• Sonuç bulunamadı

C. NAFAKA

7. Nafakadan Yararlananlar

Genel olarak baktığımızda toplumdaki ihtiyaç sahibi tüm bireylerin nafaka kurumundan yararlanması mümkündür. Yani nafaka kurumu aracılığıyla toplumdaki tüm bireylere destek sağlamak mümkündür. Koca, baba, aralarında evlenme engeli bulunan yakın akrabalar ve son olarak da devlet ihtiyaç sahiplerine nafaka desteği sağlamak zorundadır. Bireysel olarak ise aile bireyleri ve evlenme engeli oluşturacak şekilde yakın akraba olanlar nafakadan yararlanacaktır.

Evlilik nafakasında nafakadan yararlanma hakkına sahip olan kadındır. Osmanlı uygulamasında kadın zengin de olsa nafakadan kocanın sorumlu olduğu kabul edilmiştir.867 Kocası fakir olan kadının nafakasını, kocasına rücu etmek üzere zengin akrabaları karşılayabilir.868 Karı, gaip koca adına istidane (borçlanma) yoluyla nafakasını temin edebilir.869

Evlilik nafakasında nafaka miktarı tarafların durumuna göre belirlenir: “Hind’in, zevci

Zeyd üzerine şer’an lazım gelen nafaka ve kisvesi münferiden her birinin haline nazar ile

olmayıp ikisinin hallerine nazar ile olur mu? El-cevab: Olur.”870

Akrabalık nafakasında ise nafakadan yararlanma şartı yükümlü ile olan akrabalık bağıdır. Aralarında evlenme yasağı bulunacak kadar yakın olan akrabalar arasında karşılıklı nafaka yükümlülüğü söz konusudur.871 Özellikle zekât vermeye engel olacak derecede yakın akrabalar için nafaka yükümlülüğü söz konusudur. Bu kişilere zekât verilememesinin sebebi

867 “Hind-i ganiyyenin nafakası zevci Zeyd üzerine vacibe olur mu? El-cevab: Olur.” Behcetü’l-Fetava: 675. 868 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1096, 1097.

869 BİLMEN, c.2, s.467.

870 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1116. Benzer fetva için bkz. Behcetü’l-Fetava: 677. Eski Medeni Kanunumuz döneminde de hâkimin nafaka takdir ederken karının ihtiyaçlarını ve kocanın gelir ve servet durumunu dikkate alması gerektiği kabul ediliyordu. AKINTÜRK & KARAMAN, s.184-185.

871 DEMİR, Türk Hukuk Tarihi, s.347; AKGÜNDÜZ, Külliyat, c.2, s.276. Altsoy ve üstsoy ile civar hısımlarına ödenmesi gereken nafaka, nafaka-ı ekarib şeklinde de adlandırılmıştır. ERDOĞAN, s.443. Eş, usul ve füru’ dışındaki kişilerin Müslüman olmaları nafaka hakkı için şarttır. AKGÜNDÜZ, Külliyat, c.2, s.275.

nafaka yükümlülüğünün söz konusu olmasıdır. Zekâtın verilebileceği akrabalar karı ve koca872 ile altsoy ve üstsoy dışındaki akrabalardır.873

Yakınlık dışında akrabalık nafakasından yararlanabilmek için temel kıstas ekonomik durumdur. Sadaka alacak kadar fakir olan bir kişinin nafakası akrabaları tarafından karşılanmak zorundadır.874 İslam hukukuna göre çalışabilme gücüne sahip olanlara ihtiyaç sahibi de olsa nafaka verilmez. İlim tahsil edenler ise bu kuralın istisnasıdır. İlim tahsilini teşvik amacıyla ilim tahsil edenler, çalışma gücü olsa da nafaka alabileceklerdir.875 Her ne sebeple olursa olsun çalışma gücüne ve imkânına sahip olmayan ve bu sebeple ihtiyaç sahibi durumuna düşen kimseler ise nafakadan yararlanırlar.876 Çocuklar ve üstsoy için diğer akrabalardan farklı şartlar ileri sürenler de olmuştur. Diğer akrabalar çalışabilecek durumda ise nafaka alacaklısı olamazken çocukların ve üstsoyun bu durumda da nafaka alacaklısı olabileceğini kabul edenler vardır.877

Osmanlının son dönemine ait bir fetvada çalışma gücündeki büyük çocukların nafakasının karşılanması zorunlu görülmemiştir. Ancak ilimle meşgul olduğu için çalışamayan çocukların nafakası büyük de olsa zengin babaları tarafından karşılanmalıdır.878 Boşanmış karı kocanın çocukları için anneleri borçlanma yoluyla nafaka temin edebilir. Kadın borçlanma yetkisi alarak yaptığı borcu eski kocasından talep edebilir.879 Borçlanma kararına rağmen borçlanmayıp kendi kaynakları ile nafakayı karşılayan kişiler harcamaları için yükümlüye rücu edemezler.880 Zengin dede de nafakasını karşıladığı çocukların babası ilerde zengin olursa ona rücu etme hakkına sahiptir.881 Zengin olan mecnunun nafakası kendi malvarlığından karşılanır, hatta nafaka yükümlüsü olması da mümkündür.882

872 ELMALILI, c.5, s.480; BEŞER, Sosyal Güvenlik, s.193.

873 Yargı kararıyla nafaka verilmesi söz konusu olan akrabaya da nafaka yerine zekât verilemez. EBU ZEHRA, Dayanışma, s.180.

874 Ahvalü’ş-Şahsiyye, m.415, 417; AL-İ MAHMUD, s.144.

875 BİLMEN, c.2, s.446; İslam çocuklara harcama yapılmasını zorunlu kılmıştır; ancak bu zorunluluk malı olmayan ve çalışma gücü olmayan çocuklar içindir. AL-İ MAHMUD, s.137.

876 Hastalık, yaşlılık, akıl hastalığı gibi sebepler kişi çalışamıyor ve ihtiyaç sahibi oluyorsa nafakadan yararlanır. EBU ZEHRA, Dayanışma, s.142-143.

877 ERBAY, Nafaka, s.283.

878 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1084, 1085, 1086. 879 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1058.

880 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1026, 1027, 1033, 1068. 881 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1042, 1043.

Erkek çocuklar geçimlerini sağlayıncaya kadar, kız çocuklar ise evli olmadıkları takdirde nafaka alacaklısı olurlar. Durumu uygunsa babaları, değilse yükümlülük sırasına göre diğer akrabalar fakir çocukların nafakasından sorumludur.883 Erkek çocuğunun nafakasını sağlamakla yükümlü baba, onun eşinin nafakasından sorumlu değildir. Ancak bakıma muhtaç durumdaki engelli çocuğun bakıcılarının masrafları da karşılanmalıdır.884 Aynı yakınlıktaki akrabalar küçüğün nafakasından birlikte sorumlu olurlar.885

Koca boşadığı karısının nafakasını iddet süresi içinde karşılamakla yükümlüdür. Bu sebeple boşamadan sonra ödenecek nafaka iddet nafakası olarak adlandırılmıştır.886 Osmanlı fetvalarında iddet nafakasına ilişkin ayrıntılı bilgiler bulmak mümkündür. Kocası ölen kadın iddet nafakasını terekeden alma hakkına sahip değildir. Hamilelik halinde ise iddet nafakasının süresi hamilelik boyunca uzar. Anlaşarak nafakasından vazgeçen veya nafakayı peşin olarak alan kadın daha sonra hamile olduğunu öğrenirse kalan süreye ilişkin nafakasını talep edebilir. Hamile olduğu gerekçesiyle on bir ay nafaka alan kadın hamile değilmişim derse koca ödediği nafakayı geri alamaz şeklinde geniş yorum yapılan bir fetva da bulunmaktadır.887 Osmanlı arşivinde kocası tarafından nafakasız bırakılıp giden kadınların,888 veya evlilik birliğinin sona ermesinden sonra annede kalan çocukların889 nafakalarının yükümlülerden tahsil edilmesine ilişkin çok sayıda yazı bulmak mümkündür.

Evlilik nafakasında din ayrılığı nafaka hakkına engel değildir. Ehli kitap bir kadınla evli olan koca onun nafakasını temin etmek zorundadır.890 İslam hukukçularının çoğunluğu akrabalık nafakasında da din farkının nafaka yükümlülüğünü ve hak sahipliğini etkilemeyeceğini ifade etmişlerdir. Gayrimüslim yakınların da ekonomik durumlarına göre nafaka yükümlüsü veya nafaka yararlanıcısı olmaları mümkün görülmüştür.891 Hanefi

883 BİLMEN, c.2, s.495-497. Kaynaklarda çocuk olarak bahsedilse de özellikle kızlar bakımından bir yaş sınırı söz konusu değildir. Evlenip boşanmış, iddetini tamamlamış dul kadınlar da çocuk nafakasından yararlanırlar.

884 Bakıma muhtaç erkek çocuğa eşinin bakması durumunda bakıcı masrafları eşine ödenir. BİLMEN, c.2, s.497. 885 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1032.

886 PAKALIN, c.2, s.642.

887 Ceride-i İlmiyye Fetvaları: 1064,1110, 1111, 1112.

888 BOA, A.MKT.DV, 9/86, 26 Z 1264; BOA, A.DVN, 40/55, 17 Za 1264. 889 BOA, A.DVN, 39/60, 7 L 1264; BOA, A.MKT.DV, 9/36, 15 L 1264. 890 ERBAY, Nafaka, s.282.

891 1952 yılında yapılan İçtimai Çalışmalar Kongresinde İslam hukukçuları nafaka konusunu değerlendirmiştir. Nafaka yükümlülüğünü en geniş tutan Hanbeli görüşünün benimsenmesi teklif edilmiştir. Ancak Hanefilerin ileri sürdüğü gayrimüslimlere ilişkin husus sebebiyle Hanefi görüşü tercih edilmiştir. EBU ZEHRA, Dayanışma, s.141.

hukukçular ise din farkı sebebiyle nafaka yükümlüsü ve yararlanıcısı olmayı daha dar yorumlamışlardır. Müslüman olan şahıs, çoğunluğun görüşüne göre zimmi olan altsoy ve üstsoyunun nafakası ile yükümlüdür. Hanefi hukukçuların çoğunluğuna göre altsoy ve üstsoyun harbi veya müste’men olması durumunda nafaka borcu düşer. Bunun dışındaki akrabalar için ise din birliği şartı aranmaktadır.892 Zimmiler ile zimmiler ve müste’menler ile müste’menler arasındaki nafaka yükümlülüğü Müslümanlar arasındaki gibidir. Ülke farklılığı olması durumunda ise nafaka mükellefiyeti söz konusu değildir.893 Osmanlı uygulamasında zimmi vatandaşların kendi yetkili organları tarafından verilen nafaka kararlarının uygulandığı görülmektedir. Nafaka yükümlüğünün gayrimüslimler tarafından yerine getirilmesini, talep halinde devlet denetlemiştir.894