• Sonuç bulunamadı

MO-16’da Yapılan Görüşme ve Uygulama Projesi Örneğinden Elde Edilen Veriler

BELİRLENMESİNDE UYGULANAN YÖNTEM

7. ALAN ÇALIŞMASI: MİMARLIK OFİSLERİNDE YAPILAN GÖRÜŞME VE UYGULAMA PROJESİ ÖRNEKLERİNDEN ELDE EDİLEN VERİLER

7.16. MO-16’da Yapılan Görüşme ve Uygulama Projesi Örneğinden Elde Edilen Veriler

MO-16’da Yapılan Görüşme:

MO-16’nın sahibi ile yüz yüze yapılan görüşmelerden aşağıdaki veriler elde edilmiştir:

MO-16’nın mimari ürün oluşturma sürecinde kullandığı çok tanımlı bir yöntem bulunmaktadır. Ortalama bir işte üçyüz ila beşyüz arasında pafta çizmekte ve bu çizimlerde tek bir ölçek kullanmaktadır ve bu ölçek de bir bölü birdir. Müşteri hangi ölçekte görmek isterse bilgisayar sayesinde o ölçeğe getirmektedirler. Türkiye’deki mimarların hemen hepsi önce konsept, sonra avan proje, sonra uygulama projesi gibi aşamalarla projeyi yürütmektedir, MO-16’nın sahibi ise üniversitede eğitim gördüğü yıllardan beri projelerini bu şekilde yapmaktadır ve bu hayata karşı bir duruştur. MO-16’ya göre bireyler ve birimler eş önemliliktedir. Kapı kenarı pervazı ile kapının kendisi eşit derecede önemlidir. MO-16’nın yöntemi bileşenlerin nasıl yan yana geldiği ve nasıl ilişkiye sokulduğu ile ilgilidir. İki şey baştan tepkisel olarak bir araya getirilirse mutlaka bir yerde bu bir problem yaratacak ve sonuçta mutlaka tashih denen ve MO-16’nın sahibinin hiçbir zaman yapmadığı ve yapmaktan hoşlanmadığı bir şey yapılmak zorunda kalacaktır.

MO-16 yeni bir projeye başladığında bir süre eline kalem, kağıt ve benzeri hiçbir şey almamakta sadece proje üzerine düşünmektedir ama ne yaparsa yapsın sürekli proje üzerine düşünmektedir. Sonuçta projede olacak her şey, her mekan, her ilişki MO-16’nın sahibinin kafasında bitmektedir ancak bunun için o bileşenlerinin her birinin yapım strüktürünün mimar tarafından bilinmesi gerekmektedir. İç mimarlık işleriyle de çokça ilgilenen MO-16 rölöveye çok önem vermektedir, yüz metrede bir iki santimetrelik hata payı ile rölöve alabilmektedir. Bu kadar iyi rölöve aldıktan sonra bir daha uygulama sürecinde kontrolörlük yapmamakta çünkü bir sorun çıktığı zaman bu sorunun imalatçının bir ölçüyü yanlış alması sonucunda olduğundan emin olmaktadırlar. MO-16’da çalışan mimarlar projenin bir yerinde “duvara çarpmış” gibi kalabilmektedirler bu normal bir durumdur. Bu durumda MO-16’nın sahibi mimarlara mantığı, parçaların neden o şekilde yan yana gelmesi gerektiğini ve bu

yan yana gelişlerdeki farklı tatları anlatmakta sonuçta o projedeki tatlarının ne olduğunu çalışana sormakta ve mimar kendi kendine cevap vererek doğru yolu bulmaktadır. Sonuçta projeyi çizen mimarları “aptal” olarak ya da “projeyi en çok hisseden” insanlar olarak görmek mümkündür.

“Mimar”ın tek bir tanımı vardır ve bu tanımında mimar tercümandır şeklindedir, proje büyüklüğü veya tek bir obje olması fark yaratmamakta ve bir kullanıcının isteklerinin tercüme edilmesi mimarlıktır. Ev, kapı, kapı kolu, kapı kolunun vidası aynı şeylerdir çünkü kibrit kutusu tasarlamakla Ferrari tasarlamak arasında tasarım işlemleri bakış açışıyla bir fark bulunmamaktadır. Bu iki tasarım objesi arasında düşünce üretimi veya çalışma gücü açısından da farklılık bulunmamakta tek fark toplam çalışma süreleri arasındaki farklılıktır. İşte bu nedenle MO-16, analitik tasarım olarak tariflendirilen bir tasarım yöntemi kullanmaktadır. Bu yöntemde her şey en küçük parçalarına ayrılmakta sonra bu küçük parçalar tanımlanmakta sonuçta bu parçalar kendiliğinden yan yana gelmektedir.

Türkiye’deki başka mimarların alıp tamamlayamadığı birçok projeyi MO-16 tamamlamıştır ve bunun nedenlerinden biri toplumun bir tarafa, mimarların da başka bir tarafa gitmesidir. İşte bunu yapmamak için MO-16 müşterinin isteklerini son derece iyi dinlemekte ve anlamaktadır ve sonra o istekleri kafasında tutarak bir süre uyumaktadır. Müşteri talebi, mimarın bilgi ve görgüsü ve bunların sentezi projeyi oluşturan temellerdir ve tasarım diye de bir şey yoktur, talepler, fonksiyonlar ve o fonksiyonların karşılıkları vardır.

Statik, mekanik ve elektrik gibi alanların uzmanlarıyla mimarın ilişkisi çok basittir ve mimarın istemesi halinde o uzmanlar her şeyi yapabilmektedir. Mimarın istemeği bilmesi durumunda “kablo”nun boyunun sonsuzdur, mimarın istemeği bilmesi önemlidir. Belirli bir uzmanlık ve tecrübe seviyesinden sonra mimar da içgüdüsel olarak bu alanlarla ilgili hesap yapmadan doğru kararlar verebilmektedir. Mühendislik mimarlıktan daha tasarımsal, karmaşık ve etkileyici bir alandır, Türkiye’deki mühendislerinse bu sözü edilen özelliklerle hiç ilgisi yoktur ve örneğin makine mühendisleri ancak şu kadar metreküp, bu kadar insan o zaman Isısan’ın şu makinesi ve şu kanallar anlayışı gütmektedirler. MO-16 yaptıkları projelerde uygulama mimari paftalarla ya da mühendislik paftalarla yürümemekte ve entegre pafta diye adlandırdıkları paftalar bulunmaktadır. Her disiplinin elinde tüm disiplinleri içeren bu paftalar bulunmaktadır. Bunun nedeni kullanıcının örneğin

masayla ilişki içinde bulunacağı biliniyorsa mimarın görevi masayı çizmek değil masayla birlikte tüm disiplinlerin de o masayla ve kullanıcıyla ilişkisini tanımlamaktır. Ve MO-16’nın paftalarında örneğin masayla prizin aynı koordinattan ölçülendirilmekte ve uygulama sırasında herhangi bir uygulamacının elinde sadece entegre pafta bulunmaktadır. Bu entegre pafta sayesinde bütün disiplinler birbirlerinden haberdar olmaktadırlar. İşte bu nedenlerle MO-16 hiçbir şantiyesini kontrol etme gerekliliği görmemektedir. Çünkü entegre paftaya göre yapılan işler birbirlerini doğruya götürmekte ve birinin bir yanlışı diğerleri tarafından da görülmekte ve bir kendi kendine kontrol ve düzeltme sistemi işlemektedir. Sonuç olarak MO-16’nın uyguladığı yöntemin aşamaları analiz, sentez ve entegrasyon olarak tanımlanmaktadır.

MO-16 bugüne kadar hiçbir iş için renkli pafta hazırlamamış, üç boyutlu modelleme yapmamıştır çünkü mimari tasarımda bunlara ihtiyaç yoktur. Profesyonelliğin gereği olan şeyleri yapmaları gerekmekte ve örneğin insanların doktora gittiğinde o aletle muayene etme bununla et diyemedikleri gibi mimarlıkta da profesyonelce hareket edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında projelerinde tek çizgi kalınlığı kullanan MO-16 böylece projeye bakanın projenin içinde kaybolup daha iyi, daha dikkatli incelemesini sağlamaktadır. Örneğin elektrikçi entegre paftaları çok dikkatli bir şekilde inceleyip kendisini ilgilendiren yerleri renkli kalemlerle işaretlemekte böylelikle de projeye o kadar hakim olmuştur ki artık şantiyede projeyi yanına alması bile gerekmemektedir.

Uygulama Projesi Örneğinden Elde Edilen Veriler

I. İş, İş Alma Yöntemleri ve İşveren Biçimleri: MO-16 daha önceden iş yaptığı işverenler ve bu işverenlerin ofisi başka işverenlere önermesiyle sonucunda oluşan tanınmışlıkla iş almaktadır. EK W’da MO-16’nın yaptığı bir banka yönetim binası işinin uygulama projelerinden alınan parçasal çizimler bulunmaktadır.

II. Konsept Oluşturma: MO-16’da konsept MO-16’nın sahibinin bir süre iş üstünde düşünsel olarak yoğunlaşması yöntemiyle yapılmaktadır. Bu konsept MO-16’nın sahibinin yönetim ve yardımıyla ofiste çalışan mimarlar tarafından geliştirilmektedir. III. Uygulamaya Yönelik Ayrıntıda Tasarım: MO-16’ya göre mimari tasarımı oluşturan elemanların genelden özele her bölümü aynı önemdedir. Bu nedenle de MO-16’da mimari tasarımın her bölümü bir bölü bir ölçekte düşünülmektedir. EKW,

Şekil W.03’de planı görülen dış duvarın taşıyıcı sistemi ve kaplamalarına ilişkin bilgiler verilmiş, doğramalar, doğrama duvar birleşimleri düşünülmüştür. Şekil W.06.’da planı görülen merdivenin basamak, kaplamalar, korkuluk ve küpeştesi düşünülmüştür.

IV. Diğer Disiplinler: Şekil W.08.’de planı görülen ıslak hacimde kaplamalar, sağlık donatıları ve tesisata ilişkin bilgiler verilmiş, kapılar bir bölü bir ölçekte düşünülerek çizilmiştir. Şekil W.03.’de görülen dış duvar çiziminde de aydınlatmaya ilişkin elemanlar görülmektedir.

V. Genel Çizim Değerlendirmesi: Alınan projelerin genel olarak değerlendirilmesi sonucunda ölçülendirme ve kotların miktarının yeterli olduğu görülmektedir.

7.17. MO-17’de Yapılan Görüşme ve Uygulama Projesi Örneğinden Elde Edilen

Outline

Benzer Belgeler