• Sonuç bulunamadı

B. İsviçre Rekabet Hukuku

IV. TÜRK REKABET HUKUKU

1980 yılında karma sistemden liberal ekonomik sisteme geçiş yapan Türkiye’de rekabet hukukuna dair yasal bir düzenleme yapılması, Anayasanın 167. maddesi ve taraf olunan uluslar arası anlaşmaların bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. Konuyla ilgili çeşitli tasarılar hazırlanmasına karşın bu tasarıların yasalaşması uzun bir süre mümkün

40 Büyüksağiş, Erdem/Koyuncu, Tuğçe,“Rekabet İhlallerinden Kaynaklanan Tazminat Davalarına İlişkin AB Yönergesi’nde Yer Alan Aktarma (Passing-On) Savunması ve Toplu Dava Hakkı”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. 22, S. 1, Ankara 2016, s. 153 - 198. s. 162; Kesici, s. 32.

41 Büyüksağiş/Koyuncu, s. 162; Kesici, s. 32; Özsunay, Özel Hukuk, s. 140.

olmamıştır42. Ancak AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişim süreci ve Gümrük Birliği’ne dair 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi kararının hazırlık aşaması bu alandaki çalışmalara hız kazandırmıştır43. AB mevzuatına uyum yükümlülüğü kapsamında 1992 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde bir komisyon oluşturulmasıyla başlayan hızlandırılmış süreç, hazırlanan “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Tasarısı” nın 07.12.1994 tarihinde kabul edilmesiyle nihayete ermiştir.

13.12.1994 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, rekabet hukukunun etkinliğini sağlamak adına yalnız kamu hukuku yaptırımlarını değil; rekabet ihlallerinin özel hukuk alanındaki sonuçlarını da düzenlemektedir. Kanunun “Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçları” başlıklı beşinci kısımında düzenlenen bu sonuçlar geçersizlik ve tazminat yaptırımdan ibaret olup ihlalin önlenmesi veya durdurulmasına yönelik taleplere yer verilmemektedir44. 57. maddede ifadesini bulan tazminat yaptırımı uyarınca kanuna aykırı eylem, karar veya anlaşmalar ya da hakim durumun kötüye kullanılması suretiyle rekabeti kısıtlayan teşebbüsler; bundan zarar görenlerin her tür zararının tazmininden sorumlu tutulmaktadır. İhlalin kast veya ağır ihmalle işlenmesi halinde ise zarar görenlerin uğradıkları maddi zararın veya zarar verenlerin elde etmeyi

42 Yetmişli yıllardan itibaren doğrudan veya dolaylı olarak rekabet hukuku alanda hazırlanan taslaklar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Arı, Zekeriyya, Danışıklılık, s. 29; Badur, Emel, Türk Rekabet Hukukunda Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşmalar, Rekabet Kurumu Yayını, Ankara 2001, s. 30.

43 Türkiye’de RKHK’nın hazırlanmasını gerektiren nedenleri anayasal ve ekonomik zorunluluklar ile AB mevzuatına uyum zorunluluğu şeklinde sıralamak mümkündür. Ancak bu süreçteki en önemli etken AB - Türkiye Ortaklık Konseyinin gümrük birliğini kuran 16 Mart 1995 tarih ve 1/95 sayılı kararında öngörülen mevzuatların yakınlaştırılması ilkesi çerçevesinde Türkiye’ye yüklenen AB ile uyumlu bir rekabet hukuku yasasına sahip olma şartı olmuştur. Bkz. Badur, Anlaşmalar, s. 26;

Güven, Rekabet Hukuku, s. 40; Topçuoğlu, İşbirliği, s. 81. Gümrük Birliği Kararı ve bu kararda yer verilen rekabet kuralları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Aslan, İ. Yılmaz, Rekabet Hukuku, s. 47.

44 İsviçre ve Alman rekabet hukukunda özel hukuk yaptırımları arasında tazminat yaptırımına ek olarak ihlalden zarar görenlere ihlalin önlenmesi veya durdurulmasını talep hakkı tanınmaktadır. Böyle bir hakkın Türk rekabet hukukunda da tanınmasının isabetli bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir. Bkz.

Eğerci, Ahmet, Rekabet Kurulu Kararlarının Hukuki Niteliği ve Yargısal Denetimi, Rekabet Kurumu Lisansüstü Tez Serisi No: 12, Rekabet Kurumu Yayınları, Ankara 2005, s. 255; Şahin, Murat, s. 131, dn. 418; Topçuoğlu, İşbirliği, s. 275. Her ne kadar mevcut düzenleme bu hakkı sağlamaktan uzaksa da Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 2014 tarihli Kanun Tasarısı, ihlalden etkilenenlere veya etkilenebilecek olanlara ihlalin sona erdirilmesini ya da yakın ihlal tehlikesinin önlenmesini talep hakkı tanımayı hedeflemektedir. Yapılması planlanan bu değişiklik hakkında ayrıntılı bilgi ve mevcut düzenlemeler dahilinde geliştirilebilecek alternatif uygulama önerileri için bkz. Kesici, s. 368 vd.

umdukları kârın üç katını tazminat olarak talep edebilecekleri 58. maddeyle hüküm altına alınmakta ve nihayet 59. maddede ispat yükü belirlenmektedir. 4054 sayılı Kanun, Türk Borçlar Kanunu karşısında özel kanun niteliğini haiz olması nedeniyle rekabet ihlallerinden doğan tazminat sorumluluğunda öncelikle uygulama alanı bulmaktadır. Ancak bu durum borçlar hukukunun genel esaslarının rekabet hukukunda öngörülen tazminat sorumluluğuna uygulanmayacağı anlamı taşımamaktadır.

Dolayısıyla TBK’nın haksız fiil sorumluluğunu düzenleyen 49 ve devamı maddeleri rekabet hukukunun ihlalinden doğan tazminat davalarına da kaynaklık etmektedir.

Türk rekabet hukukunda öngörülen tazminat sorumluluğu ile ilgili değinilmesi gereken son husus, Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 23.01.2014 tarihli Kanun Tasarısıdır. Her ne kadar geçmiş tarihli görünse de alanındaki son düzenleme olma özelliğini taşıyan bu Tasarı, 4504 sayılı Kanunun tazminat hakkına ilişkin 57. maddesinde esaslı değişiklikler öngörmektedir45. Tasarının

“Tazminat ve Dava Hakkı” başlıklı 31. maddesinde ifadesini bulan bu değişikleri Kanuna aykırı birleşme ve devralmaların da tazminat sorumluluğu doğuran fiiller arasında sayılması başta olmak üzere “üç katı oranında” tazminatın “üç katına kadar”

tazminat haline getirilmesi, pişmanlık programlarının tazminata etkisinin tespiti ile tazminat dışındaki taleplerin Kanuna dahil edilmesi şeklinde özetlemek mümkündür.

45 Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının “Tazminat ve Dava Hakkı” başlıklı 31. maddesi şu şekildedir: “Her kim, kusurlu olarak 4üncü madde kapsamında olan muafiyetten yararlanmayan anlaşma, karar veya uyumlu eylem ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut 6ncı veya 7nci maddeyi ihlal ederse, ihlalden doğrudan zarar görenlerin bu nedenle uğradıkları her türlü zararı tazmin etmekle yükümlüdür. Zarar birden fazla kişinin davranışıyla ortaya çıkmışsa bunlar zarardan müteselsilen sorumludur. Ortaya çıkan zarar, bu Kanunu ihlal eden teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin kastı veya ağır ihmalinden kaynaklanmışsa, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın üç katına kadar tazminata hükmedilebilir.

Kurumla aktif işbirliği yaparak ceza bağışıklığından veya indiriminden yararlanan teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri bakımından ise, hükmedilecek tazminat uğranılan zararı aşamaz. İhlalden etkilenenlerin ya da etkilenebilecek olanların, devam eden ihlalin sona erdirilmesini veya yakın ihlal tehlikesinin önlenmesini hukuk mahkemesinden talep etme hakları saklıdır.” 23.01.2014 tarihli Tasarının tam metni için bkz. http://www2.tbmm.gov.tr/d24/1/1-0882.pdf (E. T. 01.12.2018).

§3. REKABET HUKUKUNUNUN İHLALİNDEN DOĞAN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNUN UNSURLARI