• Sonuç bulunamadı

Osmanlı İmparatorluğu’nda Telefon

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TELEFON İMTİYAZ

4.1. TELEFON İMTİYAZININ TARİHSEL GELİŞİMİ

4.1.1. Osmanlı İmparatorluğu’nda Telefon

1820 yılında başlamış olan ilk çalışmalar ile telefon, diğer önemli buluşlarda olduğu gibi birçok bilginin çeşitli aşamalardaki katkıları ile 1876 yılında Amerikalı Alexander Graham Bell tarafından son haline getirilerek aynı kişi adına patentlenmişti.1 Kısa bir süre sonra 1881 yılında İstanbul’da ilk telefon hattı çekildi.2 Ancak 16 Ağustos 1886 tarihinde Padişah emriyle, Galata Liman İdaresi ile Kilyos tahlisiyesi arasındaki telefon hattı dışındaki diğer bütün telefon hatları kaldırılmış ve bu tarihten itibaren telefon kullanımı yasaklanmıştı.3

II. Abdülhamit’in baskıcı ve şüpheci yönetimi sonucu telefon kullanımı yasaktı. Çünkü, ‘telefon gizli kapaklı işlerde kullanılmaya çok uygun bir araç’ olarak görüldüğü için saray mensupları ile saraya yakın devlet erkanı telefondan çok çekiniyorlardı.4 Bu dönemde sadece ev içinde konuşmaya mahsus dahili telefonların bile yasaklandığına işaret eden Alşan, meşrutiyetin ilanına kadar telefondan bahseden kitap okumaktan dahi çekinilir olduğunu söylüyor.5 Bu dönemde

1 Ayşe Hür, “Telefon”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt:7, Türkiye Ekonomik ve

Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1994, s.241; Tanju Demir, Türkiye’de Posta, Telgraf ve Telefon Örgütünün Tarihsel Gelişimi (1840-1920), Dokuz Eylül Üni. AİİTE, (Doktora Tezi), İzmir, 2001, s.208. (Adı geçen tez 2005 yılında PTT Genel Müdürlüğü tarafından kitap olarak basıldı.).

2 Türkiye’de ilk telefon tesisatının Yıldız Sarayı’nda Sultan II. Abdülhamit’in hususi dairesinde

kurulduğu söylentisini kanıtlamanın mümkün olmadığını belirten Önay’a göre, 1881 yılında Soğukçeşme’deki eski telgrafhane binası ile Yeni Cami Postahanesi arasına çekilen hattı, Osmanlı’daki ilk telefon hattı olarak kabul etmek gerekir. Bkz., Aliye Önay, “Türkiye’de Telefon Teşkilatının Kuruluşu”, Çağını Yakalayan Osmanlı, (Yay. haz. Ekmeleddin İhsanoğlu, Mustafa Kaçar), İstanbul, 1995, s.123.

3 Hür, a.g.m, s.241; Önay, a.g.e., s.123; Demir, a.g.t., s.209; Reşat Alşan, “Cumhuriyetin Kuruluşu ve İlk Onbeş Yılında PTT İşletmesi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C:6, S:17, Mart 1990, http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=858, (Son erişim, 26.4.2008).

4 Abdülhamit sadece telefon değil elektrikli tramvaydan da hoşlanmazdı. Bunun sebebini Mehmet

Tevfik Bey şöyle anlatır: “Elektrikli tramvay ve telefondan hoşlanmaz, telefon ihtimal ki, kendisi

aleyhinde bir şey yapmak için konuşurlar, elektrikle de, kim bilir, günün birinde belki Saray’ı içindekilerle beraber berhava ederler diye düşünürdü.” Bkz., Mehmet Tevfik Bey’in Hatıraları

s.72.

yabancıların telefon imtiyazı alma istekleri kabul görmemiş ve ayrıca telefon şebekesi olmadığı gerekçesiyle telefon malzemesi ithaline de izin verilmemişti. Bu durum Rusya, Fransa, Avusturya ve İtalya gibi yabancı devletlerin protestolarına neden olmuştu.6

Meşrutiyetin ilanı ile telefona konulan yasak kalkmıştı. Artık telefon kullanımına ve dolayısıyla telefon tesisine yönelik yasak ortadan kalktığı için Osmanlı İmparatorluğu’nda bu yönde bir gelişimin olması doğaldı. Ancak meşrutiyetin ilk yıllarında, Posta ve Telgraf Nezareti, telefonu hükümet tekeline bağlı olarak kabul ettiği için Osmanlı tebaasından veya yabancı sermayedarlardan hiç kimseye ruhsat ve imtiyaz verilmemesinden yana olmuştu.7 Hükümet bu sırada telgraf bütçesinden bir miktar ödenek ayırarak ilk girişimleri başlatmış ve Fransa’dan ithal ettiği 50’lik bir santrali, inşası yeni tamamlanmış Sirkeci’deki Büyük Postahane’ye monte ettirerek ilk telefon santralini kurmuştu. Bu, Osmanlı’da işletmeye açılan ilk telefon santraliydi. Bu santral, nazırlar ve bazı üst makam yöneticilerini kapsayan 28 aboneye tahsis edilerek 10 Mayıs 1909 tarihinde hizmete açılmıştı. 50’lik santralin kısa bir süre içerisinde yetersiz kalması üzerine Fransa’ya bir yüzlük, iki adet yirmi beşlik, bir adet on beşlik bir adet de onluk olmak üzere beş adet santral daha sipariş verilmiş ve Beyoğlu, Pangaltı, Maliye ve Mebusan telgrafhanelerine birer telefon santral merkezi kurulmuştu.8

Telefon santralinin kurulup faaliyete geçtiği II. Meşrutiyet döneminde Posta ve Telgraf idaresinde değişme meydana gelmişti. 1840 yılında Posta Nezareti9 1855 yılında da Telgraf İdaresi kurulmuştu.10 Demir, devlet dairelerine ve halka kolaylık sağlamak, personel kadrosundan ve masraflardan tasarrufa gidilmek düşüncesinden hareket eden hükümetin, Posta ve Telgraf idarelerinin birleştirilmesine karar vermiş olduğunu bildirir. Bu karar üzerine 1871 yılında Dahiliye Nezareti’ne bağlı Posta ve

6 Demir, a.g.t., s.210; Önay, a.g.m., s.123-124.

7 BOA, DH.HMŞ, 15/65, 15/73, 15/74, 15/88; BOA, DUİT, 19/1(1-5), BOA, YA.HUS, 406/77’den

aktaran Demir, a.g.t., s.210; Önay, a.g.m., s.125-126.

8 Alşan, a.g.m; Demir, a.g.t., s.210; Hür, a.g.m., s.141-242; Önay, a.g.m., s.126.

9 Posta Nezareti, II. Mahmut’un saltanatı sırasından başlayan bir gelişim çizgisinde Avrupa’daki

örneklerinden hareketle 1840 yılında kurulmuştu. Bkz., Demir, a.g.t., s.19; Nesimi Yazıcı, “Posta Nezareti’nin Kuruluşu”, Çağını Yakalayan Osmanlı, (Yay. haz. Ekmeleddin İhsanoğlu, Mustafa Kaçar), İstanbul, 1995, s.25.

10 Demir, a.g.t., s.44; Mustafa Kaçar, “Osmanlı Telgraf İşletmesi”, Çağını Yakalayan Osmanlı,

Telgraf Nezareti oluşturulmuştu.11 Posta ve Telgraf Nezareti, 1909 yılına kadar sürmüş ve bu tarihten itibaren Genel Müdürlüğe dönüştürülüp Maliye Nezareti’ne bağlanmıştı.12 Önay, idarenin 1909 yılında Posta ve Telgraf ve Telefon Nezareti olarak adlandırıldığını13 ve 1910 yılında müdüriyete dönüştürüldüğü yönünde bilgi verir.14 1911 yılında idare, tekrar Posta ve Telgraf ve Telefon Nezareti adını almıştı.15 İdare üzerinde, 1913 yılında bazı düzenlemeler yapılmış ve bu tarihten sonra idare bir daha nezaret adıyla anılmamıştı.16

20. yüzyılın ilk çeyreğinde artık kullanımı yaygınlaşan ve çağın gereksinimi durumuna gelmeye başlayan telefon, Osmanlı topraklarına girmeye çalışan yabancı sermaye için iyi bir sektördü. Telefonun kullanılabilir hale getirilmesi için gerekli olan sermaye hükümetçe karşılanabilirdi ancak, Osmanlı’nın bütçesi herhangi bir yüke karşı dirençsizdi. Hükümete yapılan imtiyaz talepleri devam ettikçe konu hem canlılığını korumuş hem de bu konuda hükümetin nasıl bir yol izleyeceğini ortaya koyması gerekmişti. Meşrutiyetin ilanından sonra, telefonun Posta ve Telgraf Nezareti’ne bağlı bir idare eliyle yürütülmesi o günlerde bir tartışma konusu olmuştu. Tartışmaların temelini telefonun tesisi ve işletilmesi oluşturuyordu. Telefonun imtiyaz verilerek mi yapılması ve işletilmesi yoksa bunun hükümetin tekelinde mi kalması tartışılmıştı. Nezaret, telefon işletmesinin kendisi tarafından yürütülmesini istemişse de tartışmalarda ağır basan taraf, telefonun bir şirket tarafından işletilmesi

11

Demir, a.g.t., s.44, 205; Kaçar, a.g.m., s.46. Önay, haberleşme hizmetlerinin 1891 yılından beri Posta ve Telgraf Nezareti adı altında yürütüldüğünü bildirmiştir. Bkz., Önay, a.g.m., s.125.

12 Demir, İdare’nin 11 Temmuz 1909’da Posta ve Telgraf Genel Müdürlüğü adıyla Maliye Nezareti’ne

bağlandığını söyler. Yücetürk de 1909 tarihini vermektedir. Bu değişikliğin olduğu sıralarda idarenin başına Mösyö Sterpin getirilmişti. Haberleşme konusunda, Avrupa’da ileri düzeyde olan Belçika’dan getirilen ve işinde uzman olan Mösyö Sterpin, Osmanlı Posta ve Telgraf Nezareti’nin modernleşmesini sağlayacaktı. Demir, a.g.t., s.203-204; Elif Yücetürk, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Haberleşme: Mültezimlerden Konsorsiyumlara”, İÜSBF Dergisi, No: 23-24, (Ekim 2000-Mart 2001), http://www.istanbul.edu.tr/siyasal/dergi/sayi23-24/23.htm (Son erişim, 29.4.2008).

13 Salname-i Devlet-i Aliye, sene 1327’den aktaran Önay, a.g.m., s.125. Ahmad da Posta ve Telgraf

Nezareti’nin 1909 (23 Temmuz 1909)’da kurulduğu yönünde bilgi verir. Bkz., Feroz Ahmad, İttihat ve Terakki 1908-1914, Kaynak Yayınları, 6. Basım, İstanbul, 2004, s.87.

14 Önay, a.g.m., s.125.

15 Demir, a.g.t., s.214. Önay, İdare’nin tekrar nezarete çevrilmesinin tarihini 1912 olarak verir. Bkz.,

Önay, a.g.m., s.126.

16 Önay, a.g.m., s.126; Yücetürk, a.g.m. Demir, İdare’nin, 1912 yılında Genel Müdürlük olarak İçişleri’ne, 1936 yılında da Bayındırlık Bakanlığı’na ve son olarak 1943 yılında, T.C. Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Genel Müdürlüğü (PTT) olarak Ulaştırma Bakanlığı’na bağlandığını belirtir. Bkz., Tanju Demir, “Osmanlı Posta ve Telgraf Nezareti”, http://www.os- ar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=501454 (Son erişim, 29.4.2008).

görüşüydü.17 Meşrutiyetin ilanınından sonra Ticaret ve Nafıa Nezareti’nin telefon işinin nasıl yapılacağına dair sorusu üzerine Meclis-i Vükela’da işin şirketlere imtiyaz usulü ile Nafıa’ya en iyi şartlarda gelene verileceği yönünde bir karar alınmıştı. 18 İlerleyen zamanda da Meclis-i Vükela’dan benzer kararlar çıkmıştı.19

Hüseyin Hilmi Paşa, telefon işine dair bilgi verdiği 19 Haziran 1909 tarihli Meclis-i Mebusan konuşmasında, telefon imtiyazı almak için çeşitli tarihlerde 20’ye yakın başvuru olduğunu söylemişti. Posta ve Telgraf Nezareti’nin o zamana kadar telefon üzerinde söz sahibi olduğunu, Hüseyin Hilmi Paşa’nın şu sözlerinden anlıyoruz, “…telefonun posta ve telgraf muamelatına taalluku küllisi olduğundan

dolayı, Nafıa Nezareti, bu işe bittabi müdahale edemeyerek, almış olduğu evrakı Telgraf Nezareti’ne tevdi etmişti.”20 Hüseyin Hilmi Paşa, komisyonun telefon konusunda hükümetin yetkili kılınması sonucuna vardığını ve o zamana kadar telefon üzerinde Posta ve Telgraf Nezareti’nin söz sahibi olduğunu bildirmesine rağmen Hüseyin Hilmi Paşa’nın ve hükümetin görüşü, istenildiği zaman satın alınması koşuluyla telefon tesisinin imtiyaza verilmesiydi.21 Sonuçta telefonun imtiyaza verilerek tesis edilmesi ve işletilmesine karar verilmişti. Verilen ilk imtiyaz İstanbul ve çevresini kapsıyordu. İmtiyazın verilmesi kolay olmamış, bu iki yıllık bir süreci içine almıştı. Bu süre zarfında telefonla ilgili tartışmalar da devam etmişti.

17 Demir, tartışmalarda telefonun bir şirket tarafından işletilmesi görüşünün ağır basması nedeniyle,

telefon imtiyazı üzerinde söz sahibi olmak isteyen Posta ve Telgraf Nezareti’nin, bu konuda bir öneri hazırlayarak Babıali’ye verdiğini bildirir. Bkz., Şura-yı Ümmet, 7 Teşrinisani 1908’den aktaran Demir, a.g.t., s.210. Alşan da telefon işinin doğrudan hükümetin elinde olmasını isteyen Posta ve Telgraf Nezareti’nin, telefon işletmesinde yerli ya da yabancı özel şirketlerin söz sahibi olmaması yönündeki raporlarını Dahiliye Nezareti’ne gönderdiğine dair bilgi verir. Bkz., Alşan, a.g.m. Eski Posta ve Telgraf Nazırı Ali Galip Bey, 24 Ekim 1908’de Sadarete gönderilen bir tezkerede telefonun devlet tarafından tesis edilmesi ve işletilmesinin bildirildiğini aktarır. Meclis-i Ayan oturumunda Reşat Bey, Sadarete sunulan 7 Haziran 1909 tarihli Telgraf Nezareti Komisyon Raporu’nun bir kısmını okunmuştu. Raporda telefonun da devlet tekelinde kalması gerekliliği üstünde duruluyordu. Bkz., MAZC, C:1, D:1, İS:2, 1 Teşrinisani 1325-1 Mayıs 1326, s.351,707-708.

18 BOA, MV, 120/82, 24.9.1908.

19 Telefonun hükümetçe işletilmesi mümkün olmadığı için bazı şartlarla imtiyaz verilmesi uygun

görülmüştü. Bkz., BOA, MV, 128/74, 16.6.1909. Ayrıca bkz., BOA, MV, 130/58, 9.8.1909.

20 MMZC, C:4, D:1, İS:1, 16 Mayıs 1325-11 Haziran 1325, s.491.

21 A.g.c., s.491. Bu ve karşıt görüşün temelini oluşturan dayanak noktaları ve savunucuları tartışmalar

Outline

Benzer Belgeler