• Sonuç bulunamadı

Birinci Arap-‹srail Savafl›’n›n ard›ndan ABD ve ‹ngiltere, Filistin sorunu nedeniyle Sovyetlerin bölgeye s›zmas›n› sa¤layacak bir ortam oluflmas›ndan kayg› duyuyor-du. Bu nedenle bir yandan bölgeye yönelik silah sat›fl›n› Üçlü Deklarasyon gibi mekanizmalarla kontrol alt›nda tutmaya çal›fl›rken öte yandan Orta Do¤u’da yeni bir savunma yap›lanmas› kurulmaya çal›fl›l›yordu. Bölgede bir Orta Do¤u tanl›¤› kurulmas› öngörülmekteydi. M›s›r’›n kat›l›m›n› teflvik için Orta Do¤u Komu-tanl›¤›’n›n merkezinin Kahire’de olmas› ve ‹srail’in bu sistemin d›fl›nda b›rak›lmas›

teklif edilmiflti. Bu teklifin M›s›r taraf›ndan kabul edilmemesi üzerine ABD M›s›r’›

yeni bir örgütlenme ile Bat› Blokuna entegre etme girifliminde bulunmufltur. Bu do¤rultuda 1952 Haziran’›nda ABD ve ‹ngiltere, Orta Do¤u Komutanl›¤› yerine da-ha az rada-hats›z edici ve bir Komutanl›ktan ziyade bir Planlama Kurulu niteli¤inde olan Orta Do¤u Savunma Örgütü fikri ortaya at›lm›flt›r. Ancak ‹ngiliz askerleri çe-kilmeden hiçbir savunma yap›lanmas›na kat›lmayaca¤›n› belirten M›s›r’›n bu tutu-mu, di¤er Arap ülkeleri taraf›ndan da benimsenmifl ve Orta Do¤u Savunma Örgü-tü fikri de daha kurulmadan sona ermifltir(Hahn, 2005: 76-78; Oren, 1992: 78).

Öte yandan 22 Temmuz 1952’de M›s›r ordusundaki Hür Subaylar grubunun bir askerî darbe ile yönetimi ele geçirmesi ve sonras›nda izledi¤i politikalar, bütün ak-törlerin ulusal ve bölgesel güvenlik politikalar›n› gözden geçirmelerine neden ol-mufltur. Bu noktada Hür Subaylar hareketine General Muhammed Necip önderlik etse de Albay Cemal Abdül Nâs›r k›sa süre içinde yönetimde kontrolü sa¤lam›flt›r.

Bunun ard›ndan Nâs›r yönetimindeki M›s›r, 1970’li y›llara kadar Orta Do¤u’da ya-flanan birçok geliflmeye damgas›n› vuracakt›r. fiüphesiz bu geliflmelerin bafl›nda Süveyfl Savafl› yer almaktad›r.

73

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

Üçlü Deklarasyon: ABD,

‹ngiltere ve Fransa taraf›ndan 25 May›s 1950’de aç›klanan Üçlü Deklarasyon, Orta Do¤u’daki silahlanmay› ilk kontrol giriflimidir. Deklarasyon, Orta Do¤u ülkelerine yönelik bir silah ambargosundan ziyade kontrollü silah satmay› amaçlamaktayd›.

Buna göre Orta Do¤u’ya üç ülkenin onay› olmadan silah sat›fl› yap›lmayacakt›. Ancak gerek üç ülkenin farkl›

ç›karlara sahip olmalar›

gerekse M›s›r’›n

Sovyetlerden silah al›m›, bu mekanizman›n ortadan kalkmas›na neden olmufltur.

Süveyfl krizinin ortaya ç›kma-s›na ve bir savafl›n yaflanmaç›kma-s›na neden olan baz› geliflmeler ol-mufltur. Bu ba¤lamda Nâs›r’›n Sovyetler Birli¤i arac›l›¤›yla

Do-¤u Blokundan silah transferi, özellikle Afrika’daki sömürge karfl›t› hareketleri desteklemesi, Ürdün’de Monarfli karfl›t› halk hareketlerini desteklemesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni tan›ma-s› gibi geliflmeler ABD ve ‹ngil-tere’nin tepkisini çekmiflti. Öte yandan Orta Do¤u’daki Sovyet yay›lmac›l›¤›na karfl› M›s›r’›n içinde yer ald›¤› bir savunma örgütünün kurulamaya-ca¤› görülünce, 1955’te ‹ngiltere, Türkiye, ‹ran, Irak ve Pakistan’›n kat›l›m›yla Ba¤-dat Pakt› kurulmufltu. Ba¤Ba¤-dat Pakt›, her ne kadar Moskova’ya karfl› bölgesel bir gü-venlik önlemi olarak kurulsa da bölgesel etkisinin azalaca¤›n› düflünen M›s›r’› ra-hats›z etmifltir.

Bu geliflmeler, M›s›r’la Bat› Bloku aras›ndaki gerilimi artt›rmakla beraber, Sü-veyfl Savafl›’n›n temel nedeni, ABD ve ‹ngiltere’nin Nâs›r yönetiminin oldukça önem verdi¤i Asvan Baraj› projesinin finansman›ndan çekilmesi olmufltur. Nitekim 19 Temmuz 1956’da ABD, arkas›ndan da ‹ngiltere ve Dünya Bankas›, resmî olarak bu koflullarda baraj›n finansman›n› üstlenemeyeceklerini aç›klam›flt›r. Nâs›r’›n bu-na yönelik tepkisi ise Hür Subaylar Devrimi’nin y›l dönümü olan 26 Temmuz 1956’da Süveyfl Kanal fiirketi’ni millîlefltirmek fleklinde olmufltur.

Bunun üzerine ‹ngiltere bir yandan M›s›r’a yönelik askerî haz›rl›klar›n› bafllat›r-ken di¤er yandan olas› bir müdahalenin meflruiyet zeminini de haz›rlamaya çal›fl-maktayd›. Londra yönetimi öncelikle Nâs›r’›n millîlefltirme karar›n› gerekçe göste-Resim 3.4

Cemal Abdül Nâs›r (1918-1970) Kaynak:

http://looklex.com/

e.o/nasser.htm#

Resim 3.3 M›s›r’da Monarfliye son veren Hür Subaylar grubu (Masada oturan, darbenin lideri Muhammed Necip, onun sa¤›nda oturan Cemal Abdul Nâs›r, sol köflede flapkal›

subay›n yan›nda oturan kravatl› ise Enver Sedat) Kaynak: Joel Gordon (2006), Nasser: Hero of the Arab Nation, Oxford: Oneworld Publications, s. 30.

rerek M›s›r’a müdahale edebilmenin hukuksal yollar›n› araflt›rm›fl ancak millîlefltir-me karar›n›n M›s›r iç hukukuna ve uluslararas› hukuka uygun olmas› nedeniyle bu yola baflvuramam›flt›. ABD ile temasa geçen Londra yönetimi, Washington’dan Ka-nal›n bütünüyle M›s›r’›n kontrolüne geçmemesine yönelik deste¤ini alsa da ABD’nin herhangi bir askerî müdahaleye karfl› olmas›yla zor durumda kalmaktayd› (Golani, 1998: 38; Aridan, 2004: 156-157).

Bu ba¤lamda farkl› gerekçelere sahip olsalar da ‹ngiltere, Fransa ve ‹srail’in ç›kar-lar›, M›s›r karfl›tl›¤› noktas›nda birleflmekteydi. Cezayir’de yaflad›¤› s›k›nt›lardan do¤-rudan Kahire’yi sorumlu tutan Paris yönetimi, bu yüzden ‹srail’e silah sat›fl›n› artt›ra-rak ve istihbarat alan›nda iflbirli¤i yapaartt›ra-rak Nâs›r yönetimini dengelemeye çal›flmak-tayd›. Süveyfl Kanal›n›n millîlefltirilmesi ise Fransa için Nâs›r yönetiminden tamamen

“kurtulma” f›rsat› do¤urmaktayd›. Kanal›n millîlefltirilmesi, Fransa için ‹ngiltere kadar hayati önemde de¤ilse de Nâs›r’›n devrilmesi ve özellikle Kuzey Afrika’daki Frans›z nüfuzunun korunmas› için önemli bir f›rsat olarak de¤erlendirilmekteydi (Shlaim, 2001: 121; Mcnamara, 2003: 48-50). ‹srail ise her ne kadar Sovyet silah sistemlerini askerî yap›s›na entegre etmesinden önce M›s›r’a tek bafl›na bir sald›r› gerçeklefltirme planlar› yapsa da böylesi bir plan›n zorluklar›n› görmekteydi. Dolay›s›yla, M›s›r’a tek bafl›na sald›r› düzenleme ya da ortak askerî müdahaleye kat›lma fleklinde alternatif-lerle karfl› karfl›ya olan ‹srail için ortak müdahale, hem askerî hem de siyasi maliyet-leri azaltacak bir opsiyon olarak de¤erlendirilmiflti (Levey, 1997: 72).

Süveyfl krizinde ‹ngiltere, Fransa ve ‹srail’in M›s›r karfl›s›nda birleflmesinin nedenleri nelerdir?

Planlamaya göre harekât, ‹srail’in M›s›r’a sald›rmas›yla bafllayacakt›. ‹ngiltere ve Fransa’n›n her iki tarafa ateflkes ça¤r›s› yapmas› ve Kanal’›n her iki taraf›ndan 10 mil çekilmelerini istemeleri ve buna uyulmamas› hâlinde askerî müdahalede bulu-nacaklar›n› içeren birer ültimatom vermesiyle devam edecekti. ‹srail bu ça¤r›ya uyacak; M›s›r ise do¤al olarak uymayacak ve M›s›r’a yönelik ‹ngiliz-Frans›z sald›r›-s› bafllayacakt›. Böylece ‹srail’in M›sald›r›-s›r’a sald›rmasald›r›-s›yla 29 Ekim 1956’da bafllayan Sü-veyfl Savafl›, 30 Ekim’de ‹ngiltere ve Fransa’n›n M›s›r ile ‹srail’e ültimatom

verme-75

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

Resim 3.5 Süveyfl Kanal›n›n uydudan görünümü Kaynak:

http://www.eoearth.

org/article/Suez_

Canal,_Egypt

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

2

leri ve M›s›r’›n buna uymamas› üzerine 31 Ekim’de M›s›r’a sald›rmalar›yla devam etmifltir. Hava üstünlü¤ünü bir gün içinde ele geçiren ‹ngiliz-Frans›z kuvvetleri, k›-sa sürede Kanal bölgesine asker ç›karmaya bafllam›flt›r (Varble, 2003: 28-89, 126;

Levey, 1997: 76-79). Sald›r›lar›n durdurulmas›na yönelik BM Güvenlik Konseyine gelen Amerikan ve Sovyet tasar›lar› ‹ngiliz-Frans›z vetosuna tak›l›nca, konu BM Genel Kurulunda ele al›nm›fl ve 2 Kas›m’da Genel Kurulun ald›¤› 997 (ES-I) say›l›

kararla ateflkes ça¤r›s› yap›lm›flt›r. Ancak buna ra¤men sald›r›lar›n› devam ettiren üçlü, özellikle ABD ve SSCB’den gelen bask›lar sonucunda 7 Kas›m’da ateflkes ça¤r›s›na uymufltur (Mcnamara, 2003: 55-57).

Süveyfl Savafl›, kazananlar› ve kaybedenlerinin, farkl› aç›lardan de¤iflkenlik gös-terdi¤i bir savafl olarak de¤erlendirilmelidir. Savafl’›n taraflar› aç›s›ndan

düflünüldü-¤ünde ‹srail, bu savafltan k›sa vadeli ve do¤rudan en kazançl› ç›kan taraf olmufltur.

‹ngiltere ve Fransa, savafltan askerî anlamda kazançl› ç›kmakla beraber, savafl›n or-ta ve uzun vadeli sonuçlar› de¤erlendirildi¤inde siyasi aç›dan ma¤lup olduklar›

söylenebilir. Zira Süveyfl Savafl› ‹ngiltere’nin Orta Do¤u’dan tasfiye edilmesi süre-cini beraberinde getirmifl ve bir dönem Orta Do¤u ülkelerinin ço¤unda önemli bir nüfuza sahip olan ‹ngiltere’nin bu etkisi k›sa süre içinde ortadan kalkmaya baflla-m›fl ve yerini Amerikan nüfuzuna b›rakbaflla-m›flt›r. Fransa da Cezayir ayaklanmas› ne-deniyle girdi¤i Savaflta Nâs›r’› devirememifl, Cezayir sorunu konusunda ilerleme kaydedememifl ve 1962’de Cezayir’in ba¤›ms›zl›¤›n› tan›mak zorunda kalm›flt›r (Ti-bi, 1998: 66; Aridan, 2004: 171).

M›s›r ise ‹ngiliz-Frans›z-‹srail sald›r›lar› karfl›s›nda askerî anlamda yenilgi alsa da siyasi aç›dan süreçten en kazançl› ç›kan aktörlerden biri olmufltur. Zira Nâs›r yö-netimindeki M›s›r, Kanal› elinde tutarak rejimini korumufl ve hem Orta Do¤u’da hem de Afrika’da oldukça prestijli bir konuma gelmifltir. ‹ngiliz yanl›s› Amman ve Ba¤dat yönetimleri bile Süveyfl Savafl› esnas›nda M›s›r’›n yan›nda yer alarak sald›-r›ya tepki göstermifllerdir (Ar›, 2008: 261). Bu ba¤lamda bölgesel etkisini bölgede kurdu¤u ittifaklar ve güç iliflkileriyle devam ettirecek olan M›s›r, SSCB’den yeni si-lah sistemleri edinerek bölgesel güç denklemini kendi lehine çevirmek için 1960’l›

y›llarda yeni giriflimlerde bulunmufltur.

Süveyfl Savafl›’n›n ‹ngiltere ve Fransa aç›s›ndan sonuçlar› nelerdir?

Orta Do¤u’da h›zla eriyen ‹ngiliz-Frans›z nüfuzunun ortaya ç›kard›¤› boflluk ise ABD taraf›ndan doldurulmaya çal›fl›lm›fl ve ABD art›k, Orta Do¤u’da kendi patrona-j›nda bölgesel güvenlik politikalar› uygulamaya bafllam›flt›r. Ancak Orta Do¤u’daki Sovyet etkisi bir önceki dönemle karfl›laflt›r›lmayacak biçimde artm›fl ve Moskova, si-lah kart›n› kullanarak 1955’te girdi¤i Orta Do¤u’ya sisi-lah›n yan› s›ra siyasal ve ideolo-jik olarak da girme f›rsat› elde etmifltir. Nitekim 1956-1967 döneminde yaflanan en önemli de¤iflimlerden birisi, Sovyetler Birli¤i’nin Orta Do¤u’ya giderek artan angaj-man›d›r. Bat› Blokunun nüfuzunda görülen ülkelerdeki rejim de¤ifliklikleri ve yeni rejimlerin iktidarlar›n› sa¤lamlaflt›rmak ve yayg›nlaflt›rmak için ideolojik dayan›flma-n›n yan› s›ra silah aray›fl›na girmeleri, daha önce sadece M›s›r üzerinden bölgesel güç mücadelesine angaje olmaya çal›flan Sovyetler Birli¤i’nin art›k bölge denkleminde göz ard› edilmeyecek bir aktör hâline gelmesini sa¤lam›flt›r (Levey, 1997: 72).

Süveyfl Savafl› sonras› dönemin bir baflka belirleyicisi, Arap-‹srail sorunun taraf-lar›ndan biri olan Arap ülkeleri aras›ndaki iliflkilerde yaflanan de¤iflimdir. Nitekim daha önce M›s›r haricindeki yönetimlerin hepsi, geleneksel yap›lar›yla Bat› Bloku-nun nüfuzu alt›ndayd›. Yeni dönemde ise M›s›r’la Suriye aras›ndaki birleflme

giri-S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

kurmakta ve önceleri Bat›

Avrupa’ya ulaflmak için Afrika k›tas›n› dolaflan ticari gemilerin yolunu yar› yar›ya k›saltmaktayd›. Bu nedenle kanal, stratejik aç›dan oldukça önemliydi. Kanal›n kontrolü, 1956’da M›s›r’›n millîlefltirme karar›na kadar Kanal fiirketi’nin elinde olup ço¤unluk hisseleri ‹ngiltere ve Fransa’ya aitti.

flimi, Irak’taki monarflinin bir darbeyle son bulmas›, Ürdün’deki monarflinin nere-deyse y›k›lmas›na neden olan hareketler, Lübnan’daki kar›fl›kl›klar ve Yemen’deki çat›flmalar, bölge içi dinamikleri etkiledi¤i kadar bölge d›fl› güçlerle kurulan iliflki-lerde de belirleyici olmufltur. Bir baflka deyiflle, bölge ülkelerinin birbirlerinden al-g›lad›klar› tehditler, bölge d›fl› güçlerle silah ve güvenli¤e dayal› ittifak iliflkisi ku-rarken dikkate al›nan en önemli parametrelerden biri hâline gelmifltir.

ABD’nin Orta Do¤u’daki sorunlara do¤rudan küresel bir güç olarak müdahalesi

‹kinci Dünya Savafl› sonras›

dönemde gündeme gelmesi-ne karfl›n, Süveyfl Savafl› esna-s›nda ‹ngiltere ve Fransa’ya karfl› uygulad›¤› politikalar›n ard›ndan Washington bölge-deki etki alan›n› geniflletmifl-tir. Bununla beraber, Süveyfl Savafl›’n›n ard›ndan ABD’nin bölgedeki ç›karlar›n› koruma-s› için önlenmesi gereken iki önemli sorun ortaya ç›km›flt›r (Osgood, 2009: 8). Bunlardan ilki, “‹ngiltere’nin bölgedeki nüfuzunun erimesi sonucun-da oluflan güç bofllu¤unun Sovyetler Birli¤i taraf›ndan doldurulmas›” ihtimaliydi.

‹kinci sorun ise Nâs›r’›n siyasi

olarak bayraktarl›¤›n› yapt›¤› “Arap milliyetçisi ak›mlar›n, bölgede Bat› Blo¤uyla iyi iliflki içinde bulunan geleneksel rejimler üzerinde bask› oluflturmas›yd›”. Çün-kü Nâs›r, savafltan siyasi bir zaferle ç›km›fl ve ‹ngiltere ile Fransa’n›n amaçlad›¤›n›n tam aksine, milliyetçi söylemleri daha genifl kitleleri etkisi alt›na almaya bafllam›fl-t›. ABD’ye göre bu iki soruna yönelik önlemler al›nmazsa Bat›’n›n Orta Do¤u’daki hayati ç›karlar› oldukça zarar görecekti.

Bu do¤rultuda ABD Baflkan› Dwight D. Eisenhower’›n 5 Ocak 1957’de Kon-gre’ye verdi¤i mesajda ifadesini bulan ve Eisenhower Doktrini olarak adland›r›lan yeni politika ile ABD, Orta Do¤u’da ‹ngiltere’nin eriyen nüfuzunu kendi patrona-j›nda yeniden oluflturmay› amaçlam›flt›r. Eisenhower’›n Kongre’ye mesapatrona-j›nda sade-ce Sovyet yay›lmac›l›¤› ve komünizm tehlikesine vurgu yap›lsa da esas›nda Dok-trin, biri Sovyetler Birli¤i di¤eri ise Arap milliyetçisi ak›mlar olmak üzere çifte ku-flatmay› (dual containment) içeren bir yap›ya sahipti.

Süveyfl Savafl› sonras› dönem, Orta Do¤u’nun bölge içi dinamiklerinin yeniden belirlendi¤i ancak k›sa vadede iliflki ve ittifaklar›n de¤iflkenlik gösterdi¤i bir dönem olmufltur. De¤iflen iliflki ve ittifaklar çerçevesinde bölgesel güvenlik parametreleri de farkl› flekiller alm›flt›r. Bu ba¤lamda krizin s›cakl›¤›yla k›sa bir dönem M›s›r mer-kezli bir ittifak görüntüsü ortaya ç›ksa da bu tablo çok uzun ömürlü olmam›fl ve Nâ-s›r’›n Arap milliyetçili¤i söyleminden tehdit alg›layan geleneksel yönetimler, Eisen-hower Doktrinin de etkisiyle Bat› Blokuyla yeniden iliflkiye geçmifllerdir. Ancak Ba-t› Blokuna duyulan tepkiler sonucunda Ürdün ve Lübnan’da yaflanan halk

hareket-77

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

Resim 3.6 Eisenhower Doktrini ile ABD, Orta Do¤u’ya yönelik net taahhütlerde

bulunmaktayd›. Buna göre ABD bölge ülkelerine yapaca¤› ekonomik ve askerî yard›m›n yan› s›ra talep edilmesi hâlinde do¤rudan Amerikan askerlerini gönderip rejimleri koruyacakt›.

leri bast›r›lsa da Irak’taki ‹ngiliz yanl›s› Monarflinin bir askerî müdahale ile devrilme-si önlenememifltir. Bunun yan› s›ra Suriye ile M›s›r’›n Birleflik Arap Cumhuriyeti al-t›nda birleflmesi ve bölge içi çekiflmelerin Yemen örne¤inde oldu¤u gibi çat›flmala-ra dönüflmesi, bölgesel güvenlik paçat›flmala-rametrelerini etkileyen di¤er unsurlar olmufltur.