• Sonuç bulunamadı

Petrol ve do¤al gaz kaynaklar›n›n varl›¤›na karfl›n petrol zengini Basra Körfezi ül-kelerinin toplumsal ve siyasal yap›lar› oldukça ilginçtir. Örne¤in, hem petrol hem de do¤al gaz rezervine sahip olan Katar’›n yabanc›larla birlikte toplam nüfusu 1 mil-yon 508 bin civar›ndad›r. Katar vatandafl› olmayanlar hariç tutuldu¤unda bu nüfus 500 bin civar›nda olmaktad›r. Kuveyt’in nüfusunun yaklafl›k 3 milyon civar›nda ol-du¤u öne sürülmektedir. Buradaki yerli nüfus ise %60-65’in alt›ndad›r. Körfez’in

di-¤er Arap ülkeleri gibi Kuveyt’te 1991 iflgali sonras› Filistinli mülteciler veya Arap ifl gücü yerine a¤›rl›kl› olarak Asya kökenli göçmenlere istihdam sa¤lamaktad›r. BA-E’nin nüfusunun 8 milyon civar›nda oldu¤u belirtilmektedir. Ancak yabanc›lar› ç›-kartt›¤›m›zda bu oran %30’lara kadar gerilemektedir. Umman di¤er petrol zengini Körfez üyelerinden farkl›laflmas›na karfl›l›k nüfusunun yaklafl›k yüzde 20-25’i ya-banc›lardan oluflmaktad›r. Suudi Arabistan’da da durum pek de¤iflik de¤ildir. Ülke-nin yaklafl›k 28 milyonluk nüfusunun %25-27’siÜlke-nin yabanc›lardan olufltu¤u san›l-maktad›r. Di¤er bir deyiflle Suudi Arabistan’› ç›kart›rsan›z Katar, Kuveyt, BAE ve Umman’›n toplam nüfusunun en iyimser rakamlarla 15 milyon civar›nda oldu¤unu ileri sürebiliriz. Bu ülkelerdeki petrol rezervi ise yaklafl›k 230 milyar varildir.

Körfez ülkelerinde yabanc› göçmenler aras›nda birinci s›ray› Hindistan kökenli göçmenler tutmaktad›r. Rejim güvenli¤i nedeniyle etnik olarak Arap kökenli iflçi-lerin tüm yabanc›lar aras›nda birinci s›raya gelmemesine dikkat edilmektedir. Sos-yo ekonomik bir analiz yapt›¤›m›zda dünyan›n en önemli iki enerji rezervinin önemli bir k›sm›nda, yaklafl›k 40 milyonluk bir nüfusun yaflad›¤› ülkelerin dene-timde oldu¤u gerçe¤ini tespit ederiz. Bu ba¤lamda Körfez ülkelerinin d›fl politika-lar›n› yönlendiren temel kayg›lar›n ekonomik ifl birli¤inden ziyade güvenlik

oldu-¤unu görülmektedir (Ayhan, 2009:114-123).

Enerji rezervi zengini Basra Körfezi ülkelerinin siyasal yap›lar›na gelince, ‹ran ve Irak d›fl›ndaki rejimlerin geleneksel krall›k veya emirlikle yönetilen bu ülkeler-de ülkeler-devlet yönetimi belli ailelerin elinülkeler-dedir. ‹ran bir Cumhuriyet olmas›na karfl›n di-ni seçkinlerin rejim üzerindeki kontrolü sürmektedir. Öte yandan Suudi Arabis-tan’da Suud ailesi, Katar’da Tani ailesi, BAE’de Nahyan, Kuveyt’te Sabah ailesi, Bahreyn’de Halifa ailesi ve Umman’da Sa’id ailesi iktidar› elinde tutmaya devam et-mektedirler. Arap Bahar›’ndan kaynaklanan gösteri ve eylemlere ra¤men yönetim-lerini 2012 yaz›nda da sürdürmeyi baflarm›fllard›r. Söz konusu ailelerin Osmanl›

döneminden beri bölgede etkin olduklar› bilinmektedir. Enerji ve geleneksel aile yönetimleriyle Körfez ülkelerindeki siyasal geliflmeler uluslararas› politikada

dik-171

6. Ünite - Orta Do¤u’da Enerji Kaynaklar› ve Politikalar›

S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ Kuveyt, BAE ve Umman’›n toplam nüfusunun en iyimser rakamlarla 40 milyon civar›nda oldu¤unu ileri sürebiliriz. Bu ülkelerdeki petrol rezervi ise yaklafl›k 500 milyar varildir.

katle izlenmektedir. ‹ran ve Irak d›fl›ndaki Basra Körfezi ülkeleri, güçlü ekonomik yap›lar›, buna karfl›n k›r›lganl›k içeren toplumsal yap›lar›yla bölgedeki rejimlerini iç ve d›fl tehditlere karfl› korumak istemektedirler. Bu çerçevede bir kez daha Kör-fez ülkelerinden Irak ve ‹ran’› di¤er ülkelerden ay›rmak gerekir. Her iki ülkede cid-di bir enerji rezervine sahip olmas›na karfl›n Irak Amerikan iflgali sonras› ve ‹ran’da Humeyni devrimi sonras› hem bölge hem de uluslararas› sistemle istikrarl› ve ba-r›flç›l bir ifl birli¤i kurabilmifl de¤ildir. Katar’da kans›z ancak Umman’da kanl› bir darbeyle iktidar› babalar›ndan ele geçiren yönetimler ülkelerinin kalk›nmalar›na ciddi katk›lar sa¤lam›flt›r. Bir zamanlar Körfez’in finans merkezi olan Bahreyn eko-nomik olarak gerilerken Doha ve Dubai bölgenin yeni finans merkezleri olarak öne ç›kt›lar. Dubai uygulad›¤› gümrük politikas› sayesinde uluslararas› ticaretin merkez üslerinden biri hâline gelirken Doha’n›n da 2015 y›l›na do¤ru bölgenin en önemli finans ve politika merkezi olma yolunda büyük ad›mlar att›¤› görülmekte-dir. Umman ise yavafl ancak istikrarl› bir büyüme göstermektegörülmekte-dir. Bu çerçevede Katar Emiri gibi Sultan Kabus’un da enerji gelirlerini ülkenin kalk›nmas›na harca-ma politikas›na dikkat çekmek gerekir. Çocuk sahibi olharca-mayan Sultan Kabus sonra-s› dönemde yönetimin Said ailesinden baflka bir isme geçece¤i aç›kt›r.

Basra Körfezi ülkelerinin siyasal yap›lar›na bak›ld›¤›nda, ‹ran ve Irak d›fl›ndaki rejimlerin geleneksel krall›k veya emirlikle yönetildi¤i dikkat çekmektedir. ‹ran bir Cumhuriyet ol-mas›na ve düzenli seçimler gerçeklefltirmesine karfl›n dinî seçkinlerin rejim üzerindeki kontrolü sürmektedir. Suudi Arabistan’da Suud ailesi, Katar’da es-Sani ailesi, BAE’de Nu-hayyan ailesi, Kuveyt’te Sabah ailesi, Bahreyn’de Halifa ailesi ve Umman’da of Sa’id ailesi iktidar› elinde tutmaya devam etmektedirler. Dolay›s›yla geleneksel rejimlerin kendi için-de Krall›k rejimlerini koruduklar› görülmektedir. BAE’için-de her ne kadar bir Feiçin-derasyon ise de her Emirlik kendi içinde Krall›k benzeri bir yönetim anlay›fl›na sahiptir.

Suudi rejimi ise Irak iflgali sonras› bölgede ‹ran’›n artan etkisinden ciddi anlam-da rahats›zl›k hissetmek ve bu yönde ciddi silahlanma planlar›n› hayata geçirmek-tedir. Suudi Arabistan son birkaç y›ld›r artan enerji gelirlerinin bir k›sm›n› güven-lik politikalar›na harcamaktad›r. Suudi Arabistan Irak’ta 2003 iflgali sonras› fiiilerin iktidara gelmesinden kaynaklanan bir güvenlik sorunu yaflamakta bu durum Ri-yad’›n Suriye’de muhalif güçleri desteklemesine neden olmufltur. Sonuç olarak dünya enerji rezervlerinin önemli bir k›sm›n›n bulundu¤u Basra Körfezi’nde hem birbiriyle rekabet hâlindeki rejimler hem de birbirlerini etkisini s›n›rlamaya çal›flan rejimlerin bulundu¤u görülmektedir. Bu ba¤lamda Körfez ülkelerinin toplumsal, ekonomik ve politik yap›lar›na daha detayl› bakmakta yarar vard›r.

Petrol ve do¤al gaz ihraç eden Orta Do¤u ülkelerindeki rejimlerin temel özellikleri nas›l tan›mlanabilir?

Dünya petrol rezervlerinin yaklafl›k %16’s›na sahip S. Arabistan ayn› zamanda en düflük maliyetlerle petrol üreten ülkedir. S. Arabistan uzun y›llar dünyan›n en bü-yük petrol sa¤lay›c›s› olarak kalacakt›r. Günlük de¤iflmekle birlikte 9-10 milyon va-rillik bir üretim gerçeklefltiren S. Arabistan, tek bafl›na ABD petrol talebinin yaklafl›k

%15-20’sini karfl›lamaktad›r. En önemli gelir kayna¤›n› petrol ihracat›n›n

oluflturdu-¤u S. Arabistan’da kan›tlanm›fl petrol rezervleri yaklafl›k 265 milyar varil dolay›nda olup, dünya toplam petrol rezervi içindeki pay› %16 civar›ndad›r. Suudi Arabistan yüksek üretim kapasitesi ve rezervine karfl›n rafine kapasitesi 1983’te 1 milyon ve

S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

2009’da da günlük 2.1 milyon varildir. Suudi Arabistan’da toplam 7 rafineri bulun-maktad›r. 5 ulusal rafinerinin yan›nda biri Mobil ve di¤eri de Shell flirketi ile yar› or-takl› iki rafineri bulunmaktad›r. Dolay›s›yla ülke ham petrol sat›c›s› konumundad›r ve ekonomisi ham petrol ihraç gelirlerine dayanmaktad›r (Ayhan, 2009:110).

Kral Fahd’›n ve di¤er yetkililerin ekonomiyi çe-flitlendirmek ve yabanc›

yat›r›mc›lar› ülkeye yat›r›m yapmaya ikna etmek için özellefltirmeye h›z verile-ce¤ini aç›klamalar›na ra¤-men, özellefltirme, sadece belirli hizmet alanlar›nda, özel flirket faaliyetlerine izin verildi¤i ölçüde ger-çeklefltirilmifltir. Kral Fahd 1999’da dünyan›n h›zl› bir flekilde küreselleflmeye

do¤ru gitti¤ini ve Suudi Arabistan’›n bu süreci yavafltan izleyemeyece¤ini ifade et-miflti. Nitekim, Nisan 2000’de yabanc› yat›r›mc›lar›n temel haklar›n› garanti eden yasan›n kabul edilmesini takiben, do¤rudan yabanc› yat›r›mlar üzerindeki verginin düflürülmesi ve yat›r›mlar›n millîlefltirilmeyece¤ine dair yasal koruma güvenceleri-ni içeren birtak›m yasalar›n kabul edilmesi, merkezi bir görünüme sahip Suudi ekonomisinin liberalleflme e¤ilimini göstermektedir.

Nitekim bu yasalar›n kabul edilmesini takiben ilk önce Frans›z Total flirketi ile ard›ndan 2006 May›s›nda Amerikan ConocoPhillips flirketi ile Suudi Arabistan’da rafine infla edilmesine dönük iki ayr› anlaflma imzalanm›flt›r. Yaklafl›k günlük ayr›

ayr› 400 bin varil kapasitesi olan her iki rafinerinin de 2011 y›l›nda tamamlanmas›

hesaplanmaktad›r. Suudi Aramco ile imzalanan iki anlaflman›n toplam de¤eri ise yaklafl›k 12 milyar dolard›r (Alexander’s Gas, 2006). Her iki anlaflmada taraflar

%35’lik hisseye sahip olurken, geri kalan %30’luk hissenin ise gelecekte Suudi Ara-bistan vatandafllar›na sat›lmas› planlanmaktad›r. Di¤er yandan Suudi AraAra-bistan yö-netimi ülkenin ifllenmifl petrol sat›m miktar›n› art›rmak için 2008-2013 aras› döne-me yönelik bir eylem plan› haz›rlam›flt›r. Eylem plan› kapsam›nda ülkenin de¤iflik bölgesinde yeni rafineriler infla edilmesi gündemdedir. Bu kapsamda Sheel, Sino-pec, ConovoPhilips, Sumitomo Chemical (Japon) ve Total flirketleriyle ortakl›klar kurulmufltur. Suudi Aramco ayr›ca yurt d›fl›nda da rafineri iflletmecili¤ine yönelmtir. Bu çerçevede Çin, ABD, Güney Kore, Japonya ve Filipin’de ortakl› rafineri ifl-letimi gerçeklefltirmektedir. 5 ülkedeki rafinelerin toplam kapasitesinin günlük 3 milyon varili aflt›¤› belirtilmektedir (EIA, 2009). Suudi Aramco son y›llarda petrol tafl›mac›l›¤›ndaki pay›n› art›rmak için önemli ad›mlar atm›flt›r. Güney Kore’den al›-nan süper tankerler sayesinde Suudi Aramco petrol tafl›mac›l›¤›nda kapasite olarak Dünyan›n ilk 5 flirketi aras›na girmifltir. Son siparifllerin teslim edilmesiyle 21 adet VLCC’ye sahip olan Aramco’da ayr›ca (çok büyük ham petrol gemileri) farkl› ka-pasitelerde onlarca tanker bulunmaktad›r. Suudi Arabistan’›n yak›n dönemde tafl›-mac›l›kta da önemli bir pay almas› gündeme gelecektir (Ayhan, 2009: 112).

Suudi Arabistan’daki ekonomik reform süreci, sosyal tabandan gelen bask›lar›n da etkisiyle istenen ölçüde yürütülememektedir. Örne¤in, 2000 Nisan’›nda devlet sübvansiyonlar›n›n azalt›lmas› ve elektrik vergilerinin art›r›lmas›na yönelik bir

ka-173

6. Ünite - Orta Do¤u’da Enerji Kaynaklar› ve Politikalar›

fiekil 6.4 Kaynak:

http://www.123rf.

com/photo_

8725350_map- of-saudi-arabia- and-gulf-countries-on-globe.html

rar al›nm›fl ancak karar, genifl halk kesiminin muhalefeti sonucu, Ekim ay›nda uy-gulamadan kald›r›ld›¤› gibi, her iki konuda da tam aksi yönde bir uygulamaya gi-dilmifltir (Ar›, 2004: 81-127). Hâlen dünyan›n en fazla kredi veren ülkeleri aras›nda yer alan Suudi Arabistan IMF’de en fazla kotas› olan ilk 10 ülke aras›nda bulun-maktad›r. Ülkenin yurt d›fl›ndaki bilinen yat›r›mlar›n›n miktar› 100 milyar dolar ci-var›ndayken, Kraliyet ailesinin elindeki yat›r›mlar›n miktar› bilinmemekle birlikte, bunun 100 milyar dolar›n üstünde oldu¤u san›lmaktad›r (OPEC, 2008:14-15).

Ancak Suudi Arabistan’da Arap Bahar› ile birlikte özellikle ülkenin do¤u bölge-sinde yaflayan fiiilerin yo¤un gösterileri ve protestolar› ile mücadele etmek zorun-da kalm›flt›r. Suudi ailesi ülkedeki fiii sorunu ile Bahreyn’deki fiii sorunu aras›nzorun-da do¤rudan bir iliflki kurmakta ve 2011 Mart›nda Bahreyn’deki fiii ayaklanmas›n› bas-t›rmak için bu ülkeye asker gönderme karar› alm›flt›r. Suudilerin d›fl politikada fiii karfl›t› politikalar izledi¤ine dair iflaretler en son Suriye’de yaflanan iç savaflta Su-udilerin Esad karfl›t› muhalefet hareketini desteklemesiyle doru¤a ulaflm›flt›r.

Suudi Arabistan 2000 Nisan›nda devlet sübvansiyonlar›n›n azalt›lmas› ve elektrik vergile-rinin art›r›lmas›na yönelik bir karar al›nm›fl ancak genifl halk kesiminin muhalefeti sonu-cu, Ekim ay›nda uygulamadan kald›r›ld›¤› gibi, her iki konuda da tam aksi yönde bir uygu-lamaya gidilmifltir. Arap Bahar› ile bafllayan halk hareketlerinin hemen ard›ndan Suudi Kral› halk›n ekonomik taleplerini karfl›lamak için 375 milyar dolarl›k bir program› kabul etti¤ini aç›klam›flt›r.

Di¤er yandan uzunca bir dönemdir ABD’nin bask› po-litikalar›yla karfl› karfl›ya ka-lan ‹ran’da ise enerji ve ener-ji politikas› oldukça önemsen-mektedir. 2012 y›l›nda petrol sat›fl›ndan yaklafl›k 115 milyar dolar kazanan ‹ran’da eko-nomik yap› büyük ölçüde merkezî bir görünüme sahip fakat ülkede son y›llarda özel-likle petrol alan›nda liberal-leflme yönünde önemli ad›m-lar at›lmakta ve özellefltirme-ye önem verilmektedir. 2002 May›s’›nda Vesayet Meclisinin D›fl Yat›r›mlar›n Korunmas›na Dair Yasa’y› onayla-mas›n›n ard›ndan, 2003 Ocak’›nda yasan›n yürürlü¤e sokulmas› için Meclise gön-derilmesi ‹ran ekonomisinin d›fla aç›lmas›nda bir dönüm noktas›n› teflkil etmifltir.

2006 Nisan›nda bir aç›klama yapan ‹ran Petrol Bakan› Kaz›m Hamaneh ülkesinin yabanc› flirketler üzerindeki k›s›tlay›c› yasalar› de¤ifltirmek için çal›flaca¤›n› ifade etmiflti. Böylelikle, 1979 Devriminden sonra d›fl yat›r›mc›larla ilgili olarak ilk kez hükûmet yasal bir düzenlemeyi yürürlü¤e koymufl olmaktayd›. En önemli gelir kayna¤›n› petrol ve do¤al gaz›n oluflturdu¤u ‹ran’da kan›tlanm›fl petrol rezervleri 147 milyar varil dolay›nda olup, dünya toplam petrol rezervi içindeki pay› %11 do-lay›ndad›r. Ayr›ca do¤al gaz rezervi bak›m›ndan yaklafl›k dünya do¤al gaz rezerv-lerinin %16’s›na sahip olan ‹ran, bu konuda da dünyada Rusya’dan sonra ikinci s›-rada gelmektedir. Bir devlet flirketi olan ve Musadd›k’tan miras kalan NIOC

(Natio-S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

fiekil 6.5 Kaynak:

http://medyasafak.

com/haber/352/

abd-nin-iran-a- karsi-dayattigi- yasadisi- yaptirimlar-kuresel-ekonomiye

nal Iranian Oil Company) petrol üretimini ve sat›fl›n› kontrol etmektedir. ‹ran 2006 y›l› itibar›yla 27 petrol tankeriyle bölgede kendi petrolünü satma konusunda önem-li ad›mlar atan bir ülkeydi. 2009 Eylül’ünde petrol tafl›mac›l›¤›ndaki pay›n› art›rmak isteyen Tahran yönetimi Çin tersanelerine her biri 100 milyon dolar sözleflme be-deline sahip 12 adet VLCC siparifli vermifltir (Deniz Haber, 2009). Günlük petrol üretimi 1 Temmuz 2012’de AB ve ABD taraf›ndan uygulanmaya konan yapt›r›mla-r›n ard›ndan günlük 2 milyon varilin alt›na düflen ‹ran’da bunun 2020’de 7 milyon varile ç›kart›lmas› planlar› bulunmaktayd›. Nitekim 1979 Devrimi öncesi üretimin günlük 6 milyon varil oldu¤u düflünüldü¤ünde 2020 hedefinin yapt›r›mlar

kalkt›-¤›nda afl›lmas› ihtimaldir. ‹ran petrol üretiminin istenilen düzeyde artmamas›nda Amerikan bask›s› ve yapt›r›m kararlar›n›n önemli bir etkisi vard›r. ‹ran’›n günlük petrol ihrac› ise yapt›r›mlardan önce yaklafl›k 2.5 milyon varildir. Bir ham petrol üreticisi olan ‹ran’›n y›ll›k yaklafl›k 2 milyar dolar rafine edilmifl petrol (özellikle benzin) sat›n almaktad›r. ‹ran’›n ihraç gelirlerinin %80’ini oluflturan ham petrol sa-t›fl›, bütçe gelirlerinin de %50’sini oluflturmaktad›r. Nitekim, petrol gelirlerindeki 1 dolarl›k art›fl Tahran’›n petrol gelirinde 1 milyar dolarl›k bir art›fla yol açmaktad›r (Ayhan, 2009:114).

‹ran ekonomisi, yapt›r›m kararlar› ve d›fl bask›lar›n da etkisiyle yüksek iflsizlik, h›zl› nüfus art›fl›, d›fl borç a盤›, petrolün ülke gelirleri üzerindeki belirleyicili¤i, az-geliflmifl bölgeler ile gelir adaletsizli¤i gibi yap›sal baz› sorunlarla karfl› karfl›yad›r.

Petrol üreticisi ve sat›c›s› olmas›na karfl›n ‹ran’daki benzin istasyonlar›nda benzin al›m› için oluflan ve bazen 2 km bulan kuyruklar yönetime olan tepkinin artmas›-na yol açmaktad›r. Ekonomide liberalleflme çabalar› yavafl ilerlerken, dinî liderin tüm kurumlar üzerindeki denetimsiz kontrolü, ‹ran ekonomisi üzerinde ciddi bir bask› oluflturmaktad›r. Tüm bu içsel etkenlerin yan›nda ABD taraf›ndan 1995’ten itibaren geniflletilerek uygulanan ambargo ‹ran ekonomisinin büyümesinin ve d›-fla aç›lmas›n›n önündeki en büyük engellerden birini oluflturmaktad›r. 1995 y›l›n-da Amerikal› yat›r›mc›lar›n ve flirketlerin ‹ran’a yat›r›m yapmas›n›n engellenmesi amac›yla al›nan Yapt›r›m Karar›, 1996’da ABD’li olmayan flirketleri de kapsayacak flekilde geniflletilmiflti (Zedalis. 2009:539-548). Nitekim Washington’un bask›lar› so-nucu yaklafl›k 26 milyar varil rezerv oldu¤u varsay›lan Azedegan petrol sahas›n›n gelifltirilmesini üstlenen Inpex’in (Japon Konsorsiyumu) ortaklar›ndan Tomen pro-jeden çekilmiflti. 2004 fiubat’›nda imzalanan yapt›r›m anlaflmas› çerçevesinde Inpex Konsorsiyumunun yaklafl›k 2-2.8 milyar dolar yapt›r›m yapmas› beklenmektedir (Cordesman, 2005:10). Öte yandan 2004 Mart’›nda Baflkan Bush, ‹ran’›n ABD ulu-sal ç›karlar›na yönelik “ola¤anüstü tehdidi” sürdürdü¤ü gerekçesi ile ambargo ka-rar›n›n sürdürülmesini kabul etmiflti. 2012 Temmuz’unda yapt›r›mlar daha da ge-niflletilmifl ve Bat›l› ülkeler ‹ran’dan ald›¤› petrolü almamaya bafllam›fllard›r.

‹ran yüksek petrol rezervlerine ra¤men neden içeride ekonomik sorunlar yaflamaktad›r?

Dünya petrol rezervlerinin yaklafl›k yüzde 10’una sahip olan Irak’ta bilinen re-zerv miktar› son araflt›rmalarla birlikte 141 milyar varile ç›km›flt›r. Ancak 1970’lerin bafl›ndan itibaren Irak’ta yeni petrol alanlar›n›n ciddi flekilde araflt›r›lmad›¤› dikka-te al›n›rsa, bu miktar›n Irak’›n gerçek rezerv miktar›n› yans›tmad›¤› düflünülebilir.

Nitekim 2004 A¤ustos’unda Irak Petrol Bakan›, Irak’›n “potansiyel ve kan›tlanm›fl”

petrol rezervi miktar›n›n 214 milyon varil oldu¤unu belirtti (Cordesman, 2005:10).

1968’den itibaren ülkenin siyasi ve ekonomik yap›s› üzerinde Baas iktidar› ile ku-rulan devlet otoritesi 2003 Mart’›nda ABD’nin askerî müdahalesi ile son bulurken,

175

6. Ünite - Orta Do¤u’da Enerji Kaynaklar› ve Politikalar›

Günlük petrol üretimi 1 Temmuz 2012’de AB ve ABD taraf›ndan uygulanmaya konan yapt›r›mlar›n ard›ndan günlük 2 milyon varilin alt›na düflen ‹ran’da bunun 2020’de 7 milyon varile ç›kart›lmas› planlar›

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

ülke federal bir yönetim tarz›na geçmiflti. Ancak Ba¤dat ile Erbil yönetimi aras›n-daki gerginlikler son bulmufl de¤ildir. Kerkük’ün statüsü, tart›flmal› bölgeler ve pet-rol gelirlerinin paylafl›m› sorunlar› devam etmektedir.

‹hraç gelirlerinin %80’ini petrolün oluflturdu¤u Irak’›n 1970’lerin sonlar›nda günlük petrol üretimi 3.5 milyon varil dolay›ndayken, ilk önce ‹ran-Irak ve ard›n-dan yaflanan Kuveyt Savafl› ve 2003 ABD askerî müdahalesi sonucu petrol üretimi 400-500 binlere kadar gerilemiflti. Ancak son y›llarda yap›lan yat›r›mlar›n ve petrol boru hatlar›na sa¤lanan güvenli¤in de etkisiyle üretim 2.5 milyon varile ve ihracat da yaklafl›k 2 milyon varile ç›km›flt›r (EIA, 2009). 1980’de 43.6 milyar dolara ulaflan petrol geliri, ayn› y›l bafllayan ‹ran-Irak Savafl› s›ras›nda 8 milyar dolara kadar ge-rilemifl, savafl sonras› 1990 da ise 12 milyar dolara kadar ç›km›flt›. 1990’da 12 mil-yar dolara ulaflan petrol gelirleri Kuveyt Savafl› sonucu uygulan ambargonun etki-siyle 350 milyon dolara kadar gerilemiflti. Ambargo dolay›s›yla günlük petrol üre-timi 0.6 milyon varile kadar gerileyen Irak’›n, 1996 May›s›ndaki BM’nin 986 say›l›

karar›yla yeniden petrol sat›fl›na izin verilmifl, bunun sonucunda 2000’de 20 milyar dolarl›k bir gelir elde etmiflti. Ancak ABD müdahalesini takiben 2003 y›l› sonunda petrol gelirleri tekrar 7 milyar dolara gerilemiflti. 2012 y›l›nda petrol geliri yaklafl›k 83 milyar dolara ç›ksa da ülkedeki istikrars›zl›k düzenli petrol gelirini engellemek-tedir. Kuveyt Savafl› öncesi al›nan ve 2003 y›l›na kadar devam eden ambargo so-nucu Irak’›n millî geliri 1990 öncesinin üçte birine gerilemiflken, iflgal s›ras›nda da mevcut alt yap›s› büyük ölçüde tahrip olan Irak’›n yeniden inflas› için en az 150-250 milyar dolara ihtiyaç oldu¤u ifade edilmektedir (EIA, 2009).

1968’den itibaren ülkenin siyasi ve ekonomik yap›s› üzerinde Baas iktidar› ile kurulan tek parti rejimi 2003 Mart›nda ABD’nin askerî müdahalesi ile son bulurken, ülke Federal bir yönetim tarz›na geçmifltir. Ancak Ba¤dat ile Erbil yönetimi aras›nda petrol gelirlerinin pay-lafl›m› sorunu gerginli¤e yol açmaktad›r.

Irak’taki siyasi istikrars›zl›k ve etnik ve mezhep farkl›l›klar›n›n yol açt›¤› iktidar mücadelesi ülke ekonomisi üzerinde ciddi tahribatlar yapmaktad›r. Ülke nüfusu-nun yaklafl›k %60’›n› oluflturan fiii Araplar›n iflgal sonras› dönemde iktidar üzerin-de etkin bir güç olmas› Sünni Araplar›n muhalefetine yol açm›flt›r. Son birkaç y›l-d›r Sünniler siyasal yap›lanmas› sürecine kat›lmakla birlikte iki grup aras›ndaki ger-ginlik ve çat›flmalar sürmektedir. Di¤er yandan 1991’den beri Irak’›n kuzeyinde kendi özerk yönetimlerini kuran Kürtlerin merkezden ba¤›ms›zlaflma giriflimleri Kerkük baflta olmak üzere petrol kaynaklar›n›n kullan›m›, yeni kontratlar›n imza-lanmas› ve tart›flmal› bölgelerde etkin olma sorunlar›n› beraberinde getirmifltir. An-cak gruplar aras› güvensizlik ve gerginli¤in bir de bölge ülkelerinin Irak’taki siya-sal sürece müdahaleleri eklenince Irak’taki kaosun sürece¤ini belirtmek gerekir.

Irak’›n 2003 ve sonras›ndaki geliflmelerin ülkenin petrol politikas›na etkisi nedir?

OPEC ve Körfez ‹flbirli¤i Konseyi üyesi olan Kuveyt’e gelince, dünya petrol re-zervinin yaklafl›k %9’una denk gelen yaklafl›k 101 milyar varil rezervi bulunmakta-d›r. Tarafs›z bölgeyle birlikte bu rakam 104 milyar varile ç›kmaktabulunmakta-d›r. Ekonomisi di¤er Körfez ülkeleri gibi büyük ölçüde petrole dayal› olup, d›fl ihraç gelirlerinin

%90-95’ini oluflturmaktad›r. Kuveyt’te günlük petrol üretiminin 2020’de 5 milyon varile ç›kaca¤› tahmin edilmektedir. Di¤er Körfez ülkeleri kadar olmasa da petrol fiyatlar›ndaki dalgalanma Kuveyt’in ekonomisini de etkilemektedir. Örne¤in

S O R U

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

1980’de yaklafl›k 37 milyar dolar olan petrol geliri, petrol fiyatlar›ndaki düflüfller nedeniyle 1998’de 8.9 milyar dolara gerilemifltir. 1997 ve 1998 petrol fiyatlar›ndaki

1980’de yaklafl›k 37 milyar dolar olan petrol geliri, petrol fiyatlar›ndaki düflüfller nedeniyle 1998’de 8.9 milyar dolara gerilemifltir. 1997 ve 1998 petrol fiyatlar›ndaki