• Sonuç bulunamadı

E- Küreselleşme Sürecinde Yer Alan Aktörler

2- Çokuluslu Şirketler

Küreselleşme sürecinde uluslararası ekonomik sistemi etkileyen ve yönlendiren temel aktörlerinden biri de, küresel çapta faaliyet gösteren çokuluslu şirketler (ÇUŞ) dir. 1980 sonrası süreçte teknolojik ilerlemelerin artması ve IMF, Dünya Bankası ve WTO gibi uluslararası kuruluşların daha serbest bir dünya ekonomisi oluşturma isteği, ÇUŞ’leri bu süreçten en çok etkilenen ve bu süreci en çok etkileyen aktörler konumuna sokmuştur. Ulusal sermayenin uluslararası seviyeye taşınmasını sağlayan ÇUŞ’ler, faaliyet konusunu oluşturan üretim, pazarlama ve finans gibi faaliyetleri küresel ölçeğe yaymaları nedeniyle, günümüzde iktisadi küreselleşmenin somut bir göstergesi olarak görülmektedirler.

Literatürde farklı görüşler olmakla birlikte, ÇUŞ’lerin 19. yüzyılın ortalarında imalat sanayinde ortaya çıktıkları ve I. Dünya Savaşı’na değin iyiden iyiye kurumsallaştıkları konusunda görüş birliği vardır33. 1920’lerde gerçek anlamda farklılaşmış ve bütünleşmiş ÇUŞ’lerin olgunlaşmasıyla birlikte uluslararası ticari faaliyetler de hızla artmıştır. Ancak, ekonomik krizin hakim olduğu 1930’lu yıllarda ve savaşın olumsuz etkilerinin yaşandığı 1940’lı yıllarda ÇUŞ’lerin faaliyetleri yavaşlamış, 1950’lerden sonra ise dalgalı bir artış dönemine girmiştir34. ÇUŞ’ler ilk kez Avrupa merkezli olarak Belçika’da (S.A. Cockeril), Almanya’da (Bayer), İsviçre’de (Nestle), Fransa’da (Michelin), İngiltere’de (Dunlop) ve ABD’de (Singer, ITT, General Electric ve Westinghouse) ortaya çıkmıştır. Bu şirketler yüksek gümrük tarifeleri nedeniyle oluşan ihracat güçlüklerini hafifletmek amacıyla yabancı ülkelerde yatırım yapma yoluna gitmişlerdir. Bu dönemde taşımacılık ve telekomünikasyon alanında yaşanan ilerlemeler çokuluslu şirketlerin bu girişimlerindeki başarı payını arttırmıştır35.

ÇUŞ’ler organizasyon şekilleri, ulus-devletlerle ilişkileri, yönetim kademesi ve maliklerinin çok uluslulaşma derecesi ve yapıları itibariyle farklılık gösterdiğinden çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. Bu ise çok sayıda tanımın ortaya çıkmasına ve kavramla ilgili terminoloji sorunu yaşanmasına neden olmuştur. Günümüzde uluslararası faaliyetlerde bulunan şirketlerle ilgili olarak “uluslararası (international)

33 William K. Tabb, “Küreselleşme Bir Sorun; Ama Asıl Sorun Sermayenin Gücü!”, Mülkiye,

Cilt:XXV, Sayı:226, s.355.

34 Hirst ve Thompson, a.g.e., s.46.

35 Serhat Yaşgül, “Küreselleşme, Çokuluslu Şirketler ve Şirket Birleşmeleri: Dünya İlaç

Endüstrisi Örneği”, Küreselleşme: İktisadi Yönelimler ve Sosyopolitik Karşıtlıklar içinde, Ed. Alkan Soyak, Om Yayınevi, İstanbul, 2002, s.215.

şirket”, “çokuluslu (multinational) şirket”, “uluslarötesi (transnational) şirket” ve “uluslarüstü (supranational) şirket” gibi kavramlar kullanıldığı görülmektedir.

ÇUŞ’lerin genel kabul gören bir tanımı olmadığı gibi, yapılan araştırmalar bunları “tümden gelim” ve “tüme varım” yöntemleri ile de tanımlamanın olanaksız olduğunu göstermektedir36. Tanımlama sorununun temelinde ise, ÇUŞ’ler hakkında kullanılan kriterlerin çok farklı türden olması gelmektedir. Buna göre; bazı araştırmacılar, ÇUŞ’lerin üretim kapasitesi ve istihdam hacmi gibi sahip oldukları ekonomik gücü tanımlama açısından kullanırken, bazı araştırmacılar ise yönetim ve denetleme işlevleri üzerinde durmaktadır37. Bu nedenle literatürde yabancı bir ülkede bir tek şubesi olan şirketlerden, bütün önemli piyasalarda çok sayıda şubesi olan ve ulus devlet sınırlarını aşan, geniş kapsamlı işbölümünün hüküm sürdüğü şirketlere kadar uzanan farklı tanımlamaların yapıldığı görülebilmektedir.

Genel kabul gören bir tanımı olmamasına rağmen, ÇUŞ’lerin sahip oldukları ortak özelliklerin ortaya konulması, fikir edinme yoluyla tanımlama sorununun kısmen aşılmasını sağlamaktadır. ÇUŞ’lerin ortak özellikleri şu şekilde özetlenebilir38:

Birden Fazla Ülkede Faaliyet Gösterilmesi: ÇUŞ’lerin ilk özelliği ülke sınırlarını aşan faaliyetler göstermeleridir. Bu faaliyetler, mal ve hizmetlerin, yatırım sermayesinin, personelin, üretim ve yönetim tekniklerinin uluslararası transferini kapsamaktadır. Ayrıca tedarik ve satış fonksiyonlarının çok sayıda ülkeye yayılması da, bu şirketleri birden çok ülkede faaliyette bulunmaya yöneltmektedir.

Merkezi Denetim: ÇUŞ’lerin temel amacı, merkez ve şubeleri bir operasyon birliği halinde bütünleştirmek ve bunların dünya piyasasındaki faaliyetlerini birbiri ile uyumlu hale getirmektir. Bu amaç kapsamında ÇUŞ’ler içerik ve fonksiyon yönünden işbirliği oluşturmakta ve işbölümünü yönlendirmeyi ifade etmede merkezi denetime başvurmaktadır.

Koordinasyon ve Ortak Politika: ÇUŞ’ler merkez ve çeşitli ülkelerde kurulan şubeler arasında oluşturdukları koordinasyonla, faaliyetlerin ortak bir politika izlenerek gerçekleştirilmesini amaçlamaktadır. Ortak politika birbirine uyumlu

36 Gülten Kutal ve Ali Büyükuslu, Çokuluslu Şirketler ve İnsan Kaynağı Yönetimi, Der

Yayınları, İstanbul, 1996, s.29.

37 Cem Alpar, Çokuluslu Şirketler ve Ekonomik Kalkınma, Genişletilmiş Üçüncü Baskı,

Turhan Kitabevi, Ankara, 1980, s. 28-30.

yönetim, mali politika, yatırım politikası, denetim politikası ve personel politikası gibi kararların alınmasında önem kazanmaktadır.

Literatürde ÇUŞ’ler hakkında olumlu ve olumsuz değerlendirmelerin yapıldığı çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Olumlu görüşlerin yer aldığı çalışmalarda, genel olarak ekonomik büyümenin sağlanmasında, istihdam koşullarının iyileştirilmesinde, teknoloji transferi yoluyla üretim potansiyelinin arttırılmasında ÇUŞ’lerin önemli kazanımlar sağladığı savunulmaktadır. Diğer yandan olumsuz görüşlerin ileri sürüldüğü çalışmalarda ise, bu şirketlerin ev sahibi ülkeden sosyal siyasetten çevre kirliğine, vergi kanunlarından kar transferine kadar çeşitli teşvikler talep ettiği ve ayrıcalık oluşturan bu talepleriyle ulusal politikaların etki alanını daralttığı iddia etmektedir39. Bu yaklaşımların her ikisi de haklılık payı içermektedir. Ancak burada yapılmak istenen, yaklaşımları analizden ziyade ÇUŞ’lerin küresel aktör olarak görülme nedenlerini ortaya koymaktır.

Küreselleşme sürecinde ÇUŞ’lerin bir aktör grubu olarak görülmesinin nedenini, kanaatimizce iki temel göstergeye bağlamak mümkündür. Buna göre, ÇUŞ’lerin “küresel boyutlu faaliyetleri” birinci ve sahip oldukları “ekonomik güç” de ikinci gösterge olma niteliğindedir.

ÇUŞ’ler, küresel boyutta gerçekleştirdikleri ekonomik faaliyetlerle küreselleşmenin sistem olarak yerleşmesinde belirleyici bir rol oynamaktadırlar. Küreselleşme sürecinde önem kazanan husus, özellikle ekonomik faaliyetlerin herhangi bir kısıtlamaya uğramadan ve coğrafi bölge ayrımı gözetmeden yayılımı olduğundan, ÇUŞ’lerin faaliyetleri ile küreselleşme arasında tam bir uyum söz konusudur. UNCTAD verilerine göre, 2002 yılında dünya genelinde 65.000 ÇUŞ ve bu şirketlerin diğer ülkelerde uzantısı olarak faaliyet gösteren 850.000 bağlı şirket bulunmaktadır. ÇUŞ’lerin 2002 yılında üretim faaliyetleri yoluyla 3.5 trilyon dolar katmadeğer oluşturdukları, ticari faaliyetleri genelinde 18.5 trilyon dolarlık satış gerçekleştirdikleri ve 7.4 trilyon dolar tutarında ihracat yaptıkları görülmektedir. Ayrıca bu şirketlerin 1990 yılında dünya GSMH’sından aldıkları yüzde 7’lik payın, 2001 yılında yüzde 11’e yükseldiği belirtilmektedir40.

Küreselleşme sürecinde ÇUŞ’lerin bir aktör grubu olarak ele alınmasını sağlayan ikinci neden ise, bu şirketlerin sahip oldukları ekonomik güçtür. Çünkü, sahip olunan ekonomik güç, sitemin kararalma mekanizmasındaki iktidar ilişkilerini belirleyen önemli bir değişkendir. Ekonomik gücü yüksek olan aktörler kararalma sürecinde daha etkili olabilmekte ve sistemin işleyişini kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirebilmektedir.

39 Seyhan Erdoğdu, “Çokuluslu Şirketler, İşçi Hakları ve Sosyal Sorumluluk”, Mülkiye,

Cilt:XXVII, Sayı:239, Mart-Nisan-Mayıs 2003, s.145-164.

ÇUŞ’lerin sahip oldukları ekonomik gücü değişik şekillerde ortaya koymak mümkündür. Buna göre, ÇUŞ’ler arasında en büyük 100 şirketin sergilediği ekonomik performans, sahip olunan ekonomik gücü belirlemede kullanılabilecek bir göstergedir. 2003 yılında bu şirketlerin toplam aktifleri 8.0 trilyon dolar, toplam satışları 5.5 trilyon dolar ve toplam istihdamları 14.6 milyon kişidir. Bu göstergeler açısından en büyük 100 ÇUŞ, tüm ÇUŞ’ler içinde yüzde 59.4’lük bir ortalamaya sahiptir41.

ÇUŞ’lerin gelişmiş ülkelerle olan ilişkisi de, güç ilişkileri açısından belirleyicidir. Esasen ÇUŞ’lerin ulusal çıkarlar doğrultusunda belirli bir ülkeye bağlı olmadıkları söylenebilir. Ancak bu durum, onların faaliyetlerini koordine etmek amacıyla belirli bir köken ülkede “üs edinme” gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Günümüzde en büyük 100 şirket genelde gelişmiş ülke kökenlidir ve bu şirketlerin; 25’i ABD, 52’si Avrupa Birliği ve 9’u Japonya’da konuçlanmış durumdadır. Ayrıca bu şirketler faaliyet konusu itibariyle ağırlıklı olarak telekomünikasyon, otomotiv, petro-kimya, elektrik ve ilaç gibi katmadeğeri yüksek alanlarda faaliyette bulunmaktadır42.

Günümüzde ÇUŞ’lerin sahip oldukları ekonomik gücü ortaya koyan bir diğer gösterge de, bu şirketlerin elde ettikleri yıllık cirolardır. Şirket ciroları ile ulusal milli gelir rakamları karşılaştırıldığında, bu şirketlerin ne kadar büyük bir ekonomik güce ve dünya ekonomisi üzerinde ne denli güçlü bir etkiye sahip olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Tablo 2: Bazı Çokuluslu Şirket ve Ülkelerin Ekonomik Yönden Karşılaştırılması, 2004 (Milyar Dolar)

Ülke ve Şirket Adları Yıllık GSMH ve Cirolar

Türkiye 302.0 Avusturya 292.0

Wal-Mart Stores 256.3

Polonya 241.6

Exxon Mobil 237.0

British Petroleum Comp. 232.6

Endonezya 225.0 Yunanistan 205.2

Toyota Motor Corp. 201.7

Finlandiya 185.9

General Motors 185.5

Portekiz 167.7

Ford Motor Comp 164.2

Arjantin 153.0 Petrol İhraç Eden Ülkeler 1237.2

En Büyük 5 Şirket 1113.1

Afrika Kıtası 793.0

AB’ne Katılan Son 10 Ülke 590.0

Kaynak: UNCTAD, Handbook of Statistics 2005, s.316-321 ve

UNCTAD, World Investment Report 2005, s.267’den düzenlenmiştir.

41 UNCTAD, World Investment Report 2005, s.17. 42 UNCTAD, World Investment Report 2005, s.267-269.

ÇUŞ’ler sahip oldukları ekonomik güçle dünya ekonomisinde alınan kararlarda etkili olmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda kendi amaçları ile çatışan her tür kararı etkisiz hale getirmek ve lehlerine sonuçlanacak uygulamaları oluşturmak ve desteklemek amacıyla küresel arenada bir baskı unsuru olarak rol almaktadırlar. Faaliyetlerini sağladıkları ekonomik avantajlara göre birçok ülkeye yayabilen ÇUŞ’ler, ortaya çıkan sosyal maliyetleri yerel hükümetlere ve dolayısıyla vergi mükelleflerine yıkabilmekte ve rahatsız edilirlerse gitme tehdidini kullanarak ulus devlet politikalarını etkisiz hale getirebilmektedir. Bu nedenle günümüzde birçok ekonomist, sahip oldukları ekonomik güç sayesinde ulusal düzenlemelerden kurtulabilen ÇUŞ’lerin küresel piyasada kontrol dışı aktörler haline geldiğini düşünmektedir43.