• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Para Fonu’nun Faaliyetler

ULUSLARARASI PARA FONU: BRETTON WOODS’TAN İSTANBUL’A

5. Uluslararası Para Fonu’nun Faaliyetler

IMF’nin resmi varlığı, üye olan ilk 29 ülkenin anasözleşmeyi kabul ettiği, 1945 yılı Aralık ayının sonunda başladı. Kuruluş aşamasını tamamlayarak yönetim organları- nın oluşmasından sonra IMF’nin çalışmaya başlaması, 1 Mart 1947 tarihinde ger- çekleşti. 1947 yılının Mayıs ayında Fransa, IMF’den kredi alan ilk ülke oldu (IMF).

IMF’nin temel hedefi, uluslararası sistemdeki istikrarın sağlanmasına yardımcı ol- maktır. Bunu üç yöntemle gerçekleştirir: global ekonomi ve üye ülkelerin ekono- milerinde gözetim yapar; ödemeler dengesi sorunu yaşayan ülkelere borç verir; üye ülkelere teknik destek ve eğitim yardımında bulunur.

5.1. Gözetim Faaliyeti

IMF gözetim faaliyetini; üye ülkeler düzeyinde, bölgesel düzeyde ve global düzeyde yerine getirmektedir. Ekonomistlerden oluşan bir IMF heyeti, üye ülkenin ekono- mik politikaları hakkında hükümet ve merkez bankası yetkilileri ile görüşmek üzere o ülkeye giderek ziyarette bulunur. IMF görevlileri ayrıca parlamenterler, iş ve işçi kuruluşları, ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle de görüşürler. Her üye ülkeye yılda bir defa olmak üzere gerçekleştirilen bu ziyaretler, “Madde IV görüş- meleri” olarak da adlandırılır. Görüşmeler sonucunda hazırlanan ülke raporları IMF Yönetim Kurulunun onayına sunulur ve üye ülkenin kabul etmesi halinde dünya kamuoyuna duyurulur.

Bölgesel gözetim ve global gözetim çerçevesinde dünya ekonomisi ve finans piya- salarındaki gelişmeler yakından takip edilerek hazırlanan raporlar, kamuoyuna duyu- rulmaktadır.

IMF ayrıca belli ülkeleri içeren, global ve bölgesel önemi olan sorunlara ilişkin tartışma oluşturma ve çözüm üretmeyi amaçlayan çok uluslu konsültasyonlar kon- septini tanıtmıştır. 2006 yılında, çok uluslu konsültasyonlar kapsamında Çin, Euro bölgesi, Japonya, Saudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletleri’ni global ekono- mik düzensizlikleri tartışmak üzere bir araya getirmiştir (IMF).

5.2. Borç Verme Faaliyetleri

Eğer bir üye ülke ödemeler dengesinde sorunlar yaşıyorsa; yani, uluslararası öde- melerini karşılayacak uygun şartlarda ve yeterli miktarda kredi bulamıyorsa, IMF’den borç isteyebilir. IMF kredileri, ülkelerin ödemeler dengesinde yaşadıkları sorunları çözebilmeleri için gerekli politikaları uygulamalarını ve reformlar yapa- bilmelerini kolaylaştırır ve güçlü ekonomik büyüme için gerekli koşulların oluşma- sını destekler. IMF’nin borç vermesi bilinen “klasik borçlanma”dan çok farklı olup para birimlerinin değişimi olarak ifade edilebilir. Üye ülkeler, kendi ulusal parasını IMF’ye vermesi karşılığında, ihtiyacı olan yabancı para birimini satın alır. Geri ödeme sırasında ise üye ülkeler, IMF’den ulusal parasını geri alır.

Üye ülkelerin 4/5’i en az bir kere IMF kredisi kullanmıştır. Ancak dönemler itiba- riyle, kullanılan kredi miktarlarında ve kredi alan ülkelerin sayısında büyük deği- şimler görülmüştür. IMF’nin kuruluşunun ilk yirmi yılında, sağladığı kredinin yarı- dan fazlası sanayileşmiş ülkeler tarafından kullanılmıştır. Fakat 1970’lerin sonların- dan bu yana, bu ülkeler finansal ihtiyaçlarını sermaye piyasalarından karşılayabil- dikleri için IMF kredisine ihtiyaç duymazlar. 1970’lerin petrol krizi ve 1980’lerin borç krizi bir çok düşük gelirli ya da düşüğe yakın orta gelirli ülkelerin IMF’den borç almasına yol açmıştır. 1990’larda, geçiş dönemi içindeki Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile yükselen piyasa ekonomilerinde ortaya çıkan ekonomik kriz, IMF kay- naklarına olan talebi daha da arttırdı (IMF).

2004 yılında, dünya çapındaki olumlu ekonomik koşullar sonucu bir çok ülke IMF’ye olan borçlarını ödemeye başladı. Sonuç itibariyle, IMF’ye duyulan ihtiyaç çok azaldı. Fakat 2008 yılında, dünya finansal krizinin başlaması ve besin madde- leri, benzin fiyatlarındaki artış neticesinde çok sayıda ülkenin IMF’ye başvurması ile tekrardan kredi kullanımları artmıştır. Kriz başladığında IMF, hemen krize yanıt verdi. Özellikle gelişmekte olan ülkelere ve ihtiyaç halindeki ülkelere esnek krediler sağladı ve imtiyazlı kredileri ikiye katladı. IMF kredi verme şeklini değiştirerek, daha az kısıtlama ile daha yüksek miktarlarda kredi vermeye başladı ve ülkelerin sürekli değişen koşullarına uyma yaklaşımını benimsedi. Kredi mekanizmasını

farklı ülkelerin ihtiyaçlarına uyum sağlayacak şekilde gözden geçirdi ve verdiği krediler ile ilgili koşulları yeniden düzenledi (IMF).

Zaman içinde IMF, üyelerinin özel ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmış çeşitli kredi araçları geliştirmiştir. Düşük gelirli ülkeler yeni oluşturulan Yoksulluğun Azaltıması ve Büyüme Vakfı (PRGT) kapsamında Uzatılmış Kredi Kolaylığı (ECF), Standby Kredi Kolaylığı (SCF) ve Hızlı Kredi Kolaylığı (RCF) gibi imtiyazlı faiz oranları taşıyan kredilerden yararlanabilmektedir. İmtiyazsız krediler genel olarak, Stand-By Düzenlemeleri (SBA) ile; güçlü ekonomi politikaları ve altyapısı olan üyeler için Esnek Kredi Hattı (FCL) ile; ve genel olarak düşük gelirli üyeler için tasarlanan Uzatılmış Fon Kolaylığı (EFF) ve İhtiyati Kredi Hattı (PCL) ile sağlanır. IMF ayrıca, doğal afet ya da iç savaş yaşamış ülkelere, duruma göre imtiyazlı faiz oranları taşıyan, acil yardım imkanı sağlar (IMF).

Bir ülkenin IMF’den sağlayabileceği kredi miktarı yani “kullanım limiti” kredinin türüne göre değişmekle birlikte genel olarak o ülkenin IMF Kota’sının bir kaç katı- dır. Bu limit istisnai durumlarda aşılabilir.

Stand-by Anlaşması (SBA), 1952 yılında kurulmuş anahtar konumdaki bir kredi

aracıdır. Yükselen piyasa ülkeleri tarafından tercih edilen bu anlaşma şekli, 2009 yılında daha esnek hale getirildi. Kredinin verilmesi, ödemeler dengesi ayarlanma- sına destek amaçlı olup ve uygulanacak ekonomik program bünyesinde açıkca belir- tilmiş koşullara dayalı olarak taksitler halinde sağlanmaktadır.

Esnek Kredi Hattı (FCL), çok güçlü esaslara ve politikalara sahip olan ve geçmişte

bu politikaları iyi yürüten ülkeler için yeni oluşturulan kredi hattıdır. Verilen kredi- ler geleneksel IMF destekli ekonomik programlardaki gibi taksitler halinde olmaya- cak ve koşullandırılmayacak. Dolayısıyla önceden belirlenen uygunluk kriterlerini karşılayan ülkeler kredi sınırı kapsamındaki tüm kaynaklardan her an faydalanabile- cektir. FCL şartlarını karşılayan ülkelerin, ekonomik politikalarının güçlü olmaya devam edeceğine veya kriz durumlarında düzeltici önlemlerin alınacağına dair gü- ven veren kanıtlanmış geçmişleri, kredi alımlarında etkili olacaktır.

Uzatılmış Fon Kolaylığı (EFF), dış ödemeler dengesindeki güçlükleri yapısal prob-

lemlere bağlı olan ülkelere sağlanan destektir. Bu ülkelerdeki yapısal sorunların düzeltilmesi, makro ekonomik dengesizliklerin düzeltilmesinden daha uzun sürebil- mektedir. Bu tür finansmanla desteklenmiş bir programın içeriğinde, piyasaları ve kurumların fonksiyonlarını geliştirmeye yönelik ölçüler yer almaktadır. Örneğin, vergi ve finans sektörü reformları, kamu kurumlarının özelleştirilmesi gibi.

Ticaret Bütünleşme Mekanizması, çok uluslu ticaret liberalleşmesi sebebiyle ödeme-

ler dengesinde zarar gören gelişmekte olan ülkelere IMF’nin yardım yapmasını sağlar. Bu durum, o ülkenin belirli piyasalara öncelikli erişimini kaybetmesi üzerine ihracat kazancının düşüşünden ya da zirai sübvansiyonun iptal edilmesi sonucu yiyecek maddelerinin ithalatının artmasından kaynaklanır (IMF).

5.3. Teknik Yardım ve Eğitim Faaliyeti

IMF teknik yardım ve eğitim faaliyetini, üye ülkelerin insan kaynaklarının ve ku- rumsal kaynaklarının güçlendirilmesi için ve aynı zamanda üye ülkelere uygun makro ekonomik politika ve yapısal reformların hazırlanmasında yardımcı olmak için gerçekleştirmektedir. Dört temel alanda daha etkin teknik destek sağlamaktadır (IMF, 2001):

• Maliye politikası ve yönetimi, kamu maliyesi;

• Para politikası, Merkez bankacılığı, finansal sistem, döviz kuru piyasası ve politi- kası;

• İstatistiksel verilerin toplanması, yönetimi, dağılımı.

Teknik yardım faaliyetinin yüzde 85’i düşük gelirli ülkeler veya düşük-orta gelirli ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Bölgesel teknik yardım faaliyetlerinde de artış görülmektedir(IMF, 2010e).