• Sonuç bulunamadı

5 Haziran 1967’de ‹srail’in hava sald›r›lar›yla bafllayan 1967 Savafl›’n›n ilk saatlerin-de ‹srail savafl uçaklar› baflta M›s›r olmak üzere Suriye ve Ürdün hava gücünü da-ha da-hava savafl› yaflanmadan etkisiz hâle getirmifl ve Savafl’›n ilk gününde da-hava üs-tünlü¤ünü mutlak bir flekilde ele geçirmifltir. Hava güçlerinin deste¤inden yoksun kalan Arap ordular›na karfl›, ‹srail hava güçlerinin yo¤un deste¤iyle yaflanan kara savafl›nda ise ikinci gün Gazze fieridi, üçüncü gün Bat› fieria ve Kudüs ‹srail tara-f›ndan iflgal edilmifltir. Savafl’›n bir di¤er cephesi olan Suriye ile ilk günlerde M›s›r ve Ürdün cephesine göre yo¤un çat›flma olmamakla beraber M›s›r ve Ürdün’ün et-kisiz hâle getirilmesinden sonra Suriye cephesinde çat›flmalar artm›fl ve askersizlefl-tirilmifl bölgeler ile Golan tepeleri ‹srail iflgaline u¤ram›flt›r. Bu ba¤lamda Kudüs ve Bat› fieria’n›n düflmesinden sonra Ürdün’le 7 Haziran’da, M›s›r’la ise 8 Haziran’da ateflkes anlaflmalar› imzalanm›fl Suriye ile 9 Haziran’da ateflkes yap›lmas›na ra¤men bunun uygulamaya konulmas› Golan tepelerinin iflgal edildi¤i 11 Haziran’da söz konusu olmufl ve savafl toplam alt› gün sürmüfltür (Kamrava, 2005: 118).

1967’ye kadar yo¤un bir fle-kilde silahlanma faaliyetlerine giriflen Arap ülkeleri aç›s›ndan hezimetle sonuçlanan 1967 Sa-vafl›, silahlanma ve bunun ya-ratt›¤› tehdit alg›lamalar›ndan kaynaklanm›flt›r. Normalde M›-s›r, yeterli haz›rl›k seviyesine gelmeden ‹srail’le savafla gir-meyi planlam›yorken ‹srail de geliflmifl silah sistemlerinin ge-tirece¤i cayd›r›c›l›k ve süper güçlerin müdahalesi sayesinde ilk aflamada savafl› olas› gör-memekteydi. Bununla beraber

‹srail cephesinde tehdit alg›la-mas›n›n artmas› ve Arap ülke-lerinin askerî kapasitesindeki art›fl nedeniyle aradaki askerî güç makas›n›n daralmas› gibi faktörler, ‹srail aç›s›ndan gele-cekteki bir savafl›n daha mali-yetli ve daha az kazançl› ola-ca¤› düflüncesinin yerleflmesi-ne yol açm›flt›r. Bu noktada

1960’l› y›llarda özellikle Suriye ile ‹srail aras›nda t›rmanan gerginli¤in, M›s›r’›n böl-gesel liderli¤ini pekifltirme amac›yla örtüflmesi, bütün taraflar›n söylemlerinin sert-leflmesine neden olmufltur.

M›s›r, söylemlerini sertlefltirmesine ve Tiran Bo¤az›’n› ‹srail gemilerine kapat-mas›na ra¤men asl›nda ‹srail’i ödün vermeye zorlamay› ve bu sayede siyasi ka-zançlar elde etmeyi amaçl›yordu. K›s›tl› insan kayna¤›yla ‹srail’in seferberli¤i uzun süre sürdüremeyece¤ini düflünen Nâs›r, ‹srail’in geri ad›m ataca¤› beklentisiyle tek bir kurflun atmadan gerilimden kazançl› ç›kaca¤›n› düflünmekteydi. Öte yandan ‹s-rail, M›s›r’›n yapt›¤› y›¤›na¤a ve Bo¤az› kapatma karar›na sald›r›yla karfl›l›k

verme-83

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

1967 Arap-‹srail Savafl› 5-11 Haziran 1967 tarihleri aras›nda yafland›¤›ndan, Alt› Gün Savafl› olarak da adland›r›lmaktad›r.

Harita 3.2

‹srail’in 1967

Arap-‹srail Savafl›

sonras›ndaki s›n›rlar›

Kaynak: Alani, 2001: 48.

mesi hâlinde güvenlik stratejisinin temelini oluflturan cayd›r›c›l›¤›n›n ciddi yara ala-ca¤›n› düflünmekteydi. Ancak geç hareket etmesi hâlinde de olas› bir savafltan özellikle insan kayb› aç›s›ndan zararl› ç›kaca¤› ve hatta ‹srail devletinin sona ere-bilece¤i ihtimalini de dikkate almaktayd›. Bununla beraber Arap ülkelerinin, ulus-lararas› arenada suçlu görünmemek için savafl› karfl› taraf›n bafllatmas›n› bekleme-leri, ‹srail’e önemli bir stratejik avantaj sa¤lam›flt›r (James, 2006: 108-113). Nitekim savafl, zamanlamas›ndan yürütülmesine ve sonuçland›r›lmas›na kadar ‹srail’in ini-siyatifinde gerçekleflmifl ve gerek askerî gerek siyasi sonuçlar›, bölgesel denklem-de günümüze kadar etkisini sürdürmüfltür.

1967 Savafl›’n›n askerî sonuçlar› irdelendi¤inde ilk ele al›nmas› gereken, tarafla-r›n öncelikli kazan›mlar›d›r. Bu ba¤lamda ‹srail birlikleri, iflgal etti¤i topraklarla sa-vafl sonunda Kahire’ye 100 km, fiam’a 60 km ve Amman’a 50 km’den az bir mesa-fede konufllanm›flt›r. Savafl öncesinde 20.250 km2topra¤› elinde bulunduran ‹srail, savafl esnas›nda Gazze fieridi, Sina yar›madas›, Golan tepeleri, Bat› fieria ve Kudüs’ü iflgal ederek kontrolü alt›nda bulundurdu¤u topraklar› 88.000 km2’ye ç›karm›flt›r (Bregman, 2000: 91-92). ‹srail’in iflgal etti¤i bu topraklar› elinde tutmas›, ayn› za-manda bu ülkelerden gelecek yeni bir askerî sald›r› karfl›s›nda hem co¤rafi derinlik hem de zaman kazanmas› anlam›na gelmekteydi. Kay›plar aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, savaflta 20.000 Arap askerî ölmüfl ve içlerinde üst düzey subaylar›n da bulundu¤u binlerce asker ‹srail’e esir düflmüfltür. Bu noktada 1962-1967 aras› dönemde Ye-men’deki iç savafla müdahale eden M›s›r’›n befl y›l içindeki kayb› 10.000 askerken M›s›r 1967 Savafl›’nda sadece alt› gün içinde 10.000 askerîni kaybetmifltir. Ayr›ca 120.000’i Suriyeli, 250.000’i M›s›rl› ve gerisi Filistinli olmak üzere 500.000’den fazla kifli mülteci konumuna düflmüfltür (Kamrava, 2005: 120; James, 2006: 102).

Resim 3.10 Savaflla beraber yurtlar›n› terk etmek zorunda kalan Filistinliler Kaynak:

http://www.ne.jp/

asahi/tamari/

vladimir/

aftermath.

html

Orta Do¤u’da 1967 Arap-‹srail Savafl› öncesi ve sonras›ndaki geliflmeleri kapsaml› bir flekil-de anlamak için yararl› bir kaynak olarak Geçmiflten Günümüze Orta Do¤u: Siyaset, Savafl ve Diplomasi adl› kitaba bakabilirsiniz. (Tayyar Ar›, Bursa, MKM Yay., 4. Bask›, 2008)

Süper güçlerin savafl s›ras›nda ve sonras›ndaki politikalar› ele al›nd›¤›nda ABD’nin krizin savaflla sonlanmamas› için ilk aflamada çaba harcad›¤›n› belirtmek gerekir. ABD’nin bu tutumu, yaflanacak bir savafl›n sonuçlar› kestirilemedi¤inden ve savaflla beraber bölgedeki Sovyet nüfuzunun artma ihtimalinden kaynaklan-maktayd›. Bununla beraber, ABD’nin Bat› Almanya ve ‹ngiltere’deki baz› uçaklar›-n›n, krizin ortaya ç›kmas›yla beraber Negev’de konufllanarak M›s›r üzerinde keflif uçufllar› yapt›¤› ve keflif foto¤raflar› çekti¤i iddia edilmektedir. Buna göre, ‹srail’in bu kadar k›sa bir süre içinde M›s›r hava üslerine baflar›l› sald›r›lar gerçeklefltirme-si, Amerikan uçaklar›n›n yapt›klar› keflifler sonucunda toplad›klar› istihbaratla mümkün olmufltur. Yine savafl›n bafl›nda ‹srail’in hava üstünlü¤ünü mutlak flekil-de ele geçirmesinflekil-den sonra Amerikan uçaklar›n›n bu kez M›s›r-Suriye-Ürdün kara birliklerinin hareketlerine yönelik istihbarat toplad›¤› ve bunlar› ‹srail’le paylaflt›¤›

iddia edilmektedir (Miglietta, 2002: 138). Sovyetler Birli¤i ise krizin ilk dönemlerin-de Suriye rejimine yönelik ‹srail tehdidini dönemlerin-dengelemek için M›s›r’›n Suriye’ye dönemlerin- des-tek vermesini sa¤lamaya çal›flm›flt›r. Zira, fiam’da 1966 fiubat’›nda yönetimi ele ge-çiren yeni ekip, bölgede Sovyet politikalar›na paralel politikalar izlemekteydi. Ye-ni yönetime karfl› darbe giriflimleriYe-nin yap›ld›¤› bir dönemde ‹srail tehdidiYe-nin de ortaya ç›kmas› hem fiam yönetimini hem de Sovyetleri zor duruma sokabilirdi. Bu nedenle Moskova, önce M›s›r’›n Suriye’nin yan›nda yer almas›n› sa¤lam›fl; sonra-s›ndaysa bu iki ülkeyi destekleyen bir tutum tak›nm›flt›r.

1962’deki Küba krizinin ard›ndan ABD ile SSCB aras›nda kurulan k›rm›z› hat, ilk defa 1967 Savafl›’yla beraber kullan›lm›flt›r. Savafl›n bafllad›¤›n›n ö¤renilmesinin ard›ndan Moskova’n›n k›rm›z› hatt› kullanmas›yla bafllayan görüflmeler, ilerleyen günlerde de devam etmifltir. Bu ba¤lamda ABD’nin en büyük kayg›s›, Sovyetlerin savafla müdahil olmas›yd›. ABD Baflkan› Johnson, Sovyetlerin savafla müdahil ol-ma riskinin “Vietnam sorunundan daha tehlikeli oldu¤unu” düflünmekteydi: “ABD bu kez Çin ile de¤il, Sovyetlerle karfl› karfl›ya kalacakt›” (Spiegel, 1986: 151). Bu nedenle Moskova’ya, ilk günden itibaren ABD’nin savaflta herhangi bir rol oyna-mad›¤› vurgulanm›flt›r. ‹srail’in Arap ülkeleri karfl›s›nda üstünlü¤ü ele geçirdi¤inin ö¤renilmesinin ard›ndan ateflkese yönelik bask›lar›n› artt›ran SSCB, ‹srail’in sald›r›-lar›n› durdurmamas› hâlinde askerî müdahale de dâhil harekete geçece¤ini bildir-mekteydi. Sonuçta ateflkesin sa¤lanmas›n›n ard›ndan SSCB ve ABD’nin giriflimleri ve uzun pazarl›klar sonucunda BM Güvenlik Konseyi 22 Kas›m 1967’de 242 say›l›

karar› alm›flsa da bu karar›n uygulanmas›, günümüze kadar mümkün olmam›flt›r.

242 Say›l› BM Güvenlik Konseyi Karar›’n›n en önemli k›sm› 1. paragraf›d›r. Bu paragraf-ta “‹srail’in son savaflparagraf-ta iflgal etti¤i topraklardan çekilmesi; savafl durumuna son verilmesi, bölgedeki her devletin egemenlik, toprak bütünlü¤ü ve siyasi ba¤›ms›zl›¤› ile kuvvet teh-didinden uzak olarak, güvenlikli ve tan›nm›fl s›n›rlar içinde bar›fl halinde yaflama hakk›n›n tan›nmas›” istenmekteydi.

Di¤er bölge ülkelerinin savafl s›ras›nda ve sonras›ndaki politikalar› ele al›nd›¤›n-da, savafltan bir gün önce Ba¤dat’ta toplanan Suudi Arabistan, Libya, Cezayir, Ku-veyt, Bahreyn, Katar ve Abu Dabi temsilcileri, ald›klar› bir kararla herhangi bir Arap ülkesine sald›ran veya ‹srail’e yard›m eden ülkelere petrol ambargosu uygulama ka-rar› alm›fllard›. Savafl›n bafllamas›n›n ard›ndan Kahire’nin Amerikan ve ‹ngiliz

güçle-85

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

rinin ‹srail’e yard›m etti¤ini iddia etmesinin ard›ndan, ABD ve ‹ngiltere’ye petrol ambargosu uygulamaya bafllayan ülkelerin önemli bir k›sm› bu iki ülkeyle diploma-tik iliflkilerini kesmifltir. Bölge ülkelerinden sadece M›s›r ve Irak’tan tehdit alg›layan ve Bat› Blo¤u ile iyi iliflkiler içinde bulunan ‹ran ise petrol üretimini artt›rarak bu yapt›r›m› telafi etmeye çal›flm›flt›r (Armao¤lu, 1989: 258-259; Tackney, 1972: 12).

Dolay›s›yla bu petrol ambargosu giriflimi baflar›s›zl›kla sonuçlanm›flt›r. Savafl sonra-s›nda M›s›r, Suriye ve Ürdün’ün de kat›ld›¤› 1967 Temmuzundaki ve A¤ustosunda-ki Arap Birli¤i zirvelerinde ‹srail ve ‹srail’e yard›m eden ülkelere yapt›r›m uygulama karar› tart›fl›lsa da esas konu, kaybedilen topraklar›n geri al›nmas› olmufltur. Nite-kim 3 Eylül 1967’de sona eren Hartum Zirvesi sonunda ‹srail’i tan›mama, görüflme-lerde bulunmama ve bar›fl yapmama kararlar› al›nm›flt›r (Ar›, 2008: 318-319).

1967 Savafl›’n›n bölgesel sonuçlar›n› irdelemek gerekirse, öncelikle belirtilmesi gereken, Nâs›rizm olarak ifade edilebilecek ve M›s›r’›n 1952’den beri di¤er ülkeleri ve halklar› peflinden sürükleyen Pan-Arap düflüncesinin öncüsü konumunda

oldu-¤u ak›m sona ermifltir. Di¤er bir bak›fl aç›s›yla, 1952’den beri gerek ‹srail gerekse geleneksel Arap rejimleri aç›s›ndan en büyük tehdit olarak görülen Nâs›r’›n etkisi, bir daha asla eskisi gibi olmam›flt›r. Bu anlamda M›s›r’›n bölgedeki merkezi rolü, ar-t›k petrol üreticisi Arap ülkelerinin eline geçmifltir. Bu ülkelerden Irak, Suriye, Lib-ya ve Cezayir bölgesel liderlik için giriflimlerde bulunmak isteseler de savafl›n erte-sinde Suudi Arabistan bölgesel süper güç haline gelmifltir (Tibi, 1998: 82-83).

Suudi Arabistan ve Körfez monarflileri ekonomik aç›dan iflas›n efli¤ine gelen M›s›r’a, Yemen’deki askerlerini çekmesi ve rejimlerini rahat b›rakmalar› karfl›l›¤›n-da ekonomik yard›m yapmaya bafllam›fllard›r. Bu çerçevede Nâs›r’›n siyasal propa-gandas›n›n en temel silah› olan Kahire merkezli Araplar›n Sesi radyosu kapat›lm›fl, M›s›r Yemen’deki askerlerini çekmeye bafllam›fl ve Arap Birli¤i, Nâs›r’›n politikala-r› için sürükleyici bir yer olmaktan ç›km›flt›r. Savafl›n bir baflka bölgesel sonucu, Arap ülkelerinin temel gündemlerinin art›k iflgal alt›ndaki topraklar›n geri al›nma-s› olmufltur. Nitekim, savafltan yaklafl›k bir hafta sonra ‹srail Baflbakan› Levi Efl-kol’un iflgal ettikleri topraklar›n geri verilmesine iliflkin olarak “...hiç kimse hayale kap›lmas›n...Bugüne kadar mevcut olan durum art›k bir daha geri gelmeyecektir.”

(Armao¤lu, 1989: 259) fleklindeki ifadesi, ‹srail’in iflgal etti¤i topraklardan kolay kolay çekilmeyece¤ini göstermekteydi. Bununla iliflkili olarak, her ne kadar savafl sonunda yüz binlerce kifli mülteci konumuna düflse de Filistinliler ve özellikle Fi-listin Kurtulufl Örgütü (FKÖ) FiFi-listin sorununda önemli bir aktör haline gelmifltir.

Resim 3.11 1969’da Filistin Kurtulufl Örgütü Baflkan› olan Yaser Arafat (1929-2004) Kaynak:

http://www.

aljazeera.com/

indepth/inpictures/

2012/07/

201272915855070 8.html

1967 Arap-‹srail Savafl›’n›n Filistin sorunu aç›s›ndan sonuçlar› nelerdir?

Savafl›n sonuçlar› ‹srail aç›s›ndan de¤erlendirildi¤inde, askerî aç›dan ‹srail’in bölgede sürdürmeye çal›flt›¤› cayd›r›c›l›¤›n devam etti¤i söylenebilir. ‹srail’in 1960’l›

y›llarda ABD ile kurmaya bafllad›¤› stratejik iliflki, savafl sonras›nda da devam ede-cek ve Fransa ile 1967 Savafl›’na do¤ru aksamaya bafllayan iflbirli¤ini fazlas›yla ika-me edecektir. M›s›r ve Suriye ise, Sovyet silahlar›yla donat›lmaya devam edilecek ve yeterli güce ulaflt›klar›nda kaybettikleri topraklar›n› geri almaya çal›flacaklard›r.

Alt› Gün Savafl› sonras›nda Orta Do¤u’da oluflan yeni güç da¤›l›m›, bir yandan Arap ülkelerinin eski tehdit alg›lamalar›n›n de¤iflmesine neden olurken di¤er yan-dan küresel güçlerin bölgesel iliflkilere daha fazla angaje olmas›na neden olmufl-tur. Arap ülkelerinin tehdit alg›lamalar›ndaki de¤iflimin en önemli nedeni, M›s›r’›n savafl sonras›ndaki durumundan kaynaklanmaktad›r. Savafl öncesinde geleneksel Arap ülkelerinin ‹srail’den daha fazla tehdit alg›lad›klar› M›s›r, savafl›n getirdi¤i he-zimetle beraber hem askerî hem ekonomik ve en önemlisi de siyasal aç›dan eski etkisini yitirmifltir. Dolay›s›yla art›k M›s›r, Suudi Arabistan baflta olmak üzere gele-neksel Arap yönetimleri aç›s›ndan bir tehdit olmaktan ç›km›fl; tersine ekonomik aç›dan bu ülkelere ba¤›ml› bir hale gelmifltir.

Ald›¤› yard›mlarla ekonomisini ve askerî kapasitesini güçlendirmeye çal›flan M›-s›r, ‹srail’e karfl› bu kez farkl› bir strateji uygulamaya çal›flm›flt›r. Bu ba¤lamda Y›p-ratma Savafl›, Alt› Gün Savafl›’n›n hemen ard›ndan silahlanma faaliyetlerine a¤›rl›k veren, ancak henüz ‹srail’le do¤rudan mücadele edecek kapasiteden yoksun olan M›s›r’›n tercih etti¤i yöntem olmufltur. Buna göre, her ne kadar ‹srail askerî envan-terleri aç›s›ndan M›s›r karfl›s›nda oldukça üstünse de gücün di¤er boyutlar› aç›s›n-dan M›s›r karfl›s›nda dezavantajlara sahipti. Bu dezavantajlar›n bafl›ndaysa ‹srail’in nüfus ve asker say›s› gelmekteydi. M›s›r ise asker say›s› aç›s›ndan ‹srail karfl›s›nda mutlak bir flekilde üstündü. 1968 Eylülüyle beraber Süveyfl’in Bat› yakas›ndaki tah-kimat›n› büyük ölçüde tamamlayan M›s›r, bu bölgeye yaklafl›k 150.000 asker yer-lefltirmiflti. Bu aflamadan sonra M›s›r, ‹srail’le planl› ve düflük yo¤unluklu bir savafl içine girdi (Armao¤lu, 1989: 281-290). M›s›r’›n Y›pratma Savafl›ndaki amaçlar›, ‹sra-il’e Sina’n›n iflgalini kabul etmeyece¤ini göstermek, ‹srail’in bölgedeki hareketleri-ni s›n›rland›rmak, ‹srail’e kabullenemeyece¤i kay›plar verdirerek Sina’dan çekilme-sini sa¤lamak ve askerî kapasitesi ‹srail’le kapsaml› bir savafla giriflmek için yeterli düzeye gelene kadar s›n›rl› çat›flmalarla ordusunun haz›rl›k derecesini artt›rmak fleklinde s›ralanabilir. Bu savafl, Nâs›r’›n deyimiyle “düflman› yoracak uzun bir sa-vafl” olacakt› (Walt, 1990: 108; James, 2006: 96).

M›s›r’›n y›pratma savafl›n› bafllatma karar› almas›nda bölge ülkelerinin de etkisi vard›. Nitekim Suudi Arabistan, M›s›r’a verdi¤i parasal yard›mlar›n askerî anlamda karfl›l›¤›n› görmek için M›s›r’a bask› yapmaktayd›. Ürdün ise M›s›r’›n, bir yandan Fi-listinli gruplar›n Ürdün topraklar› üzerinden sald›r›lar düzenlemesini desteklerken di¤er yandan M›s›r-‹srail s›n›r›nda herhangi bir çat›flmaya girmemesini elefltirmek-teydi. ABD’nin ‹srail’i silahland›rmaya devam etmesi ise M›s›r’›n iflgal edilen top-raklar›n diplomatik yollarla geri al›nabilece¤ine yönelik beklentilerini sona erdir-miflti. Dolay›s›yla bu faktörler, bir bütün olarak M›s›r’›n y›pratma savafl›na girmesi-ne girmesi-neden olmufltu. Sonuç olarak M›s›r ile ‹srail aras›nda yaflanan ve Sovyetler Bir-li¤i ile ABD’nin geliflmifl silah sistemlerini bu ülkelere aktararak destekledi¤i Y›p-ratma Savafl›’n›n önce ‹srail, sonras›ndaysa hem M›s›r hem ‹srail aç›s›ndan katlan›-lamaz hâle gelmesiyle, 1970 A¤ustos’unda yap›lan bir ateflkes anlaflmas›yla savafl sona ermifltir (Kamrava, 2005: 123-124).

87

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

5

M›s›r’›n ‹srail’e karfl› y›pratma savafl› bafllatmas›n›n nedenleri nelerdir?

M›s›r’da Ürdün’le Filistinliler aras›nda ateflkes anlaflmas›n›n yap›lmas›ndan bir gün sonra 28 Eylül 1970’te Nâs›r’›n ölümü, Orta Do¤u güç da¤›l›m›nda etkileri günü-müze kadar sürecek olan de¤iflimlerin yaflanmas›na neden olacakt›r. Nâs›r’›n ard›n-dan Devlet Baflkanl›¤›’na seçilen ve 1952’de yönetimi devralan Hür Subaylar grubun-dan biri olan Enver Sedat ile beraber, gerek bölge içi iliflkiler gerekse küresel güçler-le iliflkigüçler-lerde önemli de¤ifliklikgüçler-ler yaflanm›flt›r. Bu de¤iflimgüçler-lerin k›sa vadeli sonuçlar›n-dan biri, M›s›r’la özellikle Suriye ve Suudi Arabistan aras›nda geliflen yak›nlaflma ve küresel güçlerin bölgeye daha fazla silah sevk etmesi olmufltur. Bu geliflmeler Arap ülkelerinin iflgal alt›ndaki topraklar›n› geri alabilmek için 1973’te ‹srail’le savaflmala-r›na ve ABD ile SSCB’nin bölgeye angajmanlar›n› artt›rmalasavaflmala-r›na neden olacakt›r.