• Sonuç bulunamadı

Sözlükte Açıktan “Yarışmak” ve “Yardımlaşmak” Şeklinde Tanımlanmamış Fiiller:

Erkan DEMİR

B) Sözlükte Açıktan “Yarışmak” ve “Yardımlaşmak” Şeklinde Tanımlanmamış Fiiller:

Yukarıdaki fiiller sözlüklerde bizatihi “yarışmak” veya “yardımlaşmak” anlamları ile açıklanmıştır. Bunlardan çok daha fazla sayıdaki fiilin anlamları arasında ise “yarışmak” veya “yardımlaşmak” açıkça söylenmemiş olsa da, bir kısmında verilmiş olan örneklere de özellikle dikkat edildiğinde, bu fiillerde de “yarışmak” ve “yardımlaşmak” anlamlarının bulunduğu görülecektir. Sözlüklerde açıkça “yarışmak” ve “yardımlaşmak” şeklinde anlamlandırılmamış, ancak bu anlamlara haiz olduğu düşünülen örneklerden bir kısmı şu şekilde tasnif edilebilir:

I. Yarış Fiilleri:

1. Kavga ve Mücadele Fiilleri: Bu fiillerin büyük kısmı “dövüşmek, kavga ve mücadele etmek”

anlamlarındadır. Her kavgada, mücadelede amaç galip gelmek olduğundan aslında bir yarış söz konusudur. Tespit edilen şu örnekler “Kavga etmek, mücadele etmek” anlamlarına gelmektedir:

a) Kavga Etmek, Dövüşmek: Herkes rakibine üstün gelmek, onu yenmek için dövüşür.Her kavgada

amaç, doğal olarak galip gelmektir. Bu da kavgayı taraflar için bir galibiyet yarışı haline getirmektedir. Tespit edilen şu örneklerde de bu anlam açıkça görülmektedir:

Boğuşmak karşılıklı f. (boğ-u-ş-mak) 1. Birbirinin boğazına sarılarak dövüşmek, kavga etmek. 2.

Uğraşmak, pençeleşmek, mücâdele etmek: Meğer Azrâil’le cephede değil hastane koğuşunda boğuşacakmışım (Yusuf Z. Ortaç).65

Cağıldaşmak karşılıklı f. (<cağıl-da-ş-mak) Kavga etmek.66

Dırlaşmak karşılıklı f. (<dır+laş-mak > dır+la-ş-mak) Kavga etmek, ağız kavgası yapmak.67

Dövüşmek – Döğüşmek karşılıklı f. (<döğ-ü-ş-mek) 1. Birbirini dövmek, birbirine saldırıp boğuşmak: o bilir ki kurtlar ve ayılarla dövüşmek insanlarla boğuşmaktan güçtür (Cenap Şahabettin). 2. Savaşmak, çarpışmak : Malazgirt önünde dövüşmüş asker (Yahyâ Kemal). 3. mec. Mücadele etmek, çekişmek: Gönlüyle dövüşürcesine birtakım telaştan ve tereddütten sonra… (Nâmık Kemal).68

Bu fiil, ikinci ve üçüncü anlamları bakımından “savaş” ve “mücadele – çekişme” kategorilerinde de değerlendirilebilir.

Gırtlaklaşmak karşılıklı f. (<gırtlak+laş-mak < gırt+lak+la-ş-mak)Birbirinin gırtlağına sarılarak

dövüşmek, kıyasıya boğuşmak.69

İdeşmek karşılıklı f. (<it-e-ş-mek) Çekişmek, dövüşmek: Birbirinizle ideşmeyin, döverim.70

Takışmak karşılıklı f. (<tak-ı-ş-mak) Kavga etmek.71

Yon uşmak karşılıklı f. (<yon-u-ş-mak) Dövüşmek.72

Yumruklaşmak karşılıklı f. (yumruk+laş-mak < yumruk+la-ş-mak) Karşılıklı yumruk atarak

dövüşmek.73

61 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 2185. 62 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 2987. 63 Ayverdi, İ., (2006), s. 3375. 64 Ayverdi, İ., (2006), s. 3419. 65 Ayverdi, İ., (2006), s. 395. 66 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 844. 67 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1471. 68 Ayverdi, İ., (2006), s. 759-760. 69 Ayverdi, İ., (2006), s. 1049. 70 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 2507. 71 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 3809. 72 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 4295. 73 Tarama Sözlüğü, (1963), s. 3444.

“–(I)Ş-/-(U)Ş-”EKİ

b) Ağız Kavgası, Münakaşa, Tartışma Fiilleri: Tespit edilen şu örnekler “tartışmak, ağız kavgası ve

münakaşa etmek” anlamlarına gelmektedir:

Aydışmak karşılıklı f. (<ayt-ı-ş-mak) Tartışma yapmak, ağız kavgası etmek.74

Çiteşmek75 ve Çokuşmak76 kelimeleri de Derleme Sözlüğünde ağız kavgası etmek” anlamıyla

geçmektedir.

Bedeleşmek - Bedelleşmek karşılıklı f. (<bedel+leş-mek > bedel+le-ş-mek) Tartışmak.77

Cebelleşmek karşılıklı f. (<cebel+leş-mek > cebel+le-ş-mek)Çekişmek, tartışmak, münakaşa etmek

anlamına gelen cedelleşmek sözünün halk ağzındaki şekli.78Kapının önünde bir hayli cebelleştiler (Haldun

Taner).79

Dalaşmak karşılıklı f. (<dala-ş-mak) 2. Ağız kavgası yapmak, tartışmak: Dalaşmayın da konsolos bey de müteessir olmasın (Burhan Felek).80

Bu kelime “kavga etmek”81 anlamıyla talaş- şeklinde Derleme Sözlüğünde de geçmektedir.

Deyişme i. (<de-y-i-ş-me) Ağız kavgası, tartışma.82

Edişmek karşılıklı f. (<et-i-ş-mek) Tartışmak, söz atışmak.83

Ikışmak karşılıklı f. (<ık-ı-ş-mak)Tartışmak, dalaşmak.84

Tartışmak karşılıklı f. (Eski Türk. tartış-mak “yayın ipini gerip çekmekte boy ölçüşmek” <tart-mak

“çekmek”) [1. ve 2. Anlamlar son dönemde ortaya çıkmıştır.] 1. Bir konuyu değişik görüş açılarıyla ele alıp farklı düşünce ve deliller ileri sürerek karşılıklı olarak savunmak: Teknik konuları teknik seviyelerinde kendilerine aktarabileceğim, hatta tartışabileceğim kişilerin sayısı çok sınırlıdır (Ergun Göze). 2. Ağız dalaşı yapmak, münâkaşa etmek: Ahmet lâf edecek, tartışacak adam arıyordu (Burhan Felek). 3. Güreşte elle karşılıklı olarak birbirini yoklayıp zayıf taraflarını aramak. 4. E. T. Türk ve halk ağzı. İtişip kakışmak, mücâdele etmek: Yûsuf’un anda eteği yırtılır / Tartışırken Kutayfer kapıya gelir (Şeyyad Hamza – T. S.)85

İşteşlik ekininin bu kelimeye Eski Türkçeden bu yana her dönemde değişmekle beraber “yarışmak” anlamı yüklediği görülmektedir. Kelimenin son dönemde ortaya çıkan birinci ve ikinci anlamları da Türkiye Türkçesinde işteşlik ekinin sınırlı da olsa fiillere zaman zaman “yarışmak” anlamını yüklediğinin sağlam delillerindendir.

Yitişmek karşılıklı f. (<yit-i-ş-mek)Tartışmak.86

c) Mücadele, Çekişme Fiilleri: Bu fiillerde belirgin şekilde rakiple çekişme, bir mücadele içinde olma

anlamı vardır. Doğal olarak her mücadelenin amacı da galibiyettir; her mücadele bir yarıştır.

Çarpışmak karşılıklı f. (<çarp-ı-ş-mak) 3. Anlam (mec.): Birbirine üstün gelmeye çalışmak.87

Çekişmek karşılıklı f. (çek-i-ş-mek) 3. Birbirine üstün gelmek için karşılıklı mücadele etmek: “Şampiyonluk için çekişiyorlar.”884. Ağız kavgası etmek: Seninle çekişmek lâzım, büyük hareketlerin

manasını anlamıyorsun (P. Safa).89

Bu fiil Tarama sözlüğünde “münakaşa etmek, tartışmak” anlamları ile geçmektedir: Benim ile çekişirken bıçakla talısı altında çaldım (Sic. K. XV. 2, 50).90

Dırışmak karşılıklı f. (<dır-ı-ş-mak) Birbiriyle itişip kakışmak.91

İtişmek karşılıklı f. (it-i-ş-mek) 3. mec. Birbirine zıt hareket edip çekişmek, aralarında zıddiyet

bulunmak.92

74 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 412. 75 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1242. 76 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1262. 77 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 594. 78 Ayverdi, İ., (2006), s. 461. 79 Türkçe Sözlük, (1988), s. 249. 80 Ayverdi, İ., (2006), s. 619. 81 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 3814. 82 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1447. 83 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1666. 84 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 2463. 85 Ayverdi, İ., (2006), s. 3037, bkz. Tarama Sözlüğü, (1963), s. 1015 – 1016. 86 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 4282. 87 Türkçe Sözlük, (1988), s. 280. 88 Türkçe Sözlük, (1988), s. 546. 89 Türkçe Sözlük, (1988), s. 289. 90 Tarama Sözlüğü, (1963), s. 850. 91 Derleme Sözlüğü, (1963), s. 1470. 92 Ayverdi, İ., (2006), s. 1475.

ERKAN DEMİR–TUDOK 2010

1030

Utuşmak karşılıklı f. (<ut-u-ş-mak, ut- Eski T. Türk. “yenmek, oyunda kazanmak”) Birbirini yenmeye

çalışmak: Harp öğüş ola çeriler tutuşa / Oynayıp biri birinden utuşa (Melhame. XIV – XV. 53-1).93

d) Savaş, Çarpışma Fiilleri: Yarışmak anlamının en belirgin şekilde hissedildiği örnekler dövüş ve

savaş fiilleridir, bu fiillerde her ne pahasına olursa olsun rakibe üstün gelme anlamı söz konusudur; bu fiillerde rakiplerin hayatlarını ortaya koydukları kıyasıya bir yarış söz konusudur.

Çalışmak geçişsiz f. (Eski Türk. <çalış-mak “güreşmek”; E. T. Türk. “savaşmak, çarpışmak” <çal-mak) 6. Anlam. E. T. Türk. Çarpışmak, savaşmak : Tiz ol kılıçlar ile çalışalım, süngüler ile dürtüşelim

(Anternâme –T.S.). Şehitler din yoluna can vereler, gâziler çalışalar (Zâtî – T.S.). <çal-mak E.T. “çarpmak, vurmak”94

Çatışmak karşılıklı f. (<çat-ı-ş-mak) 5. Silahlı kavgaya girişmek, çarpışmak, müsâdeme etmek: İki taraf da çatışmışlar, bâzıları yaralanmış (Hâlide E. Adıvar). Canımı sıkan bunca çabaladık, çatışmayı önleyemedik (Kemal Tâhir).95

Dürüşmek – Duruşmak karşılıklı f. (<dur-u-ş-mak “savaşta birbirine karşı durmak”) 1. Karşı karşıya

gelmek, mücâdele etmek, çarpışmak: Duruşalım nâm için ceng edelim / Düşmene yeryüzünü teng edelim (İskender Kitabı, T.S.). Behey dörtlüler beşliler /Gelin gelin duruşalım / Kaplan postu giyişliler / Gelin gelin duruşalım (Köroğlu, T.S.)96 Neçün bâri anun ile duruşmak / Ya olmaz yere savaşmak vuruşmak (Ferh. XIV.

20.).97

Dürtüşmek karşılıklı f. (<dürt-ü-ş-mek) Birbirine karşı silah kullanmak: Savaşta dürtüşmek (Caf. XVI.

9 – 2).98

Kırışmakkarşılıklı f. (<kır-ı-ş-mak) Birbirini kırmak, birbirini öldürmek: Düşmanla kırışmağa kastetmek

(Terceman XV. 107.).99

Sancışmak karşılıklı f. (<sanc-ı-ş-mak) Süngüleşmek, süngü savaşı yapmak: Tahkik size ibret hasıl oldu iki bölükte ki uğraştılar sancıştılar (Cev. Es. XV. 84).100

Savaşmak karşılıklı f. (Orta Türk. [Oğuzca] savaş-mak) 1. (İki veya daha çok devlet) Birbiriyle silahlı

çarpışmaya girişmek, harbetmek, muharebe etmek. 2. geçişsiz f. Mücadele etmek, uğraşmak. Çalıştım nice münkerin def’ine / Savaştım nice şerlerin ref’ine (İzzet Molla’dan).101

Vuruşmak karşılıklı f. (vur-u-ş-mak) 1. Birbirine vurmak, çarpmak: “Kafa kafaya vuruşmak.” 2.

Savaşmak, mücâdele etmek: ama şimdi kendini acındırarak para toplamak için ağlamıyor, vuruşurken ölen oğlu için göz yaşı döküyor, onun yarıda kalan idealine ağlıyordu (Sâmiha Ayverdi)102

Kelime, Eski Anadolu Türkçesi döneminde de savaşmak anlamına sahiptir: öğleye değin ol dağa iriştiler, haramîleri bulup uruştular, haramîlerin cümlesini tuttular (Ferec. XV. 15).103 Ayrıca sözle kavga

etmek104 Anlamı da vardır.

2. İddialaşma Fiilleri: Her iddiada rekabet ve her rekabette de üstün gelme arzusu vardır. Dolayısıyla

üstün gelme arzusu söz konusu olduğundan her iddia da bir yarıştır.

Arınlaşmak karşılıklı f. (<arın+laş-mak > arın+la-ş-mak) Zıtlaşmak, karşı olmak, iddialaşmak.105

Arışmak karşılıklı f. (<ar-ı-ş-mak) Yarışmak, iddiaya girişmek: Dağ ile arışan, tavarından çıkar (Ata.

XV. 36).106

Dayanışmak karşılıklı f. (<daya-n-ı-ş-mak) İddia etmek.107

En eşmek karşılıklı f. (<en-e-ş-mek) İddialaşmak, bahse girmek.108 İddialaşmak karşılıklı f. (<iddia+la-ş-mak) Karşılıklı iddiaya girmek.109