• Sonuç bulunamadı

M›s›r ve Suriye’nin 1 fiubat 1958’de Birleflik Arap Cumhuriyeti (BAC) çat›s› alt›n-da birlefltiklerini ilan etmeleri, Orta Do¤u’alt›n-da ve özellikle de Arap devletleri aras›n-daki güvenlik parametrelerinin de¤iflmesine neden olmufltur. Bu birleflme, sadece 1949’da üç tane darbenin gerçekleflti¤i 1952 ve 1954’te de darbelere sahne olan Su-riye’nin, Sovyetler güdümüne girdi¤inin tart›fl›ld›¤› bir dönemde gerçekleflmiflti.

Kurulan BAC, yap›s› itibar›yla bir birleflmeden ziyade BAC ad› alt›nda Suriye’nin M›s›r’a kat›lmas› anlam›na gelmekteydi. Nitekim Nâs›r, birleflmenin bir ön flart› ola-rak Suriye’deki bütün siyasi partilerin feshedilmesini istemifl ve M›s›r’la birleflme-nin önemli savunucular›ndan Baas dahil olmak üzere bütün siyasi partiler feshe-dilmiflti. Suriyeli siyasi gruplar e¤er isterlerse siyasi faaliyetlerini sadece M›s›r’da Nâs›r’›n kontrolünde bulunan Ulusal Birlik hareketi çat›s› alt›nda sürdürebilecekti (Kamrava, 2005: 111-112). Böylece BAC ile birlikte kurulan merkezî yönetim saye-sinde Nâs›r’›n bölgedeki etkisi oldukça artm›fl olmaktayd›.

Birleflik Arap Cumhuriyeti: M›s›r ve Suriye olmak üzere iki bölgeden oluflmas› öngörülen BAC’›n baflkenti Kahire olacakt›. Her bir bölgenin kendine ait Yürütme Konseyinin olmas›

öngörülmekteydi. Yasama organ›n›n Nâs›r taraf›ndan atanan 400 kifliden oluflaca¤› BAC’da, Devlet Baflkan› olan Nâs›r’›n ikisi Suriyeli ve ikisi M›s›rl› olmak üzere dört yard›mc›s› ola-cakt›. Ancak uygulamada BAC, merkezî yap›s›yla Suriye’nin yavafl yavafl M›s›r karfl›s›nda eridi¤i bir sürece do¤ru gitmekteydi. Temel Bakanl›klar›n neredeyse tümü M›s›rl›lar›n kontrolüne b›rak›l›rken gerçeklefltirilen baz› uygulamalarla Suriye’nin önemli siyasi fi-gürlerinin siyasal sistem d›fl›nda b›rak›ld›¤› görülmekteydi. Örne¤in, Suriye eski Devlet Baflkan› fiükrü Kuvvetli bile Kabine d›fl›nda kalm›fl ve Suriye “bölgesinin” kontrolü, 1967 Savafl›’nda M›s›r Hava Kuvvetleri Komutan› olan Nâs›r’›n yak›n arkadafl› General Abdülhe-kim Amir’e b›rak›lm›flt›.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

Resim 3.7 Uluslararas› bir toplant›da BAC Devlet Baflkan› Nâs›r Kaynak:

http://www.aljazeera.

com/indepth/opinion/

2011/03/2011341543 51741689.html

ABD ve ‹ngiltere, M›s›r-Suriye birleflmesinin Irak ve özellikle de Ürdün üzerin-deki etkilerini dengelemek için BAC’a alternatif olarak Arap Birli¤i Federasyo-nu’nunun kurulmas›n› desteklemifllerdir. Bu ba¤lamda Irak ve Ürdün 14 fiubat 1958’de Arap Birli¤i’ni kurduklar›n› ilan etmifllerdir. Haflimi ailesinin Irak ve Ür-dün’deki iki kolu, geleneksel yönetimlerini korumak için birleflme yoluna gitmiflti.

D›fl politika ve savunma konular›nda ortak bir eylem plan›n›n uygulanmas›n› ön-gören Arap Birli¤i Federasyonu, merkezî ve s›k› bir federal yap›ya sahip olan BAC’›n tersine, gevflek ve konfederal bir görünüme sahipti. Büyük ölçüde BAC’›n Arap milliyetçisi söylemlerinin Ürdün’de yaratt›¤› istikrars›zl›¤› önlemek için olufl-turulan Arap Birli¤i, BAC’dan daha k›sa ömürlü olacak ve Irak’ta 1958 Temmuz’un-da gerçeklefltirilen Temmuz’un-darbe ile son bulacakt›r.

BAC’›n destekledi¤i rejim karfl›t› ha-reketlerin yo¤unlaflt›¤› 1958 Temmu-z’unda, Ürdün’de Kral Hüseyin’e karfl›

bir darbe girifliminin ortaya ç›kar›lmas›

üzerine, Arap Birli¤i Federasyonu’nun orta¤› olan Irak, Kral Hüseyin’i koru-mak amac›yla bir tugayl›k askerî birli¤i Amman’a göndermeye karar vermiflti.

Ancak Ürdün’e destek vermek ve Kral Hüseyin’i korumak için görevlendirilen tugay, hiçbir flekilde Amman’a ulaflma-m›flt›r. Zira, tugay›n komutan› Tu¤ge-neral Abdülkerim Kas›m, Amman’a do¤ru giden birliklerinin yönünü Ba¤-dat’a çevirmifl ve 14 Temmuz 1958’de bir grup subayla birlikte

gerçeklefltirdi-¤i darbeyle yönetimi devralm›flt›r. Böy-lece Osmanl›’n›n bölgeden çekilmesi-nin ard›ndan ‹ngiliz deste¤iyle kurulan ve ‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda or-taya ç›kan So¤uk Savafl’ta ‹ngiltere’nin

ve dolay›s›yla Bat› Blokunun bölgedeki en büyük destekçisi konumunda bulunan Monarfli, bir daha dönmemek üzere son bulmufltur (Ayhan-Pirinççi, 2008: 33-34).

Irak’taki yeni yönetimin nas›l bir d›fl politika izleyece¤i de bölgesel güvenlik parametreleri aç›s›ndan önem arz etmekteydi. Darbe M›s›r’dakine benzer flekilde bir Hür Subaylar grubu taraf›ndan gerçeklefltirilmiflti. Monolitik bir yap›da olmayan Hür Subaylar grubunun tek ortak özelli¤i, Haflimi hanedanl›¤›na ve Irak üzerinde-ki Bat› nüfuzuna karfl› duyduklar› tepüzerinde-kiydi. ‹çinde Irak milliyetçisi (vataniye gru-bu), pan-Arap milliyetçisi (kavmiyye grubu) ve komünist gruplar bulunmaktayd›.

Bunlardan, darbenin lideri konumunda bulunan General Kas›m, Nâs›r’a sempati duymamakta ve milliyetçilik konusunda, Irak’› ön planda tutarak Kürt-Arap

iflbirli-¤ine vurgu yapan bir anlay›fla sahipti. Komünist gruplar taraf›ndan da desteklenen General Kas›m’a göre Nâs›r’la giriflilecek bir iflbirli¤i, Irak’›n egemenli¤inin ortadan kalkmas›na yol açabilecekti. Di¤er grubun öncüsü konumunda bulunan Albay Ab-dülselam Arif ise Kas›m’a göre milliyetçili¤e daha genifl bir perspektiften bakmak-ta ve Baas’›n da deste¤ini alarak pan-Arap milliyetçili¤i çerçevesinde BAC ile bir-leflmeyi savunmaktayd›. Ancak General Kas›m’›n k›sa sürede Baasç› ve Nâs›rc›

gruplar› tasfiye etmesi, BAC ile birleflmenin gerçekleflmemesine neden olacakt›

(Ayhan-Pirinççi, 2008: 34-36).

79

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

Resim 3.8 Irak’ta 1958’de Monarfliye son veren darbenin lideri General Abdulkerim Kas›m Kaynak:

http://www.aliraqi.

org/forums/

showthread.

php?t=80173&

page=2

Dolay›s›yla Orta Do¤u, 1960’l› y›llara gelindi¤inde So¤uk Savafl’›n bir cephesi olman›n getirdi¤i kutuplaflman›n yan› s›ra bölgesel dinamiklerin getirdi¤i kamplafl-man›n da önemli bir sahnesi hâline gelmiflti. Bu ba¤lamda Irak’ta 1958’deki darbe-nin ard›ndan bölge ülkelerinden BAC ve Irak, bölgedeki geleneksel yönetimleri zor durumda b›rakacak politikalar izlerken Suudi Arabistan ve Ürdün ise gelenek-sel yönetimlerini korumak için bu ülkelerle üstü örtülü ve aç›k bir mücadele içine girmiflti. Bu arada Suriye’nin BAC’dan ayr›lmas›, bölgedeki radikal rejimlerin ken-di aralar›nda sorunlar yaflad›¤›n› göstermekteyken-di. Dolay›s›yla Arap ülkeleri aras›n-da mikro düzeyde bir So¤uk Savafl yaflanmaktayd›.

Bu mikro So¤uk Savafl’›n ilk belirtileri asl›nda geleneksel yönetimlerle radikal olarak ifade edilebilecek rejimler aras›nda görülmüfltü. Nitekim Suudi Arabistan da-ha 1958’de, M›s›r-Suriye birleflmesini sabote etmek için Suriye ‹stihbarat Baflkan›na Nâs›r’a yönelik bir suikast düzenlenmesini teklif etmifl ancak olay a盤a ç›k›nca da iliflkiler gerginleflmiflti. Bu olaydan sonra Kral Suud’un yerine geçen Kral Faysal’la birlikte Suudi Arabistan her ne kadar M›s›r’la olan gerginli¤i azaltmaya yönelik ad›mlar atsa da Ürdün’deki olaylar ve özellikle de Irak’ta gerçekleflen darbenin ar-d›ndan kamplaflmalar artm›flt›r. General Kas›m’›n iktidar›n› önce Irak’taki komünist gruplar arac›l›¤›yla sa¤lamlaflt›rmas›n›n ard›ndan Irak Komünist Partisi de dahil ol-mak üzere bütün gruplar› sistemden tasfiye etmesi Irak, BAC, Ürdün ve Suudi Ara-bistan aras›ndaki dengelerin de¤iflmesine neden olmufltu (Walt, 1990: 72-73).

Bu ba¤lamda Suudi Arabistan, M›s›r’la iliflkileri gelifltirmek için Irak karfl›s›nda M›s›r yanl›s› bir tutum izlerken Ürdün, Irak ile M›s›r aras›nda bir denge politikas›

izlemeye çal›flmaktayd›. Ancak 1961’de General Kas›m yönetiminin Kuveyt’i ilhak etme giriflimleri karfl›s›nda bu hareketin herkesin ç›karlar›na bir tehdit oldu¤unu düflünen BAC, Suudi Arabistan ve Ürdün, Kuveyt’in ilhak›n› önlemek için geçici de olsa Irak karfl›s›nda birleflmifltir. Böylece M›s›r, bir yandan Yemen ve Suriye’nin ka-t›l›m›yla BAC’daki baflat konumunu sürdürürken di¤er yandan Suudi Arabistan ve Ürdün’le iliflkilerini gelifltirmekte ve liderlik kayg›s› nedeniyle Irak’› bölgede izole etmekteydi. Ayr›ca Sovyetlerden silah al›m›n›n yan› s›ra ABD ile iliflkilerini geliflti-ren Nâs›r, bu dönemde ABD’den de 110 milyon dolarl›k g›da yard›m› almaya bafl-lam›flt› (Hahn, 2005: 270). Ancak 1961 Eylül’ünde Suriye’de bir grup subay›n fiam’da gerçeklefltirdi¤i darbe sonucunda yönetimi devralmalar›, Orta Do¤u’daki dengele-rin bir kez daha de¤iflmesine neden olmufltur. Zira, Nâs›r’›n BAC’daki dominant et-kisinden rahats›z olduklar› için darbeyi gerçeklefltiren subaylar, ilk ifl olarak Suri-ye’nin BAC’dan ayr›ld›¤›n› ilan etmifllerdi. Nâs›r’›n bölgesel liderli¤inde bir gerile-me anlam›na gelen bu hareket, yeni fiam rejiminin, ertesi gün Suudi Arabistan, Ür-dün ve Türkiye taraf›ndan tan›nmas›yla desteklenmiflti. Suriye’nin ayr›lmas›n› f›rsat bilen Yemen de BAC’dan ayr›lm›flt›. Böylece Suudi Arabistan ve Ürdün’le M›s›r ara-s›ndaki iliflkiler yeniden gerginleflmifltir (Walt, 1990: 79).

Bu aflamadan sonra Suriye, Suudi Arabistan ve Ürdün, Arap Birli¤i’nde M›s›r karfl›t› bir tutum tak›nm›fl ve Arap Orta Do¤u’sunda izole olmaya bafllayan aktör bu kez M›s›r olmufltur. Ancak Yemen’de ortaya ç›kan geliflmeler, Nâs›r için bir kez da-ha bölgesel liderlik amaçlar›n› pekifltirecek bir ortam›n do¤mas›na neden olmufl ve bu da kamplaflmalar›n artmas›na neden olmufltur. 27 Eylül 1962’de ‹mam Ahmed bin Yahya’n›n ölümünden sonra yerine geçecek olan büyük o¤lu Muhammed el Bedir’i kabul etmeyen bir grup Nâs›r yanl›s› subay, yönetimi ele geçirerek Yemen Arap Cumhuriyeti’ni kurduklar›n› ilan etmifllerdir. Ancak el Bedir yanl›s› güçlerin buna karfl› ç›kmalar›yla 1967’ye kadar sürecek olan bir iç savafl bafllam›flt›r (Kam-rava, 2005: 112).

Orta Do¤u genelinde süre gelen geleneksel-radikal rejimler aras›ndaki çekifl-me, bu rejimlerin, özellikle de M›s›r’›n Yemen’de ç›kan iç savafla do¤rudan angaje

olmas›na neden olmufltur. Bu noktada Yemen’de yaflanan mücadelenin bölge re-jimlerinin gelece¤i aç›s›ndan önemli oldu¤unu vurgulamakta yarar var. Zira, Ye-men’de yaflanan mücadelede Kraliyetçi güçlerin galip gelmesi durumunda, bu du-rum M›s›r’›n o dönemde karfl›laflt›¤› izolasyonu artt›racak ve Nâs›r’›n bölge gene-lindeki etkisi büyük ölçüde s›n›rland›r›lm›fl olacakt›. Bu mücadelede Nâs›r destek-li Cumhuriyetçilerin üstün gelmesi durumundaysa bu durum en fazla Suudi Arabis-tan ve Ürdün gibi monarflileri zor durumda b›rakacakt›. Ayn› zamanda M›s›r’›n böl-ge böl-genelindeki etkisi yeniden art›fla böl-geçecekti.

Bu nedenle Nâs›r hemen harekete geçerek Cumhuriyetçi gruplar› desteklemifl-tir. ‹lk aflamada Yemen’e 15.000 kadar asker yollayan M›s›r’›n ilerleyen dönemde Yemen’deki asker say›s› 90.000’e kadar ç›kacakt› (Tibi, 1998: 67). Sovyetlerden sa-t›n ald›¤› savafl uçaklar›n› da Yemen’de kullanarak Kralc› güçlerin üslerini bomba-layan M›s›r’›n, zaman zaman Suudi Arabistan topraklar›ndaki Kralc› güçlere yöne-lik hava sald›r›lar›nda bulunmas› ise Suudi-M›s›r iliflkilerinin oldukça gerilmesine neden olacakt›r. Gerçi, M›s›r’›n Yemen iç savafl›na angaje olmas›n›n hemen ard›n-dan Suudi Arabistan, bu tehdidi dengelemek için Ürdün’le bir araya gelerek 1962 Kas›m’›nda bir dizi karfl›l›kl› savunma anlaflmalar› imzalam›fl ve Yemen’deki Kralc›

güçlere destek vermeye bafllam›flt› (Kamrava, 2005: 114-115).

M›s›r’›n Yemen’e angaje oldu¤u 1963’te Irak’ta ve Suriye’de ard› ard›na meyda-na gelen geliflmeler, Kahire’nin Arap Orta Do¤u’sundaki izolasyonunun someyda-na er-mesi ad›na, Yemen’in haricinde yeni f›rsatlar›n ortaya ç›kmas›na neden olmufltur.

Bu ba¤lamda 8 fiubat 1963’te General Kas›m’›n, Baasç›lar›n da deste¤ini alan Ge-neral Abdülselam Arif önderli¤indeki bir darbe ile devrilmesi, Irak’›n yeni dönem-de izleyece¤i politikalar›n farkl›laflmas› anlam›na gelmekteydi. Zira monarflinin devrilmesinde de rol oynayan General Arif, Nâs›r’a daha yak›n bir isim olarak bir Arap birli¤i fikrine s›cak bakmaktayken General Kas›m taraf›ndan sistemden tasfi-ye edilmiflti. Bunun ard›ndan 8 Mart 1963’te Suritasfi-ye’de Selahaddin Bitar öncülü¤ün-deki bir grubun darbesi ile Suriye yönetimi de de¤iflmifl ve Baas’›n yan› s›ra Arap Ulusal Hareketi, Ulusal Arap Cephesi ve Sosyalist Birlik Hareketi’nin içinde yer al-d›¤› Ulusal Cephe Hükûmeti kurulmufltur (Walt, 1990: 84).

Irak’ta 1963 darbesinin ard›ndan 1968’de Baasç› subaylar›n darbesi gerçekleflmifl ve Sad-dam Hüseyin Devlet Baflkan Yard›mc›l›¤›na getirilmifl; 1979’da da Devlet Baflkan› olmufltur.

Suriye’de ise 1963’teki darbeyle etkisini artt›ran Baas Partisi giderek güçlenmifl ve 1970’te Haf›z Esad bir kans›z darbeyle bütün kontrolü ele geçirerek Devlet Baflkan› olmufltur.

81

3. Ünite - So¤uk Savafl Döneminde Orta Do¤u

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

Resim 3.9 Irak’ta 1968’deki Baas darbesinin iki önemli figürü:

Hasan el Bakr (sa¤da), Saddam Hüseyin (solda) Kaynak:

http://www.flickr.

com/photos/

ethiosudanese/

4149880302/

Bu arada ‹srail’in Ürdün nehrini ›slah plan›, rekabet içinde olan bölge içi dina-miklerin ortak bir noktada toplanmas›n› sa¤lam›flt›r. Nitekim özellikle Suriye’nin savafl açma taleplerinin gölgesinde 1964 Ocak’›nda Kahire’de buluflan Arap ülke-leri, bir taraftan ‹srail’e karfl› al›nacak önlemleri görüflürken di¤er taraftan hem Fi-listinlilerin temsiline yönelik hem de kendi aralar›ndaki sorunlar›n çözümüne yö-nelik ilerleme sa¤lam›fllard›. (Armao¤lu, 1989: 226-227). Ancak 1965’in sonuna ge-lindi¤inde Yemen iç savafl›n›n hâlâ çözülememifl olmas› ve Suudi Arabistan’›n ‹s-lam Ülkeleri Konferans› oluflturma çabalar›, M›s›r ile Suudi Arabistan aras›ndaki iliflkilerin tekrar gerilmesine neden olmufltur. Bu giriflim, M›s›r’›n etkisini daha ge-nifl bir potada eritmek için Riyad taraf›ndan ortaya at›lm›fl ancak o dönemde bafla-r›ya ulaflmam›flt›r (Ar›, 2008: 308-314). Bunun yan› s›ra Suriye’deki Baas yönetimin-de gerçekleflen Parti-içi tasfiye yönetimin-de bölge içi dinamiklerin yeniyönetimin-den flekillenmesine neden olmufltu. Nitekim, Baas kurucular›n›n ve ideologlar›n›n “genç kuflak” tara-f›ndan tasfiye edilerek sürgüne gönderilmesi, bir yandan Suriye-M›s›r iliflkilerinde yak›nlaflmaya yol açarken di¤er yandan Irak’la Suriye aras›nda uzunca y›llar süre-cek bir hizipleflmeyi de beraberinde getiresüre-cekti.

1967 Savafl›’na do¤ru gelinirken Arap ülkeleri, bir yandan silahlanma faaliyetle-rini sürdürürken di¤er yandan bölge içi güç mücadeleleri nedeniyle kendi içlerin-de ittifaklara gitmekteydi. 1960’l› y›llarda Arap ülkeleri aras›nda gerçeklefltirilen it-tifaklar, ideolojik gibi görülseler de asl›nda bir boyutuyla bölgesel liderli¤i di¤er boyutuyla da rejimlerin ayakta kalmas›n› sa¤lamaya yönelikti. Ancak bunlardan M›s›r haricindeki rejimler, 1960’lar›n bafllar›nda güvenlik stratejilerini, ‹srail’den zi-yade di¤er Arap ülkelerinden gelecek tehditlere karfl› gelifltirmekteydi. Bu neden-le Arap ülkeneden-lerinin girifltikneden-leri ittifaklar, birbirneden-lerinden alg›lad›klar› tehditneden-lerin de¤ifl-kenli¤ine göre k›sa süreler içinde farkl› boyutlar alm›flt›r. Bu nedenle,1967 Savafl›

öncesinde Arap ülkelerinin ‹srail karfl›s›nda ortak bir tutum tak›nmalar› oldukça geç gerçekleflmifltir (Walt, 1990: 89).

1967 Arap-‹srail Savafl› öncesinde Arap ülkelerinin ‹srail’e karfl› ortak bir politika izleye-memelerinin nedenleri nelerdir?

Arap ülkeleri aras›ndaki bölünmeler 1960’l› y›llarda artarak devam ederken M›-s›r, Suriye ve Ürdün ile ‹srail aras›ndaki gerilimin artmas›, rekabet içinde olan böl-ge içi dinamiklerin bir süreli¤ine ortak bir noktada toplanmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu or-tak nokta da ‹srail olmufltur. Asl›nda Suriye ve Ürdün ile ‹srail aras›ndaki s›n›r ça-t›flmalar› 1950’li y›llardan beri düflük yo¤unluklu olarak sürmekteydi. Ancak, özel-likle Suriye ile ‹srail aras›ndaki gerilimin t›rmanmas›, Savafla giden yolun aç›lmas›-na neden olmufltur. Bu noktada iki ülke aras›ndaki gerilimin t›rmanmas›n›n üç te-mel nedeni bulunmaktayd›. ‹lk olarak, Suriye’nin deste¤ini de arkas›na alan Filis-tinli gruplar›n giderek daha organize hâle gelmeleri ve gerilla takti¤iyle ‹srail’e sal-d›r›lar›n› yo¤unlaflt›rmalar›, kaç›n›lmaz olarak s›n›r çat›flmalar›n› artt›rm›flt› (Arma-o¤lu, 1989: 230-240). ‹kinci olarak, 1964’te ‹srail’in Ürdün nehrini ›slah plan›, özel-likle Suriye ile olan s›n›r çat›flmalar›n› artt›ran bir baflka faktör olmufltu. Son olarak da iki ülke s›n›r›nda var olan askersizlefltirilmifl bölgelerde iki ülkenin de denetimi ele geçirme çabalar›, çat›flmalar› artt›rm›flt›. Bu çat›flmalar, düflük yo¤unluklu ola-rak devam ederken 7 Nisan 1967’de gerçekleflen ve savafl uçaklar›n›n karfl› karfl›-ya geldi¤i çat›flma, her ne kadar savafl beklentisini art›rsa da Savafl bundan karfl›- yakla-fl›k bir ay sonra yaflanm›flt›r.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

4