• Sonuç bulunamadı

B) İtilaf Devletleriyle Olan İlişkiler

4) Meclisin Süratle Toplanması Meselesi

Seçim süreci boyunca Hürriyet ve İtilaf Partisi, ikinci bir iddiayı daha ortaya atmıştı. Bu iddiaya göre milletvekilleri seçilse bile meclis toplanmayacak, toplanamayacak, hatta toplansa bile dağıtılacaktı. Oysa bu da haince atılan bir iftiradan başka bir şey değildi371. Gerçekten yedi ay boyunca hükümeti elinde bulundurmuş olan Hürriyet ve İtilaf Partisi, her fırsatta seçimleri karalamaya çalışmıştı. Bu dönemde de meclisin toplanmasını engellemeye çalışmaktaydı.

367 Ahmet Ferit, artık Milli Kongre’nin faaliyetine lüzum kalmadığını söylemekteydi… “İstanbul

Namzetleri”, İfhâm, no:113, 23 Kasım 1919, s.1.

368 Ahmet Ferit, “İstanbul İntihabatı”, İfhâm, no:135, 15 Aralık 1919, s.1.

369 Ahmet Ferit, iyi devlet adamlarına sahip olmak için gerçek meşrutiyete sahip olmak gerektiğini

söylemekte ve Türkiye’de bunun olmadığını vurgulamaktaydı... “Müstakbel Meclis”, İfhâm, no:116, 26 Kasım 1919, s.1.

370 Ahmet Ferit, “Fikrin Zaferi!”, İfhâm, no:140, 20 Aralık 1919, s.1; İntihab-ı Mebusan Kararnamesi

gereğince (7 Ekim 1919) genel seçim 18 Aralık 1919’da yapılmıştır. Bu seçim, çoğunluğu Müdafaa-i Hukukçu bir meclis meydana getirmişti… Tunaya, Partiler II, s.40; Crıss, seçilen 140 milletvekilinin çoğunluğunun milliyetçi olduğunu ve Rauf Bey’in de bunların arasında olduğunu kaydetmektedir. İşgal, s.29; Anadolu’dan gelen milletvekillerinin elebaşları Rauf, Adnan, Bekir Sami, Kara Vasıf… Beylerdi. En büyük emelleri Mustafa Kemal’i başkanlığa seçtirmekti… Hüseyin Kazım Kadri, Meşrutiyetten Cumhuriyete Hatıralarım, Haz. İsmail Kara, İstanbul 2000, s.164.

371 Ahmet Ferit, “Meclis-i Mebusan’a Doğru!”, İfhâm, no:93, 3 Kasım 1919, s.1; Ahmet Ferit,

Muhalefetin bu yaklaşımı esasında şahsî menfaatlere dayanmaktaydı. Hürriyet ve İtilaf Partisi, artık tamamen bir hıyanet aleti olmuştu372.

Öte yandan, İstanbul seçimlerinden sonra, taşradan gelen milletvekilleriyle birlikte İstanbul’daki milletvekili sayısı kırkı373 aşmıştı. Bu kadarla da olsa meclisin bir an önce açılması gerekmekteydi. Çünkü yapılacak işler çok fazlaydı. Mesela idarî birlik meselesi halledilememişti. Malî ve iktisadî vaziyet de ortadaydı. Ayrıca dışişleri meselesiyle de hiç meşgul olunmamıştı374. Dönemin en önemli dışişleri meselesi olan Türkiye barışı ile ilgili süreç yeni bir safhaya girmişti375. Bu yüzden, Türkiye ile imzalanacak olan antlaşma metni verilmeden önce Türk hukukunu kabul ettirmek gerekliydi376. Bu konuda millî birlik ve fikir birliğinin sağlanmasında yeni milletvekillerinin önemi büyüktü377. Bu yüzden hükümete düşen görev, konferansın Türkiye’nin kaderini belirlemesinden önce millî meclisi toplamak suretiyle, millî sınırlar dâhilinde müstakil bir Türk Devleti’nden başka bir kararın kabulüne imkân olmadığını ilan etmekti378. Bununla birlikte Dâhiliye Nazırı, meclisin Ocak başında da toplanamayacağını verdiği bir beyanatta söylemiştir. Çünkü nazırın fikrine göre milletvekillerinin toplanması için eski meclis miktarının üçte ikisi gerekmekteydi379.

372 Ahmet Ferit, “Meclis Düşmanlığı, Vatan Düşmanlığı”, İfhâm, no:146, 26 Aralık 1919, s.1. 373 Hüseyin Kazım Kadri, tam bu dönemde Aydın milletvekili seçilerek İstanbul’da bulunduğunu

kaydetmektedir. İstanbul’da kırka yakın milletvekili toplanmıştı. Ancak meclisin açılmayacağı konuşulmaktaydı. Bunun üzerine, Hüseyin Kazım Bey ve Celaleddin Arif Bey, Sadrazam Ali Rıza Paşa ile görüşmek için harekete geçtiler. Bu görüşmeyi kabul eden Sadrazam’ın onlara

“…her şeyden evvel şunu söyleyeyim ki biz Meclis-i Mebusan’ı açacak değiliz!” dediğini söyleyen Hüseyin Kazım Kadri, buna çok şaşırdığını ifade etmektedir. Hüseyin Kazım Bey’in, bu durumda neden seçim yapıldığını sorması üzerine ise İttihatçıların tekrar seçilip hükümeti ellerine alacaklarını söylemiştir. Hüseyin Kazım Kadri, uzun münakaşalardan sonra Sadrazam’ı ikna ettiklerini ifade etmektedir… Ayrıntılı bilgi için bk. Hatıralarım, s.159- 160.

374 Ahmet Ferit, “İş Başına Efendiler!”, İfhâm, no:141, 21 Aralık 1919, s.1; Ahmet Ferit, “Dört Saha-

i Faaliyet”, İfhâm, no:136, 16 Aralık 1919, s.1.

375 Büyük Britanya ve Fransa, Amerika’nın doğuda bir vazife üstlenemeyeceğine inanarak siyasi

müzakerelere başladılar. İlk esaslar, Mösyö Clemenceau’nun Londra seyahati esnasında kararlaştırıldı. Bu dönemde Londra’da Lord Curzon ile Fransa Dışişleri Bakanı vekili bu görüşmelere devam etmekteydiler… Ahmet Ferit, “Mebuslarımıza”, İfhâm, no:143, 23 Aralık 1919, s.1.

376 Ahmet Ferit, “Dört Saha-i Faaliyet”, İfhâm, no:136, 16 Aralık 1919, s.1.

377 Mütarekeden beri birçok hükümetler iş başına gelmişti. Ancak memleketin milli birliği

sağlanamamıştı… Ahmet Ferit, “Meclis Düşmanlığı, Vatan Düşmanlığı”, İfhâm, no:146, 26 Aralık 1919, s.1; Ahmet Ferit, memleketin içinde bulunduğu vaziyetten dolayı ittifak etmenin gerekli olduğunu ifade etmekteydi… “Müstakbel Meclis”, İfhâm, no:116, 26 Kasım 1919, s.1.

378 Hüseyin Ragıp, “Vahdet-i Mukaddese ve Düsturu”, İfhâm, no:63, 4 Ekim 1919, s.1.

379 Ahmet Ferit, “İş Başına Efendiler!”, İfhâm, no:141, 21 Aralık 1919, s.1; Ahmet Ferit, “Süratle

Öte yandan Dâhiliye Nazırı’nın bu düşüncesi doğru bulunmamaktaydı. Teori itibariyle meclisin toplanması için üçte iki çoğunluk gerekmemekteydi. Kanuni Esasi’nin 51. maddesinde bu durum belirtilmekteydi: “Meclis aza sayısının

yarısından bir fazla ile ihtiyaç eder”. Gerçekten bazı meselelerin halledilmesi için üçte iki çoğunluk gerekebilirdi. Fakat toplanmak ve faaliyet göstermek için buna hiç lüzum yoktu380.

Bu durum pratik yönden düşünülecek olursa, bu şekilde de olabilmesi mümkün değildi. Eski meclisin üçte iki çoğunluğunu bekleyerek meclis açabilmenin imkân ve ihtimali yoktu. Çünkü eski meclis 244 üyeden oluşmaktaydı. Bunun üçte ikisi 164 etmekteydi. 164 üye ise, o günün şartlarında memleket bölgelerinden gelebilecek bütün üyelerden bir adet fazlaydı. Zira Musul dâhil olduğu takdirde toplanabilecek üye 172, Musul hariç tutulduğu zaman ise yalnız 163 üyeden ibaretti. Eğer Dâhiliye Nazırı’nın fikriyle hareket edilecek olursa meclisin toplanması ayları bulacaktı381. Bu yüzden meclis, milletvekillerinin yarısından bir fazlasıyla açılmaya mecburdu. Ancak bu noktada ortaya çıkan sorun ise hangi meclisin söz konusu edileceğiydi. Eski meclisin yarısı 122’ydi. Yenisinin yarısı ise, olsa olsa 82 üyeden ibaret olacaktı. Burada esas alınacak meclis yeni meclis olmalıydı. Çünkü memleket artık yeni bir döneme girmişti382.

Bu konudaki ilk gelişme, 25 Aralık Perşembe günü gerçekleşti. Fındıklı sarayında toplanan ayan, siyasî vaziyet hakkında fikir alışverişinde bulunduktan sonra meclisin toplanmasının hızlandırılmasını hükümetten talep etmeye karar vermişlerdi. Ayanın bu kararı son derece yerindeydi. Bu davranışı ile ayan vazifesini çok iyi bir şekilde yerine getirmişti383. Bununla birlikte bu mesele sürekli

380 Ahmet Ferit, “Süratle Meclis İsteriz!..”, İfhâm, no:142, 22 Aralık 1919, s.1. 381 Ahmet Ferit, “Süratle Meclis İsteriz!..”, İfhâm, no:142, 22 Aralık 1919, s.1.

382 Ahmet Ferit, seçimlere başlanalı iki buçuk ay olmasına rağmen seçilen milletvekillerinin sayısının

daha yüz adedi geçtiğini belirtmekte ve artık beklemenin imkânsız olduğunu ifade etmekteydi… “Süratle Meclis İsteriz!..”, İfhâm, no:142, 22 Aralık 1919, s.1.

383 Ahmet Ferit, Meşrutiyet döneminde ayanın kurulma sebebinin meşrutiyet reislerinin hatalarını

engellemek olduğunu söylemekteydi. Çünkü bu adamlar tecrübeli değillerdi. Hâlbuki ayan bu vazifeyi hakkıyla yapamamıştı. Ahmet Ferit, aslında ayan heyetinin o güne kadar vazifesini tam olarak yerine getiremediğini, eğer yerine getirmiş olsaydı bu şekilde kötü bir vaziyet içinde olunmayacağını ifade etmekteydi. “Ayanın Faaliyeti”, İfhâm, no:147, 27 Aralık 1919, s.1.

ertelenmekteydi. En son meclisin 5 Ocak Pazartesi günü toplanması kararlaştırılmıştı. Ancak bu tarih bir on gün daha ertelenmişti384.

5) Meclisin Toplanması ve Meclis İçi Gruplaşmanın Ortaya Çıkması