‟nun kullanımına uygun olarak inĢa edilmiĢtir. (Bölme, 2012: 65).

564 Bölme, 2012:306.

565 Türkmen, 2012: 146.

566 “Ġncirlik Üssü: ABD ile Gerilimin Merkezindeki Askeri Hava Üssü Hakkında Neler Biliniyor?”, British Broadcasting Corporation BBC, 06.01.2017.

caydırıcı amaçlı tatbikat yapmaları, Türkiye açısından antlaĢmanın içeriğinin sorgulanmasına neden olmuĢtur. Böyle bir durumda Ġncirlik Üssü‟nün yabancı devletlerin kullanımına açılması, Türk-Amerikan ikili antlaĢması SEĠA‟nın kapsamını aĢan bir durum olarak görülmüĢtür.567

Uluslararası Hukuk ve SEĠA‟nın dikkate alınmadığı bu durumda Türkiye‟nin ulusal çıkarları tehlikeye girmiĢ ve Ġncirlik Üssü‟nün milli askeri üs kimliği sorgulanmıĢtır. Öyle ki BM‟nin herhangi bir müdahale kararı olmadan üssün koalisyon güçlerine açılması, Türkiye‟nin ulusal güvenlik açısından milli menfaatlerine aykırı bir durum olarak açıklanmıĢtır. Böylece Amerikan askerlerinin Türkiye‟de bulunan üslerde ve Türk topraklarındaki varlığı, artan bir Ģekilde kendini göstermeye baĢlamıĢtır. Bu durum ise Türk-Amerikan güvenlik iliĢkilerinin yeniden sorgulanmasına neden olmuĢtur.568

Outline

Benzer Belgeler