• Sonuç bulunamadı

3.2. Ġkinci Dünya SavaĢı Sonrası Dönemde Türk-Amerikan Askeri ve Ekonomik ĠliĢkileri

3.2.3. Marshall Yardımı

(CHP) yönetimi, ülkenin savaĢtan yıpranan ekonomisini düzeltmek adına bu yardımlardan yararlanmayı uygun görmüĢtür. Kiralama ve borç yoluyla alınan savaĢ malzemelerinin borçlarının silinmesi durumunda iktidar, toplum karĢısındaki imajını daha da güçlendirmeyi amaçlamıĢtır.377

ABD tarafından Marshall Yardımı‟nın gerçekleĢtiği bu dönemde Cumhuriyet gazetesi, 1948 yılında bir haber yayımlamıĢtır. Yayımlanan bu haberde, BirleĢik Devletler‟in Türkiye‟ye gönderdiği harp gemilerinden bahsedilmiĢtir. Habere göre Türkiye‟ye gönderilecek olan iki harp gemisini 80 subay ve erbaĢtan oluĢan grup getirmiĢ ve bu grup sabah on buçukta Washington‟a uçmuĢtur. Ayrıca gönderilen iki harp gemisi için Washington yönetimi, bu silahların Türkiye‟ye gönderiminin son olacağını ifa etmiĢtir.378 Fakat Sovyetler‟in uluslararası arenada Türkiye için büyük bir tehdit oluĢturması Ankara‟yı Washington‟a daha da yakınlaĢtırmıĢtır. Bu sebeple Sovyetlerin yayılmacı tehlikesi karĢısında ABD‟ye dört elle sarılan Türkiye için Batı ittifakı kaçınılmaz görülmüĢtür. Bu durumu kendisi için de tehlike gören BirleĢik Devletler ise Türkiye‟ye modern silah ve mühimmat yollamayı kabul etmiĢtir. Türk ordusundaki eksiklikleri tamamlamak adına askeri mühimmat yollayan BirleĢik Devletler neticesinde Türk ordusundaki yenileĢme ve modernleĢmeden bahseden Türk medyası, Slavizm tehlikesini en ağır bir dille eleĢtirmiĢ ve Türk ordusu için gerekli olan tüm askeri malzeme ve mühimmatı sağladığı için Washington yönetimine Ģükranlarını sunmuĢtur.379

Bu sebeple raporda Fransa, Ġngiltere ve Almanya arasında bir iĢbirliğinin sağlanması gerektiği öne sürülmüĢtür. Bunun yanısıra bu güç dengesindeki en önemli aktör ABD olmuĢtur.

Raporda Batı Avrupa‟nın ABD‟nin yardımıyla kalkınabileceği ifade edilmiĢ fakat rapor kapsamlı bir plan olma özelliğini taĢıyamamıĢtır. Diğer yandan DıĢiĢleri Bakanlığı Siyaset Planlama Dairesi‟nde diplomat George Kennan öncülüğünde bir çalıĢma kurulu oluĢturulmuĢtur. Bu kurulun hazırladığı raporda ise iki aĢamalı çalıĢma planı yürütülmüĢtür.

Birinci aĢama ekonomik anlamda bozulan sistem için kısa vadeli düzeltme planı, ikinci aĢama ise Avrupa‟nın ekonomik yapılanması için uzun vadeli çalıĢma planı olmuĢtur. Ġki raporunda hazırlanmasındaki temel amaç, ABD‟nin Orta ve Batı Avrupa‟da ekonomik ve siyasi güç unsurlarını bir araya getirmediği takdirde ortaya çıkan güç boĢluğunu SSCB‟nin dolduracağı endiĢesinden kaynaklanmıĢtır. Bu geliĢmeler neticesinde ABD DıĢiĢleri Bakanı Geoge Marshall, 5 Haziran 1947‟de Harvard Üniversitesi‟nde yaptığı konuĢmasında Avrupa uluslarını ekonomik anlamda Amerikan yardımıyla kalkındırıp bir araya getirme fikrini ortaya koymuĢtur. Bu sebeple ABD tarafından ortaya koyulan Marshall Planı, ekonomik kalkınmanın ulusal düzeyden bütün Avrupa‟yı kapsayacak bölgesel bir düzeye çıkarılması için oluĢturulmuĢtur.381

ABD, Avrupa ekonomisinin canlandırılmasında önemli bir misyona sahip olmuĢtur.

ABD tarafından oluĢturulan bu yardım programı en çok Washington yönetimine fayda sağlamıĢtır. Avrupa ülkelerindeki örneklerde bu durumu destekler nitelikte olmuĢtur. Öyle ki 1955 yılında ayakkabı Ģirketlerinin yüzde 60‟ı, dikiĢ makinesi, daktilo vb. malzemeleri bulunduran Ģirketlerinin yüzde 80‟i, sigara, patates cipsi, jilet ve buji fabrikalarının yüzde 65‟ini, motorlu taĢıt, kozmetik ürünler, ilaç, traktör, petrol maddeleri, elektrikli ev gereçlerine dayalı Ģirketlerin yüzde 50‟sini, lastik, sabun, deterjan, baskı makinesi gibi gereçlere ait Ģirketlerinin yüzde 45‟ini Amerikan ekonomisi oluĢturmuĢtur. Bu sebeple Amerikan sermayesinden faydalanan Avrupa ekonomisi, BirleĢik Devletler‟in ekonomisine katkı sağlamıĢtır.382

Marshall Planı Amerika‟da uygulamaya koyulmadan önce Amerikan Senatosu DıĢ ĠliĢkiler Komitesi bu planı Ģu Ģekilde açıklamıĢtır:

Amerikan yardımı baĢkalarının çıkarı için değildir. Amerika BirleĢik Devletleri‟nin yapmıĢ olduğu teknik ve ekonomik yardımlar, Amerikan halkının cömertliği sonucu da değildir. Teknik yardımın anlamı ABD‟nin dıĢ politika sürecinin, sınır dıĢında ABD‟nin milli çıkarlarını geliĢtirmesidir.383

381 Erhan, 1996: 279.

382 Erhan, 1996: 10.

383 Çınar, 2018: 333.

Görüldüğü üzere dıĢ politika hareketlerine önem veren Washington yönetimi için Amerikan çıkarlarının dünyaya yayılması, öncelikli hedef olmuĢtur.

ABD, savaĢtan yıkık bir Ģekilde çıkan savaĢ bölgelerini inĢa etmiĢ ve Avrupa ülkelerinin ABD‟den ürün satın alabilecek kapasiteye ulaĢmasında önemli bir rol oynamıĢtır.

Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın ardından Washington hükümetinin sanayi üretim alanındaki artıĢları, Pazar ekonomisinde ki ihtiyacı da ortaya çıkarmıĢtır. 1946-1947 yıllarında ürettiği malların yüzde 5.8‟ini satan BirleĢik Devletler için bu durum, bir hüsran Ģeklinde yorumlanmıĢtır.

Öyle ki 1919 ve 1920‟li yıllarda ürettiği ürünlerin yüzde 9.1‟ini ihraç eden bir ülke için piyasadaki denge konusu, Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası dönemde de oldukça önemli olmuĢtur.

Bu sebeple Marshall Planı, Avrupa‟nın ekonomik anlamda kalkınmasına katkıda bulunurken diğer yandan Amerikan pazarındaki bu boĢluğu doldurmak için ciddi bir öneme sahip olmuĢtur. Diğer yandan öne sürülen Amerikan yardımları, Washington için tehlike arz eden komünizmin Avrupa‟daki yayılmasını önlemek adına da etkili bir giriĢim niteliği taĢımıĢtır.384 BirleĢik Devletler Batı Avrupa‟nın silahlanması için ciddi bir askeri destek vermiĢtir. Öyle ki ABD, Batı Avrupa‟nın askeri kabiliyeti artmadıkça Rusların askeri gücüyle baĢ edebilmenin zorluğunu öngörmüĢtür. Bu sebeple Batı uluslarının yardım programıyla önemli ölçüde silahlandırılması, SSCB öncülüğündeki diğer komünist ülkelerin de belini bükecek kritik bir dıĢ politika kararı olmuĢtur.385

Bu yardım programı, 1948 yılında BaĢkan Truman‟ın da onayıyla 4 yıl sürecek Ģekilde devreye girmiĢtir. Türkiye ise 1947 yılında düzenlenen Paris Konferansı‟yla BirleĢik Devletler‟den 615 milyon dolar tutarında yardım talebinde bulunmuĢtur. Fakat bu talep, Türkiye savaĢa girmediği için BirleĢik Devletler tarafından reddedilmiĢtir. Bu durum karĢısında Türkiye ise Washington yönetiminden doğrudan yardım istemiĢtir. Bu sayede iki taraf arasında 4 Temmuz 1948‟de Ankara‟da bir antlaĢma imzalanmıĢtır. Bu antlaĢmadan sonra Türkiye 1948-1952 yıllarında Marshall programına dâhil olarak Washington yönetiminden 351 milyon dolar kredi temin etmiĢtir. Bütün bu geliĢmelerin ardından DP iktidarındaki Ankara yönetimi Batı yeleğini üzerinden çıkarmamıĢ, liberal serbest ekonomik modeli benimseyen tutumuyla Batı‟nın çizgisinden ayrılmamıĢtır.386

ABD‟ye göre Türkiye ile karĢılaĢtırıldığında bu yardımlara en çok Avrupa‟lı devletlerin ihtiyacı vardı. Marshall yardımının uygulamaya koyulmasıyla Türkiye‟nin ekonomik olarak daha diri bir yapıda olması ABD tarafından Türkiye‟nin bu plandaki yerininde belirlenmesi açısından önemli olmuĢtur. ABD Türkiye‟nin Marshall Yardımı‟ndaki

384 KarakaĢ, 2008: 300.

385 FRUS, 1950: 235.

386 Ay, 2012: 152-153.

konumunda zirai üretimini Avrupa‟lı devletlerin ihtiyaçlarını karĢılayacak ölçüde arttırmasını, ithalat ve ihracat dengesini kalkınma planına göre ayarlamasını ve bu sebeple Türkiye‟nin tarımsal sektörde uzmanlaĢmasını istemiĢtir. Dolayısıyla BirleĢik Devletler tarafından verilen ekonomik yardımlar, komünizm tehdidi altındaki Avrupa‟nın savunması olarak görülmüĢtür.387 Türkiye ve ABD arasındaki Yardım AntlaĢması, iki ülke arasındaki dostane iliĢkileri arttırmıĢtır. Fakat karĢılıklı iliĢkiler, çıkarlar ekseninde geliĢmiĢtir. Bu antlaĢmaya göre BirleĢik Devletler Marshall Yardım programıyla Türkiye‟yi kendisine daha da bağımlı hale getirmek istemiĢtir. Öyle ki ABD tarafından bu yardım çerçevesince verilen hibe ve krediler, Türkiye‟den de birtakım beklentileri doğurmuĢtur. Dolayısıyla Washington yönetimi dıĢ yardım politikalarını uluslararası bir dıĢ politika aracına dönüĢtürmüĢ ve Amerikan faydacılığı Amerikan iyimserliğinin arkasına sığınmıĢtır.388

Türk siyasetçileri ise BirleĢik Devletler‟in bu yardım politikasından oldukça memnun olduklarını ifade etmiĢtir Bu konuda politikacı Nihat Erim ise Ģu beyanda bulunmuĢtur:

“Bugün Türkiye'nin ve Türkiye ile beraber dünyanın maruz bulunduğu tehlike, açıkça bu kürsüden ifade edebilirim ki, Amerika BirleĢik Devletler‟inin yardımı olmadan önlenemez. Ve Ģunu da hemen ilâve edeyim ki, Amerika BirleĢik Devletleri, iĢe Ģimdiye kadar olduğu gibi sıkı surette sarılmaya devam ederse, bu tehlike, tehlike olmaktan çıkar veya herhangi bir çılgınca hareket neticesinde fiiliyata geçmek teĢebbüsüne girerse, pek çabuk önlenebilir ve büyük felâketler yaratmadan boğulur. Bu itibarla Hükümetimizin 12 Temmuzda Ankara'da imzalamıĢ olduğu bu yardım anlaĢmasını DıĢiĢleri Komisyonumuz ve bendeniz, memleketin bugünkü Ģartlar içinde güvenliği sağlayacak önemde ve baĢlı baĢına üzerinde durulacak değerde bir vesika addetmektedir. Bu vesika, Amerika Hükümeti tarafından erilecek ve Ģu kadar milyonluk dolarla ifade edilen bir askerî malzeme yardımı Ģeklinde, dar mütalâa edilmemek lâzımdır. Bu vesika bundan sonra, Türk - Amerikan yakınlaĢmasının ve münasebetlerinin inkiĢafının temel taĢı telâkki edilmelidir.”389

Erim‟in açıklamasından da anlaĢıldığı üzere Amerikan yardımlarının Türk dıĢ politikasındaki yeri ve önemi Türk siyasetçileri tarafından memnuniyetle karĢılanmıĢtır.

Marshall Yardımı çerçevesince öne sürülen krediler ve Ģartlı yardımlar dıĢında BirleĢik Devletler‟in öne sürdüğü yardım programlarından biride hibe yardımlarıdır.

Washington yönetimi tarafından öne sürülen hibe yardımları yardımı alan ülkelerin aldıkları yardım tutarı kadar milli paralarını, kontrolü sağlanan KarĢılık Fonu‟na yatırmalarıyla sağlanmıĢtır. Bu sayede karĢılıklık esasına dayalı hibe yardımları, yardımdan yararlanan ülkelerin paralarını KarĢılık Fonu‟ya yatırmalarıyla denetim iĢlevinin artmasına yardımcı olmuĢtur. Bu yardımlar sayesinde Amerikan sermayesi daha da artmaya baĢlamıĢ ve

387 Çınar, 2018: 336.

388 Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 1947: 238.

389 Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 1947: 554.

Amerikan yaĢam tarzı hibe yardımlarından yararlanan ülkelerde sıklıkla görülmeye baĢlamıĢtır.390 Böylece Marshall Yardımı sadece söylemsel bir yardım olarak kalmamıĢ, Amerikan hegemonyasını az geliĢmiĢ ülkelere aĢılayan bir unsur olarak ortaya çıkmıĢtır. Bu durumun örneğini ithalat ve ihracattaki geliĢmeler de destekler nitelikte olmuĢtur. Türkiye‟de ithalatta beklenenin üzerinde bir artıĢ yaĢanırken, ihracat durağan kalmıĢtır. Bu sebeple 1946-1953 yılları arası dönemde dıĢ ticarette 500 milyon dolar oluĢan mali açık, Türkiye‟yi, BirleĢik Devletler‟den yardım ve kredi almaya sürüklemiĢtir. Bu durum 1948 Ġktisat Kongresi‟yle de desteklenmiĢ ve Türkiye yabancı sermayeyle buluĢmuĢtur. Seçim döneminde olan Türkiye‟de ise ABD‟nin yeni bir dünya düzeni yaratmak amacını taĢıyan sistem ve sistemin getirdiği Ģartları sağlayan Demokrat Parti iktidarı, yönetime geçmiĢtir.391

SavaĢ sonrasında sermaye eksikliği bulunan Türkiye için Marshall Yardımı bir kaynak olarak görülmüĢ ve bu yardımın içeriği dünyaya yayılan bir yardımlaĢma olarak aktarılmıĢtır.

Hâlbuki Amerikan Senatosu DıĢ ĠliĢkiler Komisyonu‟nun hazırladığı raporda yardımın içeriği Ģu Ģekilde anlatılmıĢtır:

…(Amerikan yardımı) bir hükümet giriĢimi olarak, baĢkalarının çıkarı için yapılan bir Ģey değildir.

ABD ne sadaka veren bir kuruluĢ ne de (yapılan) ekonomik yardımlar Amerikan halkının cömert ruhunun dıĢarıya akmasıdır. Teknik yardım, ABD‟nin dıĢ politikasını yürütmek ve ulusal çıkarlarını dıĢarıda geliĢtirmek için mevcut araçlardan bir tanesidir.392

Böylece Marshall Yardımı, BirleĢik Devletler‟in kendi menfaati için uygun gördüğü politikaları yardımlaĢma çerçevesince dünyaya yaymak ve bu konuda politikalar yürütmek amacıyla kullanılmıĢtır.

Türk Silahlı Kuvvetleri doğrudan ve dolaylı bir Ģekilde 103 milyon 602 bin Amerikan doları tutarında Marshall Yardımı‟ndan faydalanmıĢtır. Fakat Türk yönetimi, BirleĢik Devletler tarafından aktarılan silah ve çeĢitli askeri teçhizatların kaliteli olmadığını ve ikinci el olduğunu vurgulamıĢtır. Washington ise Türklerin birinci el yeni silahlara paralarının

390 Tören, 2008: 69-70.Paul G. Hoffman‟a göre yardımlar için özel olarak oluĢturulmuĢ Ekonomik ĠĢbirliği Ġdaresi (ECA) tarafından 13 milyar tutarında bir ekonomik yardım amaçlanmıĢ, sanayi ve tarım alanındaki üretimi destekler nitelikte bir yardım kampanyası oluĢturulmuĢtur. Doğrudan hibe, yardımların çoğunu oluĢturuyorken, kredi yardımları ise geri kalan yardımları oluĢturmuĢtur. (The Editors Of Encylopedia Britannica See Article History, 2020.) ABD, Marshall Yardım‟ını devreye sokmadan öncede belirlenen ekonomik planın sağlıklı iĢlemesi adına 1945‟de Uluslararası Para Fonu ve Uluslararası Ġmar ve Kalkınma Bankası‟nı kurmuĢ, 1947 yılında ise gümrük ve ticaret anlaĢmalarını imzalarını imzalayarak Avrupa Ekonomik ĠĢbirliği Örgütü‟nü (OEEC) devreye sokmuĢtur. Böylece kapital ekonomik modeli benimseyen BirleĢik Devletler için öne sürülen yardım ve hibe programlarında, ekonomik düzenin sorunsuz iĢlemesi adına önemli adımlar atılmıĢtır. Bu gibi platformlara üyelik ve çeĢitli uluslararası örgütlerin kurulumu Amerika‟ya Soğuk SavaĢ ve ardından gelecek olan yeni dünya düzeninde baĢ aktör olmasına katkı sağlamıĢtır. ABD‟nin kendisi için önemli ve kritik gördüğü ülkelere ekonomik ve askeri yardımlarda bulunması için oluĢturulan bu kurulum ve yapılar, sistemin temel taĢı olarak yerini almıĢtır. (Sancaktar, 2011: 27).

391 Özkırmacı ve Can, 2017: 35-36.

392 Yıldız, 2017: 308.

yetmeyeceği Ģeklinde açıklamada bulunmuĢtur. Aslında Washington yönetimi bunu ilk kez yapmamıĢtır. Osmanlı Devleti‟ne gönderilen ikinci el 40 bin Enfield piyade tüfeği, bu durumu açıklar niteliktedir.393

Amerikan dıĢ politikası için faydalı görülen Marshall Yardımı‟nda Türkiye, yardım yapılan diğer ülkelere göre bu yardımdan daha az oranda faydalanan ülke olmuĢtur.

Yardımların büyük bir kısmının askeri harcamalara ve tarıma yönelik gerçekleĢtirilmesi, ülke ekonomisinin giderek kötüleĢmesine yol açmıĢtır. Aktarılan yardımlar ise Washington yönetiminin isteğine göre ĢekillenmiĢtir. Yüksek askeri harcamalar ve tarımda makineli tarıma geçilerek daha fazla ürün elde edilmesi, Türkiye‟nin sanayi sektörünün geliĢmesinin önünü kapamıĢtır. Güvenliğe dair endiĢeleri olan BirleĢik Devletler‟in gönderdiği bildiride, bu yardımların askeri alanda kullanılması yer almıĢtır. Böylece askeri güvenliği güçlendirmek isteyen BirleĢik Devletler için Türkiye‟deki bütçe açıklarının kapatılması konusu ön planda olmamıĢtır.394

Yapılan yardımlarda Amerikan ulusal menfaatinin etkisinin görülmesi, ABD‟nin Türkiye‟ye neden yardımlar sayesinde yaklaĢtığının anlaĢılması için önemli olmuĢtur. Öyle ki Ġzmir‟e ziyarette bulunan Amerikalı teknokrat Russell Dorr, gazetelere verdiği ifadelerde Türkiye‟nin bir tarım ülkesi olma yolunda ilerlemeye dair yaptığı vurgularla birlikte, Amerikalı üreticilerin Türkiye‟yi rakip olarak görmeleri ve bu nedenle Türkiye‟de fabrikalar kurulduğu takdirde, BirleĢik Devletler için malların satılacağı bir Pazarın olmayacağını dile getirmiĢtir. Bu yardım programı çerçevesince geliĢtirilen tarımsal alandaki makineler, Amerikalı vergiden yükümlü kiĢilerin fabrikalarında üretildiğinden dolayı, ABD‟li yatırımcılar için bir sorun olarak görülmemiĢtir. 395

Marshall Yardımı ile Türkiye‟de 1946-1947 arası dönemde yüzde 43 oranında olan milli hâsıla, 1952-1953 arası dönemde yüzde 44‟e yükselmiĢtir. Benzer geliĢmeler madencilik alanında da görülmüĢtür. Fakat ticarete dayalı geliĢmeler ise 1950‟li yılların ortasından itibaren duraklama sürecine girmiĢtir. Bu dönemde Kore SavaĢı‟nın sona ermesiyle birlikte Türkiye‟nin tarım ürünlerine olan talepte azalma görülmüĢtür. ABD ise Kore SavaĢı sürecinde depo yaptığı tarım ürünlerini piyasaya aktarmaya baĢlamıĢtır. Bu durum Türkiye‟nin ihracat gelirlerinin azalmasına yol açmıĢ ve Türkiye pazarını kaybetmek istemeyen yeni kapitalistleĢmeye baĢlayan ülkelerin, piyasaya üretici olarak girmesini sağlamıĢtır. 1954 yılında ise Marshall Planı tekrardan değiĢikliğe uğramıĢtır. Bu değiĢiklikle birlikte Türkiye‟nin tarım araç gereçlerine dayalı ithalatında azalma görülmüĢtür. Bu durumun

393 Çınar, 2018: 342.

394 Topal, 2013: 118.

395 Yıldız, 2017: 309.

sonucunda ise Washington yönetimi tarafından „Zirai Mahsul Fazlalığı Yardımları‟ devreye girerek Türkiye, tarım ürünleri ihraç etmek yerine tarım ürünleri ithal eden ülke konumuna gelmiĢtir.396

Türkiye Marshall Yardımı‟ndan yararlandığı süreçte daha çok borç alırken, 1952‟den sonra yapılan yardımlar ise hibe olarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Türkiye hibeyi aldığı ilk yıllarda Amerikalı uzmanların yönlendirdiği alanlara doğru bir yatırım gerçekleĢtirmiĢse de 1954‟den sonra bu durum ithal ürünlerin finansmanına ayrılmıĢtır. BirleĢik Devletler ise gerçekleĢtirdiği tarım üretimindeki fazlalığı Türkiye‟ye hibe olarak göndermiĢtir. Türkiye‟ye verilen yardımların borç olanları ise 1952-1958 arası dönemde yüzde 2.5 ve yüzde 4 arasında değiĢen faiz oranlarıyla 35-40 yıl arası vadeli olarak verilmiĢtir. Washington hükümeti tarafından verilen kredi yardımları 1958 yılında azalmıĢsa da, 1963 yılında tekrar verilmeye devam etmiĢtir.397

Kredilerin azalması Demokrat Parti öncülüğündeki Menderes yönetiminin verilen kredileri plansız ve popülerist ekonomi yürütmesinden kaynaklanmıĢtır. Aynı zamanda Washington‟ın Ankara‟ya tarım devalüasyon, vergi reformu ve tarım sübvansiyonlarının düĢürülmesi konusunda baskı politikası uygulaması karĢısında çeĢitli önlemler alındıysa da bu durum, Türk ekonomisinin bütçe açığı vermesine engel olamamıĢtır. Bütçeyi artırabilmek ve ülke ekonomisini kalkındırabilmek adına 18 Ocak 1954 Yabancı Sermayesi TeĢvik Kanunu ve 7 Mart 1954 Petrol Kanunu gibi yabancı yatırımcıları çekme politikaları yürütülmüĢse de, bu durumdan en çok BirleĢik Devletler fayda görmüĢtür. Böylece Türkiye yeterli sermayeye sahip olamamıĢ ve muhalefet partisi CHP‟de bu geliĢmelere eleĢtiri oklarını getirse de yapılan eleĢtiriler “kapitülasyonları horlatma” suçlamasının dıĢına çıkamamıĢtır.398

Outline

Benzer Belgeler