• Sonuç bulunamadı

Hukuki Yarar Olması

Belgede Değişiklik davası (sayfa 153-156)

Hukuki yarar, geniş anlamda hukukça korumaya değer yarardır. Daha açık bir ifade ile davacının, mevcut hukuki durumunu değiştirecek ve iyileştirecek bir hükme ihtiyaç duymasıdır. Bu tanım doğrultusunda davacının hükme ihtiyaç duyup duymadığı, diğer bir ifadeyle dava açılmasında bir menfaatinin olup olmadığı, davacının talebinin haklı olması durumunda doğuracağı muhtemel sonuçlar çerçevesinde değerlendirilecektir. Davacının davasında başarılı olması, onun hukuki durumda bir değişiklik ortaya koyacak ve hukuki durumu iyileşecekse davacının hükme ihtiyaç duyduğu ve bu davada menfaatinin olduğu kabul edilecektir4.

Değişiklik davasının açılması diğer tüm davalarda olduğu gibi değişikliği talep edecek tarafın hukuki yararının olmasını gerektirir. Zira hukuki yarar bir dava şartıdır (HMK m. 114/I/h). Burada tüm davalar için söz konusu olan hukuki yarar şartının değişiklik davasında nasıl ortaya çıkacağı üzerinde durulmaya çalışılacaktır.

Değişiklik davası hukuki niteliği itibariyle inşai davadır. İnşai davanın temelinde yer alan inşai hak bu hakka işlerlik kazandırılması için yargı yoluna başvurulması zorunluluğunu ortaya çıkarır. Bu nedenle inşai hakkın düzenlendiği yerlerde her inşai dava için davacının menfaatinin varlığı kabul edilecek ve verilecek hükümle davanın taraflarına arzuladıkları himayenin sağlanacağı taahhüt edilecektir. İnşai davalarla elde edilecek sonucun başka yolla elde edilmesi mümkün değildir. Bu doğrultuda inşai hakkın olduğu yerde kural olarak inşai dava açılmasında menfaatin varlığı kabul edilir5.

3

Bkz. I. Bölüm § 2.

4 Hanağası, s. 229 vd; Postacıoğlu – Usul, s. 195; Umar, s. 321; Karslı, s. 463; Muşul, s. 108; Üstündağ – Medeni, s. 277; Kuru/Arslan/Yılmaz – Usul, s. 253 – 254.

5

Davanın açılmasında hukuki yararın varlığından bahsedebilmek için, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada hukuki yarar halen mevcut olmalıdır6. Bu genel prensipler ışığında değişiklik davasında hukuki yarardan bahsedebilmek için şu hususların bulunması gerekir. Doğmuş ve meşru menfaatin olması, değişiklik davasının açılabilmesi için önemli hukuki veya fiili değişikliğin gerçekleşmiş olması, değişiklik davasına konu olacak talep hakkında sınırlı sayı ilkesi nedeniyle dava açılmasına imkân veren düzenlemenin bulunması gerekir. Tüm bu hususların yanında değşiklik davasının var oluş sebebi olan temeldeki davada verilen hüküm içinde yer alan korumanın, değişen şartlara uyarlanmasını gerektiren bir durumun olması da hukuki yarar varlığı için aranacak bir şart olacaktır.

Bir davanın kabule şayan olabilmesi için davanın açılmasında doğmuş ve güncel bir yararın olması gerekir7. Doğmuş ve güncel yararın varlığı, hukuki yararın dava şartı olması (HMK m. 114/1/h) sebebiyle davanın her aşamasında aranacaktır (HMK m. 115). Buna göre konumuz değişiklik davası açısından değişiklik davasının açılmasında doğmuş ve güncel bir menfaatin bulunması gerekir. Önemli değişiklik olarak nitelendirilebilecek bir değişikliğin henüz gerçekleşmediği durumlarda hukuki yarardan bahsetmek mümkün olmayacaktır8. Bu durumda yapılması gereken, ortaya çıkan hukuki veya fiili değişikliklerin davacının doğmuş veya güncel menfaatini etkileyip etkilemediğini, somut olayın şartlarını da dikkate alarak incelemektir.

6 Pekcanıtez/Atalay/Özkes 13. Bası, s. 360.

7 Hanağası, s. 155; Postacıoğlu – Usul, s. 203; Kuru/Arslan/Yılmaz – Usul, s. 253.

8 Değişiklik davasında önemli hukuki veya fiili değişiklik durumunu Alman Hukuku’nda özel dava şartı olarak

değerlendiren görüşlere rastlamak mümkündür (Musielak/Borth, § 323 Rn.18; Rosenberg/Schwab/

Gottwald, s. 1103). Kanaatimizce, Alman Medeni Usul Kanunu (ZPO) § 323’te önemli değişiklik şartı

(wesentliche änderung) özel olarak düzenlendiği için bu yaklaşım yerinde bir yaklaşımdır. Zira bir hususun özel dava şartı olarak kabul edilebilmesi için kanuni düzenlemede bu hususun açıkça yer alması gerekir (Kuru/Arslan/Yılmaz – Usul, s. 257 – 258). Bu düşüncelerden hareketle hukukumuzda önemli değişikliği özel dava şartı olarak kabul etmek yerine değişiklik davasında hukuki yarar başlığı altında incelemenin daha uygun olacağı sonucuna vardık. Zira değişiklik davasının kendine yer bulduğu kanuni düzenlemelerde açık bir şekilde önemli değişiklik vurgusu yapılmamıştır. Bunun yerine MK m. 176/III’te “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde”, MK m. 331’de “durumun değişmesi halinde”, BK m. 76’da “zararın kapsamı, karar verme sırasında tam olarak belirlenemiyorsa”, değişiklik davasının açılabileceği kabul edilmiştir. Dikkate edilecek olursa değişiklik davasına ilişkin olan bu pozitif düzenlemelerde açıkça önemli değişiklik şartı belirtilmemektedir.

Değişiklik davası için kabul ettiğimiz ve bu paragrafta ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz

şartların gerçekleşmesi halinde değişiklik davası açılmasının davacı tarafa hukuki bir yarar

sağlaması gerekir. Bu noktada özellikle değişiklik davası sonuçlarının kendiliğinden ortaya çıktığı durumlarda hukuki yararın bulunmayacağı düşünülebilir9. Örnekler üzerinden bu durumu daha açık bir hale getirmek gerekirse; nafaka alacaklısının ölümü halinde nafakanın sona ermesi için değişiklik davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Yine yoksulluk nafakasında nafaka belirli bir süre için öngörülmüş ve bu süre dolmuşsa artık nafaka kendiliğinden sona erecektir10. Bu durumun tesisi için bir dava açılması zorunlu değildir. Daha açık bir ifadeyle bu durumlarda açılan değişiklik davası ile elde edilmesi istenilen amaç arasında bir zorunluluk ilişkisi kalmamıştır. Dava açılmaksızın elde edilmek istenen amaca ulaşılmıştır.

Buna karşılık, mahkeme kararı ile değişiklik davasında elde edilmek istenen amaca ulaşılmasının zorunlu olduğu durumlarda, değişiklik davasının açılmasında hukuki yararın olduğunu kabul etmek mümkündür. Bu duruma verilebilecek örnekler; yoksulluk nafakası alan boşanmış eşin haysiyetsiz hayat sürmesi ve yoksulluk nafakası alan boşanmış eşin bir evlenme akdi olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması halinde açılacak değişiklik davasıdır11. Bu durumlarda değişikliğin sağlanması açısından değişiklik davasının açılması bir zorunluluktur.

Değişiklik davasında hukuki yarardan bahsedebilmek için bulunması gereken bir diğer husus; temeldeki davada verilen hüküm içinde yer alan korumanın değişen şartlara uyarlanmasını gerektiren bir durumun olmasıdır. Bu uyarlama, değişiklik davasında korunmaya değer bir hukuki yararın varlığını gerektirir. Söz konusu koruma, ilk davanın görüldüğü dönemdeki şartlar çerçevesinde yerine getirilmiştir. Ancak geçen zaman içinde korunan bu yarar, önemli hukuki veya fiili değişiklikler nedeniyle yeniden gözden geçirilecektir. Örnek vermek gerekirse A, hiçbir geliri olmayan boşandığı karısı B’ye 1.1.2010 tarihinden itibaren aylık 1.000 lira nafaka ödemeye mahkûm edilmiş olsun. Bu mahkûmiyet kararını ortaya koyan ilk hükümde korunmaya değer yarar B’nin yararıdır. Ancak geçen zaman içinde B’nin çalışmaya başlaması veya A’nın gelirinin değişmesi ilk hükümde ortaya konulan nafaka

9 Pekcanıtez/Atalay/Özkes 13. Bası, s. 360 – 361; Üstündağ – Medeni, s. 277 – 278. 10 Öztan, s. 507 – 508; Oğuzman/Dural, s. 146.

11

miktarının değiştirilmesini gerektirir. Bu gerekliliğin temelinde ilk hükümde korunmaya çalışılan yararın uyarlanması yer alır12.

Ortaya konulan bu örnekte, ilk hükümde B lehine 1.1.2010 tarihinde belirlenen aylık 1.000 TL’lik nafaka 1.08.2010 tarihinde B’nin çalışmaya başlamasıyla sona erdirilmelidir. Zira bu değişiklik dikkate alınmaksızın A nafaka ödemeye devam ederse, ilk hükmün temelindeki koruma düşüncesi olumsuz sonuçlar doğurur. Diğer bir ifadeyle ilk hükmün temelindeki B’yi koruma düşüncesi, ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle, her iki tarafa da uygulanmalıdır. Aksi halde B’nin menfaatleri korunurken A’nın menfaatleri göz ardı edilmiş olacaktır. Buna göre değişiklik davasının temel prensiplerinden birisi; değişiklik davasının temelinde yer alan dava ile değişiklik davası arasında geçen zaman içinde ortaya çıkan önemli hukuki ve fiili değişikliklerin dikkate alınmasıdır.

B. Temelde Değiştirilmesi İstenilen Maddi Anlamda Kesin Hükmün Mevcut

Belgede Değişiklik davası (sayfa 153-156)

Benzer Belgeler