• Sonuç bulunamadı

3.2. Ġkinci Dünya SavaĢı Sonrası Dönemde Türk-Amerikan Askeri ve Ekonomik ĠliĢkileri

3.2.2. Truman Doktrini

Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın ardından Avrupa ekonomileri büyük hasar görmüĢ ve Amerikan BaĢkanı Truman ise savaĢtan etkilenen Avrupa ekonomisini kalkındırmak için yardım programı önermiĢtir. Truman bu yardım programıyla Avrupa‟nın savaĢ kaynaklı ortaya çıkan bütün ihtiyaçlarını, tüm dünyaya ulaĢtırabilecek bir ticaret ağıyla giderileceğini savunmuĢtur. Truman 1945 yılının Ekim ayında gerçekleĢtirdiği konuĢmasında dünyadaki ticaret ağının ve denizlerin serbestleĢmesi, hammaddelere eriĢilebilirlik düzeyinin artması hususunda milletlerarası ekonomik model öne sürmüĢtür. Ayrıca iki savaĢtan da ders alınması gerektiğini savunan ABD BaĢkanı, dünyada geliĢen olaylara artık ticari ve ekonomik yöntemlerle cevap verilmesi gerektiğini ifade etmiĢtir. ABD‟nin bu hususta gerçekleĢtirdiği ekonomik ve askeri yardımlar, Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası oluĢan yeni dünya düzeninin temel yapı taĢlarını oluĢturmuĢtur. Böylece ABD‟nin kendi çıkarlarıyla örtüĢtüğü ve bu kapsamda önemli gördüğü bölge ülkelerine ekonomik destek vermesi ve silah transfer etmesi, Amerikan dıĢ politikasının vazgeçilmez argümanları haline gelmiĢtir.365

363 Bozkurt, 2007: 271-272.

364 Ertem, 2009: 385.

365 Kolasi ve Özen, 2016: 152.

Truman‟ın kongrede yapmıĢ olduğu konuĢmasında üzerinde durduğu iki ülke Türkiye ve Yunanistan olmuĢtur. Truman tarafından öne sürülen bu doktrinde Türkiye‟ye 100 milyon dolar, Yunanistan‟a ise 400 milyon dolar yardımda bulunulacağı Amerikan Kongresi‟ne bildirilmiĢtir. Kongre tarafından „Kamu Yasası 75‟ adlı yasa ile kanun haline gelen doktrinle Truman, komünizm tehdidi altında bulunan ülkelere askeri ve ekonomik anlamda bir yardım programı öne sürmüĢtür. ABD tarafından SSCB öncülüğündeki Doğu Bloğu‟nda yer alan komünist ülkelere karĢı mücadele öncelikli mesele olmuĢtur. Bu doktrinle yalnızcılık politikasından vazgeçen Amerikan hükümeti, liberal dünyanın savunuculuğunu üstlenmiĢ ve dıĢ politikada da bu gayede önemli adımlar atmıĢtır.366 Bu geliĢmelerin ardından ABD‟de Ulusal Güvenlik Yasası gereğince Savunma Bakanlığı, Kurmay BaĢkanları Kurulu ve CIA kurulmuĢtur. ABD‟de oluĢturulan bu kurumsal yapılar etrafında Amerikan ulusal güvenliği, Amerika‟nın bütün politikalarında öncelikli olmuĢ ve kalıcı bir ideoloji haline gelmiĢtir.367

Yunanistan‟ın ekonomik kalkınma seviyesini arttırmak, Türkiye‟de ise askeri varlığını daha da kuvvetlendirmek isteyen BirleĢik Devletler, bunun için çeĢitli giriĢimlerde bulunmuĢtur. Türkiye‟ye daha da yakınlaĢmak isteyen ABD, Türkiye‟ye 21 Amerikan subayı ve 2 iktisatçı yollamıĢtır. Bab-ı Ali zamanında da aynı giriĢimlerde bulunan Amerikan heyeti, baĢlangıçta Türk toplumu tarafından kuĢkuyla karĢılanmıĢsa da heyet, kendisini Türk kamuoyuna kabul ettirmeyi büyük çabalarla baĢarmıĢtır. Türk askeri modernizasyonunun önceliğini vurgulayan Amerikan heyeti, yol yapımı, taĢıma teknolojisinin geliĢtirilmesi, Türk ordusunun eğitilmesi ve havaalanlarının yenilenmesi konularının üzerinde durmuĢtur.368

Doktrini uygulamaya koymak amacıyla ABD Büyükelçisi Edwin C.O. Wilson ve Türk DıĢiĢleri Bakanı Hasan Saka tarafından mektupla baĢlayan ikili görüĢmeler, 12 Temmuz 1947 tarihinde yerini Yardım AntlaĢması‟na bırakmıĢtır. Bu antlaĢma, ikili iliĢkilerin daha da ivme kazanması adına önemli olmuĢtur. BirleĢik Devletler‟in Türkiye‟ye karĢı askeri uzman ile yol, liman ve askeri kurulum için gerekli teknik finansman sağlayacağı öne sürülmüĢtür. Bu hususta tarafar arasında ABD tarafından gerekli yardımın yapılacağına dair anlaĢmaya varılmıĢtır. Bu Yardım AntlaĢması, ileride imzalanacak olan diğer antlaĢmalara da zemin hazırlamıĢtır.369

Washington yönetiminin Türkiye için öne sürdüğü bu planların temelinde ciddi bir öneme sahip olan Amerikan ulusal güvenliği mevcuttur. Amerikalı Senatör Vandenberg, Yunanistan ve Türkiye‟ye yapılacak olan askeri ve ekonomik yardımların, BirleĢik

366 Topal, 2013: 116.

367 Anderson, 2015: 41.

368 Akkor, 2017: 11.

369 Arda, 2018: 47.

Devletler‟in ulusal güvenliği için ciddi bir öneme sahip olduğunu belirtmiĢtir. Aynı Ģekilde Cumhuriyetçi Senatör Owen Brewster‟de ABD‟nin gerçekleĢtirdiği yardımlarda 11 Mart 1941 tarihindeki Ödünç Verme ve Kiralama Yasasına dikkat çekmiĢtir. Brewster bu kanunda kabul edilen ticari havacılık konusunun üzerinde durulması gerektiğini ve Türkiye‟ye gerçekleĢtirilen yardımların dikkatle gerçekleĢtirilmesini savunmuĢtur. Diğer Senatör Chester Merrow ise bu yardım konusunun iptal edilmesinin BirleĢik Devletler‟in Akdeniz‟deki petrol arayıĢları çerçevesinde ilerleyen çıkar politikalarına bir darbe niteliğini taĢıyacağını ifade etmiĢtir. Bu durum Amerikan dıĢ politikasının görünürde gerçekleĢtirdiği yardımların içerikte Amerikan menfaatleriyle bütünleĢtiğini göstermektedir.370

Osmanlı Devleti‟nin parçalanmasının ardından yeni kurulmuĢ olan Türkiye Cumhuriyeti‟ne gereken ilgiyi vermediğini fakat artık bu boĢluğun doldurulması gerektiğini ifade eden Truman, Türkiye‟nin yanında olacağını öne sürmüĢtür. Truman ABD‟nin Türkiye‟deki misyonerlik faaliyetlerinin, ekonomik ve kültürel kazançlarının korunması gerektiğini ifade etmiĢ ve bunun için ne gerekiyorsa yapılacağını söyleyerek Türkiye üzerindeki Amerikan çıkarlarının korunması gerektiğini savunmuĢtur. Ayrıca Truman, bu doktrine gerekçe olarak Sovyetler Birliği‟nin Karadeniz üzerindeki emellerine vurgu yapmıĢ, hem Türkiye‟nin bu tehditten korunması gerektiğini hem de Amerikan milli güvenliğine dair tehditlerle mücadele edileceğini keskin bir Ģekilde ifade etmiĢtir.371 Bu hususta ABD Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay BaĢkanlığı, Türkiye için oluĢturulan askeri yardım programında öncelikli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri‟nin modernizasyonu üzerinde durmuĢtur. Bu kapsamda Amerika‟dan gelen uzmanlar Türkiye‟de hava, kara ve deniz taburlarına eğitim vermiĢtir. BirleĢik Devletler Türkiye‟ye karĢı bu gibi yardım adımlarını gerçekleĢtirirken diğer yandan istediğini de elde etmeye baĢlamıĢtır. Öyle ki 1948 yılında Türkiye‟de misyon Ģefliği görevini üstlenen Amerikalı uzman sayısı 374 iken, 1 Nisan 1952 tarihinde bu rakam, 1364‟e yükselmiĢtir. Türkiye‟deki Amerikalı uzman personel sayısının artıĢ göstermesi ülkede Amerikan etkisinide artıran unsur olmuĢtur.372

Washington yönetimi bu doktrin ile birlikte Türkiye‟ye 50 adet 155 milimetrelik havan topu ve 18.5 ton cephane göndermiĢtir.1947-1949 yılları arası dönemde ise Türkiye, ABD‟den 152 milyon dolar tutarında yardım temin etmiĢtir. Bu paranın 147 milyon doları Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri‟nin yenilenmesi ve dönemin Ģartlarına ayak uydurabilecek bir teknolojiye eriĢmesi için kullanılmıĢtır. Bu yardımlar, Sovyet tehdidiyle karĢı karĢıya kalan Türkiye için Batı‟nın güvencesini alması yolunda olumlu sonuçlar doğursa da diğer

370 Kalyon, 2010: 10-11.

371 Knight, 1975: 452.

372 Kalyoncu, 2010: 12.

yandan Türkiye‟ye gönderilen askeri teknik, teçhizat ve malzemelerin bakımı için yedek parçaların tamamlanmasında, Türk ekonomisine bir yük oluĢturmuĢtur.373

Washington hükümeti tarafından gerçekleĢtirilen yardımlar Ankara hükümeti için dönemin Ģartlarına bakıldığında faydalı gibi görünse de zaman içinde bu yardımlar, Türkiye‟ye yeterli gelmemeye baĢlamıĢtır. 1948 yılında Amerikalı siyasetçilerle yapılan görüĢmeler sonucunda Türkiye ve Yunanistan‟a aktarılan yardımlar, „DıĢ Yardım Yasası‟

altında birleĢtirilmiĢtir. Bu yasa ile birlikte Washington tarafından gerçekleĢtirilen yardımların devamı gelmeye baĢlamıĢtır. 6 Ekim 1949 tarihinde ise taraflar arasında KarĢılıklı Savunma Yasası kabul edilmiĢ ve Türkiye‟ye yapılan Amerikan yardımları Ekonomik ĠĢbirliği‟nin kontrolüne geçerek ayrı bir boyutta değerlendirilmeye alınmıĢtır.374 Bu durum Türkiye için bir dezavantaj oluĢturmuĢsa da BirleĢik Devletler için aynı durum söz konusu değildi. Bu süreçte ABD için günden güne artan sermaye birikimi sonucundaki dıĢ yardımlar, Amerikan dıĢ politikasında oldukça önemli görülmüĢtür. Truman Doktrini ile az geliĢmiĢ ülkelere askeri ve ekonomik yardımı hedefleyen BirleĢik Devletler, 1940-1941 yılları arası dönemde 19 bin 333 uçağa sahipken, teknolojik ve ekonomik ilerlemesiyle bu rakamı 100 bin 752‟ye çıkarmıĢtır.

Ayrıca bu dönemde 5 milyon ton gemi üretiminde bulunan ABD, Ġkinci Dünya SavaĢı sırasında savunma araçları için 37 bin 500 milyon harcayarak kendi politik çıkarlarını düĢünmüĢ ve gerçekleĢtirdiği bu yardımlarla yeni dünya düzenindeki Amerikan Ġmparatorluğu‟nun basamaklarını oluĢturmuĢtur.375

3.2.2.1. Türk Basınında Truman Doktrini Çerçevesince Amerikan Yardımlarının Değerlendirilmesi

Yardım Kanunu‟nun onaylanmasıyla birlikte Amerikan yardımları, Türk basınında yer almaya baĢlamıĢtır. Bu yardım programının ilerleyebilmesi için Reconstruction Finans Corporation tarafından 100 milyon dolar avans oluĢturulmuĢtur. Bu durum Türk basınında da duyurulmuĢtur. Bu geliĢmeler ıĢığında Amerikan DıĢiĢleri Bakan Yardımcısı Robert Lovett, Türkiye‟ye gönderilen askeri yardımların gemilerle yola çıkacağını bildirmiĢtir. Ġngiliz haber ajansı olan Britanova ise BirleĢik Devletler tarafından Türkiye‟ye 23 milyon Ġngiliz lirası değerinde silah yollanacağını ve Türk ordusu için 2 milyon Ġngiliz lirasının daha harcanacağını haber yaparak duyurmuĢtur.376

Amerikan yardımlarına basınla birlikte Türk hükümeti de olumlu tepki vermiĢtir.

Özellikle bu dönemde seçimlerdeki muhalefet grubu karĢısında Cumhuriyet Halk Partisi

373 Yücel, 2017: 174-175.

374 Akkor, 2017: 12-13.

375 Uçarol, 2000: 616.

376 Malkoç, 2006: 106-107.

(CHP) yönetimi, ülkenin savaĢtan yıpranan ekonomisini düzeltmek adına bu yardımlardan yararlanmayı uygun görmüĢtür. Kiralama ve borç yoluyla alınan savaĢ malzemelerinin borçlarının silinmesi durumunda iktidar, toplum karĢısındaki imajını daha da güçlendirmeyi amaçlamıĢtır.377

ABD tarafından Marshall Yardımı‟nın gerçekleĢtiği bu dönemde Cumhuriyet gazetesi, 1948 yılında bir haber yayımlamıĢtır. Yayımlanan bu haberde, BirleĢik Devletler‟in Türkiye‟ye gönderdiği harp gemilerinden bahsedilmiĢtir. Habere göre Türkiye‟ye gönderilecek olan iki harp gemisini 80 subay ve erbaĢtan oluĢan grup getirmiĢ ve bu grup sabah on buçukta Washington‟a uçmuĢtur. Ayrıca gönderilen iki harp gemisi için Washington yönetimi, bu silahların Türkiye‟ye gönderiminin son olacağını ifa etmiĢtir.378 Fakat Sovyetler‟in uluslararası arenada Türkiye için büyük bir tehdit oluĢturması Ankara‟yı Washington‟a daha da yakınlaĢtırmıĢtır. Bu sebeple Sovyetlerin yayılmacı tehlikesi karĢısında ABD‟ye dört elle sarılan Türkiye için Batı ittifakı kaçınılmaz görülmüĢtür. Bu durumu kendisi için de tehlike gören BirleĢik Devletler ise Türkiye‟ye modern silah ve mühimmat yollamayı kabul etmiĢtir. Türk ordusundaki eksiklikleri tamamlamak adına askeri mühimmat yollayan BirleĢik Devletler neticesinde Türk ordusundaki yenileĢme ve modernleĢmeden bahseden Türk medyası, Slavizm tehlikesini en ağır bir dille eleĢtirmiĢ ve Türk ordusu için gerekli olan tüm askeri malzeme ve mühimmatı sağladığı için Washington yönetimine Ģükranlarını sunmuĢtur.379

Outline

Benzer Belgeler