• Sonuç bulunamadı

SOSYAL GÜVENLİK TEKNİKLERİNİN GELİŞİMİ

İnsanların karşılaştığı ve mücadele ettiği tehlikeler, sosyal güvenlik tehlikeleri belirlenmeden önce de vardı. Bu açıdan insanların tehlikelerle mücadele tarihi sosyal güvenliğin de tarihidir.146 İnsanlar içinde bulundukları çağın şart ve imkânlarına göre tehlikelere karşı farklı şekillerde mücadele etmişlerdir.147 Bu mücadele şekilleri de sosyal güvenlik teknikleri olarak adlandırılmıştır.

Tarihi süreç içerisinde sosyal güvenlik tekniklerinin bir sıra takip ettiği söylenebilir. Geleneksel teknikler olarak adlandırılan teknikler sosyal güvenliği ilk olarak sağlayan teknikler olmuştur. Sanayileşme öncesi dönemde geleneksel teknikler sosyal güvenlik

142 SYED, Social Security in Islam, http://www.irfi.org/articles/articles_251_300/social_security_in_islam.htm (E.T: 10.01.2015).

143 ARICI, Sosyal Güvenlik, s.257.

144 TUNA & YALÇINTAŞ, s.22-23; KORKUSUZ & UĞUR, s.55 vd.

145 DİLİK, Sait: Sosyal Güvenliğin Tarihsel Gelişimi, AÜSBF Dergisi, S.1, c.43, 1988, s.41. 146 YAZGAN, İktisatçılar, s.53.

147 ÇUBUK, Sosyal Güvenlik, s.5; HASAN, Najmul: Social Security System of Islam With Special Reference to Zakah, King Abdulaziz University Press, Jeddah, 1984, s.1.

ihtiyacını karşılamaya yetmiştir.148 Sanayileşmemiş toplumlarda güvenlik ihtiyacı doğuran tehlikeler, günümüzdeki tehlikelerden oldukça farklıdır. Savaşlar, toplumlar arası çekişmeler ve doğal afetler güvensizliğe ve yoksulluğa sebep olmuştur.149

Eski çağlarda birlikte yaşayan avcı kabileler kendi içlerinde imkânları ölçüsünde sosyal güvenliği sağlamışlardır. Eski Mısır, Yunan, Roma, İsrail ve başka ülkelerde150 yardımlar önemli bir sosyal güvenlik aracı olmuşlardır. Dini nitelikli yardımların yanı sıra mesleki dayanışma gruplarına, yardım derneklerine ve yardımlaşma sandıklarına da rastlanmaktadır. Eski Mısır, İsrail, Yunan ve Roma’da devletin de sosyal güvenliğe ilişkin tedbirler aldığı görülmektedir.151 Hz. Yusuf’un Mısır’da yönetici olarak uyguladığı tasarruf yöntemi, bir devlet tarafından uygulanmış en eski sosyal güvenlik tekniklerindendir. Yedi bolluk yılında tasarruf yaparak geniş rezervler oluşturan Hz. Yusuf bunları yedi kıtlık yılında dağıtarak insanları kıtlık tehlikesinin zararlarından korumuştur.152

Dinler tarih boyunca insanları yardım yapmaya teşvik etmişlerdir. Günümüzde de devam etmekle birlikte tarihi süreçte dinlerin sosyal güvenlik alanında daha çok fonksiyona sahip olduğu görülmektedir.153 Ortaçağ’dan itibaren dini kurumlar ve meslek teşekkülleri sosyal güvenliğin sağlanmasında önemli roller üstlenmişlerdir.154 Avrupa’da kilise ve manastır gibi dini kurumlar ihtiyaç sahibi kimselere yardımlar yapmışlardır. Daha sonraki dönemlerde çeşitli dernekler ve vakıflar sosyal yardımları üstlenmişlerdir.155 Ortaçağda her manastırda fakirlere hizmet eden bir hastane bulunmuştur. Manastırlar sağlık yardımı yanında

148 Sanayileşmenin gerçekleşmediği dolayısıyla işçi sınıfının bulunmadığı bir toplumda sosyal güvenlik ihtiyacı daha azdır. TALAS, Cahit: “Türkiye’de Sosyal Sigortaların Gelişme Temayülleri”, AÜSBF, c.12, S.2, 1957, s.1.

149 RICHARDSON, s.4. Sosyal güvenlik sistemleri ülkeye, zamana, uluslara ve ekonomik sistemlere göre değişiklik göstermişlerdir. GHIFARI, s.1.

150 Mısır, Yunan, Roma, İsrail ve Germenlerde yapılan sosyal güvenlik uygulamaları için bkz. DİLİK, Tarihsel, s.42-47.

151 DİLİK, Tarihsel, s.41-42; DİLİK, Sosyal Güvenlik, s.15-19.

152 RICHARDSON, s.4. Hz. Yusuf’a ilişin bu kıssa Kuran’da da ayrıntılı olarak yer almaktadır. Hz. Yusuf hükümdar tarafından görülen rüyayı tabir etmiştir. Yedi yıl tasarruf etmeyi ve bu tasarrufun yedi kıtlık yılında kullanılması gerektiğini bildirmiştir. Daha sonra hükümdardan hazinenin sorumlusu olmayı talep etmiş ve uygulamayı bizzat yapmıştır. Yusuf 12/43-56.

153 Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta yardımlaşma ve dayanışma ile ilgili hükümler için bkz. BEŞER, Sosyal Güvenlik, s.65-67; Her din farklı kurumlar ve farklı yöntemler kullanarak sosyal yardımların işletilmesini sağlamıştır. YAZGAN, Zekât, s.1.

154 DİLİK, Tarihsel, s.48 vd.

ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardımlar yapmışlar, kalacak yer sağlamışlardır.156 Osmanlı Devletinde de hemen hemen bütün hastanelerin vakıflar tarafından kurulması ve işletilmesi de benzer bir uygulamadır. Vakıflar tarafından oluşturulan külliyelerde ihtiyaç sahiplerinin beslenme ve barınma ihtiyaçları da karşılanmış, gerektiğinde nakdi yardımlar da yapılmıştır. Osmanlı Devletinde de özellikle klasik dönemde sosyal güvenliğin sağlanmasında dini anlayış oldukça etkili olmuştur. Halkın sahip olduğu zor durumda olanlara yardım etme anlayışı ve İslami kurumlar, sosyal güvenlik alanında etkinliğe sahip olmuştur.157 Hz. Peygamber döneminden itibaren ortaya çıkan vakıf, zekât, sadaka, ganimet, âkile, nafaka, muâhât akdi gibi kurumlar sosyal güvenlik işlevine sahip kurumlar olmuşlardır.

Sosyal güvenliğin tarihi seyrini incelediğimizde bütün toplumların benzer süreçlerden geçerek günümüze ulaştığını görmekteyiz. Bütün insanlar için sosyal güvenliğin ilk aşaması aile içi yardımlaşmalar olmuştur. Tasarruf tekniği de farklı dönemlerde insanların başvurduğu bireysel bir sosyal güvenlik tekniğidir. Aile içi yardımlaşmaları dini nitelikli yardımlar takip etmiştir. Meslek teşekkülleri de bir dönem sosyal güvenlik işlevini yerine getirmiştir. Sanayileşme sonrasında ise sosyal sigortaların önem kazandığı görülmektedir.

Sosyal güvenlik ve özellikle sosyal sigortalar yakın zamanlarda ortaya çıkan kavramlar olarak değerlendirilmekle birlikte, sosyal yardımlaşmaların eski toplumlarda daha çok yer bulduğu görülmüştür. Richardson, günümüzde ortaya çıkan çeşitli tehlikelerin eski dönemlerde ortaya çıkması durumunda daha hafif sonuçlar doğuracağını, çünkü insanların karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma anlayışlarının günümüzden daha ileri seviyede olduğunu bir tespit olarak ifade etmiştir.158 İslam hukukunda yer alan sosyal güvenlik kurumlarının temelini de sosyal yardımlaşma ve dayanışma anlayışı oluşturmaktadır. Bu bakımdan Richardson’ın tespitinin ilk İslam toplumunda çok sayıda örneğine rastlamak mümkündür. Savaş, sürgün, ölüm gibi çok ağır risklerle karşılaşmış olan ilk Müslümanlar ortaya koydukları dayanışma anlayışı ile bu riskleri bertaraf etmişler ve risklerle karşı karşıya kalanlara destek olmuşlardır.

Bireysel yardımlaşma ve tasarruf tekniklerinin yetersiz kalması sonucu toplu yardımlaşmalar ortaya çıkmıştır. Toplu yardımlaşmalar da genellikle kurumlar aracılığıyla uygulanmıştır. Mesleki yardımlaşma kuruluşları, toplum veya devlet destekli yardım

156 DİLİK, Tarihsel, s.48-49.

157 ŞEN, Murat: “Osmanlı Devleti’nde Sosyal Güvenlik Sistemi”, Türkler, c.10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s.514-515.

kuruluşları, özel sigortalar, hukuki sorumluluk gibi sigorta teknikleri zaman içeresinde sosyal güvenliği sağlamaya yönelik kurumlar olarak ortaya çıkmıştır.159 Hz. Peygamberin kurduğu ilk İslam devletinde sosyal güvenlik işlevine sahip kurumlar oluşturulduğu görülmektedir. Kuran’da ve hadislerde bireysel yardımlara ilişkin çok sayıda hüküm bulunmaktadır. Bireysel yardımlaşmalar üzerinde oldukça çok durulmasına karşın toplu yardımlaşmalar da ihmal edilmemiştir. İlk İslam Devletinde geleneksel yardımlaşma tekniklerinin hepsinin uygulamasını görmek mümkündür. Sosyal güvenliğin İslam dünyasında batıdan daha geç ortaya çıkmasının sebebi İslam sisteminin sosyal güvenliğe ihtiyaç bırakmaması olarak görülmüştür.160

Çalışma yaşamında mesleki dayanışma birlikleri çalışan kitlesinin oluşmasından sonra ortaya çıkmıştır. Çalışan kitlesi de şehirleşme sonucunda oluşmuştur. 10.yy’dan itibaren güçlenen feodal beyler şehirlerde güvenliği sağlamış ve esnaf sınıfının oluşmasına zemin hazırlamışlardır. Küçük birlikler oluşturan esnaf sınıfı da kendi kurallarını oluşturmuşlardır. Bu birlikler 13.yy’da en güçlü ve en verimli dönemlerini yaşamışlardır.161 Çalışma yaşamında makine gelişmediğinden esnaf küçük dükkânlarda çalışmıştır. Kalfa ve çırakları bakımından işveren konumundaki esnaf onlara iş öğretmiş ve bir zarar ortaya çıktığında telafi etmeye çalışmıştır.162 Daha sonra esnaflar bir araya gelerek meslek teşekkülleri oluşturmuştur. Zararları telafi etmek ve ihtiyaç sahiplerine destek sağlamak için yardımlaşma sandıkları kurmuştur.163 Meslek teşekküllerinin batıda izlediği gelişim çizgisi ile Osmanlı devletinde izlediği gelişim çizgisi paraleldir. Osmanlı devletinde de fütüvvet teşkilatından, ahilik teşkilatına ve loncalara doğru bir yol izleyen meslek teşekkülleri batıda da benzer kurumlar yoluyla gelişmiştir.

Sanayileşme öncesi dönemde sosyal güvenliği sağlayan tasarruf, aile içi yardımlaşmalar, dini ve ahlaki sebeplerle yapılan yardımlar gibi tekniklerin kişilere tam bir güvence sağlamaması, sistemsiz ve rastgele yapılması, talep hakkı vermemesi bir eksiklik

159 DOĞAN, Sosyal Tarih, s.6-7.

160 Günümüzde Müslüman toplumlarda sosyal güvenlik ihtiyacının artma sebebi de İslami kurumların terk edilmesi, uygulanmaması olarak görülmektedir. AL-İ MAHMUD, s.119.

161 AĞAOĞLU, Samet & HÜDAİOĞLU, Selahattin: Türkiye’de İş Hukuku - İş Hukuku Tarihi, c.1, Merkez Basımevi, 1939, c.1, s.26-27.

162 ÇUBUK, Sosyal Güvenlik, s.17.

163 Meslek teşekküllerinin üyelerine sağladığı yararlar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. DİLİK, Tarihsel, s.53-54; YAZGAN, İktisatçılar, s.36. Daha eski tarihlerde Roma’da esnaf teşekkülleri kurulmuştur ancak bunlar Ortaçağ meslek teşekkülleri gibi değildir. Kardeşlik cemiyetleri ve yardım birlikleri şeklinde örgütlenmişlerdir. AĞAOĞLU & HÜDAİOĞLU, c.1, s.22-23.

olarak görülmüştür.164 Günümüzde bu tür bir sistem eksik kalabilir. Ancak dönemin şartları içinde bazı eksikliklerin aslında bulunmadığı söylenebilir. Örneğin insanların birbirini tanıdığı, ilişkilerin güçlü olduğu bir yerleşimde ihtiyaç sahiplerinin tespit edilmesi zor değildir. Zaten ortaya çıkan risklerin de günümüzdeki risklere göre daha küçük olacağı düşünüldüğünde, söz konusu sistemin günün şartlarında insanlara yeterli güvenceyi sağlaması olanaksız değildir.

Tarihi süreçte sosyal güvenliği sağlayan teknikler, sosyal güvenliğin sağlanmasında farklı paylara sahip olmuşlardır. Yeni ortaya çıkan teknikler eskilerin payını azaltsa da bütün teknikler bireylere destek sağlamaya devam etmiştir.165 Sanayileşme öncesi dönemde aile içi yardımlaşmalar, mesleki dayanışma örgütleri, bireysel ve kurumsal yardımlaşmalar, gönüllü sigortalar, dini kurumlar sosyal güvenliğin sağlanmasında katkısı olan kurumlar olmuşlardır. 1789 Fransız İhtilali’nden sonra devlet anlayışındaki değişikliklerle devlet de sosyal güvenliğe daha çok katkı sağlamaya başlamıştır.166 Eski çağlarda ailelere yüklenmiş olan sorumluluk önce daha güçlü olan topluluklara ve son olarak da topluma yüklenmiştir.167

İslam ülkelerinde de sosyal güvenliğin gelişme seyri batıdaki ile benzer olmuştur. Dini nitelikli yardımlar, meslek teşekkülleri çerçevesinde yardımlaşma ve vakıflar tarafından yapılan yardımlar sosyal güvenliğin sağlanmasında etkili olmuştur.168