• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Para Fonu’nun Mali Kaynakları

ULUSLARARASI PARA FONU: BRETTON WOODS’TAN İSTANBUL’A

4. Uluslararası Para Fonu’nun Mali Kaynakları

IMF kaynakların büyük bir bölümünü, üye ülkelerden çeşitli şekillerde sağlamakta- dır. Bu kaynakları sağlayan ülkeler ise, fonun kararlarını etkileyen bir konuma ula- şabilmektedirler. Bugün için fona kaynak sağlayan ülkelerin gelişmiş ülkeler, fon- dan kaynak kullanan ülkelerin ise gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkeler olduğu

Yönetim Kurulu Üye Sayısındaki Değişim

Yıllar Atananlar Seçilenler Toplam

1946 5 7 12 1947 5 8 13 1948 5 9 14 1952 5 11 16 1956 5 12 17 1958 6 12 18 1960 5 13 18 1963 5 14 19 1964 5 15 20 1968 6 14 20 1970 6 14 20 1978 6 15 21 1980 6 16 22 1992 5 19 24 Kaynak: (Mountford, 2008, p. 7)

görülmektedir. IMF’nin kaynakları, kotalar, borçlanma, altın satışı ve faaliyet ge- lirleridir.

4.1. Kotalar

Her üye ülke, ekonomik performansına bağlı olarak belirlenen, kota miktarını öde- mekle yükümlüdür. Kota miktarının %25’ini SDR veya konvertibl para birimleriyle (ABD Doları, Euro, İngiliz Sterlini, Japon Yeni) ve geriye kalan %75’ini ise kendi ulusal para birimleri ile ödenmektedir. Bu nedenle IMF, elde etmiş olduğu kota miktarının tamamını finansman kaynağı olarak kullanamamaktadır. Kullanılabilen kısımlar, kota içindeki konvertibil dövizler ve SDR’den meydana gelmektedir (IMF).

4.2. Borçlanma

IMF gerek gördüğü takdirde kotaların dışında ek kaynak olarak borçlanmaya gide- bilir. Bu kaynaklar geçici niteliktedir ve toplam kotaların yarısını geçemez. Kısa ve orta vadeli borç anlaşmaları yaparak likidite ihtiyacını gidermeye çalışmaktadır. Özelikle Suudi Arabistan para ajansı, Uluslararası Ödemeler Bankası, İsviçre Mer- kez bankası ve Japon hükümeti gibi kurum ve ülkelerden bazıları ile ikili anlaşmalar ama genelde birden fazla ülke ve kurumu kapsayan borçlanma anlaşmaları ile kay- naklarını artırabilmektedir. IMF ihtiyaç duyulması durumunda borç almak için iki büyük borç anlaşması yapmıştır (IMF, 2010d):

Genel Borçlanma Anlaşması (General Arrangements to Borrow(GAB)) : 1962 yı-

lında G-10 ülkeleri ya da merkez bankaları ile İsviçre’nin IMF’ye borç verme konu- sunda yaptıkları anlaşmadır. Kuruluş amacı 1960’lı yıllarda sterlin ve dolara olan spekülatif hareketleri önlemek için yetersiz kalan IMF kaynaklarına ek kaynaklar oluşturmaktır. 10 defa yenilenen ve en son 2008 yılında beş yıl süre için yenilenen anlaşma hala geçerlidir. 17 milyar SDR’lik bir kaynak sağlamayı taahhüt etmekte- dir.

Yeni Borçlanma Anlaşması (New Arrangement To Borrow(NAB)) : 1994 yılındaki

Meksika finansal krizi, ileride finansal krizlerde çok daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulabileceği ihtimalini artırmıştı. Bu amaçla 26 ülke ve kurumun katılımıyla 1997 yılında NAB anlaşması çerçevesinde ek bir finansman kaynağı oluşturulmuş- tur. Yeterli ülkenin kaynak tahsisiyle faaliyete geçecek olan NAB GAB’ın yerine geçmeyecektir. NAB ve GAB çerçevesinde kullanılabilecek toplam ek kaynak mik- tarı 34 milyar SDR’dir. 2009 yılında 13 yeni ülkenin katılımıyla genişletilmiş NAB olarak adlandırılan ve toplamda 367.5 milyar SDR kaynağın kullanımına imkan sağlayacak yeni anlaşma ilan edilmiştir.

GAB şimdiye kadar 10 defa kullanılmış ve en son kullanım 1998 yılında Rusya’ya kaynak sağlamak için yapılan kullanımdır. NAB ise bir kez kullanılmış ve 1998 yılında Brezilya’nın kullanımına açılmıştır.

4.3. Altın Satışı

Ağustos 2009 itibariyle 3217 ton altına sahip olan IMF, dünyada üçüncü (ABD ve Almanya’dan sonra) en büyük altın stokunu elinde tutmaktadır (Gottselig, 2009). Üye ülkeler 1970’li yılların sonuna kadar ilk kota ödemelerinin ve sonradan kota- larda gerçekleşen arttırımların yüzde 25’ini altınla ödüyorlardı. IMF kredisi kulla- nan ülkeler, faiz ödemeleri ve kredi geri ödemelerinde altın ile ödeme yapabiliyor- lardı. Bu şekilde altın birikimine sahip olan IMF, bazı dönemlerde altınları satmıştır (IMF, 2010a).

• Takviye Satışları (1957–1970): IMF para rezervlerini takviye etmek için bu dö-

nemde altın satmıştır.

• Güney Afrika altını (1970–1971): IMF bu yıllarda, Güney Afrika’dan alınan altın

miktarı kadar altını üyelerine satmıştır.

• ABD devlet tahvillerine yatırım (1956–1972): Operasyonel açıklarını kapatacak

geliri elde etmek için, IMF elindeki altının bir kısmını Birleşik Devletler’e satmış ve elde ettiği geliri ABD devlet tahvillerine yatırmıştır. IMF rezervlerinin önemli öl- çüde artmasının ardından, IMF bu altını ABD hükümetinden geri almıştır.

• Açık artırmalar ve “telafi” satışları (1976–1980): IMF uluslararası para siste-

minde altının rolünü azaltmak üzere üyeleri ile yaptığı anlaşmanın ardından o dö- nemdeki altın rezervlerinin yaklaşık üçte birini (50 milyon ons) satmıştır. Bu mikta- rın yarısı telafi sağlamak üzere o tarihteki resmi fiyat olan 35 SDR/ons üzerinden üyelere satılmış; diğer yarısı ise IMF’nin düşük gelirli ülkelere verdiği imtiyazlı borçları destekleyen Vakıf Fonunu (Trust Fund) finanse etmek üzere piyasada açık artırma ile satılmıştır.

• Piyasa dışı altın işlemleri (1999–2000): Aralık 1999’da Yönetim Kurulu, IMF’nin

yoksul ülkelere yönelik borç azaltma programlarını finanse etmek üzere 14 milyon onsluk altının piyasa dışı işlem görmesini onaylamıştır.

• Yeni Gelir Modeli (2009-2010): IMF 2008 yılında kabul edilen“yeni gelir modeli”

kapsamında elindeki toplam altının yaklaşık 1/8’ine denk olan 403,3 ton satışını 2009 yılında onayladı. Bu altın satışı sayesinde, borç vererek elde ettiği gelirlere (faiz, bedel vb) olan bağımlılığı azalacaktır. Çünkü 2000’li yılların başlarında IMF’den borç alan ülkelerin sayısının azalmasıyla birlikte, IMF’nin borçlanma hari- cindeki faaliyetleri ve gözetim faaliyetlerinin finansmanı için kaynak sıkıntısı yaşa- maya başlamıştı. Yani idari harcamalarını finanse edecek geliri azalmıştı. Altın satışından elde edilen paranın bir kısmı düşük gelirli ülkelere sağlanacak olan imti- yazlı kredilerin finansmanını artırmaya da destek olacaktır.

4.4. Faaliyet Gelirleri

IMF her mali yıl sonunda net bir gelir sağlamayı ve bunu rezervlerine eklemeyi hedef alan bir politika izlemektedir. Bu kapsamda, IMF üç kaynaktan gelir elde etmektedir. Bunlar: fon kaynaklarının kullanan ülkelerden elde edilen kullanım bedelleri (charges), kredi kullanımı ile alınan hizmet bedelleri (service charges) ve SDR’den elde edilen faizlerdir. Gider kalemleri de yine üç kalemdir: kredi sağlayan ülkelere ödenen karşılıklar, borçlanma faizleri ve muhtemel zarara karşı rezerv hesaba yapılan aktarımlardır (Karluk, 1998).