• Sonuç bulunamadı

Irak 2 A¤ustos 1990’da Kuveyt’e girmifl ve birkaç saat süren küçük çapl› direniflle-rin ard›ndan 140.000 asker ve 1.800 tanktan oluflan gücüyle k›sa sürede bütün ül-keyi iflgal etmifltir. ‹flgalin tamamlanmas›n›n hemen ard›ndan Kuveytli Albay Hüse-yin Ali’yi kurdurdu¤u “Geçici Özgür Kuveyt Hükümeti”nin bafl›na atayan Saddam, 8 A¤ustos’ta Kuveyt’i kendi topraklar›na katt›¤›n› ve 19. ili oldu¤unu ilan ederek Kuveyt’in bafl›na kuzeni ve Halepçe katliam›ndaki rolü nedeniyle “Kimyasal Ali”

lakab›yla an›lan General Ali Hasan el Mecid’i vali olarak atam›flt›r. Ancak Irak’›n bu ad›m› bölgesel ve küresel düzeyde büyük yank› uyand›rm›fl ve tepkilere ra¤men Irak geri ad›m atmam›flt›r (Moghaddam, 2006: 54).

Uluslararas› sistemin dönüflüm içinde oldu¤u bir dönemde gerçekleflen bu ifl-gal, gerek Orta Do¤u gerekse uluslararas› politika aç›s›ndan önemli bir dönüm noktas› olmufltur. Zira bölgesel olarak düflünüldü¤ünde daha önce Arap ülkeleri aras›nda rekabet ve çat›flmalar yaflansa da o ana kadar hiçbir Arap ülkesi bir di¤e-rini tamamen iflgal etmemiflti. Ancak bundan da önemlisi daha önce hiç bu kadar fazla Arap devleti, bir Arap devletine sald›r›lmas› için koalisyona kat›lmam›flt›. Ni-tekim Irak’›n Kuveyt’i iflgalinin ard›ndan Irak’a müdahale etmek için oluflturulan BM çerçevesinde ve ABD öncülü¤ündeki uluslararas› koalisyona destek veren ül-kelerden 10’u Arap ülkesiydi (Edwards - Hinchcliffe, 2001, 95). Bu noktada Irak karfl›t› koalisyona destek veren ülkelerin ço¤unun daha iki-üç y›l öncesine kadar

‹ran karfl›s›nda Irak’› desteklemeleri, ifli daha ironik hâle getirmekteydi. Ayr›ca Irak’›n k›sa bir süre öncesine kadar yak›n siyasi ve askerî bir iliflki içinde

bulundu-¤u Sovyetler Birli¤i’nin de Irak’a müdahale karfl›s›nda sessiz kalmas›; hatta müda-hale karar›n› desteklemesi de ilginçti.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

4

Irak’›n Kuveyt’i iflgalinin tan›nmas›, bölgesel ve küresel güvenlik yap›lanmas›n›n mutlak bir flekilde Ba¤dat lehine de¤iflece¤i bir sürecin bafllamas›na neden olacak-t›. Zira Irak kendince stratejik a盤›n› kapatacak ve ekonomik s›k›nt›lar›n›n da üste-sinden gelecekti. Ancak Kuveyt’in Irak’a kat›lmas›yla beraber Ba¤dat, ayn› zaman-da dünya petrol piyasas›nzaman-da oldukça belirleyici bir aktör haline gelecekti. Petrol re-zervleri aç›s›ndan o dönemde dünyan›n ikinci büyük rere-zervlerine sahip olan Irak’›n, Kuveyt’teki rezervleri kendisine katmas›, dünya petrol piyasas›n›n yaklafl›k %20’si-nin Ba¤dat’›n kontrolüne girmesi anlam›na gelmekteydi (Finlan, 2003: 29). Bu du-rum ise o dönemde petrolünün önemli bir k›sm›n› bölgeden karfl›layan ABD ve Av-rupa ülkelerinin Irak’a ba¤›ml› hâle gelmeleri demekti. Ayr›ca, kazanaca¤› ekono-mik gücü askerî kapasiteye dönüfltürmesi, askerî kapasitesi o dönemde dünyan›n dördüncüsü olan Irak’›n önlenemez yükseliflini beraberinde getirebilecekti. Bu du-rumda Suudi Arabistan ve Körfezdeki di¤er devletler baflta olmak üzere, bölgedeki hiçbir ülke Irak karfl›s›nda kendisini güvenli hissedemezdi. Ancak iflgale karfl› yap›-lan müdahale, So¤uk Savafl›n sona ermesiyle birlikte düflünüldü¤ünde bölgesel ve küresel güvenlik yap›lanmas›nda ciddi de¤iflikliklere sebep olmufltur.

Petrol zengini Kuveyt’in k›sa bir süre içinde bölgenin en güçlü ülkelerinden bi-ri taraf›ndan iflgal edilmesi üzebi-rine dönemin ABD Baflkan› George H. Bush, Irak birliklerinin çekilmemesi durumunda askerî müdahale dâhil her türlü yapt›r›m› ya-pabileceklerini ilan etmifltir. ABD’nin d›fl›nda Rusya ve Çin de ABD’ye destek ç›ka-rak Iç›ka-rak’a birliklerini geri çekmesi ça¤r›s›nda bulunmufllar. Bölgeye gerçek bir dev-rim getirece¤i vaadiyle Kuveyt’i iflgal eden Saddam bölge ülkelerini endifleye sevk etmifltir. En çok endiflelenen ülkelerin bafl›nda ‹srail küresel güçlerin derhâl duru-ma müdahale etmesini istemifltir. Fakat iflgalin uluslararas› infiale yol açduru-mas›n›n te-mel nedeni petrol olmufltur. Bu iflgalle birlikte bir taraftan petrol piyasas›n›n istik-rar› di¤er taraftan da bölgesel güç dengeleri Irak lehine bozulacakt›. Bundan dola-y› zaman›n ABD Baflkan› George Bush, iflgalden sadece dört gün sonra bu iflgalin ABD bak›m›ndan y›k›c› etkilere sahip oldu¤unu ve dünya istikrar›n› zedeleyece¤i-ni ilan etmifltir.

Irak’›n gerçeklefltirdi¤i iflgal sonras›nda oldukça yak›n tehditler alg›layan bölge ülkeleri, güç dengesini köklü bir flekilde de¤ifltirecek olan iflgale karfl› kendi aske-rî kapasiteleriyle karfl› koyamayacak durumdayd›lar. Bu ba¤lamda bölge ülkeleri-nin y›llard›r yapm›fl oldu¤u silahlanma faaliyetlerine ra¤men hemen hemen hiçbir ülke Irak’la mücadele edecek kapasiteye sahip de¤ildi. Ancak iflgalin durdurulma-mas› durumundaysa alg›lanan tehdit yak›n bir gelecekte do¤rudan bu ülkelerin so-nu olabilecekti. Ayn› flekilde, küresel güçlerin iflgale karfl› ç›kmamas› durumunda Irak’›n bölgede önlenemez yükselifli bafllayacak ve durum gelecekte çok daha ma-liyetli bir hâl alacakt›. Bu noktada Irak karfl›t› tüm taraflar için tek ç›kar yol, tehdi-di önlemenin maliyeti artmadan ve olas› kazançlar ortadan kalkmadan sürece mü-dahale etmek olmufltur. Bir anlamda “ç›karlar›n uyumu” fleklinde adland›r›labile-cek olan bu politika, ABD’nin inisiyatif üstlenmesi ile hayata geçirilmifltir.

ABD Irak’tan alg›lanan tehdidin daha fazla büyümemesi için öncelikle önleyici baz› önlemler alm›flt›r. ‹flgalden dört gün sonra Suudi Arabistan’a yerleflmeye bafl-layan Amerikan güçleri, Saddam’›n Suudi Arabistan’a olas› bir sald›r›s›n› cayd›rma-y› amaçlamaktayd› (Schmidt, 2005: 306). Ancak ABD’nin iflgale tek bafl›na müda-hale etmesi, sürecin kendisi için daha maliyetli olaca¤› anlam›na geldi¤inden, ABD öncelikle uluslararas› bir koalisyon oluflturarak sürece müdahale etmeyi tercih et-mifltir. Bu noktada So¤uk Savafl›n sona ermekte oluflu BM’nin meflru bir platform olarak bir koalisyon oluflturulmas›n› kolaylaflt›rd›¤› söylenebilir. Nitekim BM

Gü-117

4. Ünite - ‹ran Devrimi ve Körfez Savafllar›

venlik Konseyi iflgalin arkas›ndan ard› ard›na kararlar alm›fl ve nihayetinde 29 Ka-s›m 1990’da al›nan 678 say›l› kararla Irak’›n iflgali sona erdirmemesi hâlinde güç kullan›m›na izin vermifltir (Ar›, 2007: 446-448).

BM’de iflgale müdahaleye yönelik meflru bir zemin yarat›l›rken ABD ayn› dö-nemde müdahale için koalisyonu oluflturmaya bafllam›flt›r. ABD’nin koalisyonu, biri Arap ülkeleri, di¤eri Güvenlik Konseyinin bafll›ca üyeleri biri de Bat› Blo-ku’nun bafll›ca üyelerini içermek üzere üç ayakl› olarak oluflturmaya çal›flt›¤›

söylenebilir (Matthews, 1993: 60). Bu ayaklardan SSCB ve Çin’in de dahil

oldu-¤u Güvenlik Konseyi deste¤i, harekât›n uluslararas› alanda meflruiyetini sa¤la-maktayken Bat› Bloku ülkeleri harekât›n operasyonel deste¤ini, Arap ülkeleri ise hem meflruiyet hem operasyonel destek hem de lojistik deste¤i sa¤lamas›

için düflünülmüfltü. Sonuçta oluflturulan uluslararas› koalisyona 10’u Arap ülke-si olmak üzere 37 ülke destek vermifltir (Schmidt, 2005: 304-305). Koalisyona kat›lan Arap ülkelerinden baflta Suudi Arabistan olmak üzere Katar, BAE, Um-man, Bahreyn ve M›s›r ise topraklar›n› do¤rudan Amerikan askerlerine açm›flt›r (Pirinççi, 2010).

Koalisyon haz›rl›klar›n›n tamamlanmas›n›n ard›ndan etkileri günümüze kadar sürecek olan iflgale müdahale süreci bafllam›flt›r. 17 Ocak 1991’de bafllayan ve Irak içlerini de hedef alarak devam eden yo¤un hava sald›r›lar› 38 gün sürmüfl ve gün-de ortalama 2.000 sorti yapan koalisyon güçleri Irak’a 90.000 ton civar›nda bomba atm›flt›r (Kostiner, 2009: 118). Bunun ard›ndan Kuveyt’teki Irak birliklerinin püs-kürtülmesi için de dört günlük kara harekât› düzenlenmifl ve Irak’›n ateflkes tale-biyle beraber savafl sona ermifltir (Tibi, 1998: 173).

Sald›r›lar esnas›nda Irak, cepheyi geniflleterek en az›ndan koalisyonda yer alan Arap ülkeleri aras›nda bir ikilem yaratmaya çal›flm›flt›r. Bu ba¤lamda koalisyon sald›r›lar›na karfl› sahip oldu¤u askerî kapasitesiyle do¤ru orant›l› bir direnifl gös-termeyen Irak, Suudi Arabistan’a düzenledi¤i Scud sald›r›lar›n›n yan› s›ra ‹srail’e 40’a yak›n, Bahreyn’e ise üç Scud füzesi göndermifltir. Amac› büyük ölçüde ‹sra-il’in misillemede bulunmas›n› sa¤layarak hem savafl›n cephesini geniflletmek hem de Arap ülkeleri üzerinde bask› yaparak kendi üzerindeki bask›y› hafifletmek olan Irak’›n bu politikas› istedi¤i sonucu do¤urmam›flt›r (Cleveland-Bunton, 2009:

484). Ancak bu noktada Irak’›n kimyasal savafl bafll›¤› kullanma kapasitesine sa-hipken gönderdi¤i füzelerin tümüne konvansiyonel savafl bafll›¤› takm›flt›r

(Mog-‹kinci Körfez Savafl›’n›n tahribat›, medyada daha ziyade gece görüfl sistemli kameralar›n çekti¤i görüntülerle

an›msanmaktad›r. Bununla birlikte, savafl sonucunda 100.000’den fazlas› sivil olmak üzere 133.000’den fazla kifli yaflam›n›

yitirmifltir.

Resim 4.9

‹kinci Körfez Savafl›’nda gece bombard›man›nda Irak uçaksavar atefli Kaynak:

http://www.tumblr.

com/tagged/lektionen

%20in%20finsternis

haddam, 2006: 67). Bunun yan› s›ra Scud’lar›n oldukça baflar›s›z bir performans sergiledi¤ini belirtmek gerekir. Zira psikolojik etkileri bir tarafa b›rak›lacak olursa Irak’›n Suudi Arabistan ve ‹srail’e gönderdi¤i Scud’lar›n isabet oran› ve yaratt›¤› fi-ziksel tahribat minimum düzeyde olmufltur. Bu ba¤lamda örne¤in Suudi Arabis-tan’a düzenlenen Scud sald›r›lar›nda en büyük kay›p, Dahran’daki Amerikan üs-süne isabet eden füze sonucunda 28 askerin ölmesiyken; ‹srail’e düzenlenen fü-ze sald›r›lar›nda füfü-zelerin do¤rudan neden oldu¤u kay›p say›s› ikidir. ‹srail’in sal-d›r›lar›n neden oldu¤unu belirtti¤i di¤er 72 ölüm ise büyük ölçüde salsal-d›r›lar›n do-layl› bir sonucu olarak kalp krizi ve nefes darl›¤›ndan kaynaklanm›flt›r (Finlan, 2003: 53).

Toparlamak gerekirse Irak’›n Kuveyt’i iflgali ve bu iflgal sonucunda düzenlenen müdahale, s›radan birer askeri veya tarihsel olay olmaktan ziyade, So¤uk Savafl sonras› döneme etkilerini tafl›yan ve özelde silahlanma giriflimleri ve güvenlik alg›-lamalar› genelde ise Orta Do¤u politikas› aç›s›ndan bir dönüm noktas› olarak dü-flünülmelidir. Silahlanma ve bölgesel güvenlik aç›s›ndan ele al›nd›¤›nda müdaha-lenin, Irak’›n iflgalle birlikte do¤urdu¤u askerî tehdidin ortadan kalkt›¤› söylenebi-lir. Zira müdahaleden sonra So¤uk Savafl sonras› dönemde Irak’a uygulanacak olan yapt›r›mlar, silahlanma faaliyetlerini de kapsayacak ve hatta bu durum, 2003’te-ki Amerikan iflgalinin gerekçelerinden birisi olacakt›r. Ayr›ca Irak’›n bu deneme-sinden sonra bölge ülkelerinin güç elde etme yöntemleri içinde savafl ve iflgal stra-tejisine baflvurmalar› oldukça zor hâle gelmifltir. Zira Irak örne¤i, güç maksimizas-yonunun ve bölgesel liderli¤in iflgalle gerçeklefltirilmek istenmesi hâlinde, tehdit alg›layan ülkelerin farkl› ç›karlara sahip olsalar da ortak hareket etmesine neden oldu¤unu göstermektedir. Nitekim bölge ülkeleri, kendi kapasiteleriyle mücadele edemeyecekleri Irak karfl›s›nda ABD’ye lojistik destek sa¤lamak ve savafl›n ekono-mik maliyetini üstlenmek fleklinde destek olarak karfl›laflt›klar› tehdidi bertaraf edebilmifllerdir.