• Sonuç bulunamadı

C. YARDIMA YÖNELİK KURUMLAR

4. Fitre

Fitre, Ramazan ayı içerisinde verilmesi dine göre gerekli, miktarı belirli sadakadır.733 Hz. Peygamber hür, köle, erkek, kadın her Müslümana fitre vermeyi farz kılmıştır.734 Fitrenin dini bakımdan farz, vacib veya Sünnet olduğuna ilişkin farklı görüşler vardır. Zekâtın

725 Sadaka taşı, cami ve meydan gibi halkın kolaylıkla ulaşabileceği yerlerde bulunan bir taştır. Yardım yapmak isteyen kişiler vermek istedikleri sadakayı bu taşın oyuğuna bırakmışlardır. İhtiyacı olanlar da ihtiyacı kadarını bu taşın oyuğundan alarak kullanmışlardır. KAZICI, Ziya: “Osmanlıda Hayır Müesseseleri ve Sadaka Taşları”, İnsani Yardım Dergisi, İHH İnsani Yardım Vakfı, S.35, 2008, s.61.

726 SEVİM, Nidayi: Medeniyetimizde Toplumsal Dayanışma ve Sadaka Taşları, Kitapdostu Yayınları, 2009, s.105. 727 BOA, MVL, 12/72, 10 Za 1263; BOA, MVL, 20/28, 6 M 1264. 728 BOA, MVL, 49/21, 12 Ş 1263. 729 BOA, HAT, 281/16694, 29 Z 1225. 730 BOA, İ..MVL, 220/7412, 21 Za 1267. 731 BOA, DH.MKT, 1091/8, 24 R 1324.

732 ÇAĞRICI, Mustafa: “İnfak”, DİA, c.22, TDV Yayınları, İstanbul, 2000, s.289. Gönüllü bir bağış olan infaka Kuran’da şaşılacak derecede önem verilmiştir. KAHF, s.4.

733 ZEYLAİ, Fahruddin Osman b. Ali: Tebyinü’l-Hakaik Şerhu Kenzi’d-Dekaik, Beyrut, ty, c.1, s.306; YILMAZ, Hukuk Sözlüğü, s.269; DOĞAN, Sosyal Tarih, s.60.

gelmesiyle fitrenin nesh edildiğini ileri süren görüşler de bulunmaktadır.735 Hz. Peygamber zekâtın emredilmesinden sonra fitreyi kaldıran veya emreden bir irade ortaya koymamıştır. Bu sebeple Müslümanlar fitre vermeye devam etmişlerdir.736 Hanefiler diğer ekollerden farklı olarak fitreyi vacip olarak yorumlamıştır.737 Osmanlı Devletinde de Hanefi görüşüne uygun olarak fitre vacip kabul edilmiştir.738

Fitre bedenin bir vergisi olarak verilen sadakadır.739 Hukukçular baş, boyun veya beden zekâtı şeklinde değerlendirmiştir.740 Fitre yılda bir defa ödenmektedir.741 Fitrenin miktarı her yıl Ramazan ayında ilgililer tarafından hesaplanır. Fitrede bir alt ve üst sınır tespit edilir. Kişiler ekonomik durumlarına göre bu sınırlar arasında istedikleri bir miktarı tespit ederek istedikleri kişiye vermek suretiyle borçtan kurtulurlar.742

Fitre bireysel bir organizasyondur. Bireyler kendileri adına fitre vermekle yükümlü tutulmuştur. Fitrenin de hukuki zorunluluk özelliği yoktur ancak dini bakımdan şartları taşıyanlar fitre ödemekle yükümlüdür.743 Fitreyi vergi olarak ele alanlar, onun zorunlu bir ödeme olduğunu ifade etmişlerdir.744 Osmanlı uygulamasında fitrenin en azından bölgesel düzeyde vergi şeklinde toplandığına ilişkin örnekler vardır. Revanduz gibi kazalara ilişkin vergi miktarlarının gösterildiği bir defterde “ser-fitre rüsumu” adlı bir vergi de yer almıştır.745 Yine Bağdat vilayetinde okul yaptırılması için kullanılacak kaynaklar arasında fitre de sayılmıştır.746

735 İBN RÜŞD, Bidayetü’l-Müctehid, c.1, s.253’ten nakleden YAVUZ, Zekât, s.280.

736 Buhari, Sadakati’l-Fıtr 8; TUĞ, Salih: İslam Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, AÜİF Yayınları, Ankara, 1963, s.64.

737 KUDURİ, s.57; SERAHSİ, c.3, s.159; ZEYLAİ, c.1, s.306; YAVUZ, Yunus Vehbi: “Fitre”, DİA, c.13, TDV Yayınları, İstanbul, 1996, s.160.

738 Farz olan zekât zekâtü’l-mal, vacip olan zekât zekâtü’r-re’s şeklinde ifade edilmiştir. SÜLEYMAN SUDİ, s.22; SÜLEYMAN SIRRI, s.29.

739 KARDAVİ, c.2, s.426.

740 BEŞER, Sosyal Güvenlik, s.123. Fitrenin her birey için ödeme yükümlülüğü doğurması zekâttan farkını oluşturmaktadır. YAZGAN, Zekat, s.38.

741 Ramazan ayının sonuna yetişen ve asli ihtiyaçlarının dışında en az nisap miktarı bir mala sahip bulunan her Müslüman için verilmesi vacip olan bir sadakadır. ERDOĞAN, s.144.

742 SÜLEYMAN SUDİ, s.23.

743 Hanefiler dışındaki çoğunluk fitre için nisap aramamıştır. Asli ihtiyaçları dışında bayram günü ve gecesi için yeterli yiyeceğe sahip olan herkes fitre yükümlüsüdür. SERAHSİ, c.3, s.161.

744 TUĞ, Vergi, s.64. 745 BOA, ML.VRD.d, /2229.

Osmanlı uygulamasında padişahların fitre yardımlarına ilişkin kayıtlar da bulunmaktadır. 1847 öncesi “Ceyb-i Hümayun Hazinesi” denilen ve bu tarihte ismi “Hazine-i Hassa” olarak değiştirilen747 padişahın özel hazinesine ilişkin defterlerde fitre harcamalarına ilişkin bilgiler bulunmaktadır.748

Bayram gününü ve gecesini geçirecek yiyeceğe sahip olan herkes fitrenin yükümlüsü kabul edildiğinden toplumun tamamına yakınının fitre ile yükümlü olacağı söylenebilir.749 Fetvalarda zekât nisabı malı olanların fitre yükümlüsü olacağı, asli ihtiyaçları dışında malı olmayanların ise fitre yükümlüsü olmayacağı belirtilmiştir.750 Fitrenin miktarı da her yıl belirlenen mutlak bir miktardır. Fitrenin miktarının belirli ve herkes için eşit olması sosyal sigorta primlerine benzemektedir.751 Fitre hem vergi hem de prim özelliklerine sahip bir kurumdur.752

Fitre düşük meblağlar olarak görülebilir. Ancak miktar çok aşağılarda tutularak, toplumun tamamına yakını sorumlu tutulmaktadır. Miktarın düşük olması finansman yönünden bir eksi gibi düşünülse de katılanların çok sayıda olması büyük meblağların transferini sağlayabilir.

Fitre, gelirin üst seviyedekilerden alt seviyedekilere transferini sağlayan bir kurumdur.753 Fitre ödemesi kazanç gruplarına göre farklılık göstermektedir ve her yıl yeniden belirlenmektedir.754 Yazgan bu yönüyle fitrenin müterakkilik prensibine sahip olduğunu ifade

747 Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi: Proje Yön: İsmet Binark, Proje Sor: Necati Gültepe vdi, Haz: Yusuf İhsan Genç vdi, TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İstanbul, 2010, s.253.

748 Bir Harc-ı Hassa Defteri içinde şu kayıtlar yer almıştır: “Zat-ı şahanenin, şehzadenin, sultanların ve

kadınefendilerle harem-i hümayun hazinedarlarının ve cariyelerin fitre paraları.”. BOA, TS.MA.d, /471.

749 Fitrenin herkes tarafından verileceğine ilişkin görüş Hanefiler dışındaki hukuk ekollerine aittir. Hanefiler fitre yükümlüsü olmak için nisab miktarı mala sahip (zekât vermekle yükümlü) olunmasını şart koşmuşlardır. YAVUZ, Fitre, s.160.

750 Behcetü’l-Fetava: 185-186.

751 Fitrenin miktarı her yıl yeniden belirlendiğinden yıllar önce karşıladığı ihtiyaç ile günümüzde karşıladığı ihtiyaç aynı olacaktır. YAZGAN, Görüşler, s.12.

752 YAZGAN, Zekat, s.30. 753 YAZGAN, Zekat, s.38.

754 Meblağın her yıl yeniden belirlenmesi “eşel mobil” sistemi olarak adlandırılmaktadır. YAZGAN, Zekat, s.40; DOĞAN, Sosyal Tarih, s.61.

etmiştir.755 Çağdışı görülen fitre kurumu finansmanda ortaya çıkabilecek değer kaybı sorunlarını oldukça gelişmiş bir yöntemle çözmüştür.756

Fitrenin verilmesinde uyulacak prensipler, sosyal güvenliğe ihtiyaç duyan kimseleri belirlemeyi kolaylaştırmaktadır. Fitrenin önce akrabalardan ihtiyaç sahibi olanlara verilmesi, daha sonra komşulardan ihtiyaç sahibi olanlara verilmesi şeklinde bir sıra izlenmektedir. Bu sıra toplumda ihtiyaç sahibi olanların kolay belirlenmesini ve fitrenin gerçek ihtiyaç sahibi kişilere ulaştırılmasını sağlamaktadır.757

Fitre ve zekât beyan usulünün uygulandığı sistemlerdir. Her yükümlü ödeme gücünü kendisi beyan etmektedir. Beyanlar kontrol yoluyla denetlenebilir.758 Fitre mutlak olarak belirlenmektedir. Bu yönüyle sosyal sigorta primlerine benzetilmiştir.759 Ancak belirlenen fitre miktarı asgari sınırı belirtmektedir. Bireylerin belirlenen sınırın üstünde fitre vermelerine bir engel yoktur.

Fitre yardımı karşılıksız bir yardımdır. Fitre verenler ile fitreden yararlananlar her zaman farklı kişilerdir. Fitre bu yönüyle sosyal sigortalardan ayrılır. Çünkü sosyal sigortalar karşılıklıdır, yararlananlar katılanlar veya onların yakınlarıdır.760 Fitre verecek kişilerin geniş, fitre miktarının düşük tutulması sebebiyle fitreye katılanlar sayı olarak yararlananlardan çok daha fazla olacaktır.

Fitreden yararlananlar belli bir hayat seviyesinin altında olan kişilerdir.761 Hz. Peygamber, fitrenin fakirler için yiyecek bir lokma olması için farz kılındığını bildirmiştir.762 Bu yönüyle fitre toplumun sosyal güvenliğe en çok ihtiyaç duyan kesimine yönelmiştir. Her bir fitrenin bir kişiye verilmesi gerekir. Bir fitrenin birden fazla kişiye bölünmesi uygun görülmemiştir.763

755 Fitre miktarı, ayni miktarların rayiç bedellerle çarpılması sonucunda belirlenmektedir. Bu sistemin sahip olduğu müterakkilik ve reel değer prensipleri ise Avrupa’da ancak 16.yy’dan sonra görülmüştür. YAZGAN, Zekât, s.39; YAZGAN, Görüşler, s.11-12.

756 YAZGAN, Zekat, s.40. 757 YAZGAN, Görüşler, s.11. 758 YAZGAN, Zekat, s.40.

759 Zekât fitreden farklı olarak nisbi olarak belirlenmektedir. YAZGAN, Zekat, s.38-39; DOĞAN, Sosyal Tarih, s.61.

760 BEŞER, Sosyal Güvenlik, s.124. 761 BEŞER, Sosyal Güvenlik, s.124.

762 Ebu Davud, Zekât 18; İbn Mace, Zekât 21. 763 AKSEKİ, s.220.