• Sonuç bulunamadı

Eisenhower Doktrini: Ortadoğu‟nun Önemi ve Amerikan Yardımlarının Artması

3.3. Soğuk SavaĢ Dönemi Türk-Amerikan ĠliĢkileri

3.3.6. Eisenhower Doktrini: Ortadoğu‟nun Önemi ve Amerikan Yardımlarının Artması

D. Eisenhower baĢkanlık koltuğuna oturmuĢtur. Truman döneminde gerçekleĢen askeri ve ekonomik yardımların devam etmesi, Türkiye için önemini koruyan bir konu haline gelmiĢtir.

BaĢkan Eisenhower döneminde merak edilen sorulardan biriside Türkiye‟ye yönelik Amerikan yardımlarının devam edip etmeyeceği olmuĢtur. Ulusal Güvenlik Konseyi‟nin 5 Ocak 1955 yılında gerçekleĢen toplantısında Hazine Bakanı George Humphrey, dünya geneline yayılmıĢ Amerikan yardımlarının azaltılması yönünde bir öneri sunmuĢtur. Fakat Eisenhower bu öneri karĢısında BirleĢik Devletler için Türkiye‟nin önemli ve stratejik bir müttefik olduğunun altını çizmiĢ, Bakan Humphrey‟in yardımların kesilmesi yönündeki isteğini reddetmiĢtir. Güvenliğin Amerika için önemini vurgulayan Eisenhower, ayrı bir ordu oluĢturmaktan ziyade Türk ordusunun güçlendirilmesi taraftarı olduğunu vurgulamıĢ ve bölge güvenliği açısından Türk-Amerikan iliĢkilerine önem verilmesi gerekildiğinin üzerinde durmuĢtur. 470

Eisenhower hükümetinin Türkiye‟ye yönelik bu tutumu, Türkiye‟nin Rusya ile olan iliĢkilerinde güvensizliği ortaya çıkarmıĢtır. Pravda Gazetesi‟nin 1 Mart 1955‟de yayımladığı haberde Türkler‟in Amerikalılarla iĢbirliği içinde olduğu, Amerikan askeri varlığının Türkiye‟de aktif bir Ģekilde yerleĢtiğini ve bu durumun Türkiye‟nin bağımsız bir devlet gibi hareket etmediğinin göstergesi olduğu ifade edilmiĢtir.471

Devletleri Hariciye Vekâleti Arasında Teati Edilen Mektupların Tasdikine Dair Kanun”, Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) Resmi Gazetesi, 14.12.1956.

469 Dayday, 2007: 34.

470 CoĢkun, 2017: 20.

471 Kurban, 2014: 259.

1957 yılında kabul edilen Eisenhower Doktrini‟nin altında siyasi ve ekonomik çıkarları barındıran çeĢitli geliĢmeler yer almıĢtır. Öncelikle bu geliĢmeler, Truman döneminde kendini göstermeye baĢlamıĢtır. ABD BaĢkanı Truman, Soğuk SavaĢ döneminde Batı ve Doğu Bloğu‟nun uluslararası arenada siyasi ve askeri olarak rekabet halinde olduğu SSCB‟nin hızlı bir Ģekilde ilerlemesi sonucu öne sürdüğü çevreleme politikasıyla sıkı önlemler almıĢtır. Truman, Sovyetleri sıkıĢtırmak amacıyla yürüttüğü bu politikayı stratejik ve önemli olarak gördüğü Ortadoğu bölgesine de taĢımıĢtır. Ortadoğu‟da Mısır‟ın SüveyĢ Kanalı‟nı millileĢtirmek istemesi neticesinde Ġngiltere, Ġsrail ve Fransa‟nın buna karĢı gelmesi, Batı Ġttifakı‟nı zora sokan bir süreç olmuĢtur. Bu durum SSCB‟nin elini güçlendirmiĢ ve bölgedeki hâkimiyetinin artmasına neden olmuĢtur. Truman‟ın ardından dönemin ABD BaĢkanı Eisenhower ise SSCB‟nin bu ilerlemesinden kaygılanarak Ortadoğu‟da güvenlik önlemleri almaya baĢlamıĢ ve bölge devletleriyle iĢbirliği içerisine girmiĢtir.472

Eisenhower ilk adım olarak siyasetçi John Foster Dulles‟ı Ortadoğu‟ya göndermiĢtir.

Bu gezi ABD dıĢ politikasında bölgeye yönelik yaklaĢımın belirlenmesi ve Amerika‟nın bölgeyi tanıması açısından önemli bir etkiye sahip olmuĢtur. BirleĢik Devletler bu zamana kadar bölgeyle yakın iliĢki içerisinde olmamıĢtır. Bu nedenle planlanan bu gezi, Washington‟ın ulusal güvenliği için önemli bir adım olarak görülmüĢtür.473 Bunun yanı sıra ġam ve Moskova yönetimlerinin yakınlaĢması sonucunda Moskova yönetimi, 1956‟da Türkiye‟nin izni olmadan Türkiye üzerinden Suriye‟ye kuvvet desteğinde bulunmuĢtur.

Sovyetler‟in bu hamlesi karĢısında Türkiye, bu durumu NATO‟ya taĢımıĢ, kendi sahasında haberi olmayan bir Sovyet uçağının dolaĢmasının sınırlara tecavüz olduğunu öne sürmüĢ ve bu nedenle NATO‟nun 5. maddesinin uygulanması talebinde bulunmuĢtur. Fakat NATO üyeleri bu maddenin bir nükleer savaĢ ya da üçüncü dünya savaĢı ihtimallerinde devreye gireceğini belirtmiĢtir. Bunun üzerine Danimarka Temsilcisi, Türkiye‟nin bu ideası üzerine

472 http://politikakademi.org/2011/03/eisenhower-doktrini-ve-turkiyeye-etkileri-2/ (eriĢim tarihi: 12.10.2019).

ABD‟nin SSCB‟yi çevreleme politikası ilk adım olarak, BaĢkan Truman‟ın öne sürdüğü Truman Doktrini ve Marshall Yardımları‟yla baĢlamıĢtır. Öyle ki bu ekonomik ve askeri yardımların özellikle Ortadoğu ve Akdeniz bölge ülkelerine yapılması, SSCB‟yi sıkıĢtırmak için önemli bir adım olmuĢtur. ABD‟de dönemin SSCB danıĢmanı olan diplomat George Kennan, Moskova‟daki komünizmle yönetilen devletin yayılmacı politikalarının BirleĢik Devletler‟in baĢlattığı çevreleme politikasıyla sarsılacağını ve SSCB‟yi derinden etkileyeceğini ifade etmiĢtir. Bu nedenle Eisenhower‟ın Ortadoğu devletleriyle iĢbirliği içerisinde olması Truman‟ın baĢlattığı çevreleme politikasının bir devamı niteliği olarak görülmüĢtür. Özellikle Amerika için önemli bir bölge ülkesi olan Türkiye‟ye askeri ve ekonomik yardımların devam edileceğinin duyurulması, bu süreçte Amerika‟nın Türkiye‟den ne kadar yararlanmak istediğinin göstergesi olmuĢtur. (Türkiye Uluslararası ĠliĢkiler ÇalıĢmaları Derneği (TUĠÇ), 2014).

473 Akman, H. ve Zeyrek, S., 2013: 261. Dulles Ortadoğu‟da ABD‟nin askeri varlığını duyurmak ve bölgede komünizme karĢı koymak için görevlendirilmiĢtir. Bunun için BaĢkan Eisenhower Dulles‟dan bölge devletlerini Batı Ġttifakı‟na çekmek için Amerika‟nın Sesi radyosunu bölgede aktif bir Ģekilde kullanılmasını istemiĢtir.

Böylece BirleĢik Devletler askeri ve siyasi hedeflerini gerçekleĢtirirken, iletiĢim araçlarını etkili bir Ģekilde kullanarak istediğini elde etmek için elindeki tüm yumuĢak güç unsurlarından yararlanmıĢtır. (FRUS, 1958: File No: FRC83-0068).

böyle bir durumla karĢılaĢıldığında Türkiye‟ye bir hastane gemisi gönderebileceklerini söylerken diğer yandan NATO‟nun 5. maddesinin Danimarka ordusunu gönderecekleri anlamına gelmediğini ileri sürmüĢtür. Bu sebeple Kuzey Atlantik AntlaĢması‟nın 5. ve 6.

maddelerinin içeriği Türkiye açısından çözüme kavuĢamamıĢ ve tartıĢmalara neden olmuĢtur.474 NATO‟nun 5. maddesinin içeriği NATO‟nun kurucu antlaĢmasının merkezinde yer alan ve üyelerin birbirleriyle olan bağlılığını daha da arttıran475 olarak tanımlanmıĢsa da, Soğuk SavaĢ döneminde Türkiye açısından güvenirliğini koruyamamıĢtır. Aynı zamanda NATO‟nun bu maddesinin üyelerin birbirleriyle olan bağlılığını daha da artıran ve ittifak içinde bir dayanıĢma ruhunu ifade eden476 bir içerik olarak görülmesi, Türkiye açısından aynı sonucu doğurmamıĢtır. Türkiye bu maddeye güvenerek NATO‟yu arkasına almak istese de NATO, Türkiye‟ye aynı samimiyetle yaklaĢmamıĢtır.

Türkiye, Batı ile yakın iliĢki kurma çabasına girmiĢ ve bu süreçte Batı ile iĢbirliğini arttıran ittifaklara üye olmuĢtur. Bağdat Paktı da bunlardan birisidir. Türkiye, Ġran, Pakistan, Irak ve Ġngiltere gibi devletlerin bu pakta üye olmasıyla Sovyetleri güneyden çevreleyen Kuzey KuĢağı Ġttifakı oluĢturulmuĢtur. Bu ittifak, BirleĢik Devletler‟in Ortadoğuda ki güvenlik politikası açısından önem arz etmiĢtir. Bu süreçte Amerikan yönetimi Türkiye‟yi, Ortadoğu coğrafyasında bölgeyi ve bölge halkını tanıyan önemli bir müttefik olarak görmüĢtür. Aynı zamanda Washington tarafından Türkiye, bir NATO üyesi olarak Batı‟nın güvenliği için savunma mekanizmasına sahip ülke konumunu taĢımıĢtır. Bu durum Amerika‟nın Türkiye ile yakından ilgilenmesinin nedenini oluĢturmuĢtur.477 Bu sebeple Eisenhower dünyayı ikiye ayıran görüĢ karĢısında Türkiye ile yakından ilgilenmiĢ ve Ankara hükümeti ile aynı ittifakın içinde olduklarını belirtmiĢtir. Güvenlik söylemini ön planda tutan Eisenhower, az geliĢmiĢ ülkeleri kalkındırmanın ise öncelikli hedefleri olduğunu ifade etmiĢtir. Bu noktada Türkiye ise BirleĢik Devletler‟in Ortadoğu ülkeleriyle olan iĢbirliğinde öncelikli ülke haline gelmiĢtir. Ġki ülke arasındaki resmi görüĢmeler neticesinde iĢbirliğinin daha da arttırılması yönünde önemli adımlar atılmıĢtır. Aynı zamanda NATO ve CENTO (eski adıyla Bağdat Paktı) gibi uluslararası ittifak gruplarına bağlı kalınması gerekildiği vurgulanmıĢ ve Türkiye‟deki ekonomik ve askeri kalkınmanın destekleneceği konusuna da

474 “ĠĢte NATO‟nun Gerçek Yüzü”, Hürriyet Gazetesi, 25.10.1987.

475 North Atlantic Traety Organization (NATO), 2019.

476 North Atlantic Traety Organization (NATO), 2020.

477 Türkmen, 2012: 87. Türkiye‟nin Bağdat Paktı‟na gönüllü olarak katılması ise Batı ittifakının çıkarlarına göre Ģekillenen politikalarına fayda sağlamıĢtır. Dulles‟ın Ortadoğu gezisinin ardından Türkiye‟nin bu paktta liderlik etmek üzere Washington‟ın desteğini sağlaması önemli olmuĢtur. Öyle ki BirleĢik Devletler‟in bu pakta direk dâhil olmaması ve bu pakt için Türkiye‟yi görevlendirmesi, Bağdat Paktı‟nın Amerikan çıkarlarına göre örgütlendiğini bir kez daha göstermiĢtir. (Serbest, 2016: 402).

dikkat çekilmiĢtir.478 Türkiye‟ye ekonomik ve askeri desteğin sözünü veren BirleĢik Devletler, 1958‟de Uluslararası Para Fonu (IMF) aracılığıyla Türkiye‟ye 359 milyarlık bir kredi bütçesi vermiĢtir.479

Türkiye‟nin aldığı bu krediler ve uluslararası ittifak gruplarına dâhil olması, Türkiye‟nin bölgesel krizler karĢısında da aktif bir tutum sergilemesini gerektirmiĢtir. Suriye ve Lübnan krizleri ise bu duruma örnek oluĢturmuĢtur. Dönemin patlak verdiği Soğuk SavaĢ krizinde Suriye, Sovyetler ile bir yakınlaĢma sürecine girmiĢtir. ABD ise bu duruma 1957‟de Dulles‟ın verdiği bir demeçle karĢılık vermiĢtir. Dulles, NATO‟nun taahattütlerini hatırlatarak Türkiye‟nin bu süreçte yanında olduğunu belirtmiĢtir. Bu dönemde iç karıĢıklıklar yaĢayan Lübnan CumhurbaĢkanı Chamille Chamoun, Washington‟dan yardım istemiĢ, Amerikan Kuvvetleri ise 1958‟de Lübnan‟a gönderilmiĢtir. Bu hamleden sonra Ankara hükümeti dönemin DıĢiĢleri Bakanı Fatin RüĢtü Zorlu harekâtı onaylayan bir demeç yayınlamıĢ ve Ġncirlik‟ten havalanan bir hava darbe grubu, 18 Temmuzda Lübnan‟a sevk edilmiĢtir.

Amerikalı yetkililer Lübnan Harekâtı‟na hemen karar verdiği için Türkiye‟ye danıĢma gereği duymamıĢ, harekâta dair bildiriyi ise kendileri hazırlamıĢtır. Washington‟ın bu hamlesi, Türk kamuoyunda uzun süre tartıĢılmıĢ ve Ġncirlik‟in ulusal meseleler haricinde kullanılmasına yönelik tartıĢmalar, Türk siyasetinde yerini almıĢtır.480 Aynı zamanda bu dönemde baĢ gösteren Lübnan SavaĢı neticesinde gelen bilgilerin hızlı okunabilmesi için Adana‟da Fotoğraflık Ġstihbarat Merkezi kurulmuĢtur.481

Amerikalı Amiral Holloway‟ın komutanlığında görev alan 24. Tümen 187. piyade bölüğü, Almanya‟dan Adana‟ya hava yoluyla gönderilmiĢtir. Aynı yıl içinde Adana Üssü ismen yerini Ġncirlik Üssü‟ne bırakmıĢtır. Ġncirlik Üssü, Soğuk SavaĢ döneminde etkili bir istihbarat merkezi olarak kullanılmıĢtır. Öyle ki Sovyetler‟in hangi ülkelere silah sattığı konusuna dair Ġncirlik Üssü‟nde U-2 Jüpiter füze uçaklarının uçmaları sonucunda çekilen fotoğraflar sayesinde açıklık getirilmiĢtir. Bunun yanı sıra bu dönemde Mısır‟ın Sovyetler‟le yakınlaĢması, Mısır‟da 6. filosu bulunan Amerika‟nın bu tehdide karĢı Sovyet denizaltılarını izlemesi ve Karadeniz sularında istihbarat toplaması, önemli bir geliĢme olmuĢtur.482

478 Dilek, 2010: 314.

479 http://www.abalci.com/wp-content/uploads/2017/03/Menderes-Do%CC%88nemi-D%C4%B1s%CC%A7-Politikas%C4%B1-1950-1960.pdf (eriĢim tarihi: 10.03.2020).

480 Türkmen, 2012: 88-89. Bu geliĢmelerin yansıra Menderes yönetimindeki Demokrat Parti Hükümeti ise bu dönemde parlamentonun bir bilgisi olmadan Lübnan‟a silah göndermiĢtir. 1950-1957 arası dönemde ise CIA Türk Milli Emniyetine (MIT) gizli bir Ģekilde para yollamıĢ, 1952-1974 arası dönemde Özel Harp Dairesi ile aynı alanda görev alan Amerikan Askeri Yardım Heyeti ise CIA tarafından örgütlenmiĢtir. Washington yönetimi CIA tarafından örgütlenen bu gruba 1 milyon dolar yatırmıĢtır. (Köymen, 2007: 109).

481 Bölme, 2012: 215.

482 Bölme, 2012: 215.

Dönemin BaĢbakanı Menderes ise Ġncirlik Üssü‟nün çok amaçlı kullanımının detaylarını halka aktarmamıĢ ve bu durum sorun teĢkil etmiĢtir. Fakat Ġncirlik‟in kullanımı ülke çapında hızlı bir Ģekilde yayılmıĢtır. Hükümet Amerika‟nın Lübnan SavaĢı‟na verdiği desteğin yanında olurken muhalefet, bu durumu katı bir Ģekilde eleĢtirerek hükümetin koĢulsuz Ģartsız bu desteğinden Ģikâyetçi olmuĢtur.483

Bu geliĢmeler neticesinde Eisenhower Doktrini‟nin en önemli tarafı ise Amerika‟nın Ortadoğu‟daki askeri ağırlığının artması olmuĢtur. BirleĢik Devletler komünizmle yönetilen bir devlet tarafından gelebilecek herhangi bir saldırı karĢısında, saldırı altındaki devlete her türlü siyasi, askeri ve ekonomik desteğini esirgemeyeceğini teyit etse de Sovyetler‟in Türk Hava Sahası‟nda habersiz uçmasına bir müdahalede bulunmamıĢtır. BirleĢik Devletler bir nevi istediğini elde etmiĢ, Ortadoğu‟da Amerikan askeri varlığını konuĢlandırarak kendi çıkarları doğrultusunda müdahale etme yetkisi vererek bölge devletleriyle iĢbirliğini geliĢtirme çabasına girmiĢtir. Böylece Amerika‟nın Ortadoğu‟daki askeri varlığı meĢru hale gelmeye baĢlamıĢtır.484 Bu doktrinin diğer bir önemli yanı ise Ankara yönetiminin tek yönlü Batı siyaseti izlemesi olmuĢtur. Bu dönemde komünizmin ciddi bir sorun haline dönüĢmesi, Ankara‟yı Washington‟a yaklaĢtıran neden olmuĢtur. Bu dönemde komünizm, her ne kadar Türkiye‟nin önünde engel teĢkil etse de Amerika‟nın gerçekleĢtirdiği askeri yardımlar, Türkiye‟nin Batı Ġttifakı‟na bağlı kalmasına ve dıĢ politika kararlarını Amerikan merkezli almasına neden olmuĢtur.485

3.3.7. Türkiye ve Amerika BirleĢik Devletleri Arasındaki Güvenlik ĠĢbirliği AntlaĢması

Outline

Benzer Belgeler