• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BAĞDAT DEMİRYOLU

3.2. BAĞDAT DEMİRYOLU’NA İLİŞKİN TARTIŞMALAR

3.2.1. Eski Bir Konu Yeni Bir Tartışma

Bağdat demiryolu imtiyazı, Abdülhamit döneminde tepki gösterilen ama o zaman için ses çıkartılamayan konulardan birisiydi. Sultan’ın vermiş olduğu kararlardan bazıları ülkenin yararından ziyade, Sultan’ın keyfi idaresine ve otoritesini güçlendirmesine yönelik algılandığı için belli bir kesimin tepkisini çekiyordu. Bağdat demiryolu imtiyazı da bunlardan biriydi. Ekonomik açıdan ele alınan ve eleştirilen konular II. Abdülhamit zamanında ne kadar az olsa da72 Jön Türkler Bağdat demiryolu imtiyazına karşı çıktıklarını basın yoluyla ortaya koymuşlardı.73 Ancak bu tepki çok güçlü değildi ve onun etki alanı az, yaptırım gücü ise yoktu.

Bağdat demiryolu projesinin destekçisi olan Abdülhamit’e göre Bağdat demiryolu ile pek çok yarar sağlanacaktı: “Bağdat demiryolu sayesinde eskiden

mevcut olan Avrupa-Hindistan ticaret yolu, tekrardan işe yarar hale gelecektir. Eğer bu yol Suriye ile Beyrut, İskenderiye ve Hayfa ile de irtibat kurmak üzere

72 1895 yılından itibaren Paris’te yayımlanmaya başlayan Jön Türklerin çıkardıkları dergilerde ilk

senelerde iktisadi temalar hemen hemen yoktur, diyen Şerif Mardin, sözlerine şöyle devam eder, “Bu

iktisadi fikir eksikliği Jön Türklerin karakteristik bir unsuru ve uzun zaman telafi edemedikleri bir eksiklerini teşkil etmiştir. Bunu, Jön Türk organlarında çıkan bir yazı daha o senelerde gayet iyi ifade ediyordu: ‘Ölüyoruz, ölüme doğru yuvarlanıyoruz. Bunun esbabına araştırmadık. Yalnız mersiyelerle vakit geçirdik. İhvan-ı hamiyyet hürriyet-i vatan için acı müessir bentler, makaleler yazdı, fakat bunların hepsi sekiz senelik emeğimizin hülasası, bir müstebidin seyf-i zulmüyle vatanın battığını anlatmak, padişah-ı devranın hain-i vatan olduğunu ispat etmekten ibaret oldu.’ (“İstikbal

Hazırlıkları: Meslek”, Şura-yı Ümmet, 15 Muharrem 1320-24 Nisan 1902, s.3) Bundan dolayıdır ki

ayni gazetenin 5. sayısında okuyucu mektuplarının iktisadi konular üzerine durması ehemmiyetle tavsife edilmektedir. (Şura-yı Ümmet, 1 Rebiülahir 1320-17 Haziran 1902) Fakat bu tavsiyelerin pek tesirli olduğu görülüyor.” Bkz., Şerif Mardin, Türkiye’de İktisadi Düşüncenin Gelişmesi (1838-

1918), Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Enstitüsü, Ankara, Temmuz 1962, s.55. Ramsaur, aynı konuya işaret etmiş ve Jön Türk felsefesinin kısırlığına değinerek, “Osmanlı İmparatorluğu’nun

maruz kaldığı esaslı problemler hiçbir surette tanımlanmamıştır.” demişti. Bkz., Ernest E. Ramsaur,

Jöntürkler: 1908 İhtilalinin Doğuşu, Pınar Yayınları, İstanbul, 2004, s.62. Petrosyan da bu konuda bilgi vermişti: “Osmanlı imparatorluğu’nun yarı sömürge durumuna değinen Jön Türklerin bu

durumun gerçek nedenlerini ve niteliğini hiçama hiç anlamadıklarım belirtmemiz gerekir.” Bkz.,

Yuriy Aşatoviç Petrosyan, Sovyet Gözüyle Jön Türkler, Bilgi yayınevi, Ankara, 1974, s.290.

73 15 Mayıs 1899 tarihli, ‘Osmanlı’ adlı yayın organlarında, Abdülhamit’in yabancılara borçları

karşılığı rehin vermediği tek şeyin hava olduğu, günün birinde onun da verilerek halkın boğulacağını yazıyorlardı. Osmanlı gazetesinde, “demiryolları, limanlar, maden ocakları... hepsi verilen

imtiyazlarla yabancıların ellerindedir... Onların arkasında da elçilikler, bankalar ve kapitülasyonlar bulunmaktadır” deniyordu. Bkz., Bekir Sıtkı Baykal, Das Bagdad-Bahn Problem 1890-1903,

birleştirilirse, yeni bir ticaret yolu ortaya çıkmış olacaktır. Bu yol imparatorluğumuz için sadece iktisadi bakımdan büyük fayda temin etmekle kalmayacak, aynı zamanda, oralardaki kuvvetimizi sağlamlaştırmağa da yarayacağından askeri bakımdan da çok ehemmiyetli olacaktır.”74 Ancak, Bağdat demiryolunu Abdülhamit kadar faydalı bulmayanlarda vardı.

Sadrazam Said Paşa hattın güzarhanın yararlı olmayacağını, kilometre garantisinin çok olduğunu ve şirketin kar paylaşımından hükümete düşen payın az olduğunu bildirerek bu projenin taraftarı olmadığını gösteriyordu.75 Ahmet Bedevi Kuran, “... esasen memleketin dış siyasetinde birçok değişikliğe yol açmış olması ve

belirli bir cephesi bulunmayan dış siyasetimizin daha çok karışmasına sebebiyet vermesi açısından da incelenmeye muhtaçtır.” dediği Bağdat demiryolu imtiyazı

hakkındaki görüşünü şu sözlerle aktarıyor: “…memleketin önemli bir kısmını kat

edecek olan böyle bir hattın hiçbir kayıt ve şarta tabi olmayarak, hatta hükümetin ilgili daireleriyle en ufak bir görüş alışverişine bile gerek görülmeden, Alman çıkarlarına feda edilmesi hıyanet değilse, herhalde bir gaflet eseridir.” Ayrıca

Ahmet Bedevi Kuran’a göre Almanlara verilen Bağdat demiryolu imtiyazı emsalsiz bir hediyeydi.76 Mahmut Muhtar Paşa, Bağdat demiryolunun sonuçları itibariyle olumsuz bir girişim olduğuna inanmaktaydı. Çünkü, Türkiye’nin hızlı bir şekilde felakete sürüklendiği devrin başlangıcında, Almanya’nın Bağdat demiryolu siyaseti nedeniyle meydana gelen reaksiyonlar etkili olmuştu.77 Erzurum Mebusu Karakin Pastırmacıyan da yazdığı eserde, Bağdat demiryolu hattının maliyeti ve geçtiği coğrafyaya katkısının az olması sebebiyle bu hatta olumlu bakmıyordu.78

74 Sultan Abdülhamit, Siyasi Hatıratım, s.94.

75 Said Paşa’nın Hatıratı, Cilt:2, Kısım:1, Dersaadet, Sabah Matbaası, 1328, ss.196-200. İlber

Ortaylı, Almanlara imtiyaz verilmesine karşı çıkan devlet adamlarının başında Sadrazam Said Paşa’nın geldiğini söyler. Bkz. Ortaylı, a.g.e., s.137.

76 Ahmet Bedevi Kuran, İnkılap Tarihimiz ve Jön Türkler, Kaynak Yayınları, 2. Basım, İstanbul,

2000, s.88.

77 Mahmut Muhtar, a.g.e, s.92. “…Türkiye’ye karşı İngiltere ve Fransa’nın aldığı şiddetli vaziyet,

evvelce devr-i Hamidi’de hazırlanıp Jön Türkler’e devredilen o müthiş siyasi çukuru (mezarı) ortaya koydu. Görüldü ki, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş lahidi olan bu çukur, Bağdat hattı boyunca vurulan Alman kazmalarıyla her gün bir kat daha derinleşmiş imiş.” Bkz., Mahmut Muhtar, a.g.e.,

s.99.

78 Karakin Pastırmacıyan, Anadolu-i Şarki Şimendifer Meselesi, Dersaadet, 1328, ss.31-33’den

aktaran Mehmet Okur, “Osmanlı’nın Uygulayamadığı Bir Proje; Karakin Pastırmacıyan’ın Şarki

Meşrutiyetin ilanıyla birlikte Abdülhamit’in yönetimine karşı çıkan sesler gürleşti ve keyfi olarak görülen uygulamalardan kurtulmaya çalışıldı. Artık Abdülhamit zamanındaki uygulamalar açıkça sorgulanıyordu. Bu sorgunun yapıldığı ve kimsenin çekinmeden düşüncelerini söylediği yer de Meclis-i Mebusan’dı. Ayrıca gazetelerde de bu doğrultuda çıkan haberler geniş yer buluyordu. Bağdat demiryolu imtiyazının mecliste görüşülmesi aslında önemli bir imtiyaz konusunun mecliste ilk kez tartışmaya açılmasına sebep olmuştu. Böylece mebuslar Abdülhamit zamanında verilen bu imtiyaz hakkındaki düşüncelerini açıkça ifade etmişlerdi.

Outline

Benzer Belgeler