• Sonuç bulunamadı

Osmanlı Devleti ve Amerika BirleĢik Devletleri Arasındaki Silah Ticaretini Etkileyen

birtakım eksiklikler fark edilmiĢ ve bu eksikliklerin giderilmesi için tersaneye yollanmıĢtır.

Satın alınan „Abdülmecit‟ isimli ikinci denizaltı ise 4 Ağustos 1887 tarihinde denize inmiĢtir.

Fakat bu gemilerin suyun altından torpido atılarak atıĢ hedefleri baĢarıyla test edilmiĢse de yapılan çeĢitli su altı denemelerinde istenilen baĢarı elde edilememiĢtir. Her ne kadar Abdülhamit ve Abdülmecit isimli denizaltı gemileri bir daha kullanılmamıĢsa da Osmanlı Bahriyesi denizaltıcılığı alanındaki atılan bu adımlar önem kaydetmiĢtir. Fakat atılan bu adımlar Batı‟nın deniz harp gücü seviyesine ulaĢılmasında geç kalındığını göstermiĢtir.288

2.7. Osmanlı Devleti ve Amerika BirleĢik Devletleri Arasındaki Silah Ticaretini

24 Nisan 1877 tarihinde Osmanlı topraklarına savaĢ açtığını ilan etmiĢtir.290 Ayrıca bu dönemde Balkanlar bölgesi ve Kafkasya‟da Rusların kıĢkırtması sonucu meydana gelen isyanlar zamanla Bab-ı Ali‟nin aleyhine iĢleyecek geniĢ çaplı bir savaĢa dönüĢmüĢtür.

Tarihte Doksan Üç Harbi diye adlandırılan bu savaĢta Osmanlı ordusu elindeki bütün maddi ve manevi imkânları seferber ederek çetin bir mücadele vermiĢtir. Osmanlı Devleti‟nin baĢında bulunan II. Abdülhamit ise ordudaki eksiklikleri daha savaĢ baĢlamadan önce fark etmiĢ ve orduda savaĢı sonuna kadar iyi bir Ģekilde yönetecek komutan eksikliğini de görmüĢtür. Plevne zaferinde tarihe ismini yazdıran Gazi Osman PaĢa ve Kafkas cephesinde üstün baĢarılar göstermiĢ Gazi Muhtar PaĢa bu durumdan hariç tutulduğunda orduda yetkin uzman kiĢilerin eksikliği ortaya çıkıyordu. Bu durum ise Bab-ı Ali yönetimini askeri donanım konusunda yeni bir arayıĢa sürüklemiĢtir.291 Öyle ki Osmanlı ordusu Karadeniz‟de bir üstünlüğe sahip olsa da orduda belirli kiĢiler dıĢında nitelikli askerlerin bulunmayıĢı ve ordudaki eğitim eksikliği savaĢa teknik olarak yansımıĢtır. Ordunun çoğunluğunun öğrencilerden oluĢması ve savaĢı sürdürecek bir planın icraat edilememesi, 93 Harbi‟nin kaybedilmesinde etkili olmuĢtur.292

Bu dönemde Bosna Hersek, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan‟da çıkan çeĢitli ayaklanmalar sonucunda Osmanlı Devleti, Çarlık Rusya‟sı ile çıkması düĢünülen bir savaĢta birtakım tedbirlerin alınıp hazırlıkların yapılması gerektiğini anlamıĢtır. GerçekleĢen çeĢitli isyanlar sonucunda Türk ordusu Balkan bölgesindeki birçok çatıĢmadan yeni çıktığı için savaĢa hazır beklemedeydi. Fakat Rusya ile yapılması beklenen savaĢ, Türk ordusunun daha fazla askeri donanıma sahip olması gerektiğini açığa çıkartmıĢtır. Bu nedenle Bab-ı Ali yönetimi tarafından ordunun gücünü ve asker sayısını arttırmak adına Mısır ve Tunus‟dan askeri destek sağlamaları için yardım istenmiĢtir. Bu yardıma olumlu karĢılık veren Mısır Hıdivi Ġsmail PaĢa ise Bab-ı Aliye sayısı yedi bine ulaĢan bir ordu birliği tahsis etmiĢtir.

Gönderilen bu askeri birlik ilk olarak çıkan Sırp isyanında görev almıĢ ikinci olarak ise Osmanlı-Rus savaĢına katılarak ordudaki yükü hafifletmeye çalıĢmıĢtır.293 Asker sayısının

290 https://cdn.islamansiklopedisi.org.tr/dosya/9/C09003551.pdf (eriĢim tarihi: 11.04.2019)

291 Kurat, 2011: 94.

292 Durmaz, 2015: 110. Burada askerlerin niteliği olduğu kadar nicelliği de önem arz etmiĢtir. Doksan Üç Harbi‟nde 19 yaĢına giren bütün Kazaklar askerlik görevini Rus ordusunun yanında savaĢa katılarak gerçekleĢtirmiĢtir. Don Kazakları‟nın sayısı Osmanlı-Rus taraflarının barıĢ zamanında 53 bin 621 iken, savaĢ zamanında 152 bin 514‟e yükselmiĢtir. Bu sebeple teknik anlamda sağlanan bilgi, asker sayısıyla da pekiĢtirilmiĢtir. Kazakların yanı sıra Kırım Tatarları, BaĢkırt Tatarları, Dağıstan ve Gürcistan‟ın da içindeki bulunduğu Kafkas ordusu oluĢturulmuĢtur. Kafkas ordusu Rus ordusunun savaĢı kazanmasında etkili bir rol oynamıĢtır. (Nalçacı, 2012: 161).

293 Kızıltoprak, 2004: 95. Osmanlı ordusu her ne kadar Balkan bölgesindeki ayaklanmayı bastırmak için uğraĢ vermiĢse de Karadağ ile olan çatıĢmada istediği sonucu alamamıĢtır. Sırplara karĢı verilen mücadelede ise bir uzlaĢı yakalayan Bab-ı Ali yönetimi, Sırbistan‟la1 Kasım 1876‟da barıĢ antlaĢması imzalamıĢtır. Fakat Karadağ‟ın Müslümanların çoğunlukta olduğu NikĢik‟i Osmanlı‟dan istemesi ve bu sebeple uzmanlaĢmaya yanaĢmaması, Çarlık Rusya‟yı devreye sokmuĢtur. Ayrıca 1875‟de Bosna Hersek‟in de bu isyan sürecine dâhil

artmasının yanında silahların teknik kapasitesi de önemli olmuĢtur. Özellikle Amerikan silahlarının Osmanlı ordusu içinde kullanımı cephelerde kazanılan baĢarılar için bir avantaj oluĢturmuĢtur.

Washington yönetimi Osmanlı-Rus SavaĢı öncesi Osmanlı ordusunun eksikliklerini fark etmiĢtir. Öyle ki The New York Times‟ın 16 Nisan 1877‟de yaptığı haber Washington yönetiminin, Osmanlı ve Rus savaĢı baĢlamadan önce olası bir savaĢın gerçekleĢmesi durumunda çeĢitli planlar yaptığını göstermiĢtir. Öyle ki bu planlar ABD‟nin Osmanlı Devleti‟ne yeni üretilen silahlar yerine tahkimatlarında saklanan silahların verileceğiyle ilgiliydi. Böylece saklanan eski silahlar Amerikalıların elinden çıkmıĢ olacakı. Osmanlı ordusu iki yıl içinde Providence Tool ġirketinden 300 binden fazla silah sipariĢ etmiĢtir.

Osmanlı Devleti Martini Henry tüfeğine benzeyen 500 bin Peabody silahı satın almıĢtır. Aynı zamanda Türk tarafı çok sayıda Amerikan firmasıyla 200 binden fazla metalik fiĢek ve kartuĢ kılıfı alımı için sözleĢme gerçekleĢtirmiĢtir. Alınan silahlar ve yapılan sözleĢmeler sonucunda ise olası bir savaĢta ABD‟nin teklif ettiği silahlara nazaran elinde daha iyi silah donanmasına sahip olan Osmanlı Devleti, BirleĢik Devletler‟in elinden çıkarmak için eski model silahları satması fikrine sıcak bakmamıĢtır.294

Osmanlı ordusunun da bu savaĢta tedarik ettiği silah araç gereçlerinde farklı tutarlar ortaya çıkmıĢtır. Öyle ki ordu, 334 bin adet Martini-Henry tüfeğin 315 binini kullanmıĢ ve geri kalanı ise depolarda muhafaza edilmiĢtir. Bunun yanında, 323 bin adet Snider tüfeği, 39 bin adet Winchester tüfeği ve 21 bin tabanca ordudaki askerlere dağıtılarak askeri donanım sağlanmaya çalıĢılmıĢtır.295

Osmanlı ordusu Peabody-Martini, Schenider ve Winchester tüfeklerini kullanıyorken Rus ordusu ise Berdan 2, Krenk ve Karle tüfeklerini kullanmıĢtır. Saldırı ve savunma kapasitesi yüksek olan Amerikan silahlarıyla donatılmıĢ Osmanlı ordusu bu açıdan Rus piyade üslerine göre üstün konuma sahip olmuĢtur. Öyle ki ordunun kullandığı bu Amerikan silahları, Rusların elindekilere göre uzun menzilli, ateĢleme gücü daha yüksek ve çap oranı daha büyüktü. 1877‟nin sonunda Kars‟taki Osmanlı askerleri içinde toplamda 17 bin 400 askerin 10 nizamiye ve 19 redif ile birlikte 6 tabur Martini Henry tüfeklerini kullanmıĢtır. Bu askeri birliklerin elinde de 220 adet sandık patlayıcı madde bulunmuĢtur. Snider tüfeklerini

olmasıyla Balkan Devletleri‟nin kurtarılması düĢüncesi Rusya‟nın panslavist politikasına fayda sağlamıĢtır. Bu durumu fırsat bilen Ruslar için Bab-ı Ali‟ye saldırmak artık kaçınılmaz olmuĢtur. (Urhan, 2016:238).

294 “Washington. War and Weapons Market: one from the United States, Russia and Turkey a Request Procedure-Related Materials - Sales of our Old Store ”, The New York Times, 16.04.1878

295 Miroğlu, 1983: 95

kullanan 23 askeri birliğin ise 360 adet sandık patlayıcısı mevcuttu. Bu askerlerden 530 atlı askerin elinde ise Winchester tüfekleri kullanılmıĢtır.296

Her ne kadar Osmanlı ordusunun elinde teknik kapasitesi yüksek olan silahlar mevcut olsa da Rusların Osmanlılar karĢısında çetin bir mücadele verdiği ve üstün olduğu bu savaĢta, Osmanlı lojistiği zayıf bir yapılanmaya sahipti. Öyle ki ordu için gerekli yiyecek, içecek, giyim gibi temel ihtiyaçları ikmal yoluyla gerçekleĢtiren devlet, ikinci sınıf gerekli ihtiyaçları da halktan temin edilmiĢtir. Bu gereksinimlerin sağlanması için Osmanlı lojistiği çok zayıf kalmıĢtır. Çünkü malların ulaĢması için gerekli ekonomik duruma sahip olmayan Bab-ı Ali yönetimi, bu amacını kağnı arabası ve develerle sağlamıĢtır. Devletin elinde bulunan bu maddi olanaklar, lojistik hızının daha da yavaĢlamasına neden olmuĢtur.297 Gerek Osmanlı lojistiğinin zayıf kalması gerekse Rusların Panslavizm hareketiyle stratejik hamlelerle Osmanlı‟ya bağlı eyaletlerdeki halkları isyana kıĢkırtması, Rusya‟nın etkin bir savaĢ politikası yürütmesini sağlamıĢtır. Böylece Osmanlı‟nın kanatları olarak nitelendirilen Balkan bölgesi ve Kafkasya‟da yaĢadığı kayıplar ve Rusların savaĢ boyunca izlediği stratejik hamleler savaĢın seyrini değiĢtiren unsurlar olmuĢtur. Fakat bu savaĢta Osmanlı ve Rus orduları arasında bir kıyaslama yapıldığında Rus piyadelerinin Osmanlı ordusundan üstün bir konumu yoktu. Yukarıda da anlatılmıĢ olan Osmanlı ordusu Amerikan silahlarıyla donanmıĢtı. Bu açıdan Rus ordusu silah gücü olarak Osmanlı‟nın çok gerisindeydi. Ayrıca savaĢın Osmanlı coğrafyasında gerçekleĢmesi Bab-ı Ali için bir avantajdı.298 Bu nedenle Osmanlı ordusunun bu mağlubiyetinin sebebi bir takım soruları da beraberinde getirmiĢtir. Devlet idarecilerinin eksikleri, sağlık ve lojistik problemleri ve her ne kadar BirleĢik Devletler‟den silah ithali yapılsa da askeri modernizasyonda bir temelin oturmaması problem teĢkil etmiĢtir. Bu savaĢ askeri boyutta değerlendirildiğinde ise, Osmanlı Devleti‟nin silahlanma mekanizmasında birtakım köklü değiĢikliklerin yapılması gerektiği ortaya çıkmıĢtır. Böylece bütçedeki gelirlerin yarısından fazlası orduya ve deniz kuvvetlerine verilmiĢtir.

296 Gencer vd., 2008: 120.

297 Yapıcı, 2017: 292. Rus ordusunun Eflak ve Boğdan ve Ulah‟daki askerlerden destek görmesi Rusya için bir avantaj oluĢturmuĢtur. Çünkü önceden bu bölgelerde Rusya‟ya karĢı destek yokken bu dönemdeki geliĢmeler Bab-ı Ali‟nin aleyhine iĢlemiĢtir. Önceden sadece Dobruca civarına saldırı düzenleyen Rusya, demiryollarının inĢası sayesinde daha geniĢ alanlara saldırma imkânına sahipti. Eflak Boğdan‟ın Rusya‟nın dönüĢ yolu olması ve Avusturya‟nın tehdit etmesinden kaynaklı burada Rus askeri birliğinin nöbet tutması kaçınılmaz oluyordu. Aynı zamanda Sırbistan‟ın Ruslarla iĢbirliği içinde bulunması ve Karadağ ve Bulgar ayaklanmaları gibi sebepler, Osmanlı ordusunu daha zorlu bir savaĢı beklediğinin sinyallerini vermiĢtir. Ruslar Kırım SavaĢı‟ndan sonra askeri taktiklerini tam anlamıyla hazırlamıĢlardı. Ġki tarafın elinde bulundurulduğu silahlar hususunda Ruslar zayıf kalsa da Rus ordusunun eski savaĢlardaki askeri gücü öncekine nazaran ilerleme kaydetmiĢti. Bu nedenle Osmanlı-Rus Harbi arifesindeki geliĢmeler, Moskova yönetiminin elindeki kozları daha da güçlendirmiĢtir.

(Öztürk, 2003: 122).

298 Nalçacı, 2012: 170.

1877-1878 Osmanlı Rus SavaĢı‟nda Amerikan silahlarının etkisi yadsınamazdır. Çağa uygun modern silahları ithal etmeye baĢlayan Osmanlı ordusu bu silahların teknik kapasitesinden son derece faydalanmıĢtır. Ayrıca Balkan ve Kafkas cephelerindeki savaĢ sürecine bakıldığında gerek Gazi Osman PaĢa‟nın gerekse Gazi Muhtar PaĢa‟nın üstün baĢarıları Osmanlı için savaĢın gidiĢatını olumlu etkilemiĢtir. Fakat ordudaki alanında uzman subay eksikliği, savaĢta gerekli malzemelerin zamanında ulaĢmaması ve maddi imkânların yokluğu gibi unsurlar Osmanlı Devleti‟nin bu savaĢtan mağlup çıkmasına neden olmuĢtur.

Aynı zamanda Osmanlı - Rus Harbi ordudaki eksikliklerin daha da fark edilmesini sağlamıĢ ve Batı karĢısında Osmanlı askeri modernizasyonun geride kaldığını gözler önüne sermiĢtir.

Askeri anlamdaki bu yenilgi savaĢın sonunda imzalanan Ayestefanos ve Berlin AntlaĢmaları‟yla da Osmanlı Devleti‟nin koca bir coğrafyaya yayılan üstün siyasetinin sonlandırıldığını ortaya çıkarmıĢtır.

2.7.2. YaĢanan Krizler EĢiğinde Providence ġirketi

Providence Ģirketiyle yapılan silah sözleĢmesinde ödemelerle ilgili sıkıntı yaĢanmıĢ ve Osmanlı Devleti‟nin satın aldığı tüfekler hükümete teslim edilmemiĢtir. Bab-ı Ali hükümeti Providence Tool ġirketi‟nden 605 bin silah ihraç etmiĢ ve 1879‟da bu silahlardan doğan borçları ödemiĢti. Fakat Tool Ģirketi 47 bin 900 Martini Henry tüfeği, 41 bin 900 kılıflı kasatura, 15 bin 400 tane köĢeli süngü ve 20 bin tane kılıfsız süngüyü yollamamıĢtır. Bab-ı Ali yönetiminin silahların ücretlerini zamanında ödemediğini öne süren Ģirket, 120 bin sterlin tazminat istemiĢtir. Hatta Osmanlı yönetiminin 50 bin Martini tüfeği daha sipariĢ ettiği takdirde Ģirket, açtıkları tazminatı geri çevireceklerini ve vermedikleri silahları temin edeceklerini belirtmiĢtir.299

Aynı zamanda Providence Tool, Osmanlı Devleti‟ne sattığı silahları barındıran „John Bramball‟ isimli vapuru New Hawen Limanında bekleterek Ġstanbul‟a göndermemiĢtir.

Toplam tutarı 979 bin dolar değerinde olan mallardan 32 bin Martini tüfeği, 42 bin süngü, 21 milyon kurĢun ve kapsülle dolu olan John Bramball vapuru 48 gün sonra Ġstanbul‟a varmak için yola çıkmıĢtı.300

Osmanlı Devleti bu dönemde yaĢadığı mali sıkıntılar sebebiyle Providence Tool Ģirketinden satın aldığı silahların ödemesi hususunda zorluklar yaĢamıĢtır. Aynı zamanda bu dönemin Osmanlı-Rus SavaĢına denk gelmesiyle Providence Tool alacaklarını bahane etmiĢ ve Bab-ı Ali yönetimi için üretimi durdurduğunu açıklamıĢtır. Bu arada Providence Tool tarafından rehin tutulan John Bramball vapuru yola çıktıktan kısa bir süre sonra batmıĢtır.

299 SatıĢ, 2011: 306.

300“Munitons Of War For Turkey” , The New York Times, 18.10.1878.

Böylece vapurun Bab-ı Ali için taĢıdığı 979 bin dolar tutarındaki askeri silah ve mühimmatlar okyanusun derinliklerine batmıĢtır.301

Ġki taraf arasında yaĢanan bu gerginliğin temelinde yatan Tool Ģirketinin yeni silah üretimi için kendi içerisinde gittikçe büyüyen bir borçlanma olmuĢtur. Türkiye‟ye satacağı 600 bin silahtan ancak 220 binini tamamlayan Ģirketin borçları giderek artmaya baĢlamıĢtı.

Ödemelerini zamanında gerçekleĢtiremeyen Ģirketin çalıĢanlarına ise bu durumda daha mütevazı olunup krizin geçmesinin beklenmesi ve sabırlı olunması gerektiği söylenmiĢtir.302

Providence Tool‟un borçları için toplanan kurul üyeleri raporda, Ģirketin borçlarını ödeme sürecinin uzatılmasını ve anapara ve faizi kapsayan tüm ödemelerini sözleĢmeyi yerine getirmesi durumunda gerçekleĢtirebileceğini öne sürmüĢtür. Raporda belirtilen bilgilere göre ise Ģirketin mal varlığı 4 milyon 145 bin olmasının yanında borcu ise 2 milyon 783 bin 7 dolar olduğu ortaya çıkmaktadır.303

Osmanlı‟nın silahların ücretini ödediği takdirde gönderimini zamanında yerine getirmemiĢ Providence Tool‟la yaĢanan bu ödeme krizi iki taraf arasında ilk defa Ocak 1876‟da patlak vermiĢti. Silahlar satın alındığında yapılan ödemelerin zamanıyla ilgili problemlerin olduğunu ileri süren Amerikan Ģirketi, Osmanlı Devleti‟ne silah satmayacağıyla ilgili tehditte bulunmasına rağmen iki taraf arasındaki bu dava süreci fazla sürmemiĢ, 19 ġubat 1876‟da imzalanan yeni bir antlaĢmayla son bulmuĢtur. Ancak Osmanlı‟nın içinde bulunduğu ekonomik buhran özellikle Ruslarla olan mücadelenin de etkisiyle ortaya çıkan çeĢitli maliyetler, devlet hazinesine daha da yük olmuĢ böylece ekonomik sistem gün geçtikçe bozulmaya baĢlamıĢtır.304

Providence Tool Ģirketinin ise günden güne artan bir borçlanma karĢısında Ģirket ekonomisi zarara uğramıĢ ve Ģirket baĢkanı John Antony bu konu hakkında bir açıklama yapmıĢtır. Antony yaptığı toplantıda artık Ģirketin maliye bakımdan yeterli yetkinliğe sahip olamadığından dolayı borçlarını ödeyemediklerini ifade etmiĢtir. Aynı zamanda Ģirket ortakları bir araya gelerek Ģirketin alacaklıları tarafından sunulan ödeme planlarına uygun hareket edileceği de belirtilmiĢtir. Bu dönemde Batı‟da yaĢanan sel felaketlerinin dikiĢ makinesi pazarındaki iĢçiliğe olumsuz etkisi de göz önünde bulundurulduğunda Ģirketin kapanma sebepleri daha da iyi açıklanmaktadır. ġirket taksit borçlarını kapatabilecek miktarı elde edemediğinde ise 300 bin dolarlık bir borç yükü daha eklenmiĢtir. Bu sebeple borç

301 Gencer vd., 2008: 198.

302 “The Providence Tool Company; The Company Submit A Statement It is Embarrased But Not Insolvent, And Asks The Indulgnce Of Ġts Creditors”, The New York Times, 20.11.1875.

303 “The Providence Tool Company”, The New York Times, 24.12.1875.

304 Gencer vd., 2008: 134.

batağına saplanmıĢ Providence Tool ġirketi‟nin ödemesi gereken taksitlerini yerine getirememesi iflasa giden süreci daha da hızlandırmıĢtır.305

22 Nisan 1882 yılında Providence Tool alacaklıları tarafından düzenlenen toplantıda Ģirketin borçları hesaplanmıĢtır. Toplamda 2 milyon 694 bin 444 dolar sermayeye sahip olan Ģirketin 1 milyon 594 dolar 30 sent borcu bulunmaktaydı. ġirketin varlıklar kısmında 513 bin 2 dolar gayrimenkul, 1 milyon 329 bin 422 dolar tutarında makine ve toplam bulunan mal stokunda ise 91 bin 403 dolar malzemede vardı. Alacaklıların Ģirketin açıklamasını inceleyeceği baĢında N.R Nightingale, Robert Knight, H.H, Thomas, Albert E. Tenney ve E.H. Robinson‟un bulunduğu ve alacaklılara bir bildiri sunulması amacıyla bir komite oluĢturulmuĢtur. Bu komitenin incelediği raporlara göre Ģirketin borçlanma oranı beklenenin aksine daha da büyümüĢtü. Bu sebeple Ģirketin Providence Ģehrindeki bankalara 250 bin dolar borcu vardı.306 93 Harbi‟nde Amerikan silahları oldukça etkili rol oynamasında rağmen Providence Tool ġirketiyle yaĢanan kriz Osmanlı Amerikan silah ticaretini etkilemiĢtir.

Birincisi olumlu bir etki olmasına rağmen, ikinci yaĢanan ödeme krizi sürece olumsuz yansıyan bir geliĢme olarak ortaya çıkmıĢtır.

2.8. Batı’nın Askeri Teknolojik GeliĢimi ve Ġmparatorluğun ÇöküĢüne Doğru Uzanan

Outline

Benzer Belgeler