• Sonuç bulunamadı

Kur’ân’da Zina İftirası ve Cezası

TEVRAT ve KUR’ÂN’A GÖRE ORTAK SUÇ SAYILAN FİİLLER ve CEZASI

D. KUR’ÂN’DA ADAM ÖLDÜRME

5. Kur’ân’da Zina İftirası ve Cezası

İftira, sözlükte “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak ve zulmetmek” gibi manalara gelip; terim olarak ise, ”bir kimseye asılsız ola-rak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat et-mek” anlamında kullanılmıştır.687 Ancak günlük dilde iftira yaygın olmakla

682 Jeffrey H. Togay, The JPS.ay.

683 Jeffrey H. Togay, The JPS., Commentary, Deuteronomy, 22: 18-19, s. 205).

684 Get, dinsel boşanma kapsamı içerisinde kocanın, ayrılmakta olduğu karısına vermesi gerekli boşanma belgesi(Besalel, I, 189).

685 Tesniye, 24: 1.

686 Örs, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, s. 149.

687 İbn Manzur, Lisân, (fry -ي ), (efk.-כ א) (bht - ), (kzf -ف ) Maddeleri; Râğıb, Müfredat, (fry -ي ) md.; Ebul-Bekâ, Külliyyât, s. 154;

birlikte hukuk ve ahlâkta daha çok “ifk” ve “bühtan” terimleri, zina iftirası için de hususi bir manada “kazf” kelimesi kullanılmaktadır.688 Çünkü, tüm İslâm hukukunda dört şahit getirme şartı yalnızca zina ile ilgilidir.689 Bu bakımdan âlimler, hırsızlık, içki, faiz alma gibi suçlamaları kapsamasın diye, âyetin zina suçlusuyla ilgili olduğunda görüş birliğine varmışlar ve bu tür suçlamaya mahsus olmak üzere “kazf” adını vermişlerdir.690 Şu halde kazf, lügatte “taş veya benzeri şeyi atmak”691 manasında iken, dinî bir terim ola-rak, “bir kimsenin diğer birini zinaya nisbet etmesi veya bir Müslümanın nesebini kesmesi (babasıyla olan bağını yok kabul etmek)” diye tarif olun-muştur.692 Başkasına zina isnadında bulunan şahsa “kâzif”, kendisine zina isnad edilen kimseye de “makzûf” denilmiştir.693

Nur sûresi 4’üncü âyette, iftiraya maruz kalan kimse için kullanılan

“muhsane” kelimesi, evlenmiş iffetli kadına; bir de evlenmiş olsun ya da olmasın mutlaka iffetli ve ırzı sağlam olana denilmiştir ki, burada evlen-miş olmak şart değil, zinadan temiz olmak şarttır. Bundan dolayı yetişkin kızları da içine alır. İslâm âlimleri bu “ihsan”da, İslâm, akıl, bulûğ, hür olmak ve iffetli olmak üzere beş şart saymışlardır. Erkeklere zina isnad etmek de aynı hükme delâlet yönüyle dahildir. Fakat kadınlara söz atmak daha yaygın olduğundan cemi müennes sigası ile onlar özellikle belirlen-miş veya genellikle öyle olduğu hükmü ortaya konulmuştur.694 Zira,

“kazf” suçunun tesbiti sırasında cinsiyet farkı gözetilsin diye bir kayıt yoktur. Bu sebeple kanunun asıl şekli şudur: Namuslu ve hür erkek veya

688 Yazır, Nur, 4, V, 3479; Bilmen Ö. Nasuhî, III, 229; Çağrıcı, Mustafa, “iftira” md., DİA, XXI, 522.

689 İbn Hümâm, V, 317; Kurtubî, Ahkâm, Nisa, 15, V, 83; Âlûsî, Rûhu’l-Maânî, Nisa, 15, II, 234, Nur, 4, IX, 88.

690 Mevûdî, Tefhim, Nur, 4, III, 502; Cessas, Ahkâm, III, 348.

691 İbn Manzur, Lisân, (kzf-ف ) md.

692 İbn Hümâm, V, 316; Avdeh, II, 455; İbn Manzur, Lisân, (kzf-ف ) md.

693 Bilmen Ö. Nasuhî, III, 229.

694 Yazır, Nur, 4, V, 3479;Kurtubî, Ahkâm, Nur, 4, XII, 172-173, Nisa, 24, V, 120, 139, 142; Muhammed İbn Ahmed İbn Ebu’l-Leys, es-Semerkandî, Tefsîru’s-Semerkandî (Bahru’l-Ulûm), Nur, 4, II, 518, Daru’l-Fikir, Beyrut, 1996; Zemahşerî, Keşşâf, Nur, 4, III, 208;Râzî, Mefâtih, Nur, 4, VIII, 320-322; Mevûdî, Tefhim, Nur, 4, III, 502-503. Ay-rıca “İhsan” ve “Muhsane” kelimelerinin konuyla alakalı hadislerdeki anlamı için bkz.(Mecdüddin el-Mübârek İbn Muhammed el-Cezerî, İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fi garîbi’l-Hadis, (hsn- ) md., I, 397, (thk., Tahir Ahmet ez-Zâvî-Mahmûd Muhammed ed-Tanâhî), Dâru’l-Fikir, Beyrut, ts.).

kadına zina isnadında bulunan erkek veya kadınlar dört şahit getirmezler-se getirmezler-sekgetirmezler-sen kırbaç cezası yiyeceklerdir.695

Kur’ân-ı Kerim’e göre namuslu ve iffetli bir kimseye, asılsız zina is-nadında bulunmak zina gibi çirkin ve aşağılayıcı bir suçtur. Bu suç, Allah Rasûlü (s.a.s.)’in “helâk edici yedi şeyden sakınınız”696 tenbihi içerisinde yer alan ve haksız yere bir kimseyi öldürme gibi haram sayılan büyük günahlardan birisidir. Zira bu gibi dedikoduların sayısız zararları vardır.

Bunların en büyüğü de, toplumda zinaya elverişli bir ortamın oluşmasına fırsat tanımasıdır. Kadın veya erkeklerle ilgili bu gibi hadiselerin birer marifet veya imrendirilecek şekilde anlatılması, cinsel duygularının uya-rılmasına ve cinselliğe ilginin arttıuya-rılmasına sebep olmaktadır. Böylece ahlâksızlık duygusu zihinlerde daha canlanacak ve tatbik için fırsat kolla-yacaktır. İşte İslâm dini, bu tür cinsel yozlaşmayı ve ahlâksızlığı ilk aşa-mada önlemek istemiştir. Bir yandan zina eden ve şahitlikle suçu sabit olan birine, cezaların en ağırını verirken; diğer yandan da bir kimseyi zina ile suçlayan veya hakkında zina iddiasında bulunan birinin iddiasını ispat-lamasını istemiştir. İspatlayamaması halinde ise, ceza olarak seksen değ-nek vurulmasının yanında, şahitliğinin hiçbir zaman kabul edilmemesini ve o kimsenin de fâsık ilân edilmesini hükme bağlamıştır. Kur’ân-ı Ke-rim’de hem söz konusu iftiranın haramlığı hem de bu suçu işleyen kimse-ye verilecek olan cezanın hükmü, Allah Tealâ’nın şu emirleriyle sabit ol-muştur: “İffetli kadınlara zina isnad edip de buna dair dört şahid getire-meyen herkese seksen değnek vurun ve bundan böyle, onların şahitlikle-rini artık ebediyyen kabul etmeyin. Çünkü bunlar gerçekten fâsıkların ta kendileridir.”697 Bir başka âyette ise “O İftirayı çıkaranlar, içinizden kü-çük bir gruptur. Siz o iftirayı kendi hakkınızda fena bir şey sanmayın, bilâkis o sizin için hayırlıdır. O iftiracılara gelince, onlardan her birinin, kazandığı günah nisbetinde cezası vardır. Bu yaygaranın elebaşılığını yapan şahsa ise cezanın en büyüğü vardır”698 buyurulmaktadır. Bir diğer âyet-i kerimede ise Kur’ân, böylesi durumlarda müminlerin, birbirlerine sahip çıkmalarını, hüsnüzannın esas olduğunu “Siz ey müminler, bu

695 Mevûdî, Tefhim, Nur, 4, III, 503.

696 Buhari, Hudud, 44; Vasâyâ, 23; Müslim, İman, 144-145.

697 Nur, 4.

698 Nur, 11.

dikoduyu daha işitir işitmez, mümin erkekler ve mümin kadınlar olarak birbiriniz hakkında iyi zan besleyip: “Hâşa, bu besbelli bir iftiradan başka bir şey değildir!” demeniz gerekmez miydi?699 şekilindeki etkili bir üslûp-la ikazda ve ihtarda bulunur.

Yine asılsız bir şekilde bile bile isnadda bulunma cür’eti gösterenlere de: “O iftiracılar dört şahit getirselerdi ya! Şahitlerini getirmediklerine göre, onlar Allah katında yalancıların ta kendileri olarak tescil edilecekler-dir,700 tehdidini beyan eder. Keza “Müminler arasında çirkinliklerin ya-yılmasını arzu eden kimseler için, dünyada da âhirette de gayet acı bir azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz”701 gerçeğini hatırlatmanın ya-nında “Şu kesin ki, hayasızlıktan habersiz, iffetli mümin hanımlara, zina iftirası atanlar dünyada da âhirette de lânete uğrarlar. Onlara müthiş bir azap vardır.”702 buyurulmak sûretiyle bahis konusu iftiranın ne kadar zararlı ve sakınılması gereken büyük bir günah olduğunu işaretler.

Nebevî sünnette ise, Ebû Hüreyre’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifinde Rasûlullah (s.a.s.)’ın: “Helâk edici yedi şeyden sakınınız” tenbihine mukabil, Ashab-ı Kiram’ın: “Nedir onlar ey Allah’ın Rasûlü?” diye sormaları üzerine, Hz. Peygamber (s.a.s.), diğerlerini saydıktan sonra son olarak “iffetli ve hiç-bir şeyden haberi olmayan namuslu, mümin hiç-bir kadına zina isnadıyla iftira atmaktır”703 buyurarak “kazf”in haramlığını beyan etmişlerdir.

Netice itibarıyle iffetli ve namuslu kimselere iftira atan ve zina isna-dında bulunma cür’eti gösteren kimseler bu iddialarını ispatlamak zorun-dadırlar. Bunun ispatı ise ya böyle bir suçlamaya maruz kalan kimsenin ikrarı ile olur ya da Kur’ân’ın öngördüğü şekliyle isnadda bulunan kimse-nin dört şahit704 getirmesi ile olur.705 Zina suçunun ispatında şahitler için gerekli olan şartlar kazif suçunun ispatında da geçerlidir.706

Hasılı namusu sağlam olanlara iftira atıp zina isnat eden, sonra da dört şahit getirmeyen kimseler için Kur’ân-ı Kerim’in cezaî hükmü üçtür:

699 Nur, 12.

700 Nur, 13.

701 Nur, 19.

702 Nur, 23.

703 Buhari, Hudud, 44; Vasâyâ, 23; Müslim, İman, 144-145.

704 Nisa, 15; Nur, 4, 6, 13.

705 Kâsânî, VII, 79-80; Zuhaylî, Fıkhu’l-İslâmî, VI, 83.

706 Avdeh, II, 488-490;

Birincisi suçluya seksen kırbaç vurulmalıdır. İkincisi şehadeti hiçbir za-man kabul edlmemelidir. Üçüncü olarak ise, fâsık ilân edilmelidir.707 An-cak kazif cinayetini işledikten sonra pişman olup sözünü geri alan ve onu telâfi etmek için cezasına teslim olmak ve suçladığı kimse ile helâlleşmek-ten başlayarak hal ve amelini düzelhelâlleşmek-ten kimseler, fâsıklık hükmünden müs-tesna olurlar. Yalnız tevbe ile had cezasının düşmediğinde icma vardır.708 Yani tevbe ile had cezası ortadan kaldırılmayacak ve suçluya mutlaka kır-baç cezası verilecektir. Suçlunun şahitliğinin düşüp düşmeyeceği hususu-na gelince genel kahususu-naat şahitliğin kabul edilmeyeceği yönündedir. Söz konusu hükümle ilgili olarak, “Ama bu iftira suçundan sonra tövbe edip halini düzeltenler müstesnadır”709 âyeti ile ifade edilen istisnanın kendisi-ne en yakın hükme, yani “Çünkü bunlar gerçekten fâsıkların ta kendileri-dir”710 hükmüne raci olduğu görüşünde olanlar, bununla, suçlunun sade-ce fısk damgasının kalkacağına ve şahitliğinin kabul edilmeyesade-ceğine; istis-nanın kendisinden önceki hükmün her ikisine de atfedileceği görüşünde olanlar ise fısk cezasının kalkmasının yanında suçlunun şahitliğinin de kabul edileceği hükmüne varmışlardır.711 Ebû Hanife’ye göre kazif haddi ile cezalı olanlar, tevbe ile hadden kurtulamayacakları gibi, şehadetlerinin kabul olunmaması da ebedîlik kaydı ile kayıtlıdır. Ebedîleştirme ise istis-naya aykırıdır. Bundan dolayı bu hükümden istisnanın faydası, kul hakkı ile ilgisi olmayan ve yalnız Allah hakkı olan yönde söz konusu olur.712 Dolayısıyla bir kimseye zina iftirasında bulunan ve suçu mahkeme kara-rıyla tesbit edilip de “kâzif” ve “fâsık” damgasını yiyen kimse, yaptığı suçtan pişmanlık duyup tevbe etse de, ceza olarak seksen kırbaç vurulması ve şahitliğinin hiçbir zaman kabul edilmemesi hükme bağlanmıştır.713

707 Kurtubî, Ahkâm, Nur, 4, XII, 178-179; Râzî, Mefâtih, Nur, 4, VIII, 324; Mevûdî, Tefhim, Nur, 4, III, 503; Cessas, Ahkâm, III, 348-353; Aynî, VI, 326, 358; Avdeh, II, 491.

708 Yazır, Nur, 4, V, 3480.

709 Nur, 5.

710 Nur, 4.

711 Muhyiddin ed-Derviş, İ’rabu’l-Kur’ani’l-Kerim, VI, 560, el-Yemâme-Daru İbn Kesir, Beyrut, 1992; Avdeh, II, 491-492.

712 Yazır, Nur, 4, V, 3480.

713 Kurtubî, Ahkâm, Nur, 4, XII, 178-179; İbn Kesir, Tefsir, Nur, 4-5, VI, 12; Aynî, VI, 358;

Cessas, Ahkâm, III, 355-356; ; Mevûdî, Tefhim, Nur, 4, III, 508.

Ayrıca iftira suçuna ilişkin şahitlikle ilgili olarak, “iffetli kadınlara zi-na iszi-nad edip de buzi-na dair dört şahid getiremeyen..”714 ve “O iftiracılar dört şahit getirselerdi ya!..”715 âyetleriyle sabit olduğu üzere, ikrar bu-lunmadıkça bir zinayı ispat için şahitliğin ölçüsü en az dörttür. Halbuki iki adil şahit ile kısas bile sabit olmaktadır. Demek ki, namuslu bir kimse-yi, özellikle namuslu bir kadını zina ile itham etmek canını almaktan ağırdır. Bu sebepten onlara iftira atıp da ispat edemeyenlere, attıklarından dolayı seksen sopa vurulması hem de bunların ebedî olarak şahitliklerinin kabul edilmemesi, ceza olarak hükme bağlanmıştır. O zina iftirası suçunu fırlatan dilin ebedî olarak, yani ölünceye kadar bu sûretle hükmünü dü-şürmek de bu cezanın tamamlayıcı bir unsurudur. Kırbaç’ın acısı cisme ait, bunun acısı ise ruha aittir. Zinada cisme ait olan yön, kazifte ruha ait olan yön galip olduğundan kazif suçunun kırbaç cezası, zina suçunun cezasından aşağı ve fakat bu manevî ceza yani şahitliğin düşmesi ondan daha fazladır, çünkü ebedîdir.716

Netice itibarıyle İslâm hukukunda “kazf” denilen bu iftirayı yasakla-manın hikmeti, insanları, başkalarının cinsel ilişkileri ile ilgili dedikodu-lardan engellemek, toplumun ve fertlerin haysiyet ve şerefini korumaktır.

Toplumun bir köşesinde pisliğiyle yaşamakta olan birinin rezaletinin bütün topluma yayılmasına mani olmaktır. Halk arasında bunun dediko-dusunu yapan, ahlâksızlığı bütün topluma yayma suçu işlemiş olacaktır ki, bu bir bakıma bu iğrenç fiili işleyenlere yani fuhuş yapanlara cesaret vermek demektir. Bu açıdan delil ve şehadet olmaksızın kazif fiilini işle-yen bir kişi, suçlaması her ne kadar gerçek ve doğru olsa ve kendisi yalan-cı olmasa da, fâsık ilân edilecek ve gereken cezaya çarptırılacaktır.717 Kısa-cası Kur’ân-ı Kerim’in kazif suçuna ilişkin öngördüğü cezaî yaptırımlar ve ihtarlar açısından baktığımızda, bu dedikodulardan en fazla zarar gören kadınları böylesine koruyan, başka hiç bir sistem mevcut değildir. Ne var ki, böylesi gerçek veya gerçek olmayan, ama ilgi çeken haberlerle bir yan-dan insanlar karalanmakta, öbür yanyan-dan insanlar cinsel yönden tahrik edilmekte, fuhuş ve ahlâksızlık yayılmaktadır. İslâm hidâyetinden uzak bir

714 Nur, 4.

715 Nur, 13.

716 Yazır, Nur, 4, V, 3479.

717 Mevdûdî, Tefhim, Nur, 4-5, III, 511-512.

kısım medyanın maalesef en fazla yer ayırdığı bu konuların ıslahı, bütün toplumlarda büyük bir gayret ve ihtimam beklemektedir.