• Sonuç bulunamadı

Anlaşılırlığın Ölçütü

§4 ŞEFFAFLIĞIN ÖLÇÜTLERİ

A. ANLAŞILIRLIK

2. Anlaşılırlığın Ölçütü

a) Ortalama Müşteri İçin Anlaşılırlığın Ölçütü

Genel işlem şartlarının anlaşılırlığı bakımından müşteri önceden özel bilgi sahibi olmaksızın sözleşme şartlarını anlayabilmelidir468. Düzenlenen türdeki sözleşmeyi akdedecek ortalama müşterinin anlayış ufkuna bağlantı yapılması genel olarak genel işlem şartlarının değerlendirilmesi sırasında kullanılacak soyut, objektif değerlendirme ölçütüne de uygundur469.

Bir görüşe göre bir şartın etkililiğinin değerlendirilmesi sadece bir ortalama müşteri tarafından anlaşılırlığa bağlanırsa her iki taraf için de bu konuda bir hukuksal tartışmanın olmayacağı ifade edilmektedir470. Diğer bir görüş ise, temel olarak ortalama müşterinin anlayış ufkundan hareket edilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra müşterinin muhtemel özel bilgilerinin de şartın şeffaflığının değerlendirilmesinde dikkate alınması gerektiğini ifade etmektedir471. Bu bağlamda örneğin benzer sözleşmelerin çok sayıda akdedilmesi dolayısıyla müşterinin daha önce kazandığı deneyimler gibi önceden sahip olunan bilgiler önem arz etmektedir. Bu tür durumlarda müşterinin bireysel korunma ihtiyacının azalması sebebiyle şartın anlaşılırlığına yönelik gereklilikler azalmakta ve şart somut olayda şeffaflık ilkesinin ihlali nedeniyle hükümsüz kılınamayabilmektedir472. Bu görüş münferit olay adaletini büyük ölçüde gerçekleştirebilecek gibi görünmektedir473. Bununla beraber makul olmayan şartların içeriğinin değerlendirilmesi sırasında, içerisinde müşterinin bireysel korunma ihtiyacının bulunmadığı durumlar da düşünülebilir. Söz konusu durumlarda müşterinin koruma ihtiyacının eksikliği nedeniyle somut şartın hükümsüzlüğünden faydalandığı görülmektedir. Soyut ve objektif değerlendirme

      

468 Bkz. Stadler, s. 51 vd; bu konuda ayrıca bkz. Hans-Peter Schwinstowski, “Die Bedeutung

interdisziplinären Arbeitens von Rechts- und Sprachwissenschaft”, NJW 2003, s. 632-638, s. 634. 

469 Kreienbaum, s. 263; Schäfer, s. 59 vd.  

470 Kreienbaum, s. 263, dn. 14. 

471 Bkz. Jochen Taupitz: “Zinsberechnungsklauseln-dritter Akt”, NJW 1989, 2242 vd.; Schäfer, s. 62

vd.; Kreinebaum, s. 264. 

472 Kreienbaum, s. 264. 

ölçütlerinin uygulanması böylelikle daima somut olay adaletinin ortadan kalkmasına yol açacaktır474.

Genel işlem şartları esas olarak bireysel düzenlemelerden kaçınmayı ve sözleşme düzenlemelerini standart hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bütün bireysel özellikleri göz önüne almadan müşterilere eşit davranılması ancak şartın hüküm ifade etmesinin bütün katılımcılar için eşit ölçüde soyut olarak değerlendirilmesi durumunda söz konusu olabilir475.

Şeffaflık ilkesi bağlamında değerlendirme ölçütlerinin476 seçimi açısından

soyut ve objektif değerlendirmeden ayrılmak ve hukuk güvenliği karşısında somut olay adaletine öncelik tanımak için özel bir sebep bulunmamaktadır. Bu nedenle somut müşterinin idrak etme, kavrama durumu ve anlayış yeteneğine göre şeffaflık ilkesinin gerekleri için bir ayırıma gitmek kabul edilemez. Özetle bir şartın şeffaflığı daha ziyade soyut olarak ilgili ortalama müşteri açısından değerlendirilmelidir477.

Bir şartın şeffaflığının ilgili sözleşme türü için tipik olarak sözleşmeyi akdedecek ortalama müşterinin anlayış ufkuna göre değerlendirilmesi tespit edildikten sonra şimdi başka bir somutlaştırma yapmak yani anlayış ufku kavramını açıklamak gerekecektir478. Bu çerçevede bir düzenleme içeriğinin ortalama müşteri tarafından hangi kapsamda anlaşılmasının zorunlu olduğu ve bu anlama kabiliyetinin hangi durumlardan etkilendiği ve ortalama müşterinin ne dereceye kadar bir düzenlemenin anlamını idrak edebilmek için çaba sarf etmek zorunda olduğu gibi sorunlar ortaya konulmalı ve cevaplanmalıdır.

Bir genel işlem şartı, koşulların ve hukuksal sonuçların bütününden oluşmaktadır. Şeffaflığın değerlendirilmesinde koşulların ve hukuksal sonuçların

      

474 Kreienbaum, s. 264. 

475 Bkz. Kreienbaum, s. 264. 

476 Yani şeffaflık ilkesi açısından anlaşılırlık hususu değerlendirilirken ilgili sözleşme tipinin hitap ettiği

soyut ortalama müşteri mi yoksa deneyimi ya da özel bilgisi ile birlikte somut olay içerisinde somut müşterinin mi tercih edileceği hususu. 

477 Bkz. Kreienbaum, s. 265; BGHZ 112, 115 (118 f.); Thalmair, s. 24; Reiner Metz:

“Tilgungsverrechnung: Transparenz durch AGB-Recht und Preisangebenverordnung”, NJW 1991, s. 668-675, s. 672. 

478 AKYOL irade açıklamasına muhatap olan kişinin ufku denilince, muhatabın eğitimi, uzmanlığı, hayat

tecrübesi, görgüsü, dünyayı tanıma ölçüsü, sanat anlayışı, felsefi eğitim, görgü ve gelişmişliği, yerel ve küresel olayları izlemi veya tamamen kapalı bir hayat sürmesi gibi bir kişinin kendisi, ailesi ve iş hayatı için değer yargılarına değer vermesi ya da belirtilenlere hiç önem vermemesi gibi hususların değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir (bkz. Şener Akyol: Sözleşmelerin Yorumu, İstanbul 2010, Vedat Kitapçılık, s. 65. 

ortalama müşteri için ne kadar açık ve anlaşılır olması zorunluluğu sorunu karşımızda durmaktadır. Bu sorun ortalama müşterinin farklı şartların ortak etkilerinin doğurduğu sonuçların, hangi ölçüde ortalama müşteri için kavranabilir olması zorunluluğu şeklindeki bir diğer soruyu da beraberinde getirmektedir479.

Genel olarak kabul edildiğine göre, sadece ilgili somut düzenlemenin anlamının müşteri için açık olması ve fakat müşterinin farklı düzenlemelerin karşılıklı etkisini idrak edebilecek durumda olmamasının yeterli olmadığı belirtilmektedir. Dolayısıyla müşteriye, örneğin şartların ortak etkisinin fiyatı yükseltici bir sonuç doğurmasının açıklığa kavuşturulması zorunludur480. Bunun için

söz konusu dezavantajlı etkinin özel olarak hesaplanabileceğinin yaklaşık olarak bilinebilir olması yeterlidir481.

Burada bir şartın içeriğinden ne anlaşılması gerektiği sorusunun da ortaya konması ve cevaplanması gerekmektedir. Esas olarak şeffaflığın belirlenmesinde genel işlem şartlarının yorumunda izlenecek usulden farklı bir usul söz konusu değildir. Bunun anlamı ise; bir şartın soyut ve objektif olarak lafzına, sistematik konumuna ve sözleşmenin anlam ve amacına göre yorumlanması gerekliliğidir482. Genel işlem şartları dışında bulunan diğer durumlar, örneğin kullanıcının reklamı gibi, bir şartın soyut olarak değerlendirilmesinde dikkate alınmamalıdır483. İşte bu suretle ortaya çıkartılan şartın içeriği, koşulları ve hukuksal sonuçları açısından şeffaflık ilkesine göre ortalama müşteri için de açık olmalıdır484.

Buradan, bir şartın içeriği izole edilmiş bir şekilde ele alınmaması bilakis genel işlem şartlarının bütün metni ile bağlantı içerisinde ele alınması hususu ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte bir genel işlem şartının sıklıkla fiili veya hukuki olarak zor içeriklere sahip oldukları da gözden uzak tutulmamalıdır485. Bu bağlamda bazı durumlarda genel işlem şartlarının ortalama müşteri için anlaşılır bir şekilde takdim edilmesi zor olabilir. Genel işlem şartları hukuku kullanıcının her şartı bir şerh ile

      

479 Kreienbaum, s. 267. 

480 Bkz.Kreienbaum, s. 268, dn. 37’deki yargı kararları; Taupitz, NJW1989, 2242 (2244); Köndgen,

NJW 1989, 943 (948).  481 Kreienbaum, s. 268 vd.  482 Kreienbaum, s. 269.  483 Kreienbaum, s. 269, dn. 40.  484 Kreienbaum, s. 269, dn. 43.  485 Kreienbaum, s. 269. 

birlikte düzenlemesini istememekte bilakis kullanıcıyı yalnızca şartın değişik takdim seçeneklerinden fakat genel işlem şartları metnini makul olmayan şekilde genişletmeden, mümkün olduğu takdirde müşteriye yük getiren etkilerini gizleyen değil, açıklığa kavuşturan seçeneği seçmesi konusunda yükümlendirmektedir486.

Bir düzenlemenin gerekli olan anlaşılırlık derecesinin belirlenmesi sırasında şeffaflık ilkesinin anlam ve amacına riayet edilmelidir. Ortalama müşteri için genel işlem şartları, haklarını idrak edebilecek şekilde özü itibarıyla açık olmalıdır ve müşteri bu hukuksal konumunu bilerek akılcı bir karar verebilecek durumda olmalıdır487. Bunun için (ortalama) müşterinin her hukuksal sonucu bütün

detaylarıyla idrak edebilmesi veya her somut olayı hiçbir zorluğa maruz kalmadan genel işlem şartları düzenlemelerinden çıkarabilmesi zorunlu değildir. Buna karşılık her durumda sunulan genel işlem şartlarında sunulmuş olan ve görünüşte tehlikesiz görünen şartın diğer şartlarla bağlantı içerisinde müşteriye yük getiren bir düzenleme içeriğine bürünmesi engellenmelidir488.

Bunun yanı sıra yorumlar, açıklamalar vs. suretiyle genel işlem şartlarının hacminin fazlalaştırılması şeffaflık ilkesine aykırıdır; zira yüksek bir metin hacmi/kapsamı vasıtasıyla müşterinin idrak etmesi tekrardan sınırlandırılmaktadır489.

Özetle, şeffaflık ilkesine göre müşterinin genel işlem şartları düzenlemesinin çekirdek içeriğini anlayabilecek bir konuma getirilmek zorunda olduğunu belirtmek mümkündür490. Bu bağlamda bir genel işlem şartının dezavantajlı etkileri aynı zamanda diğer şartlarla bağlantısı içerisinde de açığa kavuşturulmak zorundadır. Bu her hukuksal sonucun açık bir şekilde verilmesi zorunluluğu anlamına gelmemektedir491.

      

486 Kreienbaum, s. 269, 270. 

487 Schäfer, s. 65 vd.; Kreienbaum, s. 270. 

488 Kreienbaum, s. 270. 

489 Schäfer, s. 67 vd; Köndgen, NJW 1989, 943 (947); Kreienbaum, s. 270. 

490 Bkz. Kreienbaum, s. 271; Schäfer, s. 66 vd. 

Ortalama müşterinin anlayış ufku için gerekler, yani şartın şeffaflığı için gereklilikler buna ilaveten düzenlenen içerik ve sözleşmesel düzenlemeler için şart içeriğinin anlamı açısından ortalama müşterinin beklenti anlayışına bağlıdır492 .

Ortalama müşterinin anlama yeteneği beklentilerine ilişkin olarak genel işlem şartlarının içeriğine göre şekillenmektedir493. Genel işlem şartlarının içeriği ne kadar müşterinin beklentilerine uyarsa o derecede de müşterinin bu içeriği anlaması kolaylaşacaktır. Aksi durumda yani şart içeriğinin müşterinin beklentilerine uymaması durumunda ise, müşteri tarafından bilinmeyen şart düzenlemeleri müşterinin beklentilerinin karşısına çıkacaktır. Yine müşterinin şart içeriğinin beklentilerinden sapması durumunu bilmesi de zorunlu değildir; daha ziyade müşteri o zamana kadar kendisi için yabancı olan bir içerikle karşı karşıya kalmak zorunda kalmaktadır494.

Karşılıklı hak ve yükümlülüklere ilişkin beklenilmeyen düzenlemelerin bu şekilde idrak edilmesi ve yine kendisi için mevcut hukuksal konumunun bilinmesi önemli ölçüde entelektüel bir kapasiteyi gerektirmektedir. Bunun sonucu da bir şartın şeffaflığına ilişkin gerekler, şartın içeriğinin ortalama müşterinin beklenti içeriğinin ortalama müşterinin beklenti anlayışından sapmasına nazaran oldukça yüksektir495. Bu özellikle banka ve leasing genel işlem şartları gibi yasal olarak düzenlenmeyen sözleşme türleri için büyük öneme sahiptir496.

Müşterinin beklenti anlayışı bunun yanı sıra şartın, bir sözleşmenin hakları ve yükümlülüklerinin yapısı için şartın taşıdığı önem tarafından belirlenmektedir. Fiyata ilişkin düzenleme içerik denetiminden muaf olduğundan ve genel işlem şartları hukukunda müşterinin makul bir fiyata ilişkin menfaatlerini kendisinin koruması gereğinden hareket edilmesinden dolayı, genel işlem şartlarının müşterinin fiyatın türü ve miktarı hususunda tam bir resmi görmesi zorunluluğu bulunmaktadır497. Bu itibarla, müşterinin müzakere imkânlarını ve sözleşme akdetme

      

492 Kreienbaum, s. 271. 

493 BGHZ 112, 115 (118) Kreienbaum, s. 271’den naklen. 

494 Kreienbaum, s. 271-272. 

495 Schäfer, s. 77 vd.; Kreienbaum, s. 272. 

496 Bkz. Kreienbaum, s. 272. 

şanslarını güvence altına alabilmek için fiyatı yükselten ilave anlaşmaların yüksek ölçüde açıklığa ve anlaşılırlığa gereksinimleri vardır498.

Bir genel işlem şartının içeriği müşterinin hukuksal konumu için ne derecede önemli ise müşterinin beklentisi de o derecede somut olmaktadır. Bu husus özelikle fiyatı belirleyen faktörler açısından geçerlidir. Gerçektende fiyat kural olarak genel işlem şartları içerisinde bulunmamakta, bilakis esas olarak bireysel anlaşmanın bir parçasını oluşturmaktadır. Bu deneyim, müşterinin beklenti anlayışını belirlemektedir ve bu yüzden de özellikle özel olarak şeffaf olması gereken fiyatı belirleyen düzenlemeler açısından geçerlidir499.

Tam bu noktada şeffaflık ilkesinin sürpriz şartlarla bağlantısına tekrar değinilmelidir. Müşterinin beklentisi ile düzenlemenin içeriği arasında ciddi bir çelişki durumunda şart sürpriz/şaşırtıcı bir karaktere sahip olacaktır. Bu durumlarda şartın kendisinin şeffaf olması tek başına yeterli değildir. Gerçi şartın açık ve şeffaf olması şeffaflık ilkesini karşılamaktadır ancak müşterinin korunması açısından kullanıcının şartın etkilerini sürpriz karakteri bertaraf edecek şekilde düzenlemesi gerekmektedir. Bu durum ise, müşterinin dikkatini şarta yönelten ve şartın içeriğini anlamaya zorlayan özel tedbirleri gerektirmektedir500.

Anlama çabasına ilişkin hangi gereklerin söz konusu olduğu, yani kullanıcıdan müşterinin genel işlem şartlarının içeriğini anlayabilmek için hangi çabaları göstermesinin talep edileceği sorusu ortaya konulmalıdır 501.

Alman Federal Mahkemesi’ne göre, şartın dezavantajlı etkisi, kullanıcı tarafından ilk defa yoğun bir uğraştan sonra veya ilave bilgiler edinildikten sonra tanınabilir olmamalıdır502. Şekli düzenlemeler sırasında müşterinin şartın içeriğini yanlış anlamasına değil, mümkün olduğunca zahmete ve ilave açıklamalara gereksinim duymadan anlamasına riayet edilmelidir503.

       498 Kreienbaum, s. 272.  499 Bkz. Kreienbaum, s. 273; Schäfer, s. 76 vd.  500 Kreienbaum, s. 273.  501 Bkz. Kreienbaum, s. 272.  502 Bkz. BGHZ 106 43 (50), aktaran Kreienbaum, s. 273.  503 Bkz. BGH 112, 115 (118), aktaran Kreienbaum, s. 274. 

Ortalama müşterinin şartın anlamını çıkarabilmek için göstermesi gereken çabanın gerekleri bizzat şeffaflık ilkesinden çıkartılabilir. Genel işlem şartları hukukunda esas olarak formülasyon sorumluluğu tek taraflı olarak kullanıcıya verilmiştir. Bilgi edinme masrafları ve yükü anlamlı bir şekilde müşteriden alınıp kullanıcıya yüklenmiştir. Şayet kullanıcı fiili olarak kendisinde bulunan düzenleme gücü çerçevesinde zor anlaşılır bir sözleşmesel yapıyı ortaya koymayı seçerse, bu takdirde kullanıcı söz konusu sözleşme içeriğini müşteri için anlaşılır bir tarzda sunma yükümlülüğü altındadır. İşte buradan da, müşterinin bilgi edinme çabasına yönelik gerekliliklere yüksek bir önem izafe edilmemesi gerektiği ortaya çıkmaktadır504.

Yine şeffaflık ilkesinin anlam ve amacı, kullanıcının müşteriye sözleşmede düzenlenen hakları ve yükümlülükleri hususunda bilgilenme konusunda imkân yaratmasıdır. Sözleşmenin akdedilmesi zamanında bilgilenme hususunda yoğun bir meşguliyet, ekonomik açıdan da mümkün olmadığından, şeffaflık ilkesinin bu anlam ve amacından genel işlem şartları metninin anlaşılması için müşteriden bu şartları anlamak için yoğun bir uğraşın talep edilemeyeceği hususu ortaya çıkmaktadır505.

Fakat genel işlem şartının derhal ve zahmetsiz bir şekilde anlaşılması gereğinden hareketle müşterinin genel işlem şartını anlamak için hiçbir düşünsel faaliyete girmemesi gerekliğine ilişkin bir kanıya da kapılmamak gerekir506. Zira genel işlem şartlarında şeffaflık ilkesinin temelinde, müşterinin, sözleşmenin akdedilebilmesi için akılcı bir karar verebilmek veya sözleşmenin uygulanması sırasında kendi hukuksal konumunu değerlendirebilmek için, genel işlem şartlarının içeriği hakkında bilgi isteyebilmesi bulunmaktadır507. Bu nedenle, tıpkı diğer tüm sözleşme tiplerinin akdedilmesinde olduğu gibi sözleşme akdederken müşteriden genel işlem şartının içeriği ve onun anlaşılması hususunda çaba göstermesi beklenemez. Zira bu husus, müşterinin genel işlem şartları hakkında somut olarak bilgi sahibi olmasını yani onları okumasını şart koşmaktadır. Müşteri, tıpkı bütün

      

504 Kreienbaum, s. 275. 

505 Kreienbaum, s. 275; Reiner Metz: “Tilgungsverrechnung: Transparenz durch AGB-Recht und

Preisangabenverordnung”, NJW 1991, s. 668 (669). 

506 Bkz. Kreienbaum, s. 275; Köndgen, NJW 1989, s. 943 vd. ve 947. 

507 Schäfer, s. 70 vd.; Kreienbaum, s. 276; müşterinin sözleşme akdedilmesi sırasında olduğu gibi

sözleşmenin akdedilmesinden sonra da makul bir şekilde genel işlem şarrtlarından hakları ve yükümlülükleri konusunda bilgi sahibi olabilmesi konusunda bkz. Lindacher, s. 350 vd. 

diğer metinlerin kabulünde olduğu gibi, şartın anlamını da anlamaya, anlamı bulup çıkarmaya çabalamalıdır508.

Yine müşterinin şartı anlamak için sarf edeceği çabalar ile kullanıcının formülasyon sorumluluğu, şartın ve duruma göre sözleşmenin anlam ve içeriğine göre birbirinden ayırd edilmelidir. Günlük yaşamdaki işlemler sırasında anlamaya yönelik çabanın gerekleri azalabilir ve hukuksal işlemin önemiyle ekonomik bir ilişki içerisinde bulunabilir. Gerçekten de sürekli bir bağlılık amaçlayan ya da ciddi bir ekonomik ağırlık taşıyan veya başka sebeplerle ortalama müşteri için özel bir önem arz eden hukuksal işlemler bakımından, müşterinin anlamaya yönelik çabaları için daha yüksek bir ölçü ortaya konulmalıdır. Bunun anlamı ise, özellikle genel işlem şartlarının içeriğini kavramak için zaman ve masraf bakımından daha ciddi bir çaba beklenildiğidir 509.

Bir şartın şeffaflığının değerlendirilmesi sırasında farklı müşteri gruplarına göre bir ayrım yapılması ileri sürülebilir. Bir genel işlem şartları, farklı menfaatleri, ilişkileri ve koruma ihtiyaçları bulunan farklı çevreler karşısında kullanılıyorsa, bu takdirde maddi adalet ilkesi bu farkları, genel ve grup grup söz konusu olabilen bu farkların genel işlem şartları hukuku açısından yapılacak denetim çerçevesinde dikkate alınmasını gerektirmektedir510.

Buna karşılık genel işlem şartlarında şeffaflık ilkesi çerçevesinde anlaşılırlığın değerlendirilmesinin ölçütü olarak düzenlenen tipik sözleşmenin hitap ettiği ortalama müşteri olmalıdır. Bunun istisnası ise sadece tacir ve tacir olmayan kişiler açısından düşünülebilir511.

b) Açık ve Anlaşılabilir Takdim

Genel işlem şartlarının anlaşılır olması ilkesi, ilk etapta sözleşme şartlarının kullanıcısının, müşterinin hak ve yükümlülüklerini mümkün olduğunca açık ve

      

508 Kreienbaum, s. 276. 

509 Kreienbaum, s. 277. 

510 Bkz. Schäfer, s. 59 vd.; Kreienbaum, s. 265. 

anlaşılabilir bir şekilde takdim etmekle yükümlülüğünü ifade etmektedir512. Kullanıcının sözleşme şartlarını açık ve anlaşılabilir şekilde sunması ilkesi, müşterinin kendisi hukuki bir görüş ya da yardıma müracaat etmek zorunda kalmaksızın genel işlem şartlarının kapsamını ve anlamını bütün sonuçlarıyla anlayabilmesini güvence altına almak istemektedir513. Bu çerçevede açık ve anlaşılabilir şekilde genel işlem şartlarının takdim edilmesi yükümlülüğünün amacı esas olarak gerek hukuksal açıklığın sağlanması ve gerekse fiyatın açıklığının sağlanması olmalıdır514. Dolayısıyla kendisine genel işlem şartları sunulan müşteri güvenilir bir şekilde sözleşme şartları içerisinde kendi hakları ve yükümlülükleri hakkında bilgi sahibi olabilmelidir515.

Federal Alman Federal Mahkemesi vermiş olduğu bir kararında, genel işlem şartlarının açık ve anlaşılabilir olmasına ilişkin, genel işlem (olayda genel sigorta) şartları kullanıcısının dürüstlük kuralına uygun olarak kendi müşterisinin hak ve yükümlülüklerini mümkün olduğunca açık ve anlaşılabilir şekilde takdim etmesi gerektiğini belirtmiştir516.

Bir genel işlem şartının içeriğinin şeffaflık ilkesinin gereklerini karşılayabilmesi için nasıl bir şeffaflığa sahip olması yani ne derecede şeffaf olması gerektiği sorusunun ortaya konması ve cevaplanması gerekmektedir. Herkes için her durumda mutlak anlaşılırlığa ulaşmanın mümkün olmadığı belirtilmelidir; zira insanların komünikasyonu içerisinde tek anlamlılık bulunmamaktadır517. Dolayısıyla yalnızca zor veya kolay anlaşılabilir içerik takdimi söz konusudur. Bu çerçevede genel işlem şartlarının şeffaflık ilkesinin gereklerini karşılaması için hangi hususların gerçekleşmesi gerekir? Yani şeffaflık denetimi sırasında şartın anlaşılır olmasının ölçütü neyi ifade etmektedir?518.

Genel işlem şartları içerinde yer alan bir şartın içeriğinin en şeffaf şekilde takdimi daima ve her durumda şeffaflık ilkesinin gereklerini karşılamak için yeterlidir. Bu itibarla genel işlem şartlarının şeffaflık denetimi daima, iyileştirme

      

512 Roloff, § 305c BGB, Rn. 4; krş. BGH VersR 2006, 1066 (1068) (aktaran Stadler, s. 57). 

513 Bkz. Stadler, s. 57 vd. 

514 Bkz. Stadler, s. 57 vd. 

515Krş. BGHZ 141, 137 ff. (=BGH VersR 1999, 710 ff.) (aktaran, Stadler, s. 57). 

516 Bkz. BGHZ 141, 137 (143) (aktaran Stadler, s. 58). 

517 Bkz.Leitner, s. 70. 

testi diye anılan ilgili şart içeriğini anlaşılır şekilde takdim etme denemesiyle başlamalıdır. Burada şartın içeriğinin her zaman sadece ideal bir şekilde ortaya konma zorunluluğunun bulunmadığı ifade etmek gerekir. Yani şartın içeriğini gizlememesi yeteri derecede şeffaf olması yeterlidir519.

Ancak bir şart ne zaman içeriğini gizler ya da başka anlatımla ne zaman makul bir şekilde şeffaf olur? Bu soru kural olarak sadece dilbilimsel ve mantıksal formüllerin kullanılmasıyla cevaplanamaz520. Şeffaflık denetimi sırasında somut olarak bir şartın şeffaflık ilkesinin gereklerini yeteri derecede karşıladığının ölçülmesi için kesin bir kural bulunmadığı kabul edilmelidir. Yani genel işlem şartları hukukunda şartın şeffaflık denetimi sırasında, onun ne zaman şeffaf olmaması nedeniyle haksız bir mağduriyete yol açtığını, hangi davranışların ne ölçüde objektif özen yükümlülüğünü ve sözleşme öncesi aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiğini tespit ettiğini belirleyen şablonlar da yoktur. Bununla birlikte şartların şeffaflık ilkesi açısından denetlenmesi sırasında ilgili sözleşme tipi için ortalama müşterinin anlama kabiliyetini temel alan formülasyon reddedilmemelidir. Fakat bu formülasyonun şeffaflık ilkesinin uygulanması bakımından açık bir formül olmayıp yardımcı bir husus olduğu göz önünde bulundurulmalıdır521.

c) Şeffaf Düzenlemenin Beklenebilirliği

İstenilen şeffaflığın ölçüsünün, ne dereceye kadar şeffaf bir takdimin düzenleyiciden beklenebileceğine bağlı kılınıp kılınmayacağı hususu akla gelebilir522. Genel işlem şartlarının şeffaf bir şekilde düzenlenmesi her zaman kolay değildir. Şeffaflık ilkesinin gereğinin yerine getirilmesi için sadece kasti olarak gizleme taktiklerinden vazgeçilmesi yeterli değildir. Genel işlem şartlarında şeffaflığın sağlanabilmesi yani şartların şeffaf şekilde düzenlenmesi sonucuna ulaşabilmek için kullanıcı bir takım zahmetleri de içeren aktif bir çaba içerisine

      

519 Leitner, s. 71. 

520 Bkz. Leitner, s. 71; ayrıca bkz. Kreienbaum, s. 262 vd. 

521 Leitner, s. 71. 

522 Kullanıcının şeffaflık ilkesi gereği akla gelebilecek bütün ihtimalleri/durumları açıklamasının