• Sonuç bulunamadı

Amerika BirleĢik Devletleri‟nin DıĢ Politikası ve Hibe Yardımları

1948 yılında yayımlanan ABD DıĢ Yardım Programı‟nda Ġngilizcedeki anlamı „Lend-Lease‟ olarak tanımlanan hibe kavramı, ABD tarafından Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası Ġtalya‟ya sağlanacak destek ve Almanya ve Japonya gibi savaĢtan etkilenen ülkelerin muharip bölgelerine gerçekleĢecek olan yardım programı Ģeklinde belirlenmiĢtir. ABD yönetimi tarafından öne sürülen diğer hibe programları Pasifik Adaları‟nda bulunan ABD Deniz Kuvvetleri öncülüğünde sağlanmıĢtır. Ayrıca, Filipinler, Çin, Yunanistan ve Türkiye gibi ülkelerde bu hibe programından yararlanan ülkeler kategorisine eklenmiĢtir. Uygulamaya koyulan hibe programlarının amacı, ülkelerdeki ekonomik çizgiyi belirli bir seviyeye taĢımak ve o ülkenin ayakları üzerinde durmasını sağlamak olarak görülmüĢtür.118

Gelir seviyesi düĢük ülkelere 20 Ocak 1949 günü ABD Capitol binasının basamaklarında gerçekleĢen konuĢmada dıĢ yardımlar daha detaylı ifade edilmiĢtir. Dönemin yeniden seçilmiĢ Amerikan BaĢkanı Harry Truman, yaptığı baĢkanlık konuĢmasında yapılacak Amerikan yardımlarına iliĢkin açıklık getirmiĢtir. Artık ekonomik seviyesi düĢük ülkelerin Batı tarafından sömürülmeyeceğini ifade eden Truman, bu ülkelerin askeri ve ekonomik yardımlarla komünizm tehdidine yem olmamaları için kazanılması gereken ülkeler olarak görmeye baĢlamıĢtır. Böylece Batı‟nın önceden sömürü olarak gördüğü ülkeler bu dönemde de yapılan dıĢ yardımlarla bağımlı bir ülke konumuna taĢınmak istemiĢtir.119 Görüldüğü üzere dıĢ yardım politikaları, Amerikan dıĢ politikası tarafından bir siyaset modeli haline getirilmiĢtir. Öyle ki bu yardımlar Avrupa‟yı yerden kaldıran bir el niteliğinde görülmektedir. Soğuk SavaĢ döneminde SSCB‟de Amerikan konsolosluğunda diplomatlık yapan George F. Kennan komünizm tehdidinin önlenmesini gerektiğinin altına çizmiĢ Ġngiliz diplomat olan Chairman Lamont ise Kennan‟a teĢekkür ederek ABD‟nin yardım politikalarıyla Avrupa‟nın ayağa kalktığını ülkelerin ticaret ve sanayisinde ise hızlı bir büyümenin gerçekleĢtiğini ifade etmiĢtir. Ġtalya ve Fransa‟daki komünist tehdit karĢısında ayaklanan ticaret ve sanayiye dikkat çeken Lamont bu yardımlarla Avrupa‟daki umut ve güvencenin arttığını ifade ederek Amerikan yardımlarının yanında yer alacağını belirtmiĢtir.120

118 US Department of State, 1947: 1437. Ġkinci Dünya SavaĢı‟ndan az geliĢmiĢ ülkelerin ayakta kalması için verilen Amerikan yardımları, Amerikan ödeme bilançosunu da sıkıntıya sokmuĢtur. Öyle ki 1946-1963‟de bütün dünyaya 90 milyar dolarlık Amerikan yardımları verilmiĢ bu durum ise Washington yönetiminin ödemeler konusunda bilançoda açık vermesine neden olmuĢtur. Anlamı uluslararası devletlerin az geliĢmiĢ ülkeleree mali anlamda yardımı Ģeklinde açıklanan konsorsiyuma Türkiye‟de dâhil olmuĢtur. Bu nedenle Türk Konsorsiyum‟un kurulmasıyla yardımlar, politik hedeflerin dıĢında sadece ekonomik gayelerin gerçekleĢtirilmesi amacıyla verilmiĢ olup, yardımın gerekçesi tek bir nedene indirilmiĢtir. (Uman, 1965: 341-354).

119 Görgülü, 2016: 1294.

120 Kennan, 1950: 104-114.

1.4.1. Amerika BirleĢik Devletleri’nde DıĢ Yardımların GeliĢimi

ABD yardım politikalarını her daim aktif bir Ģekilde kullanmıĢtır. Yapılan bu yardımlar AID (Agency of International Development: Uluslararası Kalkınma Ġdaresi) kapsamında olan hibe ve AID kapsamında gerçekleĢen kredi yardımları olarak ikiye ayrılmaktadır.121

Yardımın içeriği sektörel ve bölgesel olarak değiĢiklik göstermektedir. Yardımın amacı insan hakları, demokrasi, prestij gibi özellikler taĢıyabilmektedir. Bunun yanında ekonomik amaçlı yardım programları da mevcuttur.122

Ġkinci Dünya SavaĢı birçok ülke ekonomisini altüst etmesine rağmen BirleĢik Devletler, savaĢın güçlü devleti olarak çıkmıĢtır. Öncelikle bu savaĢta Almanya, Fransa, SSCB vb. birçok ülke ekonomileri zarar görmüĢ, ABD ise bu süreçte ekonomik, askeri ve sanayi geliĢimini tamamlayarak dünya sahnesine adımını atmıĢtır. Bu süreçte ABD‟nin öncelikli görevi güçlü sermayesi ve ekonomisi savaĢtan dolayı zarar görmüĢ Avrupa ülkelerinin kalkınmalarına öncelik tanımaktı. Soğuk SavaĢ‟ın baĢlamasıyla ise dünya Doğu ve Batı bloğu olarak ikiye ayrılmıĢtır. ABD ise komünizm tehdidi karĢısındaki ülkelerin güvenliği açısından kapitalist ekonomik sistemiyle bütünleĢmesini sağlamak için yardım politikaları uygulamıĢtır. Böylece geliĢen yeni ekonomik yardım politikalarının temelinde siyasi nedenlerinde var olduğu görülmektedir.123 Öyle ki Amerikalı siyaset bilimci Hans Morgenthau dıĢ yardımların prestij, insancıl, rüĢvet amaçlı veya ekonomik kalkınmayı sağlamak adına gerçekleĢtirildiğini öne sürmüĢtür. Fakat bütün bu nedenlerin altında siyasi olduğu kadar ekonomik ve askeri çıkarımlarında olduğu da unutulmamalıdır. Washington yönetimi gerek Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası gerekse Soğuk SavaĢ döneminde Amerikan çıkarlarına uygun bir Ģekilde kalkınma politikalarını desteklemiĢ ve bu sayede yardımı alan ülkelerin yürüttükleri politikaların Amerikan merkezli Ģekillenmesini sağlamıĢtır. Bu durum ise dıĢ yardımı faktörünü amacının dıĢına taĢıyan bir konu olarak ortaya çıkarmıĢtır.124

Amerikan dıĢ yardımlarının Ģekillenmesinde ekonomik yardımların rolü büyüktür.

Özelikle Avrupa‟yı yeniden inĢa etme ve kalkındırma amacını taĢıyan ekonomik ve askeri amaçlı yardım planı olan Marshall Planı, Amerikan dıĢ politikasında önemlidir. Ġkinci Dünya SavaĢı sonrasında oluĢturulan bu plan belirli ülkelerin yoksulluk seviyelerini azaltmak ve

121 Arı, 2013:406-407.

122 Veilette, 2007: 10.

123 Türk Mühendisler ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Sanayi Kongresi, 2007: 1.

124 Arı, 2013: 407. Özellikle Soğuk SavaĢ döneminde BirleĢik Devletler‟in stratejik gördüğü ülkelere askeri yardımları gerçekleĢtirmesi, yardımı alan ülkeler açısından önem teĢkil etmiĢtir. Bu dönemde Doğu Bloğu‟na karĢı savunma mekanizmasını arttıran Washington yönetimi, askeri yardımı gerçekleĢtiren ülkelerde önemli olmuĢtur. Fakat bu önem Soğuk SavaĢ sonrasında Ģekil değiĢtirerek insan hakları, demokrasi gibi kavramlara bırakmıĢtır. Bu noktada Amerikan dıĢ yardım süreci ise Amerikan dıĢ politikasına göre ĢekillenmiĢtir. (Bayar, 2018: 8).

onları kalkındırmak amaçlı uygulamaya koyulmuĢtur. 1970‟li yıllara gelindiğinde ise yardımın içeriği sağlık, eğitim gibi konularla birleĢmiĢ ve dıĢ yardımların kapsamı geniĢletilmiĢtir. Soğuk SavaĢ bittikten sonra Washington hükümeti demokrasinin Doğu Avrupa ülkelerinde geliĢimini sağlamak adına da yardım programını sürdürmüĢtür. Bu dönemde komünizm tehdidi altındaki ülkelere demokrasi, insan hakları gibi yardım programlarını uygulamaya konan BirleĢik Devletler, yardım programını dıĢ politika aracı olarak kullanmıĢtır.125

Perry Anderson‟a göre Amerikan dıĢ yardımlarının geliĢimi ve süreklilik kazanmasında Amerikan baĢkanlarının rolü ve ruhu oldukça etkili olmuĢtur. Roosevelt kötü olan dünyada bütün halklara umut olan tek Ģeyin Amerika olduğunu söylerken Truman Nagasaki‟ye ikinci atom bombasının atıldığı zaman bu gücün Tanrının amaçları doğrultusunda kullandıklarını ileri sürmüĢtür. Kennedy ise “sevdiğimiz topraklara giriĢelim ve bunun Tanrı tarafından bahĢedildiğini bu yüzden Tanrının iĢlerinin Amerika‟nın da görevi olduğunun unutulmamasını” dile getirmiĢtir. Bu süreçte George Bush ise Amerika‟nın Tanrı tarafından seçilmiĢ dünyaya rol model bir ülke olması gibi açıklamalarıyla siyasette ahlaki söylemlerle hareket etmiĢtir.126 Amerikan baĢkanları bu söylemlerini dıĢ yardım uygulamalarında da etkili bir araç olarak kullanmıĢlardır. Böylece yumuĢak güç Amerikan baĢkanlarının söylemleri ve ideolojileriyle de Ģekil bulmuĢtur.

Bu söylem ve inançları doğrultusunda ABD, dünyadaki artan yoksulluk ve ekonomik zorluklar karĢısında dıĢ yardım programını geliĢtirerek günümüzde de çeĢitli yardım ve yatırımlarda bulunmaktadır. Yardımların daha da arttırılmasına yönelik dünyaya seslenen BirleĢik Devletler Dünya Bankası‟yla da etkileĢim halindedir. Dünya Bankası BaĢkanı James Wolfensohn dünya çapında yapılan yardımların 50 milyar dolara ulaĢtığını açıklayarak dünyada yoksulluğun azaltılması için önemli adımlar attığını ileri sürmüĢtür. 2000 yılında yapılan bu konuĢmada ekonomik yoksulluğun, eğitim seviyesi düĢüklüğünün ve kalkınma hedeflerinin 2015 yılında daha ileri bir seviyede olacağı öne sürülmüĢ ve çeĢitli hedefler ortaya konulmuĢtur.127

125 Veilette, 2007: 10.

126 Anderson, 2015: 44.

127 Vasquez, 2003: 2. Ekonomik ve askeri yardımlar konusunda Dünya Bankası‟ı aktif bir rol oynamıĢtır. Öyle ki Ġkinci Dünya SavaĢı‟nın ardından Amerikan hegemonyası altında kurulan Dünya Bankası, dünya ülkelerinin Amerikan kontrolünde kapitalist sistemi benimsemiĢ piyasalarla bütünleĢmesini amaçlamıĢtır. Türkiye‟de ülkelerin kapitalist üretim sistemine dâhil edilmesine yönelik politikalar üreten Dünya Bankası‟na 1947‟de üye olmuĢ ve Dünya Bankası‟nın politikalarından etkilenmiĢtir. Dünya Bankası Türkiye‟yi de kapitalist pazara çekmek istemiĢ ve bun dair çeĢitli raporlar hazırlamıĢtır. Türkiye bankadan aldığı dolar cinsinden borçları kapitalistleĢmiĢ firmalardan mal ithali gerçekleĢtirmek için kullanmıĢtır. Bu sayede kapitalistmiĢ ülkelerin kullanılmıĢ teknolojiler Türkiye‟ye gelmiĢtir. Bu durum Avrupa ve BirleĢik Devletler‟in 1930‟lu yıllarda yaĢadığı ekonomik krize dayalı Pazar ihtiyacını karĢılamalarını sağlamıĢtır. Bu nedenle Dünya Bankası‟nın

2000‟li yıllarda BirleĢik Devletler güçlü bir ekonomik yapılanma oluĢturmak için kurduğu Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) bunlardan biridir. USAID Amerikan hükümetinin yardım olanakları çerçevesinde Amerikalı iĢçilere yardım fırsatı sunmaktadır.

Ekonomik döngünün devamlılığı açısından yardım programlarına önem veren Amerikan hükümeti, uluslararası alanda diğer ekonomilerle baĢ edebilmek adına ürün ihraç edebilme kapasitesini arttırmıĢ ve bu sayede ülke ekonomisinin geliĢmesine fayda sağlamıĢtır. Küresel sistemde Amerikan ürünlerinin çok fazla alındığını ve Amerikan ekonomik sisteminin bu nedenle hızlı bir Ģekilde ilerlediğini öne süren USAID raporunda ülkelerin zengin olmasının yolu BirleĢik Devletler‟in zengin olmasından geçtiğini belirtmektedir. Yani ne kadar zengin bir Amerika o kadar zengin ülkelerin olmasının yolunu açmaktadır.128

Ekonomik ve politik kapsamlı yenilikleri barındıran Millennium Challenge Account (MCA) ise yoksul ülkelere hibe olarak yardım dağıtan bir diğer Amerikan programı olmuĢtur.

Dönemin baĢkanı George Bush 2006 yılında BirleĢik Devletler tarafından yapılacak yardımların yüzde 50 oranında artacağını duyurmuĢtur. Bu hesap adına verilen hibeler ülke geliĢimini hedef alan ekonomi serbestliğini savunan ülkelere yardım kapsamını oluĢturmaktadır.129

Amerikan yardımlarının geliĢimi gibi iĢleyiĢi de oldukça önemlidir. Dünya geneline yapılan bu yardımlar Amerikan Ġç Konseyi‟nde uzun süren bir süreçten geçmektedir. ABD‟de yardım politikaları genellikle 18 ay kadar sürmektedir. BaĢkanın önerdiği bütçe teklifinin kongreye gelmesiyle baĢlayan süreç, Tam Atama Komisyonu‟na gitmeden önce üzerinde birçok yenilikler yapılarak çeĢitli alt komisyonlardan geçmektedir. Böylece uzun süreçlerden geçen bu yardım yasaları dünyanın dört bir yanına uygulanarak dıĢ politika aracı olarak kullanılmaktadır.130

11 Eylül saldırısı Amerikan ulusunda ciddi bir tehdidi ortaya çıkarmıĢtır. Buna karĢılık yönetim tarafından çeĢitli önlem ve tedbir programları oluĢturulmuĢtur. Ayrıca buna bağlı olarak Amerikan dıĢ yardımlarının gelir ve gider tablosunda bir artma görülmüĢtür. Böylece terör saldırıları sonucunda Ģekillenen bu dıĢ yardım bütçesinin değeri yüzde 30‟lara çıkmıĢtır.

Bush döneminde ise bu yardımların daha da arttırıldığı görülmüĢtür. Öyle ki toplumsal olarak kalkınma yardımı olarak görülen yardımın oranlarının 2005 yılında yüzde 55‟e çıktığı

yardımsever rolünün altında kapitalist sistemin sürekliliğini sağlamak ve ABD gibi kapitalistleĢmiĢ ülkelerin yatırım olanaklarının daha da arttırılması vardır. (Küçük, 2019: 506).

128 United States Agency For International Development (USAID), 2018.

129 Vasquez, 2003:2.MCA modeli Amerikan dıĢ yardımlarının geleceği için önemli bir yardım modeli olarak görülmüĢtür. Bu model Washington hükümetinin küresel yoksulluğunun azaltılması için ilk bin yılı kapsayan yardım programı olarak kurulmuĢtur. BaĢkan Bush öncülüğünde 2002‟de açıklanan program 2004‟ kadar yürürlükten geçmemiĢtir. (Prud‟homme, 2007: 9).

130 Kisangani ve Pickering, 2015: 218.

gözlemlenmiĢtir. Fakat bu dönemde ekonomik ve askeri yardım oranların da oynamalar görülmüĢtür. Ekonomik yardım oranı yüzde 35‟ten yüzde 22‟ye, askeri yardım oranı ise yüzde 30‟dan yüzde 24‟e düĢmüĢtür. Bu dönemde kalkınma yardımları artıĢ gösterirken ekonomik ve askeri yardımların düĢüĢe geçmesi çeliĢkili bir durum olmuĢtur. Fakat bu durum Irak SavaĢı‟nda değiĢiklik göstermiĢtir.131

Güçlü bir devletin güç dengesi politikaları dönemsel olarak değiĢiklik göstermektedir.

Morgenthau‟ya göre güç dengesi politikasının temel unsurları böl ve yönet, silahlanma, toprak paylaĢımı ve ittifak oluĢturmaktır. Washington hükümeti de Irak SavaĢı'nda böl ve yönet unsurunu kullanmıĢ ve çeĢitli nedenlerle Saddam Rejimi‟ni sonlandırarak ekonomik ve askeri yardımları öne sürmüĢtür. Bu yardımlarda bir devletin güç dengesi siyasetinde önemli politika araçlarını oluĢturmaktadır.132

Terör saldırılarından sonra demokrasi kavramına daha da önem veren ABD‟nin Irak‟ta da tesisat projelerini geliĢiminin yanında terör eylemlerinden sonra demokrasiyi güçlendirme giriĢimlerine dayanarak 18 milyar dolarlık bir bütçe ile yardımda bulunması, Amerikan dıĢ politika hedeflerini daha da belirginleĢtirmiĢtir. Fakat bu giriĢimler baĢarıya ulaĢamamıĢ takdim edilen kaynaklar yetersiz kalmıĢtır. Irak‟ın Ģimdilerde ki geliĢim düzeyi ise bu durumu yeterince kanıtlamaktadır.133 Bu sebeple dıĢ yardımların geliĢi ve iĢleyiĢi hem yardımı yapan ülkeyi hem de yardım alan ülkeyi etkilemektedir. Amerikalı Senatör J. W. Fulbright dıĢ yardımların geniĢ kapsamlı olduğunu gerek diğer ülkelerdeki Amerikan üslerinin desteklenmesi gerekse yol ve köprü inĢasına yardımcı olarak Amerikan mallarının alınması için krediler açmak gibi birçok unsurun dıĢ yardımın içeriğinin geniĢletildiğini ifade etmektedir. Bu nedenle Amerika‟nın çeĢitli nedenlerle güç dengesi politikalarını uygulayıp dıĢ yardım kavramını etkili bir Ģekilde kullanması, BirleĢik Devletler‟in dıĢ yardım programının iĢleyiĢini sağlamakta ve güç dengesini aktif kılmaktadır.134

1.5. Amerikan DıĢ Politikasında Kullanılan Güç Unsurları

Outline

Benzer Belgeler