• Sonuç bulunamadı

Hz. Allah’ın Ġsim ve Sıfatları

BÖLÜM 3: ĠÇERĠKLERĠNE ĠġARETLERĠ AÇISINDAN SÛRE ĠSĠMLERĠNĠN TASNĠFĠ VE VERDĠĞĠ MESAJLAR ĠSĠMLERĠNĠN TASNĠFĠ VE VERDĠĞĠ MESAJLAR

8. Nûr Sûresi: Bazı tefsir kitaplarında kaynak gösterilmeden bildirildiğine göre bir

3.2.1.2. Hz. Allah’ın Ġsim ve Sıfatları

Ġsmini Hz. Allah‟ın “Esmâ-i Hüsnâ” dediğimiz yüce isimlerinden alan bazı sûreler bulunmaktadır. Esmâ-i hüsnâ, Allah‟ın isimleri için kullanılan bir tabirdir. Ġnsanların büyük çoğunluğu kâinatın bir yaratıcı ve yöneticisinin bulunduğunu kabul etmekle birlikte madde özelliği taĢımadığından O‟nu duyularıyla idrak etmeleri mümkün değildir. ġu halde yaratıcı ancak kâinat ve insanla olan iliĢkisi bakımından tanınabilir. Bundan dolayı esmâ-i hüsnâ bilgisi, Allah-âlem iliĢkisine ıĢık tutması ve sonuçta Allah‟ı tanıtması açısından önem taĢımaktadır.1146

1141 Yıldırım, Kur’ân-ı Hakîm ve Açıklamalı Meâli, s. 603.

1142

AteĢ, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, XI, 182.

1143 Buhârî, “Fezâiü‟l-Kur‟ân”, 13.

1144 IĢık, Emin “Ġhlâs Sûresi”, DİA, Ġstanbul 2000, XXI, 538.

1145 Ġslamoğlu, Kur’an Sûrelerinin Kimliği, s. 550-551.

1146

177

Kur‟ân‟daki bazı sûreler da adlarını, doğru bir ulûhiyyet telakkisi oluĢturmak için Hz. Allah‟ın güzel isimlerinden ve yüce sıfatlarından almaktadır. Bunlar; Nûr, Fâtır, Rahmân, Mülk, Meâric ve A„lâ sûreleridir.

3.2.1.2.1. Nûr Sûresi

Kur‟ân‟da 9,5 sayfalık bir alanı kapsayan, mushaftaki sıralamada 24. sûre olan Nûr sûresi Medine döneminde inmiĢtir.1147

Sûre, 64 âyettir. Sûrenin Benî Mustalık SavaĢı‟ndan sonra indiğinde görüĢ birliği vardır.1148

Ġsmi: Sûrenin tek ismi vardır, o da Nûr‟dur. Nitekim sûre mushaflarda, hadis

kitaplarında,1149

tefsirlerde1150 ve Kur‟ân ile ilgili yazılmıĢ çeĢitli kitaplarda1151 “Nûr Sûresi” adıyla isimlendirilmiĢtir.

Ġsminin Kaynağı: Ġbn ÂĢûr, sûrenin Hz. Peygamber (a.s.) döneminden beri, pek çok

rivayette geçen1152

“Nûr Sûresi” adıyla anıldığını belirtmiĢtir.1153

Diğer Ġsimleri: Sûrenin Nûr adının dıĢında baĢka bir ismi bilinmemektedir.1154

Ġsimlendirilme Sebebi ve Verdiği Mesajlar: Sûre adını, Kur‟ân‟ın sembolizmi en

yoğun olan âyeti sayılan1155

Allah‟ın nurunu bir benzetme ile açıklayan 35. âyet ile Allah‟ın lütfedeceği nurdan mahrum kalanların baĢka bir nur bulamayacaklarını ifade eden 40. âyetten almıĢtır.1156

Kur‟ân‟da toplam kırk üç kez geçen “nûr” kelimesi, yedi defa ile en fazla Nûr sûresinde zikredilmektedir.1157

Sûrenin ismini almasına sebep olan “Nûr âyeti” diye anılan sûrenin 35. âyetinin açıklanması amacıyla tefsirlerde sayfalar dolusu açıklamalar kaleme alınmıĢ, ayrıca

1147

Kurtubî, el-Câmi‘, XV, 100; Nesefî, Medârikü’t-tenzîl, III, 130; Fîrûzâbâdî, Besâiru zevi’t-temyîz, I, 334.

1148 Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, III, 401.

1149 Buhârî, “Tefsîr”, 24; Tirmizî, “Tefsîru‟l-Kur‟ân”, 25; Hâkim, el-Müstedrek, “Tefsîr”, 24.

1150

Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XVII, 136; Zeccâc, Me‘âni’l-Kur’ân, IV, 27; Mâverdî, en-Nüket ve’l-uyûn, IV, 70; ZemahĢerî, el-Keşşâf, IV, 256; Ġbn Atıyye, el-Muharrerü’l-vecîz, IV, 160; Kurtubî, a.g.e., XV, 100; Bikâî, Nazmü’d-dürer, XIII, 200; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, XVIII, 74; Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr

ve’t-tenvîr, XVIII, 139. 1151

Ġbnü‟l-Cevzî, Fünûnü’l-efnân, s. 296; Sehâvî, Cemâlü’l-kurrâ’, I, 37; Muhaysin, Fî

rihâbi’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 85.

1152 Dârimî, “Nikâh”, 39; Buhârî, “Hudûd”, 21; Tirmizî, “Talâk”, 22.

1153 Ġbn ÂĢûr, a.g.e., XVIII, 139.

1154

Suyûtî, el-İtkân, I, 166-177; Ġbn ÂĢûr, a.g.e., XVIII, 139; Henâî, Esmâü’s-süveri’l-Kur’âniyye, s. 216; Berrâk, Cüz’ün fî esmâi süveri’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 104.

1155 Ġslamoğlu, Kur’an Sûrelerinin Kimliği, s. 222.

1156 Esed, Kur’ân Mesajı, s. 704; Karaman, Kur’ân Yolu, IV, 48.

1157

178

müstakil eserler yazılmıĢtır. Bunların en ünlüsü, Ġmam Gazzâlî‟nin Türkçeye de çevrilen Mişkâtu’l-envâr/Nurlar Feneri adlı eseridir.1158

Ġmam Gazzâlî‟ye göre nur, bütün açıklığıyla ortaya çıkan Ģey demektir. Çünkü kendi baĢına açığa çıkan Ģey, kendi dıĢındaki Ģeyleri de açığa çıkarır ki buna nur adı verilir. Bütün varlıkları açığa çıkarıp gösteren Allah‟tır. O halde Allah (c.c.), göklerin ve yerin nurudur, gökleri ve yeri gösteren nurdur. GüneĢin her ıĢık zerresi, ıĢık veren güneĢin varlığını ortaya koyduğu gibi göklerin ve yerin yapısında bulunan her zerre de onları meydana getiren bir varlığın bulunması zaruretini ortaya koymaktadır.1159

Allah‟tan baĢka herĢey kendi zâtında yoktur, karanlıktır. HerĢey Allah‟ın ortaya çıkarmasıyla var olur. Ortaya çıkan her varlık, Allah‟ın aydınlatmasıyla var olmuĢtur.1160

Râzî, âyette geçen nurdan maksadın Allah olamayacağını kendine göre delillerle ortaya koyduktan sonra te‟vil etmenin kaçınılmaz olduğu sonucuna varmıĢ, baĢtan beri yapılmıĢ te‟villeri sıralamıĢ, maksat Allah‟ın “hidayete kavuĢturucu, yönetici, düzenleyici, -nûr kelimesinin „nevvere‟ diye okunuĢuna dayalı olarak- aydınlatıcı olmasıdır” Ģeklindeki yorumları1161

aktardıktan sonra birincisini tercih etmiĢ, kastedilen mâna “Allah‟ın ilim ve amele hidayetidir, yönlendirmesidir, kavuĢturmasıdır” demiĢtir.1162

Taberî de “Allah, göklerde ve yerde bulunanları hidayete ulaĢtıran, doğru yola iletendir. Onlar, Allah‟ın nuruyla doğru yolu bulmuĢ olurlar.” diyerek bu âyette “nûr” kelimesinin “hüda” anlamında olduğunu ifade etmektedir.1163

Âyetin sonunda Allah‟ın, dilediğini nuruna ileteceği ve O‟nun herĢeyi bildiği vurgulanmaktadır. Bundan, burada vasfedilen Allah nurunun, Kur‟ân-ı Kerîm olduğu anlaĢılmaktadır.1164

Nasıl ki nur karanlıkları aydınlatan, gerçekleri ortaya çıkaran ıĢıktır, öyle de Kur‟ân da yol gösterir, gerçekleri ortaya çıkarır ve insanları doğru yola iletir. ĠĢte Kur‟ân‟ın her âyeti bir nurdur. Bu âyetlerin yanyana gelmesiyle Kur‟ân, nur üzerine nur olmuĢtur. Allah, dilediği kullarını Kur‟ân nuruna iletir.1165

1158 AteĢ, Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsiri, VI, 193.

1159 Bursevî, Rûhu’l-beyân, V, 518.

1160 AteĢ, a.g.e., VI, 194.

1161

Bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XVII, 295-296.

1162 Râzî, Mefâtîhu’l-ğayb, XXIII, 224-225.

1163 Taberî, a.g.e., XVII, 297.

1164 Taberî, a.g.e., XVII, 314-315.

1165

179

Nûr sûresi, adı gibi insan tabiatını ve insan iliĢkilerini, özellikle de kadın-erkek iliĢkilerini aydınlatan bir sûredir. Ayrıca sûre, vahyin insan hayatına dair hüküm koyucu ve insan iliĢkilerini düzenleyici özelliğine atıf yapmaktadır.1166

Vahiy, O âlemlerin nûrundan gelen bir nûrdur. Varlığın özündeki hareket bu nûrdan kaynaklanmaktadır. Atomdan galaksiye, damladan denize her Ģey bu nûr sayesinde varlığını sürdürmekte, Ģu uçsuz bucaksız dev cisimler cazibe ipliğine dizilip bu nûr sayesinde dönmektedirler.1167

Bu bakımdan sûrenin ismi, varlıkla ilâhî nûr arasındaki iliĢkiyi ele alan içeriğine iĢaret etmektedir.1168

3.2.1.2.2. Fâtır Sûresi

Kur‟ân‟da 6 sayfalık bir alanı kapsayan, mushaftaki sıralamada 35. sûre olan Fâtır sûresi, Mekke‟de indirilmiĢtir.1169

Sûre, 45 âyettir.

Ġsmi: Sûrenin baĢka isimleri olmakla birlikte meĢhur olan ve mushafta yazılı bulunan

ismi, Fâtır‟dır. Ġbn ÂĢûr‟un tesbitine göre sûre, Mağrib ve MeĢrik‟teki1170

pek çok mushafta,1171 tefsirlerin çoğunda1172 ve Kur‟ân‟a dair yazılmıĢ çeĢitli kitaplarda1173 “Fâtır Sûresi” olarak isimlendirilmiĢtir.

“Fatara”, aslında bir Ģeyi yarmak demektir.1174

Râgıb el-Ġsfahânî, bu kelimeye uzunluğuna yarmak anlamı vermektedir.1175

Bundan daha önce örneği geçmeksizin, benzeri olmadan ilk olarak yoktan yaratmak mânasına meĢhur olmuĢtur.1176

1166 Ġslamoğlu, Kur’an Sûrelerinin Kimliği, s. 223.

1167 Ġslamoğlu, a.g.e., 228-229.

1168 Câbirî, Mekâsıdü esmâi süveri’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 111.

1169

Kurtubî, el-Câmi‘, XVII, 340; Nesefî, Medârikü’t-tenzîl, III, 332; Fîrûzâbâdî, Besâiru zevi’t-temyîz, I, 386.

1170 Mağrib, Doğu Ġslâm dünyasının (MeĢrik) sınırı kabul edilen Mısır‟dan Atlantik Okyanusu‟na kadar uzanan Kuzey Afrika bölgesi ve Güney Sahra, Ġslâm kaynaklarında Mağrib adıyla anılmaktadır. Günümüzde bu coğrafyada Libya, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya devletleri bulunmaktadır. Mısır‟ın batısında yer almasından dolayı bazı kaynaklarda Endülüs de Mağrib coğrafyasına dahil edilmektedir. Buna göre Ġslâm dünyasının doğu tarafı, Mısır‟dan ötesi için ise “MeĢrik”, ıstılahı kullanılmaktadır. (Harekât, Ġbrahim, “Mağrib”, DİA, Ankara 2003, XXVII, 314.)

1171

Ġbn ÂĢûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, XXII, 247.

1172 Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XIX, 326; Mâverdî, en-Nüket ve’l-uyûn, IV, 461; Ġbn Atıyye,

el-Muharrerü’l-vecîz, IV, 428; Ġbnü‟l-Arabî, Ebû Bekr Muhammed b. Abdillâh b. Muhammed, Ahkâmü’l-Kur’ân, (Râcaa ve Ta„lîk: Muhammed Abdülkâdir Atâ), Dârü‟l-kütübi‟l-ilmiyye, 3. bs.,

Beyrut 1424/2003, IV, 15; Kurtubî, a.g.e., XVII, 340; Ebû Hayyân, Muhammed b. Yûsuf el-Endelüsî,

Tefsîrü’l-bahri’l-muhît, (thk. Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Ali Muhammed Muavviz),

Dârü‟l-kütübi‟l-ilmiyye, Beyrut 1413/1993, VII, 282; Bikâî, Nazmü’d-dürer, XVI, 222; ġevkânî, Fethu’l-kadîr, IV, 445; Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, XXII, 161; Ġbn ÂĢûr, a.g.e., XXII, 247.

1173

Ġbnü‟l-Cevzî, Fünûnü’l-efnân, s. 329; Sehâvî, Cemâlü’l-kurrâ’, I, 37; Suyûtî, et-Tahbîr, s. 370; Muhaysin, Fî rihâbi’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 101.

1174 Kurtubî, a.g.e., XVII, 340.

1175 Râgıb el-Ġsfahânî, Müfredât, s. 428.

1176

180

Ġsminin Kaynağı: Sûrenin “Fâtır” adıyla isimlendirildiğine dair sahih kaynaklarda

herhangi bir rivayet tesbit edilememiĢtir.

Diğer Ġsimleri: Ġslâmî çeĢitli kaynaklarda Fâtır sûresinin birden fazla adının olduğu

görülmektedir:

Tevkîfî Ġsimleri: Sûrenin tevkîfî baĢka bir adının olduğu belirtilmiĢse1177

de sûrenin tevkîfî tek ismi, Fâtır sûresidir.1178

Ġctihâdî Ġsimleri: Sûrenin tevkîfî isminin dıĢında ictihâdî bazı isimleri bulunmaktadır. 1. Melâike Sûresi: Fâtır sûresi, hadis kitaplarında,1179

bazı tefsirlerde1180 ve Kur‟ân üzerine yazılmıĢ çeĢitli eserlerde1181

“Melâike Sûresi” olarak da adlandırılmıĢtır. Ġlk âyetinde meleklerin bazı sıfatlarına,1182

durum ve vazifelerine dair bilgiler verdiği için sûre bu isimle anılmaktadır.1183

Diğer bir görüĢe göre ise melekleri anlatan ifadelerin sûrenin giriĢinde zikredilmesi ve diğer hiçbir sûrenin baĢında bu beyanların geçmemesi sebebiyle sûre bu adı almıĢtır.1184

Melâike, bazı ilim adamlarınca sûrenin tevkîfî tek adı kabul edilse1185 de bu isim, sûrenin bu adla isimlendirildiğine dair Hz. Peygamber (a.s.)‟den gelen bir rivayet olmamasından dolayı ictihâdî isimlerinden sayılmıĢtır.1186