• Sonuç bulunamadı

4. GÜNEY CEPHESİ’NDE GAYRİNİZAMİ HARP ÖRNEKLERİ VE

4.3. Askeri Durum

Fransa’nın Güney Cephesi işgalini hiçbir zorluk ile karşılaşmadan gerçekleştirmesine zemin hazırlayan ve halk mücadelesi dışında işgale karşı koymanın mümkün olmamasına sebep olan iki unsur bulunmaktadır. İlk unsur;

Birinci Dünya Savaşı’nın bitimine müteakip imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması’nın; 5’nci maddesinde belirtilen; “sınırların korunması ve iç asayişin devam ettirilmesi için lüzum görülecek askeri kuvvetten fazlası derhal terhis edilececeği” hükmüdür. İkincisi ise aynı antlaşmanın 16’nci maddesinde belirtilen

“Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’ta bulunan muhafız birlikleri en yakın İtilaf Komutanı’na teslim edilecek ve Kilikya’daki kuvvetlerin düzeni korumak için

445 ATASE, Güney Cephesi, 36.

446 Ünsal Yavuz, “Fransız Resmi Belgelerinde Mustafa Kemal ve Ulusal Bağımsızlık Savaşımız (1919-1922)”, XI. Türk Tarih Kongresi, (Ankara: TTK Basımevi, 1994): 2205.

108

gereken miktardan fazlası 5’nci maddedeki şartlara uyularak verilecek kararlar doğrultusunda geri çekilecektir.” hükümleridir.

Bu anlaşma maddelerinden dolayı İtilaf Devletlerinin baskıları karşısında Irak’tan çekilen 6’nci Ordunun lağv edilmesi üzerine 13’ncü Kolordu Komutanlığı adını alan kuvvetler, Diyarbakır, Siirt, Mardin ve Urfa bölgelerine çekilmişlerdir.

İlerleyen süreçte ise İngilizlerin baskısı ile bu birlikler de zorla terhis ettirilmiş, birlik mevcutları çok zayıf hale getirilmiştir. Piyade taburları yaklaşık 70/80 muharip er mevcuduna indirilmiş olup Kolordu Komutanlığının sadece bir Süvari Alayı Karargâhı ve iki bölüğü Urfa’da kalmıştır. Kilikya bölgesinde ise Osmanlı orduları, Adana bölgesini terk ederek, iç bölgelere çekilmek zorunda kalmıştır. Deniz Kuvvetleri ile Hava Kuvvetlerinin Güney Cephesi’ne ise; kontrol altında bulunduklarından dolayı hiçbir katkıları olmamıştır. 447

Bu sebeple Mustafa Kemal Paşa ilk olarak Sivas Kongresi sonrasında; Güney Cephesi’ne örtülü destek verilmesi amacıyla resmi makamlarını ve isimlerini gizleyecek şekilde Osmanlı subaylarından Maraş ve Antep bölgesine Üsteğmen Asaf (Kılıç Ali) Bey’i, Çukurova Bölgesi’ne Binbaşı Topçu Kemal Bey, Yüzbaşı Osman Tufan görevlendirdi. 448 Daha sonraki süreçte ise Çukurova bölgesine takviye olarak Yüzbaşı Ratip (Sinan Tekelioğlu) Bey’i, Urfa Bölgesi’ne ise Yüzbaşı Ali Sâib (Ursavaş) Bey’i görevlendirmiştir.449 Mustafa Kemal Paşa, hareketin bir halk hareketi olduğu izlenimi vermek resmi kurumları bu direnişin dışında tutmak amacıyla desteklerin örtülü şekilde yapılmasını planlamıştır.450 Bu planın bugünkü modern gayrinizami harbin sızma aşaması ile örtüştüğü söylenebilir. Diğer taraftan Kuva-yı Milliye kuvvetlerini kolordu seviyesinde örtülü olarak desteklenmesi amacıyla da Güney Cephesi’ni 20’nci Kolordu (Adana Cephesi), 3’ncü Kolordu (Antep ve Maraş) ve 13’ncü Kolordu (Urfa) Komutanlıklarının sorumluluk alanı olarak paylaştırmıştır.451 Bu şekilde Kuva-yı Milliye kuvvetlerinin bu komutanlıklar üzerinden personel, lojistik, ikmal ve istihbarat desteği almasını arzulanmıştır. Sivas Kongresi’nde ayrıca kurulması planlanan milli ordu teşkiline yönelik alınacak tedbirlerin nasıl olacağına ilişkin direktif verilmiştir. Bu direktif şu şekildedir:

447 age, 38-42.

448 Atatürk, Nutuk, 192.

449 ATASE, Güney Cephesi, 78-79.

450Akbıyık, age, 340, Urfa’da 3’ncü Kolordu Komutanlığı Kuva-yı Milliye kuvvetlerine top desteğinde bulunurken, desteğin Fransızlar tarafından anlaşılmaması amacıyla bu topların Kuva-yı Milliye tarafından zorla kaçırıldığına ilişkin rapor çekmiştir. Bkz. Özçelik, age, 184.

451 ATASE, Güney Cephesi, 75.

109

 “Milli ordu teşkil edilecektir. Bu teşkiller ne kadar gizli kalırsa o kadar başarılı olur. Bunu da İslam Cemaati teşkillerinde kurmak ve milleti İslam mabedleri etrafında birleştirerek hukukunun korunmasına amacına yönelik olarak dini ve ruhani esaslarla kutsal bir şekilde vermek çok büyük başarı sağlar.

 Her nahiye merkezi bir bölük ve her kaza merkezi (vilayet ve sancak merkezleri dâhil) bir tabur heyeti teşkil edecektir. Askerlik şube başkanları tabur ve askerlik şubelerindeki subaylar da bölük komutanı olarak atanacaktır.

 Köyün müezzini ve imam takımları idare edecek, tedariki mümkün olmazsa çavuş ve başçavuşlardan faydalanabilir.

 Milli ordunun iskeletini takım, bölük ve tabur teşkilatı oluşturacaktır. Kolordular bölgenin durumunu göz önünde tutarak bir yönetmelik hazırlamalıdır

 Cephaneleri, Cami ve mescitlere veya buraya yakın gizli yerlere veyahut da kontrol altında olmayan askerlik şubelerine gizlemek.

 Gönüllü müfrezeler saldırıya uğrayan köy ve kasabaları savunamayacak kadar zayıfsa heyetin karar ve askerlik şube başkanlarının emirleriyle bu köy ve kasabalardaki milli ordu takımları gizli bir suretle silahaltına alınabilirler.

 Hükümet ve bölge heyetlerinin ve askeri kurulların milli teşkillere üstün derecede yardımda bulunması başarı için şarttır.”452

Mustafa Kemal Paşa’nın 25 Ocak 1920 tarihinde Güney Cephesi’nde Fransızlar ile silahlı mücadelenin nasıl yapılacağına dair vermiş olduğu talimatın ise Kuva-yı Milliye kuvvetlerinin Güney Cephesi’ndeki gayrinizami harp yöntem ve usullerini belirlediği değerlendirilebilir. Talimatın hususlarını incelediğimizde;453

 Mustafa Kemal Paşa, öncelikle harbin Fransızlara karşı cephe savaşı yerine gerilla harbi şeklinde yapılmasını bildirmiştir. Bu kararla Mustafa Kemal’in düzenli ordu oluşmadan düzensiz kuvvetler ile güçlü bir devleti yıpratmak amacıyla en iyi harekât şekli olarak gerilla harbini tercih ettiği söylenebilir ki bu çalışmamız açısından önemlidir.

 10 kişilik gruplar ile Fransız kuvvetlerine baskın ve pusu tarzı saldırılarda bulunulması emri ise gayrinizami harpte güçlü devletin ordusunun esnek ve hızlı küçük birliklerin taarruzu ile yıpratılması taktiğiyle örtüşmektedir.

 Mustafa Kemal’in ulaşım yolları olan köprü ve tren hatlarını kullanılmaz hale getirme emri ise gayrinizami harpte kendi coğrafyasından veya üs bölgesinden uzakta bir harekâta girişen güçlü devletin büyük mevcutlu ordusu için ihtiyaç duyduğu lojistik desteğin kesilerek yıpratılması taktiğiyle örtüşmektedir.

 Fransız binaları ve çadırlarına taciz ateşi açma emri ise araziyi tanıma ve

452 ATASE, Güney Cephesi, 77.

453 Harp Tarihi Vesikaları Dergisi “Vesika No:383”, s.15. (Ankara: E.U Basımevi, Mart 1956):1-2.

110

gizlenme unsurlarını etkin olarak kullanabilen gerilların gayrinizami taarruz taktikleriyle örtüşmektedir.

 Seyyar müfrezeler ile savaşı geniş alana yayarak Fransız birliklerine saldırıda bulunma emri ise uzun savaş stratejisi ile örtüşmektedir. Bu taktik düzenli ordunun ateş menzilinden korunan gerillaların kayıplarını azalttığı gibi savaş süresinin de uzamasını sağlayacaktır.

 Bölgeye planlanan kolordu komutanlıklarının resmi ve gayri resmi bütün silah ve kuvvetiyle mukabele etmesi ve aşiretlerin savaşçılığından istifade edilmesi bildirilmiştir. Bu emir ise gayrinizami harbin başında etkin silah, teçhizat ve personel gücü olmayan zayıf aktörün dış desteğe olan ihtiyacını karşılamaya yönelik taktik olduğu söylenebilir. Bu desteği alamaması durumunda zayıf aktörün gayrinizami harbi yürütmesi zorlaşacağından Mustafa Kemal Paşa harbin başında bu ihtiyaca yönelik tedbir geliştirmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın vermiş olduğu talimat doğrultusunda Güney Cephesi’nde Fransızlar ile Kuva-yı Milliye kuvvetleri arasındaki gayrinizami harbin nasıl uygulandığı Adana, Maraş, Urfa ve Antep şehirleri üzerinden analiz edilecektir.

Öncesinde Kuva-yı Milliye kuvvetlerinin tercih ettiği ve başarılı olduğu bu gayrinizami harp taktik ve yöntemlerine Osmanlı yakın geçmiş tarihinde etki eden Osmanlı gayrinizami harp usul ve yöntemlerinin olup/olmadığı ve var ise bu deneyimlerin aktarılıp/aktarılmadığına ilişkin incelemede bulunulacaktır. Böylece Güney Cephesi’nde uygulanan gayrinizami harbin başarısının anlaşırlığına katkı sağlamak hedeflenmektedir.

4.4. Milli Mücadele Dönemi Öncesi Osmanlı Gayrinizami Harp Deneyimleri