• Sonuç bulunamadı

Tuna Buharlı Kumpanyası ve Avusturya Lloyd Kumpanyası

D. AVUSTURYA LLOYD’UN AVUSTURYA HÜKÜMETİYLE İLİŞKİLERİ

7. Tuna Buharlı Kumpanyası ve Avusturya Lloyd Kumpanyası

Avusturya Tuna Buharlı Kumpanyası bilhassa Karadeniz’deki deniz hatlarında yukarıda aktarmaya çalıştığımız sorunları yaşarken Akdeniz’de de yeni bir rakiple karşılaştı. Üstelik bu yeni rakip kendisiyle aynı ülkenin bandırasını taşıyan Avusturya Lloyd Buharlı Kumpanyası’ndan başkası değildi. Avusturya Lloyd Kumpanyası, Tuna Buharlı Kumpanyası’nın Akdeniz’de, İskenderiye’ye dek gerçekleştirdiği seferlerden rahatsızdı. Yönetim kurulu bu rahatsızlığı ilginç bir çözüm önerisi eşliğinde Viyana’ya bildirdi. Lloyd yöneticilerine göre iki kumpanya İstanbul’u sınır kabul etmeliydiler. Tuna Buharlı Kumpanyası Boğaz’ın güneyine geçmez, kendileri de Karadeniz’e çıkmazsa her ikisi de Avusturya bandırasıyla seyrüsefer eden şirketler birbirleriyle rekabet etmek durumunda kalmayacaklardı. Bu istek Viyana’da taraftar bulamadı. Fakat Tuna Buharlı Kumpanyası deniz hatlarından ettiği zarara tahammül edemez hale gelmişti. Şirketin deniz hatlarından zararı 1842 yılında 103.000 florini bulmuştu. Aşağı Tuna’da ise aynı yıl için 89.087 florin zarar

143 Coons, Steamships, Statesmen and Bureaucrats. s. 111-114.

- 50 -

beyan edildi144. Kumpanya’nın ettiği zararı derinlemesine incelemek isteyen hükümet 22 Şubat 1842’de bir teftiş kurulu görevlendirerek yaptırdığı denetleme neticesinde durumun Kumpanya beyanlarından daha vahim olduğunu tespit etti145.

1845 yılına gelindiğinde Lloyd buharlıları Avusturya’nın Akdeniz limanlarıyla bağlantısını sağlamak konusunda oldukça yol kat etmişti. Fakat kâr getirmediği için İskenderiye hattı gibi hatları kapatmak durumunda kalmıştı. Hükümet bu hattın da açılmasını istiyordu. Lloyd ise hem burada Tuna Buharlı Kumpanyası vapurlarıyla rekabetten hoşlanmıyor hem de Karadeniz’in potansiyelinden faydalanmak için orada faaliyet gösteren şirketlerden biri ya da daha fazlasının çekilmesini bekliyordu.

Netice itibariyle ne hükümet ne de söz konusu iki kumpanya mevcut durumdan memnun değildi. Her biri kendi hesabına ayrı ayrı zarar görmekteydi. Aslında Avusturya Hazinesi’nin başındaki isim olan Karl Friedrich von Kübeck, 26 Şubat 1844 yılında imparatora gönderdiği raporda bu konunun tüm taraflar açısından çözümü için basit bir formül geliştirmişti. Bu rapor aynı zamanda Tuna Buharlı Kumpanyası ve Tuna’da faaliyetin devamının Avusturya açısından önemini de vurguluyordu. Kübeck deniz hatlarının devamının Aşağı Tuna faaliyeti açısından elzem olduğunu vurguluyordu. Tuna Buharlı Kumpanyası’nın deniz vapurlarının Avusturya bandırasından çıkması durumunda bunlar ya Ruslar ya da Osmanlılar tarafından satın alınacaktı. Bu durumda Tuna ağızlarından gerçekleşen ithalat ve ihracat da yeni filoya elde edecek devletin insafına bırakılmış oluyordu. Avusturya haricindeki bir devlet nehir içerisine hiç girmese bile Tuna Kumpanyası buharlılarıyla mal alışverişini keserek Aşağı Tuna faaliyetine son verebilirdi.

Böylece sadece Aşağı Tuna değil Macar topraklarına dek Avusturya’nın hem siyasi hem de ticari etkisi ortadan kalkardı. Kübeck, Avusturya’nın buradaki varlığını

144 Hajnal, The Danube. s. 144.

145 Hajnal, The Danube. s. 146; Coons, Steamships, Statesmen and Bureaucrats. s. 115,

“Tuna Buharlı Kumpanyası’nı teftiş etmek üzere görevlendirilen Michael Rueskefer’in tespitlerine göre yönetim kurulu durumun vahametini hissedarlardan, halktan ve hükümetten gizlemişlerdi. Daha Trabzon hattı konusunda Türk hükümetiyle sorun yaşamadan önce deniz hatlarından 300.000 florin zarar edilmişti.”

- 51 -

elzem gördüğünden, gerekirse hükümetin elini taşın altına sokarak altı buharlının kendi bandıralarında kalması için uğraş vermesi gerektiğini savunuyordu. Çözüm de aslında sorunun bir parçası olan Avusturya Lloyd Buharlı Kumpanyası’nda yatıyordu. Lloyd’un Tuna Buharlı Kumpanyası deniz filosunu satın alması durumunda tüm sorunlar kendiliğinden hallolacaktı146.

Kübeck’in önerisi sorunun tüm taraflarınca kabul görerek 1845 yılında uygulamaya geçirildi. Lloyd yeni hisse arzıyla bir milyon florinlik bir gelir elde edecekti. Bu gelirin 560.000 florini, altı buharlıya karşılık Tuna Kumpanyası’na aktarılacaktı.

Hükümet çıkarılan hisseler için belirlenen %4 kâr payının garantörü olarak kendi üzerine düşen yükü üstleniyordu. Fakat bunun karşılığında Lloyd’dan kapatılan İskenderiye hattını yeniden açması gibi bir isteği vardı. Tuna Buharlı Kumpanyası ise tekrar asıl işi olan nehir nakliyatına dönerek buradaki operasyonunu mükemmelen devam ettirmekle yükümlüydü147. Elde ettiği hatırı sayılır para ve denizlerdeki Osmanlı Devleti muhalefeti ile İngiliz ve Osmanlı buharlılarıyla rekabet artık Lloyd’un sorunu olduğu için bu yükümlülüğü yerine getirmek çok da zor olmayacaktı. Tuna Buharlı Kumpanyası bu anlaşmadan bir yıl kadar sonra Avusturya Hükümeti’nin, Tuna’daki imtiyazını 1880’e dek uzatmasıyla daha da rahatladı148.

Böylece Avusturya Devleti ve iki şirket bakımından krize dönüşebilecek bir dönem atlatılmış oldu. Tuna Buharlı Kumpanyası büyük bölümünde tekel sahibi, kalanında ise rakipsiz olduğu Tuna’da iki yönlü işleyerek Avusturya’ya alternatif bir denize çıkma rotası sağlayacaktı. Lloyd ise yeni elde ettiği filo ve hatlarla bir anda büyük ölçüde genişlemişti. Bu genişlemenin faturası yukarıda bahsedildiği üzere bir milyon florindi. Lloyd’un kasasında bir milyon florini yoktu. Avusturya içerisinde bu işe para yatırabilecek pek çok sermayedara ulaştığı ve var olan hissedarlarının yeni hisse

146 Coons, Steamships, Statesmen and Bureaucrats. s. 114-117.

147 Coons, Steamships, Statesmen and Bureaucrats. s. 119.

148 Hajnal, The Danube. s. 146.

- 52 -

alımı yapacak takatleri kalmadığından Lloyd’un sermaye sağlayacak yeni bir kaynağa ihtiyacı vardı. Ne Avusturya hükümet yetkilileri, ne de Lloyd yöneticileri bu kaynağın devlet maliyesinden sağlanması taraftarı görünmüyorlardı. Böylece, bir ara çözüm üretilmesi gündeme getirildi. Bu yeni plan Tuna Buharlı Kumpanyası filosunun Lloyd’a satışı fikrini de ortaya atan Baron Kübeck tarafından kurgulanmıştı. Kübeck’e göre Lloyd, başarılı olması halinde doğum yeri ve operasyon merkezi Trieste’ye pek çok faydalar sağlayacaktı. Şirketin potansiyeli kent halkına gösterilir ve bir miktar da ekonomik güvence verilirse Triestelilerin şirketlerine finansal anlamda sahip çıkacaklarını düşünüyordu. Bu düşüncesinde yanılmamıştı. Yıllık %4 oranındaki kâr paylarının devlet tarafından karşılanacağı açıklanan her biri bin florin değerinde bin beş yüz yeni Lloyd Buharlı hissesi Trieste halkı tarafından satın alınarak Kumpanya’nın sermaye sorunu bir kez daha çözüldü149. Kübeck’in fikirleri ve hayata geçirmeyi başardığı tasarılar sayesinde Lloyd operasyonlarını Karadeniz iskelelerine genişletmeyi başardı. Lloyd, Tuna Buharlı Kumpanyası’nın Karadeniz filosu ve hatlarıyla beraber bölgedeki sorunlarını da devraldı. Bu sorunlar kısa sürede aşılacak ve Karadeniz’e girişin Lloyd için hayli kârlı olduğu görülecektir.