• Sonuç bulunamadı

4. GÜNEY CEPHESİ’NDE GAYRİNİZAMİ HARP ÖRNEKLERİ VE

4.4. Milli Mücadele Dönemi Öncesi Osmanlı Gayrinizami Harp Deneyimleri

4.4.4. Trablusgarp Savaşı

125

Teşkilat üzerinde etkin olan, Enver, Cemal ve Talat Paşaların savaş sonrası ülkeyi terk etmesi; teşkilat içerisindeki konumlarının dışında hayatlarında da önemli değişikliklere sebep olmuştur. Bu kişilerin sonraki hayatlarını incelediğimizde;

 Moskova’ya giden Enver Paşa, daha önce Hindistan’a göndermiş olduğu teşkilat üyeleri ile temasa geçerek, Ruslar ve İngilizlere karşı mücadelere girişmiştir.

Daha sonrasında Rusların kendisinden şüphe etmesinden dolayı Moskova’dan, Doğu Türkistan’a kaçarak, Buhara, Semerkant ve Taşkent’te kurmuş olduğu silahlı birlikler ile Bolşevik Rusya’ya karşı mücadelere girişmiştir. 05 Ağustos 1922 tarihinde ise Ruslara karşı giriştiği savaşta vurularak öldürülmüş,507

 Cemal Paşa; Afganistan’da ordularının ıslahı ve eğitiminde bulunup Kafkasya’da çalıştığı esnada Tiflis’te Taşnak çetesine mensup bir Ermeni tarafından öldürülmüş,

 Doktor Bahaaddin Şakir, Berlin’de öldürülmüş,

 Prens Sait Halim Paşa, Roma’da öldürülmüş,

 Trabzon Valisi Cemal Azmi ise Berlin’de öldürülmüş,

 Talat Paşa ise, 1921 tarihine kadar Berlin’de Umum Âlem-i İslam İhtilal Cemiyeti’nin başkanlığını yapmıştır. Başkanlık yaptığı süreçte bir Ermeni komitacı tarafından Berlin’de öldürülmüştür.508

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti Teşkilat-ı Mahsusa vasıtasıyla savaş öncesi ve esnasında gönüllü birlikler teşkil ederek gayrinizami harp üzerinden başarı sağlamaya çalışmıştır. Bazı cephelerde (Kafkas cephesi gibi) bazen farklı unsurlardan (komuta hatası) kaynaklanan başarısızlıklar yaşandığı gibi genel olarak devletin bulunduğu tüm olumsuz şartlara karşı gayrinizami harbi Trablusgarp ve Trakya Cepheleri gibi alanlarda başarılı olarak uyguladığı söylenebilir. Osmanlı ordusunun yaşadığı başarılı/başarısız gayrinizami harp deneyimlerinin incelenmesi amacıyla Trablusgarp, Kafkas, Irak ve Balkan Cephesi örnekleri aktarılacaktır.

126

tarihinde Osmanlı Devleti’ne bağlı Trablusgarp ve Bingazi sancaklarını işgal etmiştir.509 İtalyanların bu planlarını çok önceden hisseden II. Abdülhamit, “Bu makarnacılar bir gün Afrika topraklarına saldıracaklar, bunlara hadlerini bildirmek gerekir. Yalnız uzaklık ve deniz üstünlüğü yüzünden müdahale etmemiz mümkün değildir, kaybedebiliriz” demiştir.510 Bu yüzden Trablusgarp’ta her zaman güçlü bir tümen bulundurarak, bu içgüdüsel duygusuna karşı bir tedbir geliştirmiştir. Fakat Abdülhamit tahttan indirildikten sonra bu tümenin Yemen’e İmam Yahya Ayaklanması’nı bastırmak üzere Müşir İbrahim Paşa tarafından görevlendirilmesi, İtalyanlara arzuladıkları işgal imkânını açmıştır.511 İtalyanlar savaş sonrasında;

Osmanlı Hükümeti’nin savaş öncesinde bölgedeki halkı kışkırtarak İtalya aleyhine propaganda yapmayı düşünmesine rağmen aynı şekilde bölgedeki asker sayısını kuvvetlendirmemesinin büyük bir hata olduğunu ifade etmişlerdir.512

İşgalin öncesinde; 27 Eylül 1911 tarihinde İtalya, Osmanlı Devleti’ne Trablusgarp işgaline razı olmasını isteyen bir ültimatom hazırlamıştır. Fakat Almanya ile ilişkisini bozmak istemeyen İtalya, Almanlardan olumlu cevabı aldıktan sonra bu ültimatomu 28 Eylül 1911’de Babıali’ye göndermiştir. Aynı gün saat 13.00 sıralarında bu ültimatom Sadrazam Hakkı Paşa’ya tebliğ edilmiştir. Babıali, toplantı sonrasında almış olduğu olumsuz kararı İtalyanlara gönderince, İtalya, Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.513 Zayıf Osmanlı kuvvetleri karşısında İtalyan kuvvetleri Kuzey Afrika’da hızla ilerleyerek Tobruk, Trablusgarp, Derne, Humus ve Bingazi’yi işgal etmiştir.514

İtalya’nın bu işgaline Avrupalı Devletlerinin tarafsız kalmasının altında yatan sebebin, İtalya’nın savaş öncesinde işgalin sadece Trablusgarp bölgesinde kalacağının garantisini diğer devletlere vermesi ve aynı tarihlerde bölgenin farklı noktalarında çıkarları olan Fransa’nın Fas bölgesine, İngiltere’nin ise Mısır’a asker yerleştirmesi gösterilebilir. İtalyanlar, Trablusgarp’a işgale başlayınca İngiltere

509Şevket Süreyya Aydemir, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa (1908-1914), c.2, (İstanbul:

Remzi Kitabevi, 2010), 220.

510 Altın, age, 47.

511 Aydemir, age, 219.

512 Hale Şıvgın, “Trablusgarp Savaşı”, Türkler 13, ed.Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek, Salim Koca (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları,2002):280.

513 age, 279.

514 Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, 77.

127

Mısır’da hemen tarafsızlığını ilan etmiş, Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp ile karadan tek bağlantısını bu şekilde kesilmesini sağlamıştır.515

Trablusgarp meselesi ülke çapında büyük yankı uyandırmış, halktan birçok kişi maddi desteğin yanı sıra gönüllü asker olarak bölgeye gitmek istediklerini belirtmiş ve muhtelif yerlerde orduya yardım cemiyetleri kurulmuştur.516 Ancak bulunmuş olduğu şartlardan dolayı Kuzey Afrika’ya takviye kuvvetler gönderemeyen Osmanlı Devleti’nin sadece İtalyan işgalini protesto etmekle kalması üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri ordu ve hükümet içindeki unsurları harekete geçirmeyi arzulamıştır. Bu amaçla, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa ile iletişime geçen cemiyet üyeleri protestodan daha fazlasını yapmak amacıyla yerel unsurları örgütleyerek, gönüllü kuvvetler oluşturma isteklerini kabul etmesi için Mahmut Paşa’yı ikna etmişlerdir. Mahmut Paşa ise; Enver Paşa’ya komutasındaki grubun (Fedai Zabitan Grubu) Osmanlı hükümeti ile ilişkisi olmaksızın hareket eden bir grup olarak Tunus ve Mısır üzerinden bölgeye gizli bir şekilde giriş yapmasını şart koşmuştur.517

Mısır ve Tunus üzerinden bölgeye giriş yapan bu subaylar içerisinde daha sonra Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele Dönemi’nde önemli makamlara gelecek komutanlar görev almıştır. Bunlar arasında; Enver Paşa, Mustafa Kemal, Süleyman Askeri, Ali Fethi (Okyar) gibi isimler sayılabilir.518 Gizlilik içerisinde bölgeye intikal eden subaylar kendilerine çeşitli meslekler bulmuştur.519 Çünkü İtalyanların yanı sıra Mısır’ı işgal etmiş bulunan İngilizler de Osmanlı subaylarının bölgeye girişini engellemek için ellerinden geleni yapmışlardır. Hatta bu kişileri yakalatmak için ajanlarını dahi görevlendirmişlerdir. Fakat buna mani olamamışlardır.520

Bingazi’ye ulaşan ve Fedai Zabitan Grubu’nun komutanı rolünü üstlenen Enver Paşa, Nafrusilerin lideri Cebel-i Nafrusa, Süleyman el-Baruni’nin yardımlarıyla bedevi gönülleri örgütlemiş ve Sünusi tarikatı üzerinden cihat ilanı yaparak iyi bir propanganda kampanyası yürütmüştür. Aynı zamanda Osmanlı

515 Nurettin Şimşek, Teşkilat-ı Mahsusa’nın Reisi Süleyman Askeri Bey Hayatı, Siyasi ve Askeri Faaliyetleri (İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2008), 51.

516 Şıvgın, age, 281.

517 Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, 79.

518 Bölgede görev yapan subaylar için Bkz. Turgut Gürer, Komitacı BJK’nin Kurucusu Fuat Balkan’ın Anıları (İstanbul: Gürer Yayınları, 2008), 16; Aydemir, age, 221.

519 Mustafa Kemal (Atatürk), bölgeye gazeteci “Mustafa Şerif” sahte kimliği ile giriş yapmıştır.

520 Altın, age, 77.

128

ordusunun çekildiği her garnizona adamlarını yollayarak orada tekrar bir örgütlenme faaliyeti oluşturmuştur. Enver Bey, bölgede askeri örgütlenmeye destek ve propaganda amacıyla fişek imalathanesi, El-cihad (Kutsal Savaş) adında gazete ve askeri eğitim merkezi ile bölgede nüfus sahibi şeyhlerin oğulları için de bir okul kurmuştur. Enver Paşa’nın örgütlendiği garnizonlar ve görev alan başlıca komutanlar şu şekildedir:

“Trablusgarp : Miralay Neşet Bey, Binbaşı Ali Fethi (Okyar).

Humus : Muzaffer Halil Bey, Yüzbaşı Hasan Fehmi.

Mesrata : Yüzbaşı Hakkı ve Teğmen Nuri.

Bingazi : Binbaşı Aziz Ali Bey, Süleyman Askeri.

Tobruk : Ethem Paşa, Binbaşı Nazım, Teğmen İslam.

Derne : Enver Bey, Nuri Bey, Mustafa Kemal, Çerkez Reşit, Eşref Kuşçubaşı.”521

Enver Bey, ilk iş olarak bölgede mevcut asker sayısı 2000’i geçmeyen ve donanması ise yok denecek kadar az olan Osmanlı ordusunun522 modern silah ve teçhizat ile donatılmış kuvvet mevcudu yaklaşık 110.000 asker, 40 top, 22 uçak olan523 İtalyan kuvvetleri karşısındaki asimetrik güç dengesini düzeltmeyi planlamıştır. Bu sebeple sadece makinalı tüfeklere sahip düzensiz bedevi ordusunu gayrinizami harp yapmak üzere örgütleyerek mevcutları 500-600 kişiyi geçmeyen bedevi kuvvetlerin sayısını yaklaşık 20.000 kişiye ulaştırmıştır. Bedevilerin gayrinizami harbe yönelik teşkilatlanması şu şekilde planlanmıştır: 524

 On ile yirmi kişiden oluşan her gruba, ilgili aşiretin şeyhinin atadığı bir onbaşı veya çavuşun sorumluluğunda, temizlik ve aşçılık hizmetlerini bir kadının üstlendiği bir çadır tahsis edilmiştir.

 Her gönüllüye tayin ve teçhizat verilerek, günlük ödenek ayrılmıştır.

 50 kişiden oluşan her gruptan (iki ile beş çadır) aşağı kademeden bir şeyh sorumludur.

 150 kişiden oluşan gönüllü bölüğünün başında bir Türk subayı ve iki astsubay bulunmaktadır.

521 Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, 83.

522 Şıvgın, age, 282.

523 Altın, age, 73.

524 Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, 84-85.

129

 Belirli bir aşiretten gelen müfrezenin tümü ise aşiretin şeyhi ve iki Osmanlı danışman tarafından kumanda edilmektedir.

 Enver Bey, yöredeki aşiretlerin desteğini kazanmak amacıyla bedevilerin hayvanlarına el konulmasını yasaklamış aksine ikmal malzemesi temin edenleri ödüllendirerek, üstü örtülü bir şekilde kaynak aktarımı sağlamıştır.

Silah temini için izlenen yöntem ise, düşman bölgesinden ele geçirilen her teçhizat ve esir için ayrı bir miktar para ödülü belirlenmiş ve bedeviler bu şekilde motive edilmiştir. Böylece 14 Ocak 1912 tarihinde yapılan ilk baskında 1500 civarında tüfek, beş makinalı tüfeğin ele geçirilmesi sağlanmıştır.525 Yapılan bu ilk baskında ayrıca silahlarını bırakıp kaçan yaklaşık 600’ün üzerinde İtalyan askeri esir alınmıştır.526 Güney Cephesi’nde de kullanılan silah teminine yönelik benzer taktiğin; Che’nin “gerilla savaşında, gerilla savaşçısının silah kaynağının her zaman düşman cephesi olduğu” teziyle örtüştüğü söylenebilir.527

Bedevi gönüllü kuvvetlerinin yürütmüş olduğu gerilla harekâtının başarılı uygulamalarından sonra düzenli orduya sahip İtalyan kuvvetleri kara ve deniz toplarının menzilinden daha ileri gitmeyi uygun görmemişlerdir. Bu sebeple Bingazi ve Tobruk’taki 50.000 civarında İtalyan kuvveti şehirden çıkamadığı gibi Derne’de ise; 8000 civarında Bedevi kuvveti tarafından kuşatma altına alınmıştır. Savaşın başında İtalyanlar; silah ve asker sayısına güvenerek, “Trablusgarp Savaşı’nın çok kolay olacağını hatta bir gezinti olacağını” değerlendirmişlerdir.528 Fakat işler plandıkları gibi gitmemiştir. Bu kuşatma sonucunda; Osmanlı ordusuna mensup gönüllü subaylar; silah, cephane ve asker yetersizliğine rağmen örgütledikleri bedevi gönüllü kuvvetleri ile birlikte gerilla harbi yaparak yaklaşık 110.000 kişilik İtalyan kuvvetini sahile hapsetmiştir.529

Enver Bey’in temellerini attığı, İtalyan düzenli ordusuna karşı bedevi gönülleri örgütleyerek yürütülen düzensiz kuvvetler ile gerilla harbi taktiği; Osmanlı Devleti’nin İtalyanlar ile yapmış olduğu Uşi Antlaşması ve daha sonraki süreçte başlayan Birinci Dünya Savaşı ile tam olarak istenilen hedefe ulaşamamış olabilir.

Ancak Türk subaylarının bölgede teşkilatlandırdıkları bu gayrinizami harp taktik ve

525 age, 84.

526 Altın, age, 82.

527 Che, age, 98.

528 Şıvgın, age, 285., Aydemir, age, c.2, 219.

529 Altın, age, 83.

130

yöntemlerini kullanan bedevi kuvvetlerin yürütmüş olduğu gerilla tipi yıpratma savaşında, İtalyanlar geniş bir alana yayılmak zorunda kalmaları ve aldıkları zaiyatlar sonucunda güç kaybına uğramış, Birinci Dünya Savaşı’nda ise 60.000 civarında askerini bölgede tutmak zorunda kalmıştır. İngilizlerin ise çetin savaş şartlarında 30.000 civarında askerini Batı Sahra’ya bağlayarak 80.000.000 sterlin para harcamasına neden olmuştur.530

Bölgedeki bir İngiliz gözlemcinin aşağıdaki ifadeleri düzensiz kuvvetlerin yürütmüş olduğu gayrinizami harbin, güçlü devletin savunmasız alanı olan ekonomik faktörlere olumsuz etkisini göstermektedir:531

“Bu kimi yönlerden, düşmanlarımızın savaştaki en başarılı stratejik hareketiydi, çünkü bu son derece zararlı birkaç bin Arap, bir yıldan uzun bir zaman başka yerlerde çok ihtiyaç duyulan 30.000 askeri bu bölgeye bağlamış, ayrıca çöl demiryollarına, çöl arabalarına, ulaşıma vs. o kadar çok harcama yapmamıza neden olmuştur ki, bu harcamalar yüzünden, yeni nesil ömür boyu kişi başına 2 peni daha fazla gelir vergisi ödemek zorundadır.”

Sonuç olarak; güçlü bir orduya karşı gayrinizami harp taktik ve stratejilerinin doğru kullanımının harbin sürecine, ekonomisine ve sonucuna etkisini göstermesi açısından Trablusgarp Savaşı’nın, Osmanlı subaylarına başarılı bir gayrinizami harp deneyimi kazandırdığı değerlendirilebilir.