• Sonuç bulunamadı

4. GÜNEY CEPHESİ’NDE GAYRİNİZAMİ HARP ÖRNEKLERİ VE

4.4. Milli Mücadele Dönemi Öncesi Osmanlı Gayrinizami Harp Deneyimleri

4.4.3. Teşkilat-ı Mahsusa

121

122

edilmiştir.493 Teşkilatın personel kaynağı, ordunun yetenekli subaylarının yanı sıra II. Abdülhamid yönetiminde sürgüne tabi tutulmuş, cezalar almış veya rütbeleri alınmış subaylar ile eşraftan oluşmaktadır. Ancak burada çalışma açısından değerlendirilmesi gereken noktanın bu teşkilata üye olan subay veya eşrafın birçok bölgede istihbarat veya gönüllü kuvvetler oluşturarak gayrinizami harp icra etmeleridir.

Teşkilatın çalışma alanı oldukça geniş olduğundan Osmanlı Devletinin ekonomik ve siyasal sıkıntılarının olduğu bir dönemde kurulan teşkilatın bu kadar geniş bir alanda o günün şartlarında başarılı faaliyetleri uzun bir süre devam ettirmesini beklemek zordur. Çünkü Balkanlarda veya Afrika’da faaliyet gösteren bir teşkilat üyesi daha sonra Irak bölgesine geçerek aynı faaliyetleri orada da sürdürmektedir. Türk ve Müslüman nüfusun olduğu her yerde işgalcilere karşı koyma girişimleri, Osmanlı Devleti’nin maruz kaldığı tehlikelere oldukça geniş bir alanda aktif bir şekilde engel olma girişimleri ekonomik, lojistik ve siyasal desteğe ihtiyaç duyan teşkilatın faaliyetlerinin başarısını güçleştirdiğini belirtebiliriz.

Teşkilat-ı Mahsusa’nın ilk kurulma amacı; Osmanlı İmpatorluğu’nu dağılma sürecinden kurtarmaya yöneliktir. Eşref Kuşçubaşı, bu konuyu; “Hasta adam o kadar hastaydı ki, onun acılarına son vermek, İngilizlerin dört senesini aldı. Bizim işimiz hastayı mümkün olduğu kadar uzun yaşatmaktı.” 494 diye açıklar. Teşkilat, öncelikle mevcut toprakları korumak amacıyla İslam Birliği ve Pantürkizm gibi görüşler üzerinden propaganda yaparak, teşkilata gönüllü kuvvetler ve nüfus desteği kazandırmıştır.495

Teşkilatın faaliyet yöntemleri ise; Osmanlı Devletine hasım olan veya hasım olması muhtemel devletlerde karşı propaganda yapmak, askeri sırları ele geçirmek, bu ülkede bulunan yerel halkı merkezi hükümete karşı ayaklandırmaktır.496 Bu faaliyetleri gerçekleştirmek için teşkilatın izlediği yöntem ise gönüllü kuvvetleri organize ederek gerilla harbine dayalı gayrinizami harp uygulamaktır.

493 Karan, age, 43.

494 Philip H.Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, çev. Tansel Demirel, 3.bs. (İstanbul: Arma Yayınları, 2003),124.

495Hikmet Çiçek, Dr.Bahattin Şakir: İttihat ve Terakki’den Teşkilatı Mahsusa’ya Bir Türk Jakobeni (İstanbul: Kaynak Yayınları, 2004), 114.

496 Karan, age, 40.

123

Teşkilat-ı Mahsusa’nın ilk reisi Süleyman Askeri Bey olup, Yardımcısı Atıf (Kamçıl) Bey, Emniyet-i Umumiye Müdür Muavini Aziz Bey, Doktor Nazım Bey ile birlikte Doktor Bahaddin Şakir Bey’den oluşmaktadır.497 Teşkilat-ı Mahsusa’nın İstanbul’da bulunan merkez örgütü, yönetici komisyona bağlı olarak dört masaya (şubeye) ayrılmıştır. Bu masalar:498

1) Rumeli Masası: Arif Bey.

2) Kafkasya Masası: Yüzbaşı Rıza Bey .

3) Afrika-Trablusgarp Masası: Hüseyin Tosun ve Tunuslu Ali Başhampa Bey.

4) Vilayatı Şarkiye (Merkez: Erzurum) Masası: Dr. Bahaddin Şakir ve Ruşeni Bey.

Teşkilat; Balkanlar, Afrika, Doğu Türkistan, Arabistan dâhil olmak üzere birçok yere personel görevlendirmiştir.499 Bu kadar personeli iaşe ve bakım masraflarının karşılanması zorluğuna reçete olarak Birinci Dünya Savaşı’nın çıkışı ile sağlanan Alman desteğini gösterebiliriz. Teşkilat üzerinde hâkimiyet sahibi olan Talat, Cemal ve Enver Paşa’nın yönlendirmeleriyle Osmanlı Devleti tercihini Almanya yanında savaşa girmekten yana kullanmıştır.500 Birinci Dünya Savaşı’nda teşkilatın kadrosunun 30.000 kişiye ulaştığı tahmin edilmekle birlikte kadrosu genişleyen teşkilatın para kaynağının temini “a) Harbiye Nezareti bütçesinden ödenen gizli ödenek. b) Almanya’dan aktarılan altınlar. c) Bağış ve ticaret ile elde edilen para” olmak üzere 3 farklı yoldan sağlanmıştır.501

Teşkilat-ı Mahsusa gerek Birinci Dünya Savaşı süreci öncesi, gerekse savaş sürecinde uzak bölgelerdeki Osmanlı’ya tehdit oluşturan devletlere karşı yerel halkı örgütleyerek, hasım devletleri iç ayaklanmalar ile meşgul etmiştir. Teşkilat üyeleri savaş süresince sömürge altına giren veya girmesi muhmemel olan Türk ve Müslüman devlet ve topluluklarının istiklallerini kazanmaları amacıyla Çin

497 Çiçek, age, 119, Tetik, age, 15.

498 Çiçek, age, 120.

499 Altın, age, 64.

500 Ali İhsan Sabis, Harp Hatıralarım, c.1, (İstanbul: İnkilap Kitapevi, 1943), 74.

501 Altın, age, 66.

124

bölgesindeki Cedid Okullarında teşkilatın ideolojisine uygun nesiller yetiştirmeye dahi çalışmıştır.502

Teşkilat-ı Mahsusa, Balkanlarda teşkilat üyelerinin öncülüğünde “Garbi Trakya Hükümeti” kurarken503, Kafkasya, Arabistan, Mısır, Yemen gibi bölgelerde gerilla tipi çalışma sistemiyle “Fedai Zabitan” adıyla müfrezeler ve taburlar kurmuştur. Bu bölgelerdeki başlıca faaliyetleri incelendiğinde;

a) Orta Doğu’da propaganda yapmak üzere Bingazi’ye gönderilen milletvekili Yusuf Şetvan Bey ile Şeyh Es-seyid Şerif Ahmed Es-Sunusi’nin Alman denizaltısı ile İstanbul’a kaçırılması,

b) İngiliz ajanı Thomas Edward Lawrence’ı Arabistan, Hicaz, Suriye ve Irak’taki Arap Şeyhlerini kandırma eylemlerine karşı girişilen harekâtlar,504

c) Orta Asya’da; Karadeniz üzerinden Rusya’ya sızarak, Rusya’ya karşı Ahıska Türkleri, Abhazlar ve Çeçenlerden ajan olarak istifade ederek teşkilat oluşturma ve Rusya’nın askeri birlik ve güçlerinin durumunu öğrenme ve iç ayaklandırma çıkarma,

d) İran bölgesinde; Afganistan ve Hindistan’a giderek İngilizleri bu bölgelerde yıpratma faaliyetleri sayılabilir. 505

Teşkilat-ı Mahsusa’nın dönüm noktası Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi olarak gösterilebilir. Mondros Mütarekesi’nden sonra Osmanlı Sultanı Mehmet Reşat tarafından işgal kuvvetlerinin baskısıyla teşkilat lağv edilmiş ve 1919 yılı Ocak ayında Tevfik Paşa Hükümeti zamanında İstanbul’da İttihat ve Terakki ile Teşkilat-ı Mahsusa mensuplarıyla bazı önemli kişilerin tutuklanmasına başlanmıştır. İngilizler sınır boylarında, cephelerde Türk subaylarını tutuklarken, İstanbul’daki padişaha bağlı hükümet memurları işgalcilerle işbirliği yaparak tutuklamaları yapmıştır. İstanbul’daki tutuklananlar özellikle “Bekirağa Bölüğü” adı verilen Harbiye Nezareti Cezaevi’ne hapsedilerek, sıkıyönetim mahkemelerinde

“savaş suçluları” olarak yargılanarak Malta Adası’na sürülmüşlerdir.506

502 age, 69.

503 Sabis, Harp Hatıralarım (1), 15.

504 Karan, age, 45.

505 age, 46-47.

506 Kazım Karabekir, İstiklal Harbimizde Enver Paşa ve İttihat ve Terakki Erkânı (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları,2010), 7.

125

Teşkilat üzerinde etkin olan, Enver, Cemal ve Talat Paşaların savaş sonrası ülkeyi terk etmesi; teşkilat içerisindeki konumlarının dışında hayatlarında da önemli değişikliklere sebep olmuştur. Bu kişilerin sonraki hayatlarını incelediğimizde;

 Moskova’ya giden Enver Paşa, daha önce Hindistan’a göndermiş olduğu teşkilat üyeleri ile temasa geçerek, Ruslar ve İngilizlere karşı mücadelere girişmiştir.

Daha sonrasında Rusların kendisinden şüphe etmesinden dolayı Moskova’dan, Doğu Türkistan’a kaçarak, Buhara, Semerkant ve Taşkent’te kurmuş olduğu silahlı birlikler ile Bolşevik Rusya’ya karşı mücadelere girişmiştir. 05 Ağustos 1922 tarihinde ise Ruslara karşı giriştiği savaşta vurularak öldürülmüş,507

 Cemal Paşa; Afganistan’da ordularının ıslahı ve eğitiminde bulunup Kafkasya’da çalıştığı esnada Tiflis’te Taşnak çetesine mensup bir Ermeni tarafından öldürülmüş,

 Doktor Bahaaddin Şakir, Berlin’de öldürülmüş,

 Prens Sait Halim Paşa, Roma’da öldürülmüş,

 Trabzon Valisi Cemal Azmi ise Berlin’de öldürülmüş,

 Talat Paşa ise, 1921 tarihine kadar Berlin’de Umum Âlem-i İslam İhtilal Cemiyeti’nin başkanlığını yapmıştır. Başkanlık yaptığı süreçte bir Ermeni komitacı tarafından Berlin’de öldürülmüştür.508

Sonuç olarak, Osmanlı Devleti Teşkilat-ı Mahsusa vasıtasıyla savaş öncesi ve esnasında gönüllü birlikler teşkil ederek gayrinizami harp üzerinden başarı sağlamaya çalışmıştır. Bazı cephelerde (Kafkas cephesi gibi) bazen farklı unsurlardan (komuta hatası) kaynaklanan başarısızlıklar yaşandığı gibi genel olarak devletin bulunduğu tüm olumsuz şartlara karşı gayrinizami harbi Trablusgarp ve Trakya Cepheleri gibi alanlarda başarılı olarak uyguladığı söylenebilir. Osmanlı ordusunun yaşadığı başarılı/başarısız gayrinizami harp deneyimlerinin incelenmesi amacıyla Trablusgarp, Kafkas, Irak ve Balkan Cephesi örnekleri aktarılacaktır.