• Sonuç bulunamadı

Sûrelerin Birbirlerinden Üstünlüğü

3. Sûrelerin tamamının sıralanıĢı, Cenâb-ı Allah‟ın bildirdiği Ģekilde Peygamber

1.2.6. Sûrelerin Birbirlerinden Üstünlüğü

Varlıkların derecelerinin ölçüsü, bizleri Yaratan tarafından takdir edilmiĢtir. Böyle bir takdirde bizlerin en küçük bir rolü yoktur. Dolayısıyla Rabbimiz bizlere hangi Ģeylerin daha üstün olduğunu bildirmiĢse, biz de aynı Ģekilde kabul ederiz. Kâinatta hiçbir Ģey birbirine denk değildir. Hepsinin arasında sahip oldukları özellikler ve yapmıĢ oldukları iĢler açısından birtakım farklılıklar ve üstünlükler söz konusudur. Aylar içinde

301 Cerrahoğlu, Ġsmail, Tefsir Tarihi, Fecr Yayınevi, Ankara 1996, I, 370; Demirci, Muhsin, Kur’ân

Tarihi, Marmara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, Ġstanbul 1997, s. 225. 302 Cerrahoğlu, a.g.e., I, 406.

303 Cerrahoğlu, a.g.e., I, 370; Demirci, a.g.e., s. 224-225.

304 Kelimenin anlamı için bk. Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, s. 1016.

305

Anay, Harun, “Ġran‟da Kur‟ân-ı Kerîm‟e YaklaĢım Tarzları”, Kur’ân’ın Aydınlığına Doğru (1. Kur‟ân Haftası Kur‟ân Sempozyumu), Fecir Yayınları, Ankara 1995, s. 15.

306 Zürkânî, Menâhilü’l-irfân, s. 202.

307 Demirci, a.g.e., s. 223.

308

53

Ramazan ayının, geceler içerisinde Kadir gecesinin, günler içinde Cuma gününün üstünlüğü bilinen bir gerçektir. Kâbe, diğer bütün mekânlardan daha üstündür. YapmıĢ olduğumuz davranıĢların da hepsi aynı neticeyi vermez. Bazı hareketler Cenâb-ı Hakk katında sevap bakımından daha üstündür. Ayrıca dört büyük melek dediğimiz Cebrâil, Mikâil, Azrâil ve Ġsrâfil, diğer meleklerden, peygamberler diğer insanlardan, kâinatın Efendisi Allah Resûlü ise bütün insanlardan ve peygamberlerden daha üstündür.309

Âlimler, Kur‟ân‟da bazı âyet veya sûrelerin, diğer bir kısmından daha faziletli ve üstün olup olmadığı konusunda farklı görüĢlere sahiplerdir. Bazı ilim adamları, “Kur‟ân‟ın bir kısmının diğer bir kısmına üstünlüğü yoktur. Birinin diğerine üstün olması söz konusu değildir. Çünkü Kur‟ân‟ın tamamı, Allah‟ın kelamıdır.” demektedir. Ebü‟l-Hasen el-EĢ„arî (ö. 324/935-36), Ġbn Hibbân (ö. 354/965) ve Ebû Bekir el-Bâkıllânî böyle bir fazilet farkının olmadığı görüĢündedirler. Ġmam Mâlik‟ten de bu anlamda bir rivayet gelmiĢtir. Yahyâ b. Yahyâ da, “Kur‟ân‟ın bazı âyet ve sûrelerini diğerlerinden üstün tutmak hatadır” demektedir. Bu görüĢünden dolayı Ġmam Mâlik, bir sûreyi birkaç kere okumayı veya diğer sûreleri bırakıp, devamlı aynı sûre ile meĢgul olmayı kerih görmüĢ, hoĢ karĢılamamıĢtır.310

Bu görüĢü savunanlar görüĢlerini “Bir Ģeyin daha üstün ve faziletli olması, diğerinin eksikliği izlenimini verir. Halbuki bunların hepsi özleri itibariyle birdir. Bu da Allah‟ın kelamı olmaktır. Yüce Allah‟ın kelamında ise eksiklik ve noksanlık söz konusu olamaz.” diyerek delillendirmektedir.311

Bir sûrenin, diğerlerinden daha faziletli ve üstün olmadığını savunanlardan Ġbn Hibbân, Übey b. Kâ„b‟dan nakledilen “Allah Teâlâ, Tevrat ve Ġncil‟de Ümmü‟l-Kur‟ân‟ın (Fâtiha) bir benzerini indirmemiĢtir.”312

rivayetini Ģöyle yorumlamaktadır: “Hz. Allah, Fâtiha sûresini okuyana verdiği sevabın bir benzerini, Tevrat ve Ġncil okuyana vermez. Çünkü Cenâb-ı Hak, bu ümmeti diğer ümmetlerden üstün kılmıĢ, bu ümmete kendi yüce kelamını okuması karĢılığında diğer ümmetlere kendi kelamını okuması karĢılığında verdiği lütuf ve faziletten fazlasını vermiĢtir. Kur‟ân‟ı okumakla kazandıkları fazilet, baĢka bir kitabı okuyanın faziletinden üstün tutmuĢtur. Bu da Allah‟ın bu ümmete bir lütfudur. Fakat Übey b. Kâ„b‟ın sûre ve âyetler hakkında ifade

309 Akgül, Kur’ân İklimine Seyahat, s. 79-80.

310 Kurtubî, el-Câmi‘, I, 168-169; ZerkeĢî, el-Burhân, I, 519; Suyûtî, el-İtkân, II, 1131.

311 Kurtubî, a.g.e., I, 169; ZerkeĢî, a.g.e., I, 519.

312

54

ettiği üstünlük, sadece sevap yönünden olan üstünlüktür. Yoksa Kur‟ân-ı Kerîm‟in bir kısmının bir diğer kısmından üstün olduğu anlamına gelmez.”313

Kimi ilim adamları da Kur‟ân‟ın bazı sûre ve âyetleri arasında üstünlük ve fazilet bakımından farklılık olduğu görüĢündedir. Buna göre Ġshak b. Râheveyh, Ebû Bekir Ġbnü‟l-Arabî, Ġbnü‟l-Hassâr314

ve Muhammed el-Gazzâlî gibi âlimler, sûre ve âyetlerdeki fazileti bildiren hadislerin zahirî mânalarına bakarak, birbirlerine olan üstünlüğünü kabul etmektedirler.315

Ġbnü‟l-Arabî ve Ġbnü‟l-Hassâr‟ın bu görüĢü tercihe sebep, Übey b. Kâ„b‟dan gelen Ģu hadis-i Ģeriftir: Übey b. Kâ„b: Resûlullah (s.a.s.) bana dedi ki: “Ey Übey, sana göre Allah‟ın Kitab‟ında en büyük âyet hangisidir?” Ben Ģöyle dedim: Bana göre en büyük âyet “Allah o İlâhtır ki Kendisinden başka ilâh yoktur. Haydır, kayyûmdur”316

âyetidir. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) göğsüme vurdu “Ġlme doyasın ey Ebü‟l-Münzir (Übey b. Kâ„b‟ın künyesi)” buyurdu.317

Ġbnü‟l-Hassâr, “Bu naslara rağmen konu ile ilgili görüĢ ayrılığından söz edenlere ĢaĢarım” demektedir.318

Bir sûrenin veya âyetin diğerlerinden daha faziletli ve üstün olduğunu benimseyenler, onların hangi yönden üstün olduğu hususunda farklı görüĢlere sahiptirler. Âyet ve sûreler arasında fazilet farkının bulunduğunu savunanların bir kısmı Ģöyle demiĢtir: Efdaliyyet, âyetleri okuyanın mâna üstünlüğü karĢısında duyduğu infiali, yüce vasıfları derinden algılayabilmesi ve kalbin haĢyet ve ürpertileri bakımından kazanacağı sevabın büyüklüğüne ve artıĢına bağlıdır. Fazilet farkının bulunduğunu savunanların bir kısmına göre de bu fazilet, lafzın kendisine bağlıdır. Çünkü Âyetü‟l-Kürsî, HaĢr sûresinin son âyetleri ile Ġhlâs sûresinin içerdiği Hz. Allah‟ın vahdaniyyet ve ilâhî sıfatlara delalet gibi anlamlar meselâ, Tebbet sûresinde mevcut değildir. Binaenaleyh efdaliyyet ancak mâna yüceliği ve çokluğu iledir.319

Buna göre bir sûre, diğer sûrelerden daha faziletlidir, denilebilir. Çünkü Cenâb-ı Hak, her ne kadar onun bu dereceye ulaĢmasına sebep olan mâna bizce bilinmese bile, o

313 Kurtubî, el-Câmi‘, I, 169-170; ZerkeĢî, el-Burhân, I, 519; Suyûtî, el-İtkân, II, 1131.

314 Kurtubî, a.g.e., I, 170.

315

ZerkeĢî, a.g.e., I, 520; Suyûtî, a.g.e., II, 1131.

316 Bakara 2/255.

317 Müslim, “Salâtü‟l-Müsâfirîn”, 258.

318 Kurtubî, a.g.e., I, 170.

319

55

sûrenin kıraatini, diğer sûrelerin kıratinden kat kat üstün kılmıĢ ve sevabını diğerlerinden fazla vermiĢ olabilir. Bunun benzeri, çeĢitli zamanların ve mekânların üstünlüğü hakkında söylenildiği gibi teabbüdî olan tahsisat-ı ilâhiyyedir. Yani bir gün diğer bir günden, bir ay diğer bir aydan hayırlıdır. Bunun mânası Ģudur: Bu günde yapılan ibadet, baĢka bir günde yapılan ibadetten daha hayırlı iken, bu günde iĢlenen günah, baĢka bir günde iĢlenen günahtan daha büyüktür. Harem-i ġerif‟in, baĢka yerlerden daha faziletli olduğu söylenir. Çünkü hac görevi, Harem‟de eda edilir, baĢka bir yerde eda edilmez. Yine baĢka bir yerde kılınan namazın sevabı, burada kılınan namazın sevabı gibi kat kat üstün olamaz.320

Hâsılı, bu vecihlerin herhangi birisi bakımından efdaliyyet, hepsinin Allah kelâmı olması bakımından taĢıdığı eĢitliğe ve aynı özelliği taĢımalarına aykırı olmaz. Çünkü hepsi de “Allah, sözlerin en güzelini çift yönlü ve ahenkli bir kitap olarak indirdi. Rablerine saygılı olanların ondan tüyleri diken diken olur. Sonra tüyleri de kalpleri de Allah’ın zikrine yatışır, yumuşar.”321

âyetinde açıklanan özelliğe sahiptir.322

Bu meselenin kaynağı Ģüphesiz Hz. Peygamber (a.s.)‟den rivayet edilen ve “Sûrelerin en hayırlısı, sûrelerin en faziletlisi, sûrelerin en büyüğü” vb. ifadelerle baĢlayıp, her birinde farklı sûrelere iĢaret eden hadislerin varlığıdır.323

Sonuç olarak Ģunu söyleyebiliriz ki, Kur‟ân‟daki âyet veya sûreler arasındaki üstünlük ancak fazilet açısından olabilir.