• Sonuç bulunamadı

TEORİK ÇERÇEVE VE TEMEL KAVRAMLAR

3. VERGİYE GÖNÜLLÜ UYUMLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 1. Vergi Psikolojisi

3.5. Vergi Yurttaşlığı

Vergi, hukuki cebir altında kişilerin gelirleri, servetleri ve harcamaları üzerinden devlet tarafından karşılıksız olarak alınan ödemelerdir. Verginin karşılıksız olarak alınıyor olması, mükellef nezdinde verginin, refah düzeyini azaltan ve maliyeti arttıran bir unsur şeklinde algılanmasına neden olmaktadır. Bu algı dolayısıyla

141 Hemen belirtmek gerekir ki, yasaların genel ahlak kavramına atıf yaptığı durumlarda genel ahlak kavramı da yaptırım gücüne sahip olacaktır. Örneğin 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 27’inci maddesinde ahlaka aykırı sözleşmelerin kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olduğu belirtilmiştir.

142 Akdoğan, s. 193.

143 Bu faktörler hakkında “Vergi Bilinci” başlığı altında yer verdiğimiz için burada tekrar etmeyeceğiz.

144 Buyrukoğlu, Erasa, s. 122; Ayrıntılı bilgi için bkz. Gökbel, s. 23-28.

47 mükellefler, çoğu zaman vergi ödeme yönünde isteksiz davranmakta ve vergiye karşı vergi kaçırma, vergiden kaçınma, vergi grevi gibi yollarla tepki gösterebilmektedir.

Gösterilen bu tepkilerin devletin vergi gelirlerinde azalma meydana getireceği şüphesiz bir gerçektir. Kamu hizmetlerini yerine getirmek zorunda olan devletin ise ihtiyaç duyduğu vergi gelirlerini arttırabilmesi için mükelleflerin vergiye olan tepkilerini mümkün olduğunca minimum düzeye çekmesi zorunludur. Mükelleflerin vergiye olan tepkilerini en aza indirebilmek amacıyla izlenebilecek en etkili yöntem ise vergi bilincinin, vergi ahlakının geliştirilmesi ve vergi uyumunun sağlanması olmaktadır. Bununla birlikte izlenecek bu yöntemlerde mükellefleri etkileyen pek çok unsur bulunmaktadır. Kişinin eğitimi, toplumun ahlak anlayışı, vergi denetiminin etkinliği, vergi sisteminin yapısı gibi hususlar bunlardan bir kaçıdır. Bu hususlar nazara alındığında, kişilerin vergi karşısındaki tutumu zamana ve bölgeye göre değişkenlik gösterebilecektir. Bu durumda kişilerin vergiye olan olumsuz tepkilerini azaltabilmek, onları vergilendirme sürecine dâhil etmek ve bu süreci katılımcı hale getirmekle mümkün olabilecektir. Bir başka ifadeyle, vergi yasalarının yapılması ve uygulanması süreçlerine mükellefin katılması ve bu süreçte alınan kararların kendisi nezdinde meşruiyet kazanması ile vergiye gönüllü uyum etkili hale gelebilecektir.

Vergi yurttaşlığı kavramı da bu noktada gündeme gelmektedir.

En öz ifadeyle vergi yurttaşlığını145, kişilerin vergiye ilişkin karar alma süreçlerine katılması şeklinde tanımlayabiliriz. Bununla birlikte doktrinde vergi yurttaşlığı, klasik (dar) anlamda vergi yurttaşlığı ve çağdaş (geniş) anlamda vergi yurttaşlığı şeklinde ele alınmaktadır. Klasik anlamda vergi yurttaşlığı, sadece, verginin meclis tarafından onaylanması anlamına gelmektedir146. Buradaki onaylama, günümüzün demokrasi anlayışına uygun olarak vergi yasalarının halkın seçtiği temsilcileri aracılığıyla kabul edilmesi manasını taşımaktadır. Dolayısıyla klasik anlamda vergi yurttaşlığı, kişilerin temsilcileri aracılığıyla parlamentoda, vergi yasalarının yapım sürecine katılmasını ve vergi yasalarının yapım sürecine güven duymasını ifade etmektedir. Ancak günümüz çağdaş demokrasilerinde bireylerin yönetime katılımına verilen önemin artışı ve oydaşmacı demokrasinin147 ivme

145 Bu kavram Fransızca’da le civisme fiscal, İngilizce’de ise tax citizenship olarak ifade edilmektedir.

146 Elif Sibel Pürsünlerli Çakar, Fatih Saraçoğlu, “Vergi Yurttaşlığı: Kavram, Unsurları ve Geliştirme Yöntemleri”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 1, Yıl: 2015 (Ocak), SS.

39-49, s. 40. (kısaca: Yurttaşlık).

147 Oydaşmacı demokrasi, çoğulcu toplumlardaki çoğunluk yönetiminin demokrasi yerine çoğunluk diktatöryası ve iç çatışma anlamına gelmesi ihtimalinde, çatışmadan çok oydaşmayı vurgulayan,

48 kazanmasıyla birlikte, vergi yurttaşlığı kavramı da idari aşamaya katılımı da içerecek şekilde genişlemiştir. Bu itibarla çağdaş anlamda vergi yurttaşlığı, sadece verginin parlamento tarafından onaylanmasını (kabulünü) değil; vergi idaresinin uygulamaları neticesinde mükellef ile vergi idaresi arasında oluşmuş olan güven ilişkisine (niteliği ve gücüne) bağlı olarak, mükellefin hem vergiyi hem de vergi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyi onaylaması olgularını ifade etmektedir148. Çağdaş vergi yurttaşlığı anlayışında sadece vergi kanunlarının yapılışı aşamasında kişilerin katılımı öngörülmemekte, ayrıca kanunların uygulanış safhasında da mükelleflerin yer alması istenilmektedir. Dolayısıyla bu anlayış, vergilendirmeyi vergi yasalarının kanuniliği bağlamında “siyasi yasallık” ile sınırlandırmaktan çıkarmakta ve “idari yasallık” kavramı çerçevesinde değerlendirilmesini sağlamaktadır149. Böylece vergiye ilişkin düzenlemelerin hem ihdas ediliş aşamasında hem de uygulanış aşamasında mükellefin katılımının sağlanmasıyla genel kabul görerek meşruiyet kazanacağı ve vergiye gönüllü uyumun mümkün olacağı söylenebilir.

Günümüzde kabul edilen vergi yurttaşlığı kavramı, üç temel unsura dayanmaktadır. Bunlar, mükelleflerin vergiyi ve vergi ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyi kabul etmeleri (onaylamaları); bu kabulün, sadece parlamentoda vergi yasasının kabulüne bağlı olarak değil, aynı zamanda vergi idaresinin uygulamalarına bağlı olarak da gerçekleşmesi; mükelleflerin vergiyi ve vergi ile ilgili ödevlerini gönüllü/istekli olarak yerine getirme derecelerini, vergi idaresi ile aralarındaki “karşılıklı” güven ilişkisine bağlı olarak belirlemeleri150. Bu unsurlar gözetildiğinde çağdaş vergi yurttaşlığına birçok örnek gösterilebilir. Mesela beyanname yöntemi, mükelleflerin kendileri için yapılacak tarh işlemine katılmaları anlamına gelmektedir. Benzer şekilde vergi matrahlarının belirlenmesi ile görevli takdir komisyonlarında, zirai kazanç komisyonlarında mükellef temsilcileri olarak nitelendirilebilecek kişilerin üye olarak görev almaları da çağdaş vergi yurttaşlığına örnek olarak gösterilebilir. Yine vergi idaresinin mükelleflerle işbirliği yapması, dışlayıcı değil kapsayıcı olan ve dar bir çoğunluk yerine yönetici çoğunluğun kapsamını genişletmeye çalışan bir demokrasi modelidir. Oydaşmacı modelin çoğunluğu sınırlayıcı temel özellikleri şunlardır:

Yürütme gücünün paylaşılması, resmi ve gayri resmi kuvvetler ayrılığı, dengeli iki meclislilik ve azınlık temsili, çok partili sistem, çok boyutlu parti sistemi, nisbi temsil, yerel ve yerel olamayan federalizm ve yerinden yönetim ile yazılı anayasa ve halk vetosudur. Hasan Tunç, “Demokrasi Türleri Ve Müzakereci Demokrasi Kavramı”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: XII, Sayı: 1-2, Yıl: 2008, SS. 1113-1131-2, s. 1123-1124.

148 Pürsünlerli Çakar, Saraçoğlu, (Yurttaşlık), s. 40

149 Pürsünlerli Çakar, Saraçoğlu, (Yurttaşlık), s. 41

150 Pürsünlerli Çakar, Saraçoğlu, (Yurttaşlık), s. 41

49 uzlaşma komisyonları oluşturması, vergilendirme işlemleri sırasında halka kolaylık göstermesi, vergi mevzuatını halka bedelsiz olarak anlatması, mükellef haklarını ilan etmesi ve bu bağlamda gerekli dokümanları temin etmesi, vergiye ilişkin genel tebliğlerin resmi gazetede yayımlanması, mükelleflere bedelsiz olarak beyanname düzenleme klavuzları dağıtması da çağdaş vergi yurttaşlığının uygulamadaki görünümüne örnek gösterilebilir151.

Vergi yurttaşlığının yerleşmesi, vergiye gönüllü uyumun sağlanması için son derece önemli bir konudur. Bu bakımdan vergi yurttaşlığının geliştirilmesi adına doktrinde şu hususlara vurgu yapılmaktadır: vergi ile ilgili kararların demokratik biçimde alınması; verginin kullanılması ile ilgili alınan kararların demokratik olması;

mükelleflerin vergiye karşı duyarlılıklarının artırılması; vergide okunabilirliğin sağlanması; vergi denetiminin artırılması; vergide uygunluk ilkesinin gözetilmesi;

vergide adalet ilkesinin gözetilmesi; vergi idaresinin fiziki koşullarının geliştirilmesi152.

151 Mualla Öncel, Ahmet Kumrulu, Nami Çağan, Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2013, s. 37.

152 Bu hususlar hakkında ayrıntılı bilgi ve açıklama için bkz. Pürsünlerli Çakar, Saraçoğlu, (Yurttaşlık), s. 43-48.

50 İKİNCİ BÖLÜM

AGRESİF VERGİ PLANLAMASINA İLİŞKİN GENEL