• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: ĠÇERĠKLERĠNE ĠġARETLERĠ AÇISINDAN SÛRE ĠSĠMLERĠNĠN TASNĠFĠ VE VERDĠĞĠ MESAJLAR ĠSĠMLERĠNĠN TASNĠFĠ VE VERDĠĞĠ MESAJLAR

3.2. Ġtikadî Konulara ĠĢaret Eden Sûre Ġsimleri

3.2.1.1.1. Bakara Sûresi

Kur‟ân‟da 48 sayfalık bir alanı kapsayan, mushaftaki sıralamada 2. sûre olan Bakara sûresi, Hz. Peygamber (a.s.)‟in Medine‟ye hicretinden sonra ilk inmeye baĢlayan sûredir.968

Bakara sûresinin büyük bir bölümü Hz. Peygamber (a.s.)‟in Medine‟de geçirdiği ilk iki yılda nâzil olmuĢtur.969

Sûre, 286 âyettir. Uzunluk itibariyle Kur‟ân-ı Kerîm‟in en büyük sûresidir. Hacim itibariyle Kur‟ân‟ın 1/12‟sini teĢkil eder.970

Ġsmi: Sûrenin baĢka isimleri olmakla birlikte meĢhur olan ve mushafta yazılı bulunan

ismi, Bakara‟dır. Sûrenin adı mushaflarda,971 hadis kitaplarında,972 tefsirlerde973 ve

966 Ulutürk, Veli, Kur’ân-ı Kerîm Allah’ı Nasıl Tanıtıyor?, Nil Yayınları, Ġzmir 1994, s. 23-24.

967 Özler, Mevlüt, “Tevhid”, DİA, Ġstanbul 2002, XLI, 18-19.

968

Kurtubî, el-Câmi‘, I, 234; Fîrûzâbâdî, Besâiru zevi’t-temyîz, I, 133.

969 Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, I, 33.

970 Yıldırım, Kur’ân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli, s. 1.

971 Burada, h. 621‟den 1337 yılına kadar her asırdan birkaç tane olmak üzere 21 adet yazma tarihî mushaf temelinde inceleme yapılmıĢtır. Bundan sonraki sûrelerde de aynı mushaflar esas alınmıĢtır. AraĢtırma yapılan mushaflar için bk. Kur‟ân-ı Kerîm, h. 621, Süleymaniye Kütüphanesi, Hüdai Efendi Bölümü, nr. 00020; h. 628, Ahmed b. Abdüsselam b. Süleyman Zahidi, Süleymaniye Kütüphanesi, Hüdai Efendi Bölümü, nr. 00013; h. 674, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 06404; h. 688, Süleymaniye Kütüphanesi, Hamidiye Bölümü, nr. 00005; h. 730, Süleymaniye Kütüphanesi,

160 Kur‟ân üzerine yazılmıĢ çeĢitli kitaplarda974

“Bakara Sûresi” olarak kaydedilmiĢtir. Taberî ise tefsirinde sûrenin baĢlığını “es-sûretü‟lletî tüzkerü fîha‟l-Bakara/Ġçinde Bakara‟nın zikredildiği sûre” Ģeklinde koymuĢtur.975

Bakara, “bakar”ın müennesi veya tekilidir.976

“Bakar” mandayı da Ģamil olmak üzere, sığır cinsinin genel ismidir.977

Buna göre “bakara”, erkek veya diĢi sığır,978 yani bir inek veya bir öküz, bir düve veya bir tosun ya da bir manda olabilir.979

Ġsminin Kaynağı: Her bir sûrede bu bölümü ele almaktan amacımız, sûrenin o ismi

aldığına dair rivayetleri tesbit etmektir. Zira sûrelerin isimlerini tesbit ederken bu isimlerin kaynağını belirlemenin önemi çok büyüktür. Bu isimlerin Hz. Peygamber (a.s.) tarafından mı, sahâbe tarafından mı yoksa daha sonraki bir dönemde tabiîn tarafından mı konulduğunu belirleyebilmek, konumuz açısından son derece önemlidir. Hadis kaynaklarında Kur‟ân‟ın bütününün ve bazı sûrelerin fazileti hakkında hadisler bulunmaktadır. Fakat “Fedâilü‟l-Kur‟ân”la ilgili pek çok mevzû hadisin bulunduğu da bir gerçektir.980

Bu sebeple her sûrede bu bölüm ele alınırken muteber ve güvenilir hadis kaynaklarından istifade edilmeye gayret edilmiĢtir. Bu çalıĢmada sûrelerin

Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 04851; h. 787, Halil et-Tebrizi, Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Ahmed PaĢa Bölümü, nr. 00001; h. 820, Muhammed b. Muhammed, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00237; h. 903, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Bölümü, nr. 00002; h. 914, DerviĢ Hasan b. Ġlyas, Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya Bölümü, nr. 00001; h. 959, Ġbrahim b. DerviĢ Buhari, Süleymaniye Kütüphanesi, Pertevniyal Bölümü, nr. 00002; h. 990, Keykubat b. H. Ali el-Cüveyni, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00133; h. 1070, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00131; h. 1094, Ömer b. Ali, Süleymaniye Kütüphanesi, Murad Buhari Bölümü, nr. 00002; h. 1129, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 02905; h. 1155, Ahmed b. Hüseyin, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00096; h. 1186, Süleymaniye Kütüphanesi, Muğla Molla Mustafa Efendi Bölümü, nr. 00004; h. 1234, Muhammed Ali Nuri, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00257; h. 1264, Ġbrahim Hüdayi, Süleymaniye Kütüphanesi, Nuri Arlasez Bölümü, nr. 00132; h. 1284, Hafız Muhammed Sabit, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 00798; h. 1312, el-Hac Ali b. Hüseyin, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 01536, h. 1337, Mehmed ġevki Safranbolevi, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma BağıĢlar Bölümü, nr. 04955.

972 Dârimî, “Salât”, 170; “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 13; Buhârî, “Tefsîr”, 2; Müslim, “Salâtü‟l-Müsâfirîn”, 43; Tirmizî, “Tefsîru‟l-Kur‟ân”, 3; Nesâî, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 17; Hâkim, el-Müstedrek, “Tefsîr”, 2.

973 Zeccâc, Ebû Ġshâk Ġbrâhîm b. es-Seri, Me‘âni’l-Kur’ân ve i‘râbühû, (thk. Abdülcelîl Abduh ġelebî), Âlemü‟l-kütüb, Beyrut 1408/1988, I, 55; Mâverdî, en-Nüket ve’l-uyûn, I, 63; ZemahĢerî, el-Keşşâf, I, 128; Ġbn Atıyye, el-Muharrerü’l-vecîz, I, 65; Kurtubî, el-Câmi‘, I, 234; Bikâî, Nazmü’d-dürer, I, 55; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, I, 98; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, I, 201.

974 Ġbnü‟l-Cevzî, Fünûnü’l-efnân, s. 279; Sehâvî, Cemâlü’l-kurrâ’, I, 36; Muhaysin, Fî

rihâbi’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 93.

975 Taberî, Câmi‘u’l-beyân, I, 204.

976

Kurtubî, a.g.e., II, 178.

977 Kurtubî, a.g.e., II, 178; Yıldırım, Kur’ân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli, s. 9.

978 Kurtubî, a.g.e., II, 178.

979 Yıldırım, a.g.e., s. 9.

980

161

isimleri ile ilgili hadisleri incelememizin sebebi sûrelerin faziletlerini ortaya koymak değil, sûrelerin isimlerinin tevkîfî olup olmadığını tesbit edebilmektir. O yüzden buraya sûre hakkındaki tüm rivayetleri değil, sûre isimlerinin geçtiği hadisleri almayı uygun bulduk.

Rivayetler,981 sûreye “Bakara” isminin Hz. Peygamber (a.s.) tarafından verildiğini göstermektedir.

Diğer Ġsimleri: Ġslâmî çeĢitli kaynaklarda Bakara sûresinin birden fazla adının olduğu

görülmektedir:

Tevkîfî Ġsimleri: Bakara sûresinin tevkîfî tek adı vardır, o da Bakara‟dır.

Ġctihâdî Ġsimleri: Bakara sûresinin tevkîfî isminin dıĢında ictihâdî bazı isimleri de

bulunmaktadır. Bu isimlerden her biri, sûrenin bir özelliğini ifade etmektedir.

1. ez-Zehrâ: Bakara sûresi, “ez-Zehrâ” adıyla da anılmaktadır.982 Zira Âl-i Ġmrân ve Bakara sûrelerine ortak bir isim olarak “Zehrâveyn” denilmektedir.983

Ġlim adamları, Bakara ve Âl-i Ġmrân sûrelerine “Zehrâveyn” adının veriliĢiyle ilgili Ģu görüĢleri serdetmektedir: Zehrâveyn, “Zehr” ve “Zühre” kelimesinden alınmıĢ olup ıĢık saçan iki sûre demektir. Bu adın veriliĢ sebebi ya o sûreleri okuyanın nurlarından yani mânalarından aldığı aydınlık ile hidayet bulması ya da onları okumaya karĢılık, kıyamet gününde (okuyucularına) verilmesi söz konusu olan eksiksiz nur dolayısıyladır. Ayrıca bu iki sûrenin yüce Allah‟ın ism-i a„zamını984

müĢterek olarak ihtiva etmeleridir.985 Bazı ilim adamları, sûrenin “Zehrâ” adını, sûrenin tevkîfî isimlerinden saysa986

da bu lafzın Hz. Peygamber (a.s.) tarafından sûreye takılan bir lakap olduğu kabul edilmiĢtir.987

2. Senâmü’l-Kur’ân: Sûrenin bir ismi de “Kur‟ân‟ın zirvesi” anlamına gelen

“Senâmü‟l-Kur‟ân”dır.988

Sûrenin bu adla isimlendirilmesinin sebebi, Kur‟ân‟ın en

981 Dârimî, “Salât”, 170; “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 13; Buhârî, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 10; Müslim, “Salâtü‟l-Müsâfirîn”, 252, 254, 255.

982 Fîrûzâbâdî, Besâiru zevi’t-temyîz, I, 134; Bikâî, Nazmü’d-dürer, I, 57.

983 Müslim, “Salâtü‟l-Müsâfirîn”, 252; Suyûtî, el-İtkân, I, 172; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, III, 73.

984 Bakara 2/163; Âl-i Ġmrân 3/2.

985

Kurtubî, el-Câmi‘, V, 8.

986 Devserî, Esmâü süveri’l-Kur’ân ve fedâilühâ, s. 154; Abdülkâdir, Me‘âlimü süveri’l-Kur’âni’l-Kerîm, I, 184.

987 Henâî, Esmâü’s-süveri’l-Kur’âniyye, s. 107.

988

162

uzun sûresi oluĢu, birçok tevhid kuralları ihtiva etmesi, ayrıca çok sayıda hukuk ve ahlâk ilkeleri içermesi olabilir.989

Diğer yandan rivayetlerde de geçen990 bu ismin sûreyi yüceltmek için verildiği de söylenmiĢtir.991

Bazı ilim adamları, sûrenin “Senâmü‟l-Kur‟ân” adını, sûrenin tevkîfî isimlerinden saysa992 da bu lafzın Hz. Peygamber (a.s.) tarafından sûreye takılan bir lakap ya da sûrenin özel ismi olmayıp sadece bir vasfı olduğu kabul edilmiĢtir.993

3. Fustâtü’l-Kur’ân: Sûrenin diğer bir ismi de “Kur‟ân‟ın çadırı, otağı” anlamına

gelen “Fustâtü‟l-Kur‟ân”dır.994

Sûrenin azameti, büyüklüğü ve değeri,995 ayrıca diğer sûrelerde bulunmayan hüküm ve konuları bir arada toplamasından dolayı sûreye “Kur‟ân‟ın çadırı, otağı” veya “Kur‟ân‟ın otağının kurulduğu yer” anlamında “Fustâtü‟l-Kur‟ân” denilmektedir.996

Buna göre sûreye bu adın veriliĢ sebebi, azameti, göz kamaĢtrıcı özelliği, çekiciliği,997

hüküm ve öğütlerinin çokluğudur.998 Bakara sûresine rivayetlerde geçen999

bu ismi verenin, Hâlid b. Me„dân el-Kilâ„î olduğu belirtilmiĢtir.1000

Öte yandan bu ifadenin, sûrenin ismi olmayıp mutlak sıfatı,1001 bir lakabı ya da sadece bir vasfı olduğu da söylenmiĢtir.1002

Ayrıca Bakara sûresine ez-Zirve1003

ve rivayetlerde en yüce âyetlerden olduğu belirtilen “Âyetü‟l-Kürsî‟nin1004

yer alması sebebiyle Âyetü’l-Kürsî Sûresi1005 adları da verilmiĢtir. Elmalılı‟ya göre Bakara sûresinin Türkçe‟de en meĢhur ismi BaĢ

Elif-Lâm-Mîm yahut Büyük Elif-Lâm-Elif-Lâm-Mîm‟dir.1006

989 Muhaysin, Fî rihâbi’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 93; Devserî, a.g.e., s. 158; Abdülkâdir, a.g.e., I, 187.

990 Darimi, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 13; Tirmizi, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 2.

991 Bombâ, Esmâü’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 54.

992

Muhaysin, a.g.e., s. 93.

993 Henâî, Esmâü’s-süveri’l-Kur’âniyye, s. 107; Devserî, a.g.e., s. 158; Abdülkâdir, a.g.e., I, 187.

994 Ġbn Atıyye, el-Muharrerü’l-vecîz, I, 81; Kurtubî, el-Câmi‘, I, 234; ZerkeĢî, el-Burhân, I, 338; Suyûtî,

el-İtkân, I, 171. 995

Ġbn Atıyye, a.g.e., I, 81; ZerkeĢî, a.g.e., I, 338.

996 Ġbn Atıyye, a.g.e., I, 81; Suyûtî, a.g.e., I, 171.

997 Kurtubî, a.g.e., I, 234; Zerzûr, Ulûmü’l-Kur’ân medhal ilâ tefsîri’l-Kur’ân, s. 103.

998 Kurtubî, a.g.e., I, 234.

999

Dârimî, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 13.

1000 Kurtubî, a.g.e., I, 234; Suyûtî, et-Tahbîr, s. 369; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, I, 98; Cezâirî, et-Tıbyân, s. 161.

1001 Bombâ, a.g.e., s. 67.

1002

Muhaysin, a.g.e., s. 93; Henâî, a.g.e., s. 107-108.

1003 Bikâî, Mesâ‘idü’n-nazar, II, 6.

1004 Darimi, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 13; Tirmizi, “Fezâ‟ilü‟l-Kur‟ân”, 2.

1005 Fîrûzâbâdî, Besâiru zevi’t-temyîz, I, 134; Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, I, 146.

1006

163

Ġsimlendirilme Sebebi ve Verdiği Mesajlar: Eski ve yeni pek çok müfessir, hem

sûrelerin isimlerini tesbit etmiĢ, hem de bu isimlerin ona niçin verildiğini izah etmiĢlerdir.1007

Biz de her sûrede, bu baĢlık altında sûrenin ilk isminin o sûreye niçin verildiği meselesine değinecek ve sûrenin isminin verdiği mesajları tesbit etmeye çalıĢacağız.

Sûrenin 67-73. âyetlerinde yer alan Hz. Mûsâ zamanında meydana gelen Ġsrâiloğulları‟nın “bakara” hikâyesi, yalnız bu sûrede anlatılmıĢ olmasından dolayı sûre bu adla isimlendirilmiĢtir.1008

Bakara kelimesi, üç tanesi “el-bakar”, dört tanesi “bakara” ve iki tanesi “bakarât” olmak üzere tekil ve çoğul Kur‟ân‟da toplam dokuz yerde geçmektedir. Bunlardan dört tanesi ise Bakara sûresinde geçmektedir.1009

Sûrenin Bakara olarak isimlendirilmesinde “bakara” hikâyesinin önemine özel bir uyarı vardır.1010

Bu bakımdan Bakara sûresine bu adın verilmesi, içinde bakara kıssasının geçmesi ve kıssadaki hayret verici, alıĢılmamıĢ bir hikmetin bulunması sebebiyledir.1011

Sözü geçen bu kıssa gerçekten insanın duygularını harekete getiren bir kıssadır. Onu dinleyen hayrete düĢer ve kıssayı sonuna kadar ilgiyle takip eder.1012

Fakat Mevdûdî‟ye göre Bakara, sûrenin konusunu bildirmek amacıyla verilmiĢ bir isim değildir.1013

O halde Kur‟ân‟ın en uzun sûresine Bakara mûcizesinin isminin verilmesinin hikmeti ne olabilir?

Sûrenin 67-73. âyetlerde yahudi tarihine iliĢkin olayların bir safhası anlatılmaktadır. Bir katil olayı ve bu olay üzerine meydana gelen bir mûcize zikredilmektedir. Bazı ilk dönem müfessirlerinin verdiği birbirine yakın bilgilere göre hayli zengin ve yaĢlı bir yahudi, vaktinden önce mirasına kavuĢmak için göz diken yeğeni veya akrabası tarafından öldürülüp bir yere atılmıĢ, cinayet bir masumun üstüne yıkılmak istenmiĢti. Katilin bulunamaması yüzünden toplumda neredeyse silahlı mücadeleye kadar varacak bir gerginlik doğdu ve olay Hz. Mûsâ‟ya bildirilerek kendisinden bir çözüm bulması

1007

Bayraklı, Bayraktar, Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur’ân Tefsiri, ĠĢaret Yayınları, Ġstanbul 1421/2001, I, 66.

1008 Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, I, 146; ġeltût, Tefsîrü’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 36; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr

ve’t-tenvîr, I, 201. 1009

Bk. Abdülbâkî, el-Mu‘cemü’l-müfehres, s. 133.

1010 Yazır, a.g.e., I, 146.

1011 ZerkeĢî, el-Burhân, I, 340; Suyûtî, el-İtkân, I, 177.

1012 Zuhaylî, et-Tefsîru’l-münîr, I, 70-71.

1013

164

istendi. O da Allah‟tan aldığı vahye uygun olarak bir inek kesmelerini ve bunun bir parçasıyla maktulün cesedine vurmalarını emretti. Denilenin yapılması üzerine maktul dirildi ve kendisini öldürenin kimliğini açıkladı.1014

Böylece bir mûcize olarak ölünün dirilmesiyle bir yandan adalet yerini bulup ihtilâf ortadan kalkarken bir yandan da yüce Allah‟ın ölüleri diriltmeye muktedir olduğu gösterilmiĢ oldu.1015

Bir bakıma öldükten sonra dirilmeye iman, bakara kıssasıyla ifade edilmektedir. Bundan dolayı sûre Bakara olarak isimlendirilmiĢtir.1016

Kıssanın iĢaret ettiği hususlardan birisi de Yaratıcı‟nın varlığı ve yüce kudretidir; zira öldürülen Ģahsın dirilmesi, ona bakara ile vurulma sebebiyle değil, bilakis Cenâb-ı Allah‟ın kudreti gereği dirilmiĢtir.1017

Zira bu parçada hayat olmadığı gibi diriltme gücü de yoktu. Parça yalnızca yüce Allah‟ın gücünü ortaya koyan bir araçtan ibarettir.1018

Öte yandan bu sûrenin, bakara kıssasına izafe edilerek “Bakara Sûresi” diye adlandırılmıĢ olması, bunun altında diğer kıssalardan daha ziyade bir Ģümûl ve derinlik bulunduğuna iĢaret eder.1019

Bir ineği kesmek gibi cüz‟î bir olayın ayrıntılı olarak anlatılması, hatta bu uzun sûreye adının verilmesi tuhaf gelebilir. Fakat Kur‟ân, temel bir kanun ve prensibin tezahürünü ifade eden cüz‟î olayları bazen ayrıntılı olarak anlatarak o genel prensibi zihinlere yerleĢtirmek ister. Derinlemesine düĢünüldüğünde Kur‟ân‟daki bakarayı (sığırı) kesmek üzerindeki ısrarın, oldukça hikmetli olduğunu anlaĢılır. Eskiden ziraatin baĢlıca aracı sığır cinsi olduğundan, Mısır‟da olduğu kadar dünyanın öteki birçok bölgesinde de sığır cinsi takdis ediliyor ve tanrılaĢtırılıyordu. ĠĢte Kur‟ân-ı Kerîm, Hz. Mûsâ (a.s.)‟nın risâletiyle öbür milletler meyanında Ġsrâiloğulları‟nın seciyelerine girmiĢ, içlerinde yer etmiĢ olan1020

sığıra tapınma fikrini, bir sığırın hadiseli boğazlanıĢıyla kesip öldürdüğünü, bu olay ile anlatmaktadır.1021

Bu açıdan burada baĢka hayvanların değil de bir sığırın kurban olarak seçilmesi, büyük anlamlar barındırmaktadır.1022

Buna göre sûre, totemizm inancı ile mücadeleye yer

1014 Taberî, Câmi‘u’l-beyân, II, 76-82; Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb, III, 122.

1015

Taberî, a.g.e., II, 128.

1016 Câbirî, Esmâü’s-süveri’l-Kur’âniyye, s. 74.

1017 Bikâî, Nazmü’d-dürer, I, 55.

1018 Kutub, Fî zılâli’l-Kur’ân, I, 79.

1019

Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, I, 387-388.

1020 Balkara 2/93.

1021 Yıldırım, Suat, “Kur‟ân-ı Kerîm‟de Kıssalar”, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi, sy. 3, (Fasikül 1-2), 1979, s. 46-47.

1022

165 verdiği için Bakara adını almıĢtır.1023

Böylece görüyoruz ki bu sûreye Bakara adı verilmesi de pek münasip olup çok önemli bir tevhid meselesine parmak basmaktadır. Sonuç olarak Bakara sûresi, iki buçuk cüze yakın sayflalık bir sûredir; fakat sadece bir sayfa bile olmayacak meseleye bağlanarak sûreye Bakara sûresi denilmiĢtir. Zira Bakara sûresi, tevhid mesajıyla gelen bir sûredir. Sûrede, Mısır‟da bakaraya kutsallık atfetme, onu bir yönüyle münfeal görme Ģeklinde tezahür eden bakaraperestliğinin boğazlanması meselesi söz konusudur. Sûrenin ismindeki temel espri odur. ġifre doğru kavranırsa bir yönüyle o, sûrenin yüzüne de ıĢık tutmuĢ olur. Sûrede bir kısım ahkâm da ele alınmıĢtır. Yani namaz, oruç, hac ve ubûdiyetin çeĢitli kısımları sûrede cem edilmiĢtir. Bununla birlikte sûreye Bakara isminin verilmesi, Allah‟a bakaraperestlikle değil, böyle kulluk yapılır mesajını vermektedir. Bunca ahkâmı ihtiva eden sûreye Bakara ismi verilmesi, hükümleri hayata tatbik etmek için öncelikle tüm kâinatın yaratıcısı Cenâb-ı Allah‟a teslim olmak gerektiği mesajını da vermektedir.