• Sonuç bulunamadı

Ġsmin ve Ġsim Koymanın Önemi

BÖLÜM 2: ĠSĠM KAVRAMI VE KUR’ÂN-I KERÎM SÛRELERĠNĠN ĠSĠMLENDĠRĠLMESĠ ĠSĠMLENDĠRĠLMESĠ

2. Kûfeliler‟e göre 432 “isim” kelimesi, alâmet anlamına gelen “es-simeh” kelimesinden türemiĢtir.433

2.2.1.1. Ġsmin ve Ġsim Koymanın Önemi

Kimliğimizi gösteren ve bizi tanımlayan isimler, kendi seçimimiz dıĢında bize verilmiĢ olsalar da zaman içinde kültürel aidiyeti ve toplumsal varoluĢu simgeleyen gösterge iĢlevi taĢırlar. Ġsimler, ait oldukları sosyo-kültürel yapıyla birlikte yaĢayan ve onu yansıtan dinamik ve değiĢken niteliklere sahiptirler. Toplumsal etkileĢimin özel boyutlarını yansıtmaları nedeniyle bütünleĢme veya çatıĢma simgeleri olarak algılanabilirler. Bu anlamda isimler üzerinden sosyo-kültürel değiĢimler, düĢünceler, eğilimler, tutumlar ve grup kimliklerini okumak mümkündür. Ġsimler kiĢileri bir sosyal belirsizlik ve sahipsizlik ortamında bırakmayan, bir toplumsal sisteme ve kültürel

474 Furkân 25/2.

475 Aras, “Ad Koyma”, s. 103.

476 Ağırman, “Ad Koyma”, s. 123.

477

74

dünyaya ait kılan, dolayısıyla onları toplumun yaĢam sisteminde iletiĢime açık bireyler haline getiren anlam taĢıyıcı kodlar olarak da iĢlev görürler.478

Türk isim kültüründe ad vermeyle ilgili anlayıĢ, tutum ve eğilimlerin yanı sıra isim haznesinde de Ġslâmiyet‟e geçiĢle birlikte baĢlayan dinsel motiflerin yaygınlığı ve sürekliliği, bir dilsel sembol sistemi olarak isimlere atfedilen rolü gösterir. Keza belli dönemlerde etkili olmuĢ düĢünce akımlarının yansımalarını edebî literatürde ve kiĢisel tercihlerde kullanılan isimlerden tesbit edebiliyor, hatta isimlerin bir kimliği inĢa etmede taĢıdığı fonksiyonu da Cumhuriyet dönemiyle birlikte özellikle millî bilinci temsil eden Türkçe isimlerin yeniden yaygınlaĢmasıyla görebiliyoruz.479

Geleneksel yapı ve iliĢkiler sisteminde isimler, nitel anlamda toplumsal aidiyeti ve konumu derinlemesine belirlerken, bu durum modern iliĢkiler sisteminde daha çok niceliksel bir gösterge gibi bazen kimliği belirleyen sayısal kodların gerisine düĢmekte, tanımlayıcılık ve kültürel taĢıyıcılık fonksiyonlarını kaybedebilmektedir. Geleneksel kabulde kiĢilerin isimlerine atfedilmiĢ tarihsel, kültürel, dinî anlamlarla özdeĢleĢmesi, bir baĢka deyiĢle isimleriyle müsemmâ olması beklenirken, modern zihin isimleri bu tür misyonlardan uzakta algılamaya yatkındır.480

Türk isim kültüründe din, isim verme anlayıĢ ve uygulamalarından isimlerin anlam ve sembol içeriğine kadar bütün sistemde temel belirleyici olarak yer almaktadır. Esasen hemen bütün kültürlerde de isim materyalinin ana kaynağını büyük ölçüde din oluĢturmaktadır.481

Türk toplumunda geniĢ bir çeĢitlilik içeren dinsel isimler kategorisinde, Hz. Allah‟ın sıfatları, Hz. Peygamber (a.s.)‟in, sahâbenin isimleri, Kur‟ân‟da geçen isimler ve hatta sözcükler, din uğrunda yaĢamıĢ ve Ģehit düĢmüĢ yatır, evliya, din bilginlerinin isimleri ile dinî anlam ve önemi bulunan zaman ve mekânların isimleri yer almaktadır.482

Ġsim, bireyin ayrılmaz kiĢilik haklarından biri olduğu için, çocuğun bütün hayatı boyunca, hatta Ġslâmî anlayıĢa göre kıyamette bile taĢıyacağı özelliktedir. Bu yüzden çocuklara isim verirken, Ġslâmî anlayıĢ ve geleneklere uygun davranılmalıdır. Çocuğun

478 Çelik, Celalettin, “Bir Kimlik Beyanı Olarak Ġsimler: KiĢi Ġsimlerine Sosyolojik Bir YaklaĢım”,

Sosyoloji Araştırmaları Dergisi/Journal of Sociological Research, Ankara 2007/2, s. 6. 479

Çelik, a.g.m., s. 7-8.

480 Çelik, a.g.m., s. 9.

481 Çelik, Celalettin, “Kültürel Sembol Sistemi Olarak Ġsimler: Ġsim Sosyolojisine GiriĢ”, Çukurova

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 6, sy. 2, Temmuz-Aralık 2006, s. 40. 482

75

isminin, onun kiĢiliğini kurmada ve oluĢturmada etkisini düĢünerek, güzel ve anlamlı isimler verilmelidir.483

Varlıklara verilen ad olarak tarif edilen isimler, öncelikle kiĢilerin, birbirlerinden ayırt edilmelerini sağlar.484

Bunun için isim, kiĢileri baĢkalarından ayıran ve toplumsal iliĢkilerde onları belirleyen bir sözcüktür. ġahısların belirlenmesinde onlara verilen ad, önemli bir rol oynamaktadır. KiĢinin ad yoluyla belirlenmesi, hem özel iliĢkilerinde, hem de iĢ ve çalıĢma hayatında gerekli olmaktadır. Bu bakımdan kiĢinin ismi, hayatı boyunca onun ayrılmaz bir parçası olacağından, çocuğun kiĢiliği ve yaĢayıĢı üzerinde derin ve kapsamlı etkilere sahiptir.485

Varlıkları isimlendirme imkânı, insanın yeryüzündeki hayatı açısından çok önemli bir kolaylaĢtırıcı unsurdur. Bunun olağanüstü önemini kavrayabilmek için, bir an insanın nesneleri adlandırma yeteneğinden yoksun bırakıldığını varsayalım: Ġnsanlar, herhangi bir nesne hakkında baĢkalarıyla anlaĢabilmesi için, o nesnenin mutlaka karĢılarında bulunması gerekecektir. Böyle bir durumun karĢılıklı anlaĢmayı, ortak hayatı ne kadar zorlaĢtıracağı ortadadır. Meselâ, iki insan bir hurma ağacı hakkında konuĢmak istediklerinde, bu anlaĢmayı sağlamanın tek yolu o hurma ağacını yanlarına getirmek ya da onun yanına gitmek olurdu. Ya da bir dağdan söz ediliyorsa, kiĢilerin o dağın yanına gitmesi gerekecektir. Yahut bir insan hakkında ortak anlayıĢa varabilmek için, o insanı konuĢulan yere getirtmekten baĢka bir yol kalmayacaktır. Bu tarz bir anlaĢma biçimi hayatı yaĢanmaz kılacak, giderilmesi imkânsız zorluklar doğuracaktı. ġu halde Hz. Allah, insan denen bu varlığa nesneleri birtakım sembollerle adlandırma gücünü bağıĢlamamıĢ olsaydı, yeryüzündeki hayat çekilmez olacak, asla normal seyrinde devam edemeyecekti.486

Ġsmin telkin gücünü kavramak için bir peygamberin yahut da iyilikleriyle tanınarak topluma mal olmuĢ sâlih bir zatın adını taĢıyan birinin ismini zikrettikçe o peygamberi veya zatı hatırlatarak yaptığı müsbet çağrıĢımları dikkate almak yeterlidir. Bunun insan eğitimine, dolayısıyla karakter ve Ģahsiyetin oluĢmasına yansıyan müsbet yönü de vardır. Ġsmin sahibi, fıtrî bir temayül ile Ģüphesiz adını taĢıdığı peygambere veya

483

Akyüz, “Çocuk Üzerindeki Etkisi Açısından Ġsim Alma Hakkı”, s. 98.

484 BaĢaran, Selman, “Hadislerin IĢığında Sahâbe Ġsimleri”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, c. 3, sy. 3, 1991, s. 77. 485 Akyüz, a.g.m., s. 91.

486

76

tanınmıĢ Ģahsa yakınlık duyacak, onunla kendisi arasında paylaĢacağı ortak bir payda, bir takım özellikler arayacaktır. Ġsim vermede inançların yanı sıra dil ve millî kültürlerin de etkisi vardır. Bu sebeple inanç, kültür ve tarih birliğine yardımcı olacak, beğenilen ve tarihten intikal eden müĢterek isimlerin korunması lazımdır. Bu sebepten dolayı Ġslâm inancında olduğu gibi Ġslâm dıĢı inanç ve kültürlerde de ad koyma ve seçimine büyük önem verilmiĢtir. Görünen o ki ad koyma ve seçimi, biri dinî diğeri kültürel olmak üzere iki açıdan önem kazanmakta, bu da ad koyanların beklentilerinden kaynaklanmaktadır. Söz konusu beklentiler, aynı Ģekilde, bir yönden dinlere ve inançlara, diğer yönden de kültürlere dayanmaktadır. Zira isimler genelde bir beklenti ile verilmekte; bu beklentiler de ya bir hatırayı canlı tutmak, bir tâzimi ifade etmek, bir duyguyu sembolize etmek ya da bir kültür veya inanç unsurunu yansıtmak gibi genel arzu ve amaçlar olmaktadır.487

Meselâ Ġslâmiyet‟ten önceki Araplar, hayatın zorlukları ve özellikle düĢman karĢısında dayanıklı, güçlü ve cesur olmak, düĢmanın gönlüne korku salmak gibi arzu ve düĢüncelerle çocuklarına Galip, Zâlim, Mukatil/savaĢçı, Esed/arslan, Leys/yiğit, arslan; Zi„b/kurt, Hacer/taĢ, Sahr/kaya gibi adlar koyarken, Türklerin Ġslâmiyet‟i kabûlünden önce animist inançta olmalarının ve tabiatta bazı varlıklara tapınmalarının etkisi ile baĢlangıçtaki Türk isimleri de yırtıcı hayvan, yırtıcı kuĢ ve dıĢ tesirlere dayanıklı maddelerden seçilmiĢ, genelde çocuklara Bozkurt, Arslan, ġahin, Doğan, Timur/demir, Kaya ve Gökhan gibi adlar verilmiĢtir.488

Ġslâmiyet‟te ad koyarken güzel isim seçme titizliğine, isim vermede bizatihi Hz. Peygamber (a.s.)‟in kendisinin fiilî olarak gösterdiği titizliğin yanı sıra, “Siz kıyamet gününde hem kendi adınızla, hem de babalarınızın adıyla çağırılacaksınız; bu sebeple kendinize güzel adlar koyunuz”489

Ģeklindeki sözlü uyarısı da etkin rol oynamıĢtır.490 Bu hadisin bildirdiğine göre isim, ölümünden sonrasında bile kiĢinin ayrılmaz parçasıdır. Ġslâmiyet çocuğa güzel isim vermeye, onu çocuğun babası üzerindeki haklarından biri olarak ilan edecek kadar önem vermiĢtir. Öte yandan isimlere verilen

487 Ağırman, “Ad Koyma”, s. 126.

488 Aras, Özgü, “Ad Koyma”, DİA, Ġstanbul 1988, I, 332; Ağırman, a.g.m., s. 126-127.

489 Ebû Dâvûd, “Edeb”, 68.

490

77

önem, isimler arasında “haram, mekruh, müstehab” gibi kategorilerin oluĢmasına yol açmıĢtır.491

Ġsmin insanlar üzerinde tesir ve telkin gücüne sahip olduğu bir gerçektir. Muhtemelen bu gerçeğin bir sonucu olarak Hz. Peygamber (a.s.) isimler üzerinde ısrarla durmuĢ, sadece Câhiliye devrinden kalma çirkin ve kötü mânalı isimleri değil, hayvan, eĢya ve mekânlarla ilgili çirkin isimleri de değiĢtirmiĢtir. Onun bu tutumu bize hem isimlerin ne kadar önemli oluğunu hem de her hâlükârda isimlerin güzel olmasına dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir.492

En güzel isimler, Ģüphesiz Hz. Allah‟ın sevdiği isimlerdir. Rivayet edilen bir hadiste Allah‟ın en sevdiği isimler olarak, Abdullah ve Abdurrahman adları zikredilmiĢtir.493

Ancak Allah katında sevilen isimler sadece bu iki isimden ibaret değildir. Bunlar birer örnek olarak sunulmuĢtur.494

Hz. Allah‟ın en sevmediği isimler Ģüphesiz tevhide aykırı olanlardır. “Melikülemlâk/ Mülklerin Mâliki”495

gibi ancak Allah‟ın Ģanına layık olan ve yalnız Allah hakkında kullanılabilen sıfatların insanlara verilip bu tür kavramlarla isimlendirilmeleri asla doğru değildir. Bu tür isimlerin yasak ve sevimsiz olmasının sebebi de mülklerin gerçek sahibi yalnız Allah olduğu halde, bu vasfın insanlara verilmesidir. Böyle bir uygulama tevhid inancına sahip olan insanların Rablerine karĢı takınmaları gereken edep ve inanca aykırıdır; aynı zamanda bir inanç kaymasıdır; bu tür isimlere de kesinlikle yer verilmemelidir.496

Burada, insanlara Allah‟a kul olmayı ve O‟nun rububiyetini hatırlatacak sözcüklerin seçildiği dikkati çekmekte, bu da tevhidi çağrıĢtırmaktadır. Hz. Peygamber (a.s.)‟in tevhide aykırı olan isimleri değiĢtirmesi, kimliğin sembolü ve kültürün bir parçası olan isimlere varıncaya kadar Müslümanın hayatının her alanının tevhit eksenine oturtulması gerektiğini göstermektedir.497

491 Aras, “Ad Koyma”, I, 333.

492 Ağırman, “Ad Koyma”, s. 126.

493

Buhârî, “Edeb”, 105; Müslim, “Âdâb”, 1; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 68.

494 Ağırman, a.g.m., s. 133.

495 Buhârî, “Edeb”, 114; Müslim, “Âdâb”, 20, 21; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 69.

496 Ağırman, a.g.m., s. 133.

497

78

Hz. Peygamber (a.s.)‟in değiĢtirdiği isimlerde üç ana özellik göze çarpmaktadır. 1. Kötü, sevimsiz, çirkin mânalı olanlar.498

2. Güzel mânalı olup daha güzeli ile değiĢtirilenler.499

3. Tevhide aykırı olanlar.500

Hz. Peygamber (a.s.)‟in değiĢtirdiği isimlerin, anlam itibarı ile çirkin olup hoĢ olmayan, bir takım Ģuur altı saplantılarla sahibinin karakterini etkileyen, tâzim ya da aĢırılık ifade eden isimleri değiĢtirdiğini söyleyebiliriz. ġu bir gerçektir ki, hoĢ karĢılanmayan bir Ģey duyula duyula ona karĢı tepki ve duyarlılıklar söner, sonunda normal karĢılanır hale gelir. Öte yandan Hz. Peygamber (a.s.)‟in değiĢtirdiği isimler arasında, kötü mânalı ve tevhidi zedeleyici isimlerden baĢka güzel mânalı isimler de vardır. Güzel mânalı olup da Hz. Peygamber (a.s.)‟in değiĢtirdiği isimleri genel bir analize tâbi tuttuğumuzda, onların, anlamları güzel olmasına rağmen sahibi ve çevresi üzerindeki menfi etkiler bırakan isimler olduğunu görmekteyiz. Böylece Hz. Peygamber (a.s.), “iyi insan, kusursuz kimse, günahsız” anlamına gelen Berre ismini Zeyneb‟e çevirmiĢtir.501

Hz. Peygamber (a.s.)‟in yeni doğan çocuklara tevhidi ve Allah‟a kulluğu ifade eden isimleri verdiği görülmektedir.