• Sonuç bulunamadı

C. YARDIMA YÖNELİK KURUMLAR

1. Yardım Tekniği

Bir sosyal güvenlik tekniği olarak çok eski zamanlardan beri var olan yardım; dini, ahlaki, geleneksel yönleri olan bir sosyal güvenlik tekniğidir.670 Bütün dinler zor durumda olanlara yardım edilmesini tavsiye ettiğinden tarih boyunca her toplumda ihtiyaç sahiplerine bireysel ve kurumsal yardımlar yapılmıştır. Yoksullar, hastalar, yaşlılar, engelliler, dullar ve yetimler her dönemde toplumların hassasiyetle yaklaştıkları kişiler olmuşlardır.671 Dinlerin yardımlara verdiği bu önem neticesinde yardım tekniğinde dini nitelikli yardımlar önemli bir paya sahip olmuştur. Dinlerin bu etkinliği neticesinde, dinlerin gelirin dağıtılmasında ve sosyal güvenlik sistemlerinin oluşmasında hem batıda hem de ülkemizde temel oluşturduğuna ilişkin görüşler ileri sürülmüştür.672

Yardım tekniği İslam hukukunun temel kaynakları olan Kuran ve Sünnet tarafından üzerinde yoğun olarak durulmuş bir konudur. Bunun sonucu olarak da yardımlaşmayı sağlamak amacıyla çok sayıda kurum ortaya çıkmıştır. Vakıflar, zekât, sadaka ve infak gibi sosyal yardım kurumları dini temeli olan kurumlardır. Bu kurumlar İslam hukukunu

669 BOA, A.MKT.UM, 255/7, 29 M 1273. Günümüzde de zekât fonunu ülkelerin farklı amaçlar için kullandıkları görülmektedir. Malezya’da zekât gelirleri hastanelere ve ihtiyaç sahiplerinin sağlık harcamalarına aktarılırken, Yemen’de hamam, şehir suyu şebekesi alt yapısı gibi hizmetler zekât fonundan yapılmıştır. HASAN, Muslim Philanthropy, s.4.

670 KORKUSUZ & UĞUR, s.32; ÇUBUK, Sosyal Güvenlik, s.15; DİLİK, Tahlil, s.2.

671 Yardım yönteminin geçmişte daha etkili olmasında sosyal yapının da etkisi vardır. İnsanların birbirini tanıdığı ve dayanışma içinde olduğu bir toplum yapısından, komşunun komşuyu tanımadığı bir toplum yapısına geçilmiştir. Yardım yönteminin bu toplumsal koşullarda etkin olması daha zordur. RICHARDSON, s.5; Yazgan, bütün tek tanrılı ve çok tanrılı dinlerin yardımı tavsiye ettiğini ifade etmiş ve yalnızca Brahmanizm dininin istisna olduğunu belirtmiştir. YAZGAN, Görüşler, s.10.

672 Bir ülkede sosyal politikaların oluşturulmasında ve uygulanmasında, toplumun temel değerlerinin dikkate alınması, politikaların toplumda daha kolay benimsenmesine imkân sağlayacaktır. Din de bu temel değerlerden birisidir. KOZAK, s.8.

uygulamış olan Osmanlı Devletinde de sosyal güvenlik işlevine sahip, etkin kurumlar olmuşlardır.

İslam hukukunun temel kaynağı olan Kuran’da, sosyal dayanışmayı ve yardımlaşmayı tavsiye eden pek çok ayet bulunmaktadır. Ayni, nakdi ve manevi transferlerle ilgili en az 88 ayetin bulunduğu iddia edilmiştir.673 Konuyla ilgili oldukça çok sayıda hadis bulmak da mümkündür. Hz. Muhammed de gerek peygamberlik görevinden önce, gerekse peygamberlik görevinden sonra yardımsever kişiliğiyle tanınmış ve bütün insanlara örnek olmuştur.674

“…Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve elinizin altındakilere iyilik edin…” ayeti675 insanın çevresindeki çok sayıda kişiye karşı yardım yükümlülüğü olduğunu ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber de davetinde Allah’a ve ahirete imandan sonra insanları sadaka vermeye ve iyilik yapmaya çağırmıştır.676 Ebu Said el-Hudri, Hz. Peygamber “Fazla binek hayvanına sahip olan onu hayvanı olmayana versin, fazla azığı olan onu azığı olmayana versin…” şeklinde o kadar çok şey saydı ki insanın ihtiyacından fazla mala sahip olmaya hakkı olmadığını düşündük demiştir.677 Ayet ve hadislerde sosyal yardımlaşma ve dayanışma anlayışına vurgu yapıldığı görülmektedir. “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır…”678. “Müminler birbirlerini sevmekte ve birbirlerine destek olmakta bir bedenin uzvu gibidirler. Uzuvlardan biri rahatsızlandığında diğer bütün uzuvlar bundan etkilenir.”679 anlamındaki ayet ve hadisler gibi benzer anlamda çok sayıda ayet ve hadis vardır. Konumuzla ilgili bütün ayet ve hadislere burada yer vermek mümkün değildir. Ancak yardımın, yardımlaşmanın İslam’ın temel anlayışı içinde yer aldığını belirtmek gerekir.

İslam’ın yardımlaşma anlayışına uygun bir sosyal ve hukuki yapıya sahip olan Osmanlı Devletinde de yardımlar, sosyal güvenliğin sağlanmasına katkı yapan en önemli kurumlar

673 YAZGAN, Zekât, s.5. İslam dininin Hıristiyanlığa göre, sosyal hayatın düzenlenmesine yönelik çok daha zengin ilkelere sahip olduğu görülmektedir. Bu sebeple sosyal politikaya ilişkin kurumların oluşturulmasında İslami değerlere ve kurumlara yer verilmesi gereklidir. KOZAK, s.9.

674 İlk vahiyden sonra durumu anlattığı eşi Hz. Hatice, Hz. Peygamber’i teselli etmiştir. Kendisinin yardımsever bir kişi olduğunu, yoksullara, öksüzlere, dullara ve yardıma ihtiyacı olan herkese yardım ettiğini belirtmiştir. HAMİDULLAH, İslam’a Giriş, s.11.

675 Nisa 4/36.

676 HAMİDULLAH, İslam’a Giriş, s.12.

677 Müslim, Lukata 4; Ebu Davud, Zekât 32; EBU ZEHRA, Dayanışma, s.59. Bu hadiste ihtiyaç sahibi kişiye istemeden yardım edilmesi gerektiği hususu da dikkat çekmektedir. DAVUDOĞLU, Ahmed: Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Sönmez Neşriyat, İstanbul, 1978, c.8, s.447.

678 Tevbe 9/71.

olmuşlardır. Osmanlı devletindeki dinsel yardımların daha çok sosyal yardımlar olduğu söylenebilir. Bu yardımlar, aile içi yardımlaşmalara göre daha geniş çaplı ve daha organizedir. Buna rağmen sosyal güvenliği sağlamak bakımından yetersiz bulanlar vardır.680 Ancak aile içi yardımlaşma ve sadaka gibi kurumları düşündüğümüzde, bunların Osmanlı Devletinde sosyal güvenlik fonksiyonuna sahip en önemli kurumlar arasında olduğu görülmektedir. Özellikle klasik dönemde bu kurumların sosyal güvenliği sağlayan temel kurumlar arasında olduğu ve günün ihtiyaçları için yeterli oldukları kabul edilebilir.

Klasik dönem Osmanlı sosyal yapısının temelini oluşturan “mahalle”, yardımlaşmanın kolay ve düzenli bir şekilde sağlanmasına zemin hazırlamıştır. Aynı mahalle içinde yaşayan insanlar bireysel ve toplu yardımlaşma yöntemleriyle birbirlerine destek olmuşlardır. Bu yardımların vakıflar ve özellikle avarız vakıfları şeklinde kurumsal bir yapıya büründüğü de olmuştur.681

Çalışmamızda, yardımlardan sonra hukuki yükümlülükler başlığı altında ele aldığımız bazı kurumlar da yardım anlayışının etkili olduğu kurumlardır. Nafaka, âkile ve kasâme kurumları ile muâhât ve muvâlât akitleri de yardımlaşma esasına sahiptir. Hatta fütüvvet geleneği ile başlayan ve Ahilik ve lonca kurumları ile devam eden meslek kuruluşları da yardımlaşma düşüncesinden hareket etmişlerdir.

Görüldüğü gibi yardım tekniği, Osmanlı toplumunda önemli bir sosyal güvenlik tekniği olarak yer almıştır. Yardım, Osmanlı halkının sahip olduğu bir meziyet olarak tüm dönemlerde önemli bir sosyal güvenlik aracı olmuştur.

2. Aile İçi Yardımlaşma Anlayışı